PODCAST | Cennetin anahtarı: Antik Bahreyn

Yaptığım çalışmalarla geçmişe ilişkin gerçekleri gün yüzüne çıkarmaya çalışıyorum ama benim yanıtlayamadığım, karanlıkta kalmış birçok soru var

Antik Yakındoğu coğrafyası tarihin her dönemini yaşamış bir bölge olarak bilinirken, onu diğer coğrafyalardan ayıran birçok sebep de sıralanabilir.

Gerek geçiş, gerek bağlantı gerekse stratejik noktalar bu bölgenin antik devirlerde birçok olguyla karşılaştığını söyleyebilir.

1.jpg

Bu bölgede siyasi oluşumunu tamamlayıp tarih sahnesine çıkan hangi medeniyet olursa olsun aynı zamanda çeşitli sebeplerden dolayı savaş meydanlarında da görmemiz kaçınılmaz olmuştur. 

Siyasi bir merkez olarak, klasik anlamda Mezopotamya içerisinde ihtiva ettiği birçok iktidar ile günümüzde dahi kendinden sıkça söz ettiren coğrafi bir bölge olarak anılır.

Antik Mısır'dan, Babil'e, oradan Fenike memleketlerine kadar uzanan geniş bir coğrafyanın döneminde meydana gelen her türlü gerek siyasi gerek kültürel ve gerekse askeri bir formasyon bizleri bölge üzerinde tahkim kurmaya iten temel nedenlerden sadece birkaç tanesidir. 

2.jpg

Hemen yanı başında yer alan önemli liman ve transit bölgeleriyle antik devrin önemli noktalarından biri olan Körfez hattı bugün dahi önemini korumaya devam etmektedir.

Antik Mısır döneminde ticari ilişkilerin yoğun yaşandığı, Fenike devrinde ise zirveye ulaştığı bir bölge olarak Körfez limanlarından uzak memleketlere yapılan ihracatların merkezi olarak bilinmektedir.  

Bölgede yer alan önemli bir liman kenti Dilmun, hem şehir devletleri hem de iktidar kuvvetleri tarafından açık bir hedef halinde olması hem ulusal hem de uluslararası ekonomiyi doğrudan etkilediğinden bölgede sık sık savaşlar meydana gelmiştir.

Dilmun, günümüzde Bahreyn sınırları içerisinde yer alır ve onun antik devirlerdeki durumu günümüzde pek etkisini göstermese de bölgesel önemi devam etmektedir.

Yapılan arkeolojik çalışamalarla karanlıkta kalmış birçok soru yanıtlanırken, Sümer dönemi tabletlerinden bu bölge için sık sık atıf bulunur.

Dilmun bir ada kenti gibi olması ve Merkez Bahreyn'e olan uzaklığı nedeniyle ziyaretçi sayısında düşük seyretmektedir. 


Dilmun, Sümer tabletlerinde bir cennet olarak betimlenirken Tevrat'a da konu olmuş bir antik kenttir.

Basra körfezi üzerinde olduğu sanılan ve Tanrının Aden benzetmesiyle yakından ilintili olan bir mitolojik ada olarak anılır.

Sümer yaratılış efsanesine göre Sümerlilerin tanrılaştırdığı tufan kahramanı Ziusudra'nın, tanrılar tarafından ebedi olarak yaşamak üzere, gönderildiği yerdir.

Bazı Sümer şiirlerinde ise Dilmun kelimesi cennet anlamında kullanılmıştır. 


2015-16 yıllarında Failaka Adası'nda yapılan kazılarda ele geçen kil tabletlerdeki bilgilere göre Dilmun'un burası olduğu düşünülmektedir.

Diğer tüm dinlerden farklı olarak cennet olarak nitelendirilen Dilmun'da sadece tanrılar yaşar ve hiçbir insan ırkına yer verilmezdi.

Tevrat'ta ise öldükten sonra hakedilip gidilen kutsal bir yer olarak belirtilmiş olup genel manada cennetin sınır boyu olarak değerlendirilebilir.

İnançlar arası benzerlikler olmakla birlikte, efsane olarak yaklaşıldığında ilgi çeken bir hayali yerdir Dilmun. Dilmun'un günümüz Bahreyn'i olduğu düşünülmektedir.
 

 

Bulunduğu coğrafya incelendiğinde Birleşik Antik Uygarlıklar Hattı boyunca önemli bir konumda yer almaktadır.

İndius, Arap, Anadolu ve Afrika kültürlerini de içerisinde barındırır. Limanlarının Muscat üzerinden Hindistan boylarına kadar uzanıyor olması antik devrin en büyük ticari faaliyetlerinin gerçekleştiği yer olarak anılmasına olanak sağlar.

Kuzeye doğru gittikçe Suudi Arabistan içlerinden Anadolu içlerine doğru uzandığını görmek mümkündür.

Geniş bir ticari hacmi içerisinde barındıran Dilmun, körfez hattı boyunca önemli rol oynayan bir merkez olarak karşımıza çıkar.

Basra körfezi sayesinde Irak ve bölgesel iktidarların yerleşik olduğu coğrafyalarla da ilişki içinde olurken, Babil kent merkezleri de bu bölgeyle irtibat halindedir.

Fenike ticari gemilerinin Dilmun kenti limanlarından aldıkları ürünleri Akdeniz havzası boyunca ihraç etmesi de bölge halkıyla dolaylı yoldan etkileşim içinde olduğunu göstermektedir. 
 

 

Adaya hala içme suyunun çoğunu sağlayan kaynaklardan akan tatlı suyun bolluğu Dilmun'un temel taşlarından biriydi. Ada, çoğunlukla ıssız bir bölgede eski zamanlarda bir bereket vahasıydı.

Bu, Bahreyn'in Tevrat'taki Cennet Bahçesi bile olabileceğine dair bir efsaneye yol açabilirdi. Buradaki inanç sisteminin Mezopotamya ve eski Mısır'ınkilerle çok ortak noktası var.

Öbür dünyaya olan inanç, ölüleri aletler, yiyecekler, içme kapları ve altın gibi eşyalarla gömmekle gösterilir.

Mezar alanlarının çoğunluğu M.Ö. ikinci ve üçüncü yüzyıllara kadar uzanmaktadır, ancak bazıları 2000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır.

"Kraliyet Mezarları" olarak adlandırılan en eski ve en büyük mezar höyükleri Ali'de bulunur ve 15 metre yüksekliğe ve 45 metre çapa kadar ölçülür.

Adada çok sayıda büyük nüfus merkezi vardı. Buraya gömülmüş olan hem yetişkinlerin hem de çocukların sayısı oldukça fazlaydı.

Bu mezarlar büyük ihtimalle soylu ailelere ait idi ve öldükten sonra cennet olarak görülen Dilmun'a gömüldüler. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU