Fitneden uzak durmalıyız

İsmail Müftüoğlu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Unsplash/Miltiadis Fragkidis

Uyan ey âlem-i İslam! Uyan Allah için olsun 
Gözet namus-u Kur'an'ı Resulullah için olsun
(M. Fevzi Efendi)

Ey millet, uyan! Cehline kurban gidiyorsun!
İslam'ı da batsın diye tutmuş yediyorsun
(Mehmet Akif)

"Allah'a dayandım" diye sen çıkma yataktan…
Mânâ-yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nâdan!
(Mehmet Akif)  


Genel anlamıyla fitne, insanları doğru olanlardan saptırmak, böylece insanların arasını açmak için yapılır. Fitneyi yaymaya çalışanlara da fitnekâr denir. Hemen hemen her meslekte ve bilhassa siyasette fitne üretenler vardır. Bu fitnekârları tanıyabilmek için, insanların feraset sahibi olması gerekir. 

Ülkemiz siyasetinde yapılan konuşmaların birçoğu ile fitne üretilmekte ve milletin dertlerine deva olunmamaktadır. Üretilen fitnelerle de yalan, üreme zemini bulmaktadır.

Misal kabilinden belirtelim ki, giyim-kuşam azgınlığı fitneye vesile olmaktadır. Bu azgınlığın önü alınmaz, bunlar için yeni kanuni düzenlemeler yapılmazsa, geleceğimizden ümitvar olamayız.  

Hemen ifade edelim ki, her türlü fitneye karşı sessiz kalacak olursak, doğacak sonuçlardan bizar olmanın anlamı yoktur.

Ayrıca bu görüntülerin önünün alınması için, önce aile mensuplarına, sonra da öğretmenlere büyük görev düşmektedir. Edep dışı bu görüntüler, iman ve terbiye yoksunluğundan ileri gelmektedir. 

Malumdur ki, Hz. Adem'den itibaren peygamberler, insanlara önce tevhit akidesini, sonra da ahlaklı olmayı, her konuda adil davranmayı tebliğ etmiştir.

Ayrıca Allah, insanlara fitne mahsulü tâgûdî sistemlerden uzak durulmasını emretmiştir. Allah bu emriyle, devamlı fitne üreten siyasilerin peşinde koşup-durmamayı, onlara uymamayı da emretmiş, ancak dünyevileşenler bu sesi duymamaktadır. 

Allah'ın va'z ettiklerini kâfi görmeyip, beşeri düzenlemelere gidilmesi, sosyal ve siyasal alanda fitneye sebebiyet vermektedir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Fitne de belâ ve musibetlere sebebiyet vermektedir. Bundan dolayı, bilhassa siyasetimizi kirleten her türlü fitneden uzak durulması gerekir ki, birliğimiz, dirliğimiz sağlanabilsin.

Aksi halde toplumun her kademesini geren fitne yol bulur, böylece toplumun huzuru bozulur, kaos oluşur. 

"Allah yeryüzünde bozgunculuk (fitne) yapmayın…" (A'râf/56-85) diye emretmektedir. Çünkü "Fitne çıkarmak adam öldürmekten daha kötüdür." (Bakara/191)

Fitneyi tahrik etmek, Müslüman'a yakışmaz. Fitne ateşini yakan, o ateşin içinde kendisi de yanar. Onun için Müslüman, fitne çıkarıcı değil, barıştırıcıdır. 

Yavuz Sultan Selim fitne için der ki: 

Kûşe-i kabrimde hatta bîkarar eyler beni.


Siyasi ve sosyal fitne, ülkemizde Türk-Kürt, Alevi-Sünni, laik-antilaik kamplaşmalarına sebebiyet vermiştir.

Maalesef siyasilerimiz hâlâ bu ayrışmalardan müstefit olmaya çalışmaktadır. Ancak siyasiler bu konuda, gaflet içinde uyumaktadır.

Unutmamak gerekir ki, gafil kuşun avcısı da çok olur. Ayrıca denir ki, "Gafil baş, düşmana aş olur."

Malum: "Hükm-i kader, uyanıklar uyuyanları yer." Öyle ise fitneyi önlemek için, ehli vatan herkesin gayret göstermesi gerekir. 

Sonuç olarak denir ki;            

Fikir menfi, hak mahkûm, çürümek üzere tohum
Titriyor kandilde mum, etme artık ne'olursun
Bak karardı ufuklar, fırsat geçti, zaman dar
Öyle akşama kadar, yatma artık ne'olursun
Şimdi değişti devir, altın kupada zehir 
Isırganı, gülle bir tutma ne'olursun
Haykır duygularını, koy ortaya varını
Ellerin davarını, gütme artık ne'olursun

(Diyanet Gazetesi/1970)


Uyan artık ehli vatan, ne olursun, cehline kurban gidiyorsun, hâlâ uyanmıyorsun.

Kalın selametle.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU