Lviv Zirvesi'nde neler ele alındı? Türkiye'nin barış çabaları başka bahara mı kaldı?

Gülru Gezer Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar / TCCB

Türkiye Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik operasyonunun başladığı 24 Şubat'tan önce taraflar arasında sorunun sıcak bir çatışmaya dönüşmemesi için yoğun diplomatik temaslar yürütüyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal edeceğine kesin gözüyle bakıldığı bir sırada, şubat ayının başında, iki ülke diplomatik ilişkilerinin tesisinin 30. yıldönümünde Kiev'i ziyaret etmiş ve Devlet Başkanı Zelenski'yle biraraya gelmişti. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine olan desteğini yinelemiş, Devlet Başkanı Zelenski de (Kırım'ın ilhakı ve Donbas'taki donmuş ihtilafı kastederek) savaşı bitirme yolunda Ukrayna ve Rusya arasında arabuluculuk yapma inisiyatifi için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etmişti. 


Görüşmelerin ana gündem maddesi barış 

Çatışmaların başlamasından 6 ay sonra 18 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden Ukrayna'yı ziyaret etti. Bu defa Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres de vardı. 

İlk önce Polonya'ya uçan oradan da arabayla Lviv'e intikal eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı'yla görüştü. 

Bilahare Guterres'in de katılımıyla Üçlü Zirve düzenlendi. Üçlü görüşme 40 dakika sürdü. Sonrasında kısa bir basın toplantısı düzenlendi. 
 

aa.jpg
Fotoğraf: AA

 

Ne toplantının başında ne de sonunda yüzler pek gülüyordu. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski'nin yüzündeki yorgunluk belirgin bir şekilde görülüyordu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının önemli bir bölümü diplomasi masasına dönüşü ve barış temasını içeriyordu. 

Cumhurbaşkanı, üçlü görüşmede, tahıl anlaşmasının yarattığı müspet havanın kalıcı barışa dönüştürülebilmesi imkanlarının ele alındığına değinerek, savaşın masada biteceği inancını dile getirdi ve bu doğrultuda Türkiye'nin arabulucu rolü oynayabileceğini yineledi.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan esasında, Zelenski ve Guterres'in de barışın müzakere masasında neticelendirilmesi konusunda kendisiyle hemfikir olduğunu vurguladı. 

Erdoğan, "Tüm mesele, müzakere masasına giden en kısa ve adil yolu tespit etmektir" dedi.

Cumhurbaşkanı Lviv dönüşünde Polonya Cumhurbaşkanı Duda'yla telefonda görüşerek, gerçekleştirilen temasların barış sürecine katkı yapmasını umduğunu ifade etti. 


İkinci bir Çernobil yaşanır mı?

Gündemin başlıca konularından biri de Avrupa'nın en büyük santrali olan Zaporijiya Nükleer Santrali'nin güvenlik meselesiydi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İkinci bir Çernobil istemiyoruz" derken, BM Genel Sekreteri ise Zaporijiya'ya yönelik potansiyel bir hasarı "intihar" olarak nitelendirdi.  

Rus ordusu mart ayında tesisi ele geçirdi. Öte yandan, tesiste hala Ukraynalı uzmanlar bulunuyor.

Taraflar, Zaporijiya'nın etrafında son dönemde artan hava saldırılarından birbirini sorumlu tutuyor. 
 

Zaporijya.jpg
Zaporijya, dünyanın 9. en büyük nükleer santrali / Fotoğraf: AFP

 

BM, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) uzmanlarından oluşan bir heyetin bir an önce santrale gitmesini istiyor. 

Diğer taraftan, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 42 ülke bir ortak açıklama yayımladı.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

Rus güçlerinin Zaporijya Nükleer Santrali'ndeki mevcudiyeti santralin operatörü ve Ukrayna makamlarının nükleer ve radyasyon güvenlik yükümlülüklerini uluslararası sözleşmeler ile UAEA güvenlik standartları uyarınca yerine getirmesini engellemekte, ayrıca UAEA'nın güvenlik yetkisini kullanmasını önlemektedir. Rusya'nın derhal askeri güçlerini ve tüm yetkisiz personelini Zaporijya Nükleer Santrali'nden ve çevresinden, ayrıca tüm Ukrayna'dan çekmesi için çağrıda bulunuyoruz.


Hem Rusya hem de Ukrayna, UAEA heyetinin ziyaretine karşı çıkmadıklarını belirtse de, gerekli güvenlik koşullarının sağlanamaması nedeniyle heyetin Zaporijiya'ya gitmesi gecikiyor. 

Zelenski, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan özellikle bölgedeki mayınlarının temizlenmesi yönünde gerekli adımların atılmasını istedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuyu Rusya Devlet Başkanı Putin'le görüşeceği sözünü verdi. 


Diğer yandan, zirveden bir gün sonra Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'la telefonda görüşerek Zaporijiya konusunu ele aldı. 

Putin, Rusya'nın UAEA'dan gelecek heyete yardımcı olacağını belirtti. 

Rusya, Ukrayna'yı bir provokasyon yapmakla suçluyor. Önümüzdeki günlerde UAEA müfettişlerinden oluşan heyetin Zaporijiya'ya gitmesinin sağlanması ve santral etrafındaki hava saldırılarının bir an önce durması şart. 

Ukrayna Hidrometeoroloji Enstitüsü tarafından geçtiğimiz hafta yapılan bir simülasyonda, santralde bir kaza çıkması halinde radyasyonun Belarus, Polonya ve Baltık ülkelerine doğru ilerleyeceği, ancak radyoaktif partiküllerin ana yönünün ülkenin doğusuna, Donbas bölgesine doğru olduğu açıklandı. 

Öte yandan, rüzgarın yönü ve şiddetine göre radyasyonun çok daha geniş bir alana yayılma riski bulunuyor.  
2,5 milyon nüfuslu Moldova'da hükümet halkın endişesini gidermek için 1 milyon iyot hapı ithal etti. Avrupa genelinde de iyot hapları satışında artış oldu. 
 

aa2.jpg
Fotoğraf: AA

 

Ukrayna'nın yeniden imarı

Erdoğan-Zelenski görüşmesi sonrasında Ticaret Bakanı Muş ile Ukrayna Altyapı Bakanı Kubrakov arasında Ukrayna'nın savaş nedeniyle zarar gören altyapısının yeniden inşası amacıyla bir mutabakat muhtırası imzalandı. 

Muhtıra çerçevesinde bir görev gücü kurulacak ve Ukrayna'da su ve elektrik altyapısının onarılması ile yol, köprü, hastane ve okul gibi yapıların yeniden inşası için çalışmalar birlikte koordine edilecek.

Devlet Başkanı Zelenski'nin ziyaret sonrasında yayımladığı teşekkür videosundaki bir ifade dikkate değer. 

Zelenski, Türkiye'nin Harkov ve çevresindeki yeniden imarı üstlenmesinden memnuniyet duyduğunu; bunu Türkiye gibi güçlü bir ülkenin yapabileceğini söylüyor. 

Harkov geçtiğimiz hafta yoğun bir şekilde Rus ordusunun bombardımanına maruz kaldı. Çatışmaların devam ediyor olması ve Rusya'nın sivil yerleşimleri vurmaktan imtina etmemesi Türk müteahhit firmaları açısından büyük bir risk teşkil ediyor. 

Önümüzdeki dönemde mutabakatın detayları ortaya çıktıkça Türkiye'nin üstleneceği rolü daha net anlayacağız. 

Diğer yandan, muhtıra hakkında açıklama yapan Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, mayısta Dışişleri Bakanlığı'na başvurduklarını ve Ukrayna'nın yeniden inşası için bir karma görev gücü oluşturulması yönündeki önerilerini yazılı olarak ilettiklerini, bilahare Dışişleri Bakanlığı'nın harekete geçerek Ukrayna makamları nezdinde girişimde bulunduğunu belirtti. 

Eren, Türk müteahhitlerin Ukrayna'da çalışmaya hazır olduklarını ifade etti.


S/İHA ortak üretimi ve Rusya'dan gelen tehdit

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 3 Şubat Kiev ziyareti çerçevesinde iki ülke arasında Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey (YDSK) 10. Toplantısı düzenlenmiş ve taraflar arasında 8 anlaşma imzalanmıştı. 

Bunlardan en önemlileri Serbest Ticaret Anlaşması ile Yüksek Teknoloji ve Havacılık/Uzay Sanayii Alanında İşbirliğine Dair Çerçeve Anlaşması'ydı. 

Nitekim Zelenski, YDSK sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında havacılık ve uzay sanayii alanındaki işbirliğinin iki ülke stratejik ortaklığının itici gücü olduğunu belirterek, amacın ortak savunma projeleri ve ortak teşebbüsler kurmak olduğunu, imzalanan anlaşmayla BAYKAR'ın Ukrayna'daki İHA üretimini genişleteceğini belirtmişti. 

BAYKAR Genel Müdürü Haluk Bayraktar da konuya ilişkin olarak, "Anlaşma iki ülke arasında artık alıp satmaktan ziyade ortak proje geliştirme ve yatırım ikliminin oluşması için önemli adım…" açıklamasında bulunmuştu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 18 Ağustos'ta Lviv'e gerçekleştirdiği ziyarette kendisine eşlik edenler arasında sadece Savunma Bakanı Akar değil, aynı zamanda Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir ile BAYKAR Genel Müdürü Haluk Bayraktar da yer aldı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan yapılan üçlü basın toplantısında iki ülke arasındaki ortaklık düzeyindeki ilişkilerin her veçhesini değerlendirdiklerini söylemekle yetinirken, Devlet Başkanı Zelenski görüşmelerde savunma işbirliğine de değindiklerine vurgu yaptı. 

Hatırlanacağı üzere, Haluk Bayraktar'ın Ukrayna'da S/İHA üretim tesisi kurulmasına ilişkin ifadelerine Üçlü Zirve'den birkaç gün önce Rusya'dan sert tepki geldi ve Rus Senatör Tsekov Ukrayna'da özel bir askeri operasyon yapıldığını belirterek, böyle bir tesisin kurulmasına izin vermeyeceklerini, sözkonusu tesisin Türk değil Ukrayna tesisi olması nedeniyle Rusya'nın meşru hedefi haline geleceğini açıkladı. 

Savunma Sanayi Başkanı Demir ve Haluk Bayraktar'ın toplantı marjında kendi muhataplarıyla görüşmüş olmaları kuvvetle muhtemeldir, ancak sözkonusu görüşme Rusya'nın hassasiyetleri ve verebileceği olası tepki nedeniyle kamuoyuna yansıtılmamıştır. 

Savaşın başından bu yana açık bir şekilde Ukrayna'ya destek veren BAYKAR'ın önümüzdeki dönemde, şubatta imzalanan ikili anlaşma ve yapılan açıklamalar doğrultusunda Ukrayna'da ilave ortak üretim tesisleri açması şaşırtıcı olmayacaktır.  


Çabalara devam 

Lviv'deki üçlü zirve sonrasında Ukrayna ve Rusya liderlerinin biraraya gelmelerini kimse beklemiyordu, ancak ateşkesin tesisi için müzakere masasına dönülmesi amacıyla adım atılması mümkün olabilirdi. 

Fakat Zelenski barış için önce Rusya'nın işgal ettiği tüm Ukrayna topraklarından çekilmesi şartını koştu ve kapıyı kapattı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan belki de bu nedenle barışa olan inancını dile getirdi ve müzakere masasına vurgu yaptı. 

Bir yandan, eylülde Rusya'nın işgal ettiği Herson, Zaporijiya, Donetsk ve Luhansk'ta referandumların yapılacağı belirtiliyor, diğer yandan Batı'nın Ukrayna'ya ağır silahlar sağlaması Ukrayna'yı savaşa devam etmek ve zafer elde etmek yönünde cesaretlendiriyor. 

Zelenski'nin kesin duruşu şimdiden Rusya'da "Ukrayna barış istemiyor" görüşlerinin dillendirilmesine ve suçlanmasına neden oldu. 

Önümüzde zorlu bir sonbahar var. Yine de ateşkes ve zirvede ele alınan savaş esirlerinin mübadelesi gibi bazı güven artırıcı önlemler için yoğun bir diplomasi yürütülmesi gerekiyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diğer ülkelere çağrısını ve eylül ayında BM Genel Kurulu'nda verilecek önemli mesajlara değinmesini de bu çerçevede düşünmek gerekir. 

Savaşın uzamasının kimseye yararının olmadığı açık. Kışın yaşanacak enerji krizinin şiddeti, Avrupa-Atlantik ilişkileri, AB ve AB'nin Ukrayna'ya yönelik tavrı açısından ciddi bir sınama olacak. 

Türkiye'nin krizin başından bu yana yürüttüğü diplomatik girişimlerine devam etmesi, uluslararası toplumun da elini taşın altına koyarak harekete geçmesi, sıcak çatışmanın sona erdirilmesi ve nihayetinde de barışın tesisi için elzem. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU