Dil, anlam ve algı: Arapça ile İbranice arasında "Hamas" örneği, Kur'ân'ın "tahrif" eleştirisi ve Batı'nın yanlış kavrayışı

Hasan Köse Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Independent Türkçe/ChatGPT

Diller yalnızca iletişim araçları değil, aynı zamanda kültürel hafızanın, toplumsal değerlerin ve siyasal algıların taşıyıcılarıdır.

Aynı kelime, farklı toplumlarda farklı çağrışımlar yaratabilir.

Özellikle Sami dil ailesine mensup Arapça ve İbranicede bu olgu sıkça karşımıza çıkar.

Aynı kökten türemiş kelimeler, tarihsel süreçte bambaşka anlamlar kazanabilir.

Kur'ân'da geçen "kelimeleri yerlerinden saptırmak" (يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ عَنْ مَوَاضِعِهِ – Nisa 4:46; Maide 5:13) ifadesi, sadece metnin lafzî olarak bozulmasına değil, aynı zamanda kelimelerin anlam ve bağlamından koparılıp başka değer evrenlerine taşınmasına da işaret eder.

Bu tür anlam kaymaları, tarihsel-etimolojik incelemelerde açıkça görülür.

"Hamas" kelimesi bu duruma örnek teşkil eden en çarpıcı vakalardan biridir.

Arapçada kelime "gayret, cesaret, şecaat, hamiyet, coşku" gibi olumlu çağrışımlar taşırken; İbranicede "şiddet, zulüm, haksızlık, zorbalık" gibi olumsuz bir anlam sahasına sahiptir.

Bu makalede söz konusu semantik ayrışmayı ortaya koyacak, ardından Hamas örgütünün bu ismi seçişini, Batı kamuoyunun kavramsal düzeyde yaşadığı yanlış anlamayı ve Kur'ânî bağlamdaki "tahrif" kavramıyla ilişkisini irdeleyeceğiz.


1. Sami dilleri ve ortak kökler

1.1. Sami dillerin aile bağlantısı

Arapça ve İbranice, Afro-Asyatik dil ailesinin Sami koluna mensuptur. Bu dillerin en belirgin özelliği üçlü kök sistemidir. Örneğin Arapçadaki k-t-b (كتب) kökü "yazmak" anlamı etrafında geniş bir kelime ailesi üretir: ketebe (yazdı), kitâb (kitap), mektûb (yazılmış). Aynı kök İbranicede k-t-v (כתב) şeklinde karşımıza çıkar: katav (yazdı), ketav (yazı), mikhtav (mektup).


1.2. Fonetik yakınlık – anlam uzaklığı

Arapça ve İbranice arasında fonetik düzeydeki bu yakınlık, semantik düzeyde her zaman aynı paralelliği taşımaz. Aynı harf diziliminden türeyen kelimeler, farklı kültürel bağlamlar nedeniyle farklı anlamlara evrilmiştir. "Hamas" kelimesi bu ayrışmanın tipik örneğidir.


2. Arapçada "Ḥamās": Gayret ve cesaret

2.1. Sözlüklerde anlam

Arapçada ḥamās (حماس) kelimesi, ح-م-س kökünden gelir. İbn Manzûr'un Lisânü'l-ʿArab'ında "ḥamās", "şiddetli cesaret, savaş azmi, gayret" olarak tanımlanır.¹ Firûzâbâdî'nin el-Kāmûsü'l-Muhît'inde ise kelime "şecaat ve hamiyet" anlamıyla kaydedilmiştir. ²


2.2. Kültürel çağrışımlar

Arap edebiyatında "hamâse" kahramanlık şiirleri için bir tür adı haline gelmiştir. Ebu Temmâm'ın Dîvânü'l-Ḥamâse adlı antolojisi, cesaret ve yiğitlik temalı şiirlerden oluşur. Burada kelimenin açıkça "kahramanlık" anlamında kullanıldığı görülür.


2.3. Örgüt adı olarak Hamas

1987'de Filistin'de kurulan İslâmî Direniş Hareketi (Ḥarakatu'l-Muqāwamati'l-ʾIslāmiyya), resmi adının baş harflerinden (ḥ-m-s) oluşan kısaltmayı örgütün adı olarak belirledi. Bu tercih, hem teknik olarak bir kısaltmayı hem de Arapça'da mevcut olan olumlu anlam katmanını birleştirmiştir. Böylece halkın zihninde örgüt ismi, kahramanlık ve direniş çağrışımıyla özdeşleşmiştir.³


3. İbranicede "Ḥāmās": Zulüm ve şiddet

3.1. Tanah'ta kullanımı

İbranice'de ḥāmās (חָמָס), "şiddet, zorbalık, haksızlık, zulüm" anlamına gelir. Brown–Driver–Briggs Hebrew Lexicon'da kelime "violence, wrong, cruelty, injustice" olarak tanımlanır.⁴

Tekvin 6:11'de Nuh Tufanı öncesi yeryüzünün durumunu tasvir ederken şöyle denir:

Ve ha'aretz nitle'ah ḥāmās — Yeryüzü hamas ile dolmuştu.⁵

Burada kelime, ahlâksızlık, fesat ve zorbalığı simgeler.


3.2. Olumsuz anlamın kalıcılığı

Yahudi geleneğinde "ḥāmās", Tanrı'nın gazabını celbeden toplumsal bozulmayı ifade eder. Böylece kelime baştan sona olumsuz çağrışımlı bir kavram haline gelmiştir.


4. Kur'ân'da tahrif kavramı ve anlam kaymaları

Kur'ân'da "tahrif" kavramı "kelimeleri yerlerinden saptırmak" şeklinde ifade edilir (يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ عَنْ مَوَاضِعِهِ). Burada "mevzi" (موضع) yalnızca lafzî yeri değil, aynı zamanda anlam bağlamını ifade eder.⁶ Bu bağlamda "ḥamās" örneği, kelimenin fonetik kabuğu korunurken anlamının farklı kültürel rejimlerde zıt yönlere evrilmesinin tipik bir göstergesidir.

Etimolojik seyir şöyledir:

  • Proto-Sami: kökün temel anlamı güç, enerji, coşku.
  • İbranice: zulüm, şiddet → kötüye yönelim.
  • Arapça: kahramanlık, gayret → iyiye yönelim.

Bu durum, Kur'ân'daki "kelimenin yerinden edilmesi" uyarısının somut bir örneğidir: kelimenin anlam mevzisi, kültürel bağlama göre değişmiştir.


5. Fonetik benzerlik, anlam çatışması

Her iki dilde de aynı kökten türeyen bu kelimenin anlamlarının zıtlaşması dikkat çekicidir:

  • Arapçada: Kahramanlık, yiğitlik, cesaret (olumlu).
  • İbranicede: Şiddet, zulüm, haksızlık (olumsuz).

Fonetik yakınlığın semantik paralelliği garanti etmediğini bu örnek açıkça gösterir.


6. Batı'nın Kavrayışı

6.1. Yahudi-Hıristiyan geleneğin etkisi

Batı dillerine İbrani kavram dünyası daha yoğun bir şekilde geçmiştir. Bu nedenle "ḥāmās" kelimesi Batı'ya "violence/şiddet" anlamıyla taşınmıştır.


6.2. Medya söylemlerinde "Hamas"

Batı medyasında Hamas örgütü genellikle "violence, terror, brutality" gibi kelimelerle eşleştirilir. New York Times'ta Hamas çoğunlukla "militant group" veya "terror organization" olarak tanımlanırken, BBC haberlerinde sıkça "violence" ile ilişkilendirilir.⁷ Bu durum, hitap ettiği kamuoyu nezdinde örgütü daha baştan gayrimeşru bir çerçeveye yerleştirir.


6.3. Arap dünyasında algı

Arap toplumunda ise kelimenin olumlu çağrışımları güçlüdür. Halk Hamas adını "gayret ve cesaret" ile özdeşleştirir. Bu nedenle örgüt, isminin Arapça anlamı üzerinden meşruiyet kazanır.


7. Dil ve siyaset ilişkisi

7.1. İsimlerin meşruiyet fonksiyonu

Bir örgütün adı yalnızca bir etiket değil, aynı zamanda meşruiyetin sembolüdür. Hamas örneğinde Arapça bağlam örgüte meşruiyet kazandırırken, Batı'daki İbrani bağlam onu gayrimeşru kılar.


7.2. Semantik yanlış anlamanın sonuçları

Batı kamuoyunda Hamas'ın şiddetle özdeşleştirilmesi, yalnızca politik çıkarların değil, aynı zamanda dilsel bağlamın da bir sonucudur. Bu da dil ile siyaset arasındaki derin ilişkiyi gösterir. 


8. Özel isimler, etimoloji ve algı çalışmaları

Dilbilim ve çeviri kuramına göre özel isimler tercüme edilmez. "Hamas" da örgüt adı olarak bir özel isimdir. Normalde farklı dillere aktarılırken "şiddet" ya da "gayret" gibi anlam karşılıkları verilmemeli, aynen bırakılmalıdır.

Bununla birlikte özel isimlerin etimolojik kökenleri incelenebilir. Arapçada olumlu, İbranice'de olumsuz çağrışımlar taşıyan bu kelimenin anlam farklılığı, bilimsel açıdan açıklanabilir. Ancak bu açıklama çeviri değildir; etimolojik bir tahlildir.

Batı medyasının ise zaman zaman "Hamas" adını doğrudan "violence/şiddet" olarak çevirmesi, çeviri etiği açısından sorunludur. Çünkü bu, özel ismin çevirisi değil, algı yönetimidir. Eğer lafzı değil de anlam olarak çevrilse sorun bitmiyor. İbranice'de "kahramanlık" kelimesi için en yaygın kullanılan karşılık גְּבוּרָה (gevuráh) kelimesidir ki bu Türkçedeki gâvur (saldırgan zorba) anlamıyla kullanılıyor.

En uygunu isin ve kavramları kültür ve kimlik bağlamı çerçevesinde anlamak ve kullanmak zorunludur. Bu hata/kast iyi ya da kötü niyetle hemen tüm çevirilerde maalesef yapılıyor.


9. Sonuç

"Hamas" kelimesinin Arapça ve İbranice'deki anlam farklılıkları, dilin kültürel bağlamdan bağımsız düşünülemeyeceğini gösterir. Aynı kökten türeyen bu kelime, Arapçada kahramanlık ve gayretin sembolü olurken, İbranicede zulüm ve şiddeti ifade eder. Bu semantik çatışma, günümüz siyasal tartışmalarında önemli sonuçlar doğurmaktadır.

Kur'ân'ın "kelimeleri yerinden saptırıyorlar" uyarısı, kelimenin fonetik formunu değil, anlam mevzisini hedef almaktadır.

"Hamas" örneği, bu uyarının günümüzde de geçerli olduğunu göstermektedir:

Batı kamuoyu kelimeyi İbranice çağrışımla okurken, Arap dünyası Arapça bağlamda anlamaktadır.

Dolayısıyla hakikate ulaşmak, doğru dil bağlamını esas almakla mümkündür.

 

 

Dipnotlar:

1. İbn Manzûr, Lisânü'l-ʿArab, "ḥ-m-s" md.
2.  Firûzâbâdî, el-Kāmûsü'l-Muhît, Kahire, 1966.
3.  The Covenant of the Islamic Resistance Movement (Hamas), 1988, Madde 1–2.
4.  Brown, F., Driver, S. R., & Briggs, C. A. (1906). A Hebrew and English Lexicon of the Old Testament. Oxford: Clarendon Press, s. 329.
5.  Tekvin (Yaratılış) 6:11.
6.  Taberî, Câmiʿu'l-beyân, Nisa 46 tefsiri.
7.  Said, E. (1997). Covering Islam. New York: Vintage, s. 48–56.

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU