Stratejik angajmanlar

Gürsel Tokmakoğlu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AFP

ABD (ve bunun içinde NATO ülkeleri) ile Rusya arasındaki stratejik angajman nasıl gerçekleşir?

Temel olarak ABD ile Rusya, birbirlerine temas sağlamadan, nüfuz alanlarında vekiller aracılığıyla güç mücadelesi yapma yolunu seçerler.

Örnek durumlara bakalım. Benzer ve farklı yönleri değerlendirelim.

Burada özellikle dikkatinizi çekebilecek, savunma silahları, savaş ve nüfuz alanları, başat güçlerin kendi çıkarları ve NATO gibi meseleler incelenmektedir.

Görsellerle açıkladığım bu konu mukayese yapmaya elverişlidir. Sizler politikaları böylelikle daha dikkatli okuma imkânı bulabileceksiniz.


Suriye'de angajman:

Esad döneminde Rusya, Suriye'de, savunma anlaşması gereği bulunuyordu.

Aynı dönemde ABD, IŞİD terör tehdidine mücadele için yer alıyordu.

Türkiye terörle mücadele kapsamında Suriye'de sınır ötesi operasyonlar yapıyordu.

Bu maksatla IŞİD ile de operasyon yapmaktaydı.

Eğer Türkiye IŞİD ile mücadele için ABD'den destek ister ise (veya tam tersi de mümkündür) bunu ortak operasyona dönüştürmek mümkündü.

Bu durumda ABD ve Türkiye koordine ederek IŞİD'e karşı operasyonlar yapmaktaydı.

Bu durumu Şekil 1'de görmektesiniz.
 

Şekil 1. Suriye, ABD ve Türkiye ortak operasyon
Şekil 1. Suriye, ABD ve Türkiye ortak operasyon

 

Stratejik angajman olarak tanımladığım ABD ile Rusya'nın yukarıdaki çerçevede nasıl gerçekleşebileceğini (veya gerçekleştiğini) inceleyelim.

Suriye'de ABD hiçbir şekilde Rusya ile karşı karşıya gelmek istemez.

Amacı nüfuz alanında (Suriye) kontrolü kendi lehine geliştirmek ve bu maksada uygun olarak (IŞİD ile) terörle mücadele etmektir.

ABD'nin Suriye'deki meşruiyeti konularından biri de bununla alakalıdır.
 

Şekil 2. Suriye, ABD’nin çekilmesi
Şekil 2. Suriye, ABD’nin çekilmesi

 

Şekil 2'deki hal tarzına bakalım.

Bu hal tarzında ABD ile Türkiye koordineli bir şekilde IŞİD ile operasyonda kabul edelim.

Eğer Türkiye, ABD ile koordine halindeyken, ona bilgi vermeksizin Rusya ile angajmana girer ise ABD koordinasyonu bozar, çekilir. 

Eğer Türkiye, ABD ile koordine eder ve ABD, Rusya ile Türkiye'nin bir angajmana girmesini kabul etmezse burada iş birliği devam eder.

Çünkü ABD'nin bu sahada Rusya ile sorunu yok, olmasını da istemez.
 

Şekil 3. Suriye, Türkiye-Rusya angajmanı
Şekil 3. Suriye, Türkiye-Rusya angajmanı

 

Eğer Rusya, ABD'nin Suriye'de geri adım atmasını ister ise Türkiye'yi tahrik eder, vekilleri kullanır (IŞİD, PKK, Esad), Türkiye'yi hata yapmaya zorlar.

Eğer Türkiye, ABD koordinesinden ayrı bir angajmana girer ise ABD (o operasyon kapsamındaki) bölgeyi terk eder.

Bakın bunun örneği Suriye'de Rus uçağını düşürme olayında yaşandı.

Sonra ABD Türkiye ile ortak operasyondan geri çekildi.

Hatta terörle mücadele için Türkiye'nin talebi ile NATO'nun 4'üncü maddesi gereği bölgeye intikal ettirilen Patriot silahları bile geri çekildi.

Şartları ve politikaları anlamak adına şimdi bir diğer örneğe bakacağız, Ukrayna'ya.

Durumu geliştirdiğimizde konuya Polonya ve dolayısıyla NATO da dahil olacaktır.

O halde sizler de durumu takip ederken, Suriye'deki ülkelerin ilişkilerini, savunma füzeleri meselesini, NATO'nun 4. Maddesinin nasıl işlediğini aklınızdan geçirin isterim.


Ukrayna'da angajman:

Bu kez Rusya'nın bir savaşı var ve burası onun için "varoluşsal" olarak nitelendirildi.

Dolayısıyla burası Rusya için bir nüfuz alanı kapsamında değildir.

Rusya, Ukrayna'ya saldırmış ve burada belli coğrafi alanları kendi egemenliğine almak istemektedir.

Avrupa sahasındaki (dolayısıyla NATO sahasındaki) bu hareket ABD ve NATO için de bir tehdittir, Rusya'nın yayılmacılığına (işgaline) karşı Ukrayna'ya destek vermektedir.

ABD'nin (dolayısıyla NATO'nun) Rusya'ya karşı uyguladığı yönteme "temassız savaş" denmektedir.

ABD, NATO ve Avrupa, Ukrayna'ya koordineli (silah, istihbarat, politik, diplomatik, mali, stratejik, vs.) destek sağlamaktadır.

Şekil 4'te bu durum gösterilmektedir.
 

Şekil 4. Ukrayna, temassız savaş
Şekil 4. Ukrayna, temassız savaş

 

Rusya son aylarda Ukrayna'ya füzelerle ve dronlarla uzaktan saldırılarını yoğunlaştırdı.

Bu kapsamda bazı dronlar ve füzeler, bir NATO ülkesi olan Polonya'ya geçti ve burada zarara yol açtı.

Bu bir egemenlik ihlali olarak nitelendirildi.

Dolayısıyla Polonya'nın talebiyle, bir NATO ülkesine saldırı olduğu nedenle, NATO'nun 4'üncü maddesi gereği ilave birlikler ve silah sistemleri intikal ettirildi.

İşte bu durum bir NATO ile Rusya'nın teması idi. Şekil 5'e bakınız.

Savaş alanı genişleme potansiyeline sahipken bu fiili durum bir miktar karmaşıklaştı.

Ama Suriye örneğinde görüldüğü gibi ABD ve Rusya'nın stratejik angajmana girmeleri en son düşünecekleri bir şeydi.

Bu bir dünya savaşı anlamına gelecekti.

Bu durumda hem ABD hem de Rusya kendi angajmanda bulunma haklarını saklı tutmayı düşüneceklerdi.
 

Şekil 5. Ukrayna, NATO-Rusya angajmanı
Şekil 5. Ukrayna, NATO-Rusya angajmanı

 

Neticede her ne kadar Rusya için Ukrayna "varoluşsal" nitelikte ise de ABD için Polonya veya Ukrayna öyle değildi.

Ama bir müttefiklik algısı ile eğer şartlar ABD'nin kendi lehine olacaksa veya şartlar doğrudan ABD'ye yönelerek tehdidi büyütürse, o zaman durum dikkatle değerlendirilecekti.

Malum Alaska'da geçtiğimiz ay bir Putin-Trump zirvesi yapıldı.

Trump, Putin'den aralarındaki bazı konularda ve özellikle Ukrayna-Rusya savaşının sonlandırılması ve olası barış konusunda umutlu gibiydi.

Ancak sürecin başka şekilde gelişmesiyle Trump "aldatıldığını" düşündüğünü ifade etmeye başladı. 

Bu şartlarda, Rusya'nın uzaktan yoğun bir şekilde Ukrayna'ya dronlarla ve füzelerle saldırılarının şiddetinin artması, ayrıca saldırılardan NATO ülkeleri hava sahalarında egemenlik haklarının çiğnenmeye başlaması üzerine, önlem alınması ihtiyacı doğdu.

Bu itibarla ABD, Ukrayna'ya ilave silahlar vermeyi düşünmeye başladı.

Şimdi de Şekil 6'ya bakalım.
 

Şekil 6. Ukrayna, ABD-Rusya angajmanı
Şekil 6. Ukrayna, ABD-Rusya angajmanı

 

Eğer ABD, Ukrayna'ya Tomahawk gibi uzun menzilli taarruz silahı verir ve Ukrayna füzeleri Rusya içi hedeflerde (örneğin Moskova'ya) kullanır ise Rusya bunu ABD'nin angajmanı olarak kabul eder.

İşte bu durum biraz daha farklıdır.

ABD ve Rusya ellerinde saklı tuttuğu hamleleri yapıp yapmayacaklarına dair durumları biraz daha kritik hale gelmiş kabul edilebilir.

Putin, son Valdai konuşmalarında bunu dile getirdi.

Rusya NATO'ya saldırmaz! Polonya'ya düşen füzeler ve dronlar bir saldırı değildir.

Ama egemenlik hakları meselesi ayrıca karşılıklı konuşmayı gerektirir.

Bu durum bir dünya savaşı çıkaracak düzeyde değildir, olmamalıdır da.

Sorumluluk gerektiren bir konudur.

Dolayısıyla Türkiye her ne kadar Rus uçakları sınır ihlali yaptıysalar da bu karşılıklı konuşulması gereken bir konu olabilirdi ve süreç yönetilebilirdi.

Ama en sonunda ne oldu?

Putin, Türkiye'yi kendi yakınına çekecek alanı yarattı.

Şimdi ne görüyoruz?

Putin (Valdai'de) açıklıyor:

Rus tarafı NATO'ya saldırmaz. Ama eğer ABD, Ukrayna'ya Tomahawk gibi füzeleri verir, Ukrayna da savaşın sıcaklığıyla hata yapar ve Moskova gibi önemli yerlere (bilinçlice) saldırı yaparsa, işte bu farklı olur.


Sonuçta büyük güçlerin stratejik angajman meseleleri kendi çıkarları gereği bir dengeye oturur.

ABD ve Rusya'nın öz çıkarları için olan şartları nüfuz alanlardakiler ile mukayese ederken bazı farkların olabileceğini de görmek gerekir.

Benzer gibi görünen meseleler dikkatlice bakılırsa farklıdır.

En büyük fark ise stratejik seviye ile operatif seviyenin, güçler-arası mücadelede farklı kategorilerde olmasıdır.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU