Gazze için Mısır'da imzalar atıldı

Gürsel Tokmakoğlu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Gazze için yeni bir döneme girildi.

Bu dönemi, ateşkesin ve barış düzeninin başlangıcı olarak ifade etmek mümkün.

Bunun işleyişi ve başarısı haliyle izlenecek ve sonra değerlendirilecek bir konu.

Biz burada bu önemli sürecin ilk günlerini resmedelim. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Durum ve anlaşma 

Hamas 7 Ekim'de İsrail'e saldırdı, yeni ve çok kritik bir durum oluştu.

Devamında İsrail, 8 Ekim'de Hamas'a savaş açtı, durum daha genişledi ve sorun hayati oldu.

Savaş başladığından itibaren 2 yıllık sürede asimetrik güce sahip Hamas, İsrail'e karşı direniş göstermeye çabaladı.

Elindeki kapasite ve imkanları kullandı ve sonlara doğru neredeyse tüketti.

Hamas, elinde tuttuğu esirlerle bugüne geldi.

Karşılığında ise liderlerini, çok sayıda militanını ve silah kapasitesini kaybetti, sivil Gazzeli ölü/yaralı çok fazla oldu, üstelik Gazze yerle bir oldu ve bu şekliyle yaşanmaz hale geldi.

Durumun özeti böyle.

Bu durumda;

  • Gazze'ye insani yardım şart oldu. 
  • Esirlerin geri verilmesi şart oldu.
  • Hamas'ın silahsız hale gelmesi çözüm olarak görüldü.
  • İsrail askerinin belli bir bölgeye geri çekilmesi çözüm olarak görüldü.
  • Gazze'nin yeniden inşası mümkün görüldü.
  • Her aşamanın bütünüyle güvenliği için tedbir alınması gerekti.

Trump bu amaçla hareket etti.

20 maddelik anlaşma metni; "acil olanları yapmak, sonraki adıma geçmek için şartları hazırlamak" şeklinde tasarlandı. 

  • Birinci aşamada, ateşkesin sağlanması için taraflarca gerekenlerin yapılması,
  • İkinci aşamada ise, barışa dönük bir yapıyla hareket edilmesi planlandı.

Gazze'de ve İsrail'de uygulama için alınan bilgiler şöyleydi: 

200 ABD askeri personeli ateşkesin uygulanmasına yardımcı olmak için İsrail'e konuşlandırılacak ve bunlar Gazze'de yer alacak, Mısır, Katar, Türkiye'den gelen güçlerle birlikte çalışacaklar. (Birleşik Arap Emirlikleri'nden de katkı olabilir.)

Ateşkes anlaşması neyi sağlayacak?

Hamas ile İsrail arasındaki Hamas'ın silahsızlanması, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi ve Gazze'nin geleceğine dair yönetişim gibi önemli safhaya zemin hazırlanacak. 

Bu durum, amaç ve plan için kim ne pozisyonda oldu?

  • ABD otorite,
  • İsrail-Hamas çatışan ve ateşkes yapan taraflar,
  • Türkiye, Katar, Mısır ise garantör ve planın icrasında doğrudan katkı veren ülkeler oldu. 

İşte bu çerçevede Mısır'da bir "Trump deklarasyonu" (Gazze barış planı zaptı) imzalandı.

Mısır'da 20'ye yakın ülke lideri ve uluslararası teşkilat temsilcileri bulundu.

Plan ortak anlayışa dahil edildi ve bir bakıma geniş kabul ile meşrulaştırırdı.


Ateşkes

Hamas ve İsrail 9 Ekim'de ateşkes ve rehine-mahkûm değişimi konusunda anlaştılar ve İsrail hükümeti anlaşmayı 10 Ekim'de onayladı. 

Anlaşma, Hamas'ın kalan tüm rehineleri serbest bırakmasını ve İsrail'in cezaevlerinde tutulan Filistinli mahkumların serbest bırakmasını gerektirmekteydi.

Bu kapsamda Hamas, 13 Ekim'de yaşayan 20 rehinenin hepsini ve ölen 4 rehinenin cesetlerini teslim etti.

Hamas'ın kalan 24 ölen rehineyi ne zaman serbest bırakacağı henüz belli değil.

İsrail daha önce, Hamas'ın 13 Ekim'e kadar serbest bırakmaması durumunda, belirtilmemiş bir uluslararası örgütün kalan ölen rehinelerin bulunmasına yardımcı olacağını belirtmişti. 

İsrail, 13 Ekim'de en az bin 700 Filistinli mahkûmu serbest bıraktı. 

Ateşkes anlaşması ayrıca Gazze Şeridi'ne insani yardımların teslim edilmesini de kapsıyor.

Mısır, 12 Ekim'de Gazze Şeridi'ne yaklaşık 400 yardım kamyonu gönderdi.

İsrail kamyonları inceledikten sonra yardım dağıtılacak.

İnsani yardım kuruluşlarının Gazze'de günde yaklaşık 600 kamyon yardım teslim etmesi bekleniyor.


"Barış-2025"

Başkan Donald Trump, İsrail-Hamas ateşkes anlaşmasının ilk aşaması devam ederken Gazze'nin geleceğiyle ilgili görüşmeler için pazartesi günü Mısır'ın Şarm El-Şeyh kentinde 20'den fazla dünya lideriyle beraber oldu.

Zirve için toplananlar arasında Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Friedrich Merz, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve eski Başbakan Tony Blair'in yanı sıra, Katar, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye'den yetkililer vardı. 

Grup, anlaşmanın imza töreninden önce "Barış 2025" yazan bir tabelanın önünde bir aile fotoğrafı için poz verdi.
 

Barış-2025, Şarm el-Şeyh
Barış-2025, Şarm el-Şeyh

 

Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Katar Emiri Tamim bin Hamad Al Thani, arkalarında oturan dünya liderleriyle birlikte, Trump'ın "birçok kural ve düzenlemeyi ve başka birçok şeyi ortaya çıkaracağını" söylediği belgeyi resmi olarak imzaladı.

İmza mahallinde çatışan taraflar, İsrail ve Hamas temsilcileri olmadı.

Geri planda bunların temsilcileri var mıydı, şimdilik açıklanmadı.

Ancak İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Mısır'da bulunmaması istendi.

(Alınan haberlere göre, imzacılardan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Netanyahu'yu zirvede istemediği bildirildi.)


"Trump Deklarasyonu" 

Trump, Beyaz Saray'ın "Gazze Barış Planı" olarak adlandırdığı belgeyi imzaya sundu.

İlgili ülkeler aşağıda tam metni olan belgeyi imzaladılar.
 

İmzalanan belge
İmzalanan belge

 

Deklarasyon metni

Biz, aşağıda imzası bulunanlar, Trump Barış Anlaşması'nın tüm taraflarca tarihî bir kararlılıkla uygulanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. 

Bu anlaşma, iki yılı aşkın süredir devam eden derin acı ve kayıpları sona erdirerek, umut, güvenlik ve ortak refah vizyonuyla tanımlanan yeni bir dönemi başlatmaktadır.

Gazze'deki savaşı sona erdirme ve Ortadoğu'ya kalıcı barış getirme yönündeki samimi çabaları için Başkan Trump'ı destekliyor ve onun arkasında duruyoruz.

Birlikte, bu anlaşmayı bölgedeki tüm halklar -Filistinliler ve İsrailliler dâhil- için barış, güvenlik, istikrar ve fırsatı teminat altına alacak şekilde uygulayacağız.

Kalıcı barışın, hem Filistinlilerin hem İsraillilerin temel insan haklarının korunduğu, güvenliklerinin garanti altına alındığı ve onurlarının yüceltildiği bir düzen içinde mümkün olabileceğini biliyoruz.

Kayda değer ilerlemenin ancak iş birliği ve sürekli diyalog yoluyla sağlanabileceğini, uluslar ve halklar arasındaki bağların güçlenmesinin bölgesel ve küresel barış ile istikrarın kalıcı çıkarlarına hizmet edeceğini teyit ediyoruz.

Bu bölgenin Hıristiyanlık, İslam ve Musevilik dâhil olmak üzere, kökleri bu topraklarla iç içe geçmiş inanç toplulukları açısından derin tarihî ve manevi önem taşıdığını kabul ediyoruz.

Bu kutsal bağlara saygı göstermek ve miras alanlarını korumak, barış içinde bir arada yaşama taahhüdümüzün temel önceliği olacaktır.

Aşırılığın ve radikalleşmenin her türüne karşı kararlıyız.

Hiçbir toplum, şiddet ve ırkçılığın sıradanlaştığı veya radikal ideolojilerin sivil yaşamın dokusunu tehdit ettiği bir ortamda gelişemez.

Aşırılığı besleyen koşulları ortadan kaldırmayı ve kalıcı barışın temeli olarak eğitimi, fırsat eşitliğini ve karşılıklı saygıyı teşvik etmeyi taahhüt ediyoruz.

Gelecekteki anlaşmazlıkların güç veya uzun süreli çatışmalar yerine diplomatik temas ve müzakere yoluyla çözülmesini taahhüt ediyoruz.

Ortadoğu'nun artık bitmek bilmeyen savaş döngülerine, tıkanmış müzakerelere veya başarıyla müzakere edilmiş hükümlerin parçalı, eksik ya da seçici biçimde uygulanmasına dayanamayacağını kabul ediyoruz.

Son 2 yılda yaşanan trajediler, gelecek nesillerin geçmişin başarısızlıklarından daha iyisini hak ettiğini acı bir şekilde hatırlatmaktadır.

Herkes için hoşgörü, onur ve eşit fırsat istiyoruz; ırk, inanç veya etnik köken fark etmeksizin, herkesin barış, güvenlik ve ekonomik refah içinde hedeflerine ulaşabileceği bir bölge oluşturmayı amaçlıyoruz.

Karşılıklı saygı ve ortak kader ilkelerine dayanan, kapsamlı bir barış, güvenlik ve ortak refah vizyonu izliyoruz.

Bu ruhla, Gazze Şeridi'nde kalıcı ve kapsamlı barış düzenlemelerinin tesisinde sağlanan ilerlemeyi, ayrıca İsrail ile bölgesel komşuları arasındaki dostane ve karşılıklı fayda esasına dayalı ilişkileri memnuniyetle karşılıyoruz.

Bu mirası uygulamak ve sürdürmek için birlikte çalışmayı, gelecek kuşakların barış içinde birlikte gelişebileceği kurumsal temelleri inşa etmeyi taahhüt ediyoruz.

Kalıcı barış dolu bir geleceğe kendimizi adıyoruz.

Donald J. Trump, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı
Abdülfettah El-Sisi, Mısır Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
Tamim bin Hamad Al-Thani, Katar Devleti Emiri
Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı


Sonuç

Yeni bir dönem başladı.

Trump'a övgüler vardı.

Şimdi herkes "Filistin ne olacak" ve "İsrail barışı koruyabilecek mi" diye sorabilir…

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU