7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de yaşananlar, Amerikan sağının içindeki derin bir ideolojik çatlağı görünür kıldı.
"Önce Amerika" sloganıyla yola çıkan MAGA hareketi, on milyarlarca dolarlık İsrail yardımı karşısında kendi ilkelerine ne kadar sadık kalabiliyor?
Dün "Amerikan Popülist çağında yeni dalga: MAGA'yı anlamak" başlıklı bir yazı yazmıştım.
Bugün ise MAGA hareketi daha ne kadar İsrail'i sırtında taşıyabilir diye soruyoruz.
Başlangıçta şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Cumhuriyetçi parti (GOP) içinde, yıllardır "bitmeyen savaşlara" karşı çıkan, dış yardımları iç kaynak israfı olarak gören popülist kanat ile İsrail'e koşulsuz destek veren geleneksel muhafazakâr kanat arasındaki gerginlik, artık gizlenemez hale geldi.
Retorik ve gerçeklik arasındaki uçurum
MAGA hareketinin temel vaadi netti: Amerikan vergi mükellefinin parasını yabancı ülkelerin sorunlarına değil, kendi vatandaşlarının ihtiyaçlarına harcamak.
Ancak 7 Ekim sonrasında Washington'ın harekete geçişi, bu vaadin ne kadar kırılgan olduğunu gösterdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
ABD, İsrail'e yalnızca 2 yıl içinde 21,7 milyar dolarlık askeri yardım taahhüdünde bulundu.
Bu rakam, hareketin en temel ilkesiyle açık bir çelişki oluşturuyordu.
Dahası, ABD aynı dönemde bölgedeki kendi askeri operasyonlarına (Yemen'deki Husilere ve İran'daki tesislere yönelik saldırılar) 9,65 ila 12 milyar dolar daha harcadı.
Toplamda 30 milyar doların üzerinde bir maliyet, MAGA'nın "izolasyonist" söylemini boşa çıkaran somut bir politika eylemi anlamına geliyordu.
Ancak asıl çarpıcı olan, bu devasa harcamanın yanında ABD'nin Gazze sahiline insani yardım için geçici liman kurmak zorunda kalmasıydı.
Bir yandan askeri operasyonu finanse ederken, diğer yandan insani felaketi hafifletmeye çalışmak—bu ikilem, popülist eleştirmenlere mükemmel bir argüman sundu:
ABD, kendi parasıyla yarattığı sorunları çözmeye çalışıyordu.
(Son haftada ise kendi parasıyla yarattığı sorunları, müslüman ülkelerin parasıyla çalışmaya çalıştığı gözlemleniyor. Bakınız Trump'ın 13 Ekim tarihli İsrail ve Mısır konuşmaları)
Shapiro-Owens çatlağı: Mikro düzeyde büyük kırılma
Ben Shapiro ve Candace Owens MAGA hareketinin iki önemli figürü.
Bu ikili arasındaki kopuş, bu ideolojik gerilimi en çıplak haliyle ortaya koydu.
Daily Wire'da (muhafazakâr yayın organları) yıllarca birlikte çalışan iki isim, Gazze krizi karşısında tamamen zıt kutuplara savruldu.
Shapiro, İsrail'in operasyonlarını kararlılıkla savunurken, Owens İsrail'in eylemlerini "soykırım" olarak nitelendirdi ve sol kanat figürlerin kullandığı dile benzer bir söylemle eleştirilerini sürdürdü.
Owens'ın retoriği giderek sertleşti; Hollywood'daki küçük bir grubun eleştirilerden korunmak için Yahudi kimliklerini kullandığını ima eden açıklamaları, antisemitizm suçlamalarını beraberinde getirdi.
Mart ayında Owens'ın Daily Wire'dan ayrılması, sadece iki kişilik bir anlaşmazlık değildi.
Bu kopuş, MAGA hareketinin artık tek bir çatı altında barınamayan iki ayrı dünya görüşüne ev sahipliği yaptığının ilanıydı.
Shapiro "Candace, Daily Wire'dan para almanın Tanrı ile arana girdiğini hissediyorsan, her halükârda ayrıl" derken, sadece bir çalışanı değil, bir ideolojik yaklaşımı kapı dışarı ediyordu.
Z Kuşağı faktörü: Geleceğin seçmeni geçmişin politikalarını reddediyor
Belki de en önemli kırılma noktası, nesiller arasında yaşanıyor.
Anketler, 18-24 yaş arası Z kuşağı seçmenlerin yüzde 60'ının İsrail yerine Hamas'ı desteklediğini gösteriyor.
Bu oran, 25-34 yaş grubunda İsrail'e destek veren yüzde 65'lik oranla karşılaştırıldığında, nesiller arası uçurumun derinliğini ortaya koyuyor.
Genç muhafazakârlar, geleneksel GOP dogmalarından hızla uzaklaşıyor.
Sosyal medya platformlarında, genç muhafazakârların İsrail'e yapılan yardımları sert bir dille eleştirdikleri, hatta bazılarının "tercihen yok edilmelerini görmek istediklerini" ifade ettikleri görülebiliyor.
Bu radikal tutum, sadece marjinal görüşler olarak yaftalanıp geçiştirilemeyecek kadar yaygın.
Nesiller arasındaki bu kopuş, MAGA liderliği için kritik bir sorun yaratıyor.
Önümüzdeki on yıl içinde Millenniallar ve Z kuşağı baskın seçmen grupları haline geldiğinde, geleneksel İsrail yanlısı platform politik açıdan sürdürülemez hale gelebilir.
Candace Owens ve Tucker Carlson gibi figürler, bu genç kitlenin duygularını yaratmıyor, sadece dile getiriyor ve meşrulaştırıyor.
Ekonomik argümanın zayıflığı
Geleneksel GOP savunması, İsrail'e yapılan askeri yardımların aslında Amerikan ekonomisine geri döndüğü yönünde.
İsrail, aldığı yardımın büyük kısmını Amerikan silah sanayiinden harcıyor, bu da Amerikan işçilerine ve şirketlerine fayda sağlıyor argümanı sıklıkla kullanılıyor.
Ancak popülist kanat bu argümanı ikna edici bulmuyor.
Onlara göre, eğer amaç Amerikan ekonomisine katkı sağlamaksa, bu para doğrudan içeride altyapı, eğitim veya sağlık hizmetlerine harcanmalı.
Yabancı bir ülke üzerinden Amerikan ekonomisine para aktarmak, gereksiz ve verimsiz bir yöntem olarak görülüyor.
Dahası, Washington merkezli düşünce kuruluşu Quincy Enstitüsü'nün raporunda belirttiği gibi, ABD'nin desteği olmadan İsrail'in Gazze'deki askeri eylemlerini sürdüremeyeceği gerçeği, ahlaki boyut ekliyor.
Bu çerçeveleme, popülistlere sadece mali muhafazakârlık değil, aynı zamanda ahlaki bir duruş sergilemeleri için zemin hazırlıyor.
Tutarlılık krizi: Politika ve ideoloji çatışması
MAGA hareketinin karşı karşıya olduğu en büyük sorun, retorik ile eylem arasındaki tutarsızlık.
Hareket, yönetişim düzeyinde kendi ilkelerini politikaya dönüştüremezken, retorik düzeyde popülist figürler tutarlı bir duruş sergiliyor.
21,7 milyar dolarlık yardım paketi, Washington'daki kurumsal ataletin ve neomuhafazakâr bağlılığın, "Önce Amerika" ilkesini ne kadar kolay ezdiğinin kanıtı.
Trump yönetimi döneminde bile, güçlü izolasyonist söylemlere rağmen ABD'nin yabancı yardım yapısı kökten değişmedi.
Bu, hareketin söylem gücü ile uygulama kapasitesi arasındaki kronik boşluğu gösteriyor.
Öte yandan, Candace Owens gibi figürler, kuruluşçu kanadın baskısına rağmen eleştirilerini sürdürdü.
Nick Fuentes gibi aşırı sağcı figürlerin desteğini alması, konumunu tartışmalı hale getirse de temel "Önce Amerika" ilkesine sadakatini korumaya devam etti.
İdeolojik bir dönüm noktası
Gazze krizi, MAGA hareketi için tanımlayıcı bir test haline geldi.
Figürleri zorluyor: Ya popülist anti-müdahaleciliğin ideolojik saflığını ya da geleneksel GOP koalisyonunun kurumsal güvenliğini seçmek gerekiyor.
İkisini birden sürdürmek, artık mümkün görünmüyor.
Hareketin geleceği, bu seçimin sonuçlarına bağlı.
Politika düzeyinde tutarsızlık gösteren bir hareket, tabanında -özellikle genç nesiller arasında- giderek artan ideolojik tutarlılık talebiyle karşı karşıya.
Z kuşağı ve Millenniallar baskın oy grupları haline geldikçe, geleneksel İsrail yanlısı platform gelecekteki GOP adayları için bir yük haline gelebilir.
MAGA'nın İsrail'i daha ne kadar sırtında taşıyabileceği sorusunun yanıtı, belki de hareketin kendi içindeki bu çatlağın ne kadar derinleşeceğine bağlı.
Şu ana kadar kuruluş kanadı galip geldi. Ama demografik değişim ve nesilsel kayma, popülist kanadın elini güçlendiriyor.
"Önce Amerika" sloganı ile "İsrail'e koşulsuz destek" politikası arasındaki gerilim, MAGA hareketinin geleceğini şekillendirecek en kritik çelişki olarak öne çıkıyor.
Ve bu çelişki, her geçen gün daha sürdürülemez hale geliyor.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish