Türkiyeli göçmen politikacı Mikail Yüksel'in kurduğu Nüans Partisi, İsveç'te seçmenlerin karşısına çıkıyor

Aylin Ünal Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA (Arşiv)

İsveç, 11 Eylül 2022'de gerçekleşecek seçimlere hazırlanıyor. Türkiyeli göçmen politikacı Mikail Yüksel'in kurduğu Partiet Nyans (Nüans - Farklı Renkler Partisi) bu sene ilk defa aday olarak seçmenlerin karşısına çıkıyor.

Seçimleri kazanması halinde ilk defa Türkiyeli bir politikacı tarafından kurulan ve Türkiye dostu bir parti meclise girmiş olacak.

Stockholm'ün banliyölerinden Rinkeby'deki Türk Kültür Evi'nde bir grup Kululu konuşuyor. Pencereden içeri ağaçların yeşil yapraklarının arasından güneş ışığı giriyor.

Televizyonda CNN Türk açılı. Duvarda ise Konya/Kulu haritası var. Masanın hemen yanındaki çay ocağında cam bardakta çay servis ediliyor.

Kululu vatandaşlarla, İsveç ve Türk gündemi hakkında konuşuyoruz. 

"Bir bardak içersen parayla, iki bardak içersen bedava" diyor çaycı bana. Ve sohbetimize devam ediyoruz: 

- Adama Türk'üm dediğimde suratındaki ifade değişiyor. İsveç, değişti. Eskiden Türk, Kürt, Yunan ayırım olmazdı. 

- Öyle deme! 50 yıldır İsveç'teyim hayatımda bir kere ayrımcılığa uğramadım.

- Rasmus Paludan geldi burada Kur'an yaktı. Polis de onu korudu! 

- O ifade özgürlüğünün bir parçası. Buna karşı bir şey yapamazsın. Sen de git İncil'i yak.

- Bizi tanımıyorlar abi. Adam, burada Kulu'nun Türkiye'nin başkenti olduğunu sanıyordu. Mecliste Türkiye'yi tanıyan, bizim haklarımızı savunan birileri olsa kötü mü olur?

- Olsa ne olur! Her şey seçimi kazanana kadar. Meclise girince de yüzümüze bakmazlar.


"Haklarınızın İsveç'te yeterince savunulmadığını mı düşünüyorsunuz?"

Hakkımızı kimse yemiyor ama Türkiye ile ilgili olumsuz bir şeyler söylendiğinde 'Hayır, bu böyle değildir' diyecek biri yoksa mesela mecliste. Orada burada PKK bayrakları sallanıyor, sloganlar atılıyor. Kimse de gelip de bunun bir haberini bile yapmıyor. Bunlar, bizi incitiyor.


2018'de kurulan ve merkezi Göteborg olan Nüans Partisi, yüzünü öncelikle Müslümanlara ve azınlıklara dönüyor.

Politikasını İslamofobiyle mücadele, azınlıklar ve müslümanların haklarını koruma konuları üzerinde temellendiriyor. 

Nüans, İsveç medyasında en fazla tartışılan partilerden biri. Eleştirilerin bir kısmı, partinin takındığı söylemi, bir diğer kısmı da partinin kurucusu Mikail Yüksel'in politik geçmişini hedef alıyor.

İsveç Adalet Bakanı Sosyal Demokrat partisi üyesi Morgon Johannson, Expressen ile yaptığı bir söyleşide Nyans Partisi'nin toplum için çok tehlikeli olduğuna işaret ediyor.

Buna da neden partinin kendisine seçmen kazanmak için benimsediği kutuplaştırma politikasını sunuyor.

Morgan'a göre, Nyans İsveç toplumunu haksız bir şekilde ırkçı ve İslam düşmanı olarak gösteriyor. Ve böyle bir ifadenin toplum içerisinde bölünmelere neden olacağını söylüyor.

Yüksel ise, böyle bir kutuplaşmanın zaten var olduğunu ve bunun da toplum içerisinde uygulanan yanlış politikaların birer sonucu olduğunu vurguluyor.

Ve özellikle de iki olaya değiniyor: Çocuk ve Gençleri Koruma Kanunu (LVU Lagen) ile çocukları ellerinden alınan Müslüman aileler ve İsveç'te özel-dini okulların kapatılması önergesi.

İsveç Çocuk ve Gençleri Koruma Kanunu'na göre, devlet 18 yaşından küçüklerin fiziksel ve psikolojik sıhhatini korumakla yükümlü.

Çocukların şiddete ya da sağlıklarını tehlikeye atacak koşullara maruz kalmaları halinde Sosyal Hizmetler, onları koruma altına alabiliyor. Bu durum, bazı hallerde çocukların ailelerinden alınmasına kadar varabiliyor.

Nüans, yasanın olması gerektiği gibi çalışmadığını ve incelenmesi gerektiğini öne sürüyor. 

Yüksel, şunları söylüyor: 

Bizimle iletişime geçen Müslüman aileler var. Ve çocuklarının kendilerinden haksız yere alındıklarını, kendilerine çocuklarıyla görüşmeleri için izin verilmediğini söylüyorlar. Bu konuda Sosyal Hizmetler'in kendisinin yaptığı araştırmalar da var. Buna göre işlerini yapan memurların ön yargıları, aldıkları karar üzerinde de etkileyici oluyor. Biz de parti olarak soruyoruz: 'Çocuklar, ailelerinden yanlış gerekçelerle alınmış olabilir mi?' Ve bu araştırılsın istiyoruz. 


Partiye göre yasa, toplumum çok kültürlü yapısından doğan ihtiyaçları karşılamakta yetersiz.

Çocukların yetiştirilme tarzında ve aileleriyle kurdukları ilişkide ait oldukları kültürün belirleyiciliğine vurgu yapıyor.

Sosyal Hizmetler'in de değerlendirmelerinde bu gerçeği de göz önüne almalarını şart koşuyor. 


Parti gündeminde ortaya çıkan bir diğer konu da Sosyal Demokratlar tarafından özel-dini okulların kapatılması önergesi.

İsveç'te bazı Müslüman okullar, dini örgütlerle olan iş birlikleri ve toplumu radikalleştirdikleri gerekçesiyle kapatıldı.

Nüans, bu işlemlerin haksız o ve özellikle de Müslüman okullarına yönelik olduğunu öne sürüyor:

Bu bahsettikleri dini örgütler, birer terör organizasyonu değil. Ama PKK bir terör organizasyonu. Bugün sempatizanlarını İsveç meclisinde görmek mümkün. 


Mikail Yüksel, İsveç'e 2012 yılında Kulu'dan geliyor. Burası 1966'da Türkiye'den İsveç'e ilk  göç veren bölge.

Bugün İsveç'e göç eden Türklerin yüzde 40'ı Kululu ve bu oran Kulu nüfusunun da yüzde 70'inden fazlasına işaret ediyor.

Yüksel, İsveç'te çeşitli işler yaptıktan sonra, Siyaset Bilimi okuyor ve politikaya atılıyor. Ve Centerpartiet'e üye oluyor.

"Neden Centerpartiet ile başladınız?" diye sorduğumda şu yanıtı veriyor: 

Orası biraz köylü partisi. Ben de zaten Kulu'dan geliyorum. Biz de biraz hayvancılık vardı eskilerden, o beni biraz çekti. Ve uyum ve göç konusunda da daha açık bir siyasetleri vardı. O yüzden onları seçtim. 


2018'de Yüksel, Centerpartiet (Merkez Partisi)'in en güçlü adayıyken İsveç bozkurtlarla olan ilişkisinin öğrenilmesi sonucu partiden atılıyor.

Aslında Mikail Yüksel'in bozkurtlarla olan ilişkisi, ailesinden kaynaklanıyor. Babası Kulu'nun MHP eski başkanlarından.

Bununla birlikte Yüksel, partisine hiçbir zaman yalan söylemediğini ve üyelerine köklerinden bahsettiğini söylüyor. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU