Adaletin üstü çizildi: Peru'da bir af skandalı

Umut Berhan Şen Independent Türkçe için yazdı

Peru'da hava ağır. Devlet Başkanı Dina Boluarte, eline kalemi alıp 1980-2000 yılları arasındaki iç savaşta insan hakları ihlalleri işleyen güvenlik güçlerine af getiren yasayı imzaladı.

Evet, yanlış duymadınız: Zorla kaybetmeler, işkenceler, keyfi infazlar…

Hepsinin üstüne bir sünger çekildi.

Mağdurların adalet arayışı mı?

O da tarih kitaplarının tozlu sayfalarına gömüldü.
 

 

Birleşmiş Milletler uzmanları ve insan hakları örgütleri ayakta;

"Bu yasa cezasızlığı körüklüyor, uluslararası hukuku hiçe sayıyor!" diye bas bas bağırıyorlar.

Son derece haklılar.

Peru'nun o karanlık döneminde, Maoist Sendero Luminoso ve Tupac Amaru Devrimci Hareketi'ne karşı verilen savaşta, yaklaşık 69 bin kişi hayatını kaybetti.

Çoğu yoksul Quechua (Latin Amerika'da yerli halklar için kullanılan kavram) köylüleri.

Çoğu masum. Çoğu, devletin katlettiği siviller.

Peru Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu'nun 2003 tarihli raporu bu vahşeti zaten açık açık ortaya koymuştu. 
 

Dina Boluarte AA.jpg
Dina Boluarte / Fotoğraf:AA

 

Tabii, belli ki Boluarte, o raporu dekoratif bir biblo sanıyor.

Inter-Amerikan İnsan Hakları Mahkemesi (IACHR) devreye girdi, "Bu yasayı gözden geçirin!" dedi.

Boluarte'nin cevabı mı?

Kimsenin kolonisi değiliz!


Kulağa ne kadar milliyetçi ne kadar kabadayı bir çıkış, değil mi?

Ama işin aslı, bu laf sadece bir sis perdesi.

Gerçekte olan şu:

Mağdurların yarasını deşip, adaletin yüzüne tükürmek.

Yaklaşık 600 soruşturma şimdi tehlikede. 
 

 

Katliamların, işkencelerin failleri ellerini kollarını sallayarak gezecek.

Peki, niye?

Niye bir devlet başkanı, böylesine karanlık bir mirası aklamaya soyunur?

Cevap basit: Siyasi hesaplar.

Güçlü ordunun sırtını sıvazlamak, eski defterlerin açılmasını engellemek.

Ama bu, sadece Peru'nun meselesi değil.

Latin Amerika ‘da adaletin nasıl bir satranç tahtasına döndüğünün kanıtı.

Bir zihniyet meselesi, bir coğrafya karakteri bu.

Güçlüysen, sırtın sağlamsa, kanla yazılmış suçlar bile affedilir.

Mağdur mu?

O, her zamanki gibi unutulur.

Avukatlar ve mağdur aileleri pes etmiyor, hukuki mücadele başlatacaklarını söylüyorlar.

Karşılarında koca bir devlet var.

Yine de umut, o direnenlerin inadında.

Çünkü adalet, bir gün mutlaka bir yolunu bulur. 
 

Peki, bundan sonra ne olur? 

Mağdur ailelerin ve avukatların mücadelesi uluslararası desteği arkasına alırsa, Inter-Amerikan İnsan Hakları Mahkemesi'nde yasa iptal edilebilir; bu, Peru'nun küresel itibarını kurtarır ama Boluarte'nin koltuğunu sarsar.

Yasa yürürlükte kalırsa, toplumsal gerilim artar; yerli halk toplulukları ve insan hakları savunucuları sokaklara dökülür, hükümet protestolarla boğuşur.  

Dina Boluarte'nin bu popülist hamlesi, ordunun desteğini sağlamlaştırır ama uluslararası yaptırımlarla Peru'yu izole edebilir.

Eğer adalet tamamen gömülürse, Peru'da yeni nesiller bu cezasızlık kültürünü sorgular; belki bir gün, başka bir lider, bu utancı temizlemek için kolları sıvar.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU