Ukrayna'daki savaşı bitirmek için taraflar ne istiyor?

Dr. Osman Gazi Kandemir Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

3 yılı aşkın süredir devam eden savaşta barış görüşmeleri yeniden gündeme gelirken, Ukrayna ve Rusya'nın uzlaşmaz talepleri kalıcı çözümü zorlaştırıyor

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ukrayna'daki savaş 3 yılı aşkın bir sürede devam ederken, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Alaska'da gerçekleştirdiği zirve barış sürecine dair yeni umutlar yarattı.

Ancak savaşı sona erdirmek için tarafların ortaya koyduğu talepler, kalıcı bir çözümün ne kadar zor olduğunu gösteriyor.


Ukrayna'nın taviz vermez duruşu

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin önerdiği 10 maddelik barış formülü, Kiev'in savaştan çıkmak için kabul edebileceği minimum koşulları ortaya koyuyor. Ukrayna'nın temel talepleri şunlar:

  • Toprak bütünlüğü: Ukrayna, 1991 sınırlarına tam dönüş talep ediyor. Bu, sadece 2022'de işgal edilen toprakları değil, 2014'te ilhak edilen Kırım ve Donetsk ile Luhansk'ın kontrolündeki alanları da kapsıyor. Zelenski, savaşın ancak Ukrayna kazandığında biteceğini ve bunun için de tüm Rus birliklerinin topraklarından ayrılması gerektiğini vurguluyor.
     
  • Zelenski, anayasaya göre toprak bütünlüğünden taviz vermenin mümkün olmadığını defalarca belirtiyor. Herhangi bir toprak tavizinin gelecekteki bir işgal için "sıçrama tahtası" olacağını savunuyor.
     
  • Güvenlik garantileri: NATO üyeliği Ukrayna için Rusya'nın gelecekteki saldırganlığını önlemek için en iyi savunma olarak görülüyor. Alternatif olarak "NATO dışı, 5. Madde benzeri" güvenlik garantileri de değerlendirilebilir.
     
  • Adalet talebi: Savaş suçluları için özel bir mahkeme kurulması ve uluslararası hukuka uygun bir yargılanma süreci işletilmesi.
     
  • Yeniden inşa: Rusya'nın savaş zararlarını tazmin etmesi ve Ukrayna'nın yeniden inşasına katkıda bulunması.

Rusya'nın barış şartları

Putin yönetimi ise çatışmayı sona erdirmek için kendi koşullarını dayatıyor. Rusya'nın temel talepleri şu şekilde özetlenebilir:

  • Toprak tanıma: Rusya, barışın ancak Ukrayna'nın Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerinin tamamı üzerindeki Rus kontrolünü kabul etmesi halinde mümkün olacağını belirtiyor. Ayrıca Kırım'ın Rus egemenliğine geçtiğinin tanınmasını şart koşuyor. Moskova, bu durumu "sahadaki yeni gerçeklikler" olarak tanımlıyor.
     
  • NATO yasağı: Putin, Ukrayna'nın NATO'ya hiçbir zaman katılmayacağına dair yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma talep ediyor. Rusya için en kritik güvenlik endişesi NATO'nun doğuya doğru genişlemesi olarak görülüyor.
     
  • Askeri sınırlandırma: Ukrayna'nın askeri kapasitesinin sınırlandırılması ve gelecekte Rusya'ya karşı tehdit oluşturmayacak düzeyde tutulması.
     
  • Yaptırımların kaldırılması: Batı'nın uyguladığı ekonomik yaptırımların tamamen kaldırılması.
     
  • Nötralize edilme: Ukrayna'nın askeri ve siyasi olarak nötralize edilmesi, yani ne Batı'ya ne de Rusya'ya tam olarak bağlı olmayan bir statü kazanması.

Kremlin'in diplomatik pozisyonu, eylemleriyle çelişkiler taşıyor. Putin bir yandan barış görüşmelerine hazır olduğunu söylerken, diğer yandan Rus güçleri sahada saldırılarını sürdürüyor.


İki taraf arasındaki çözümsüz ikilem

Ukrayna ve Rusya'nın talepleri arasında köprü kurmak neredeyse imkânsız görünüyor:

  • Ukrayna toprak tavizini kategorik olarak reddederken, Rusya işgal ettiği toprakların tanınmasını şart koşuyor.
  • Ukrayna NATO üyeliği veya benzeri güvenlik garantileri isterken, Rusya bunu kesin bir şekilde yasaklamaya çalışıyor.
  • Ukrayna savaş tazminatı talep ederken, Rusya yaptırımların kaldırılmasını istiyor.

Bu çelişkili talepler, neden barış görüşmelerinin şimdiye kadar sonuçsuz kaldığını açıklıyor.


Amerika'nın yeni yaklaşımı

Trump yönetimi, Alaska zirvesi sonrası diplomatik stratejisini değiştirdi.

Başlangıçta ateşkes arayışını savunan Trump, artık doğrudan kapsamlı bir barış anlaşması yapılması gerektiğini savunuyor.

Bu yaklaşım, uzun süredir ateşkeslerin kalıcı olmadığını savunan Putin'in duruşuyla örtüşüyor.

Trump'ın pozisyon değişikliğinin arkasında Putin’in düşüncesi kendini belli ediyor.

Ateşkes, çatışmanın mevcut hatlar boyunca dondurulmasını sağlar ve Ukrayna'ya savunma hatlarını güçlendirmek için zaman tanır.


Rusya'nın kuvvetleri sahada ilerleme kaydederken, Putin'in eli daha güçlü. Bu yönüyle Trump, Putin tarafında görünüyor. 

ABD Başkanı, Ukrayna'ya "NATO dışı, 5. Madde benzeri" güvenlik garantileri verilmesi konusunda olumlu yaklaştığını belirtti.

Bu konsept, Ukrayna'ya Batılı ülkelerden resmi bir ittifak taahhüdü olmadan askeri destek sağlayacak bir "Gönüllüler Koalisyonu" oluşturulmasını öngörüyor.

Trump, bu güvenceye hava desteğiyle yardımcı olmaya istekli olduğunu belirtse de ABD birliklerini sahaya göndermeyi reddediyor.


Avrupa'nın birlik arayışı

Avrupa Birliği ülkeleri, Trump'ın tek taraflı bir ABD-Rusya anlaşması yapmasını önlemek için koordineli bir diplomasi yürütüyor.

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Avrupalı liderleri bir araya getirerek Ukrayna'nın barış görüşmelerinde masada yer almasını sağlamaya çalışıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "Gönüllüler Koalisyonu"nun eş başkanlığını yürüterek Ukrayna'ya güçlü güvenlik garantileri sunulmasını savunuyor.

İtalya da başlangıçtaki şüphelerine rağmen artık Ukrayna yanlısı sağlam bir duruş sergiliyor.

Polonya ise Ukrayna'nın en kararlı destekçisi konumunda.

Varşova, Rusya ile Ukrayna'nın arkasından yapılacak herhangi bir anlaşmanın kısa vadeli ve daha büyük bir trajediye yol açacağı uyarısında bulunuyor.

Bu duruş, Rus emperyalizmine karşı tarihsel deneyimlerden kaynaklanıyor.


Çin'in ikili oyunu

Çin, resmi olarak "tarafsız ve objektif" bir duruş sergilediğini iddia ediyor ancak pratikte Rusya'yı destekliyor.

Beijing'in 12 maddelik barış planı, Rusya'nın saldırganlığını açıkça kınamaması ve Rus birliklerinin çekilmesi talebini içermemesi nedeniyle eleştiriliyor.

Çin, Rus ekonomisi için önemli bir can simidi olmaya devam ediyor. Batı yaptırımlarını dolaylı yollardan aşmasına yardımcı olmak için Rusya'dan büyük ölçekli petrol alımları gerçekleştiriyor.

AB yetkililerine göre, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Rusya'nın savaşta yenilmesini kabul edemeyeceklerini, zira bunun Washington'ın tüm dikkatini Çin'e odaklamasına yol açacağını belirtmiş.


Ekonomik baskı ve dondurulmuş varlıklar

ABD ve AB'nin Rusya'ya uyguladığı yaptırımlar finans, enerji ve askeri teknoloji sektörlerini kapsıyor.

Bu yaptırımlar Rus ekonomisine zarar verse de Rusya ticaret akışını Çin ve Hindistan gibi ülkelere yönlendirerek etkisini hafifletmeyi başardı.

Ukrayna'nın yeniden inşası için Batılı ülkelerde dondurulmuş 300 milyar doların üzerindeki Rus egemen varlıklarının kullanımı tartışılıyor.

AB ve G7, bu varlıkların faiz gelirlerinin Ukrayna'ya kredi olarak sağlanması konusunda anlaştı.

Ancak ana varlıkların müsaderesi konusundaki yasal engeller devam ediyor.
 


Gelecek senaryoları: Barış mı, donmuş çatışma mı?

Mevcut durumda 3 temel senaryo öne çıkıyor:

  • Arabuluculu barış (düşük ihtimal): Ukrayna'nın bazı toprakları Rusya'ya devretmesi karşılığında sağlam güvenlik garantisi alması. Bu senaryo, her iki tarafın da temel kırmızı çizgilerinden geri adım atmasını gerektiriyor.
     
  • Donmuş çatışma (yüksek ihtimal): Çatışmanın yoğunluğu azalır ancak resmi barış anlaşması imzalanmaz. Cephe hatları fiili sınıra dönüşür ve Kore benzeri kalıcı duraksama yaşanır.
     
  • Uzayan savaş: Çatışma, yoğun dönemler ve geçici duraklamalarla devam eder. Rusya yavaş ilerlerken, Batı kontrollü askeri destek sağlamayı sürdürür.

Sonuç: Uzlaşmaz kırmızı çizgiler

Ukrayna krizinin çözümü, aynı zamanda Avrupa'nın güvenlik mimarisini ve uluslararası hukukun geleceğini belirleyecek küresel bir mücadele.

Ukrayna'nın toprak bütünlüğü konusundaki anayasal kararlılığı ile Rusya'nın "yeni gerçeklikleri" dayatma çabası arasında köprü kurmak, şu an için mümkün görünmüyor.

Tarafların uzlaşmaz kırmızı çizgileri nedeniyle, yakın vadede ne tam bir askeri zafer ne de kapsamlı bir barış anlaşması beklenebilir.

Bu durum, çatışmanın "donmuş" bir duruma evrilme olasılığını artırıyor. 

Gelecek, küresel güçlerin siyasi iradesine ve sahada yaşanacak gelişmelere bağlı olarak şekillenecek.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU