Taliban içindeki çatlak

Esedullah Oğuz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Taliban içinde bir çatlak olduğu daha ilk günlerden beri herkesin bildiği bir sırdı. Ama şu an gelinen noktada bu sır açıkça ifşa olmuş durumda ve örgüt içindeki çatlak da giderek büyüyor.

Nitekim Taliban'ın lider kadrosunda yer alan isimlerin arasından, örgütün en üst düzey lideri Hibbatullah Ahunzade'nin emirlerini eleştiren farklı sesler yükselmeye başladı. 

Taliban Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Stanakzai, yakında yaptığı bir açıklamada, Taliban yönetiminin ortaöğretimdeki kız öğrencilerinin eğitim haklarını kısıtlayan kararını açıkça eleştirirken, örgüte sempatisiyle bilinen eski cumhurbaşkanı Hamid Karzai, Afgan kadınlarını bir süre önce yürürlüğe giren burka zorunluluğu kararına uymamaya çağırdı.

O Karzai ki, geçtiğimiz yıllarda Taliban Kabil'in meydanlarında en kanlı saldırılarını gerçekleştirirken örgüt militanlarından "biraderan-i na-razi ma" (memnun olmayan kardeşlerimiz) şeklinde söz ediyordu. 

Eskiden olsa örgüt içinde aykırı görüşleri dillendirenler veya yüksek dini liderin kararlarını sorgulama cüreti gösterenler hemen susturulur, büyük ölçüde de idam edilirlerdi.

Ama şu an örgüt içindeki çatlak ve görüş ayrılığı öyle bir boyuta ulaşmış durumda ki Taliban, aykırı sesleri susturmayı göze alamıyor. 

ABD ve NATO'ya karşı yürütülen son 20 yıllık mücadele boyunca birliğini ve bütünlüğünü korumayı başaran Taliban aslında daha başından itibaren iki ana fraksiyondan oluşuyordu.

Birinci fraksiyonu başını Molla Ömer'in çektiği Kandahar grubu oluştururken, ikinci fraksiyon da Hakkani grubundan meydana geliyordu. 

Taliban 15 Ağustos'ta Kabil'e girdikten birkaç gün sonra koltuk kavgasından dolayı bu iki fraksiyon arasında küçük bir silahlı çatışma patlak vermiş; ama Kabil'e gelen Pakistan askeri istihbarat başkanının araya girmesiyle mesele sessizce halledilmişti. 


Şu anda ise örgütün lider kadrosu, Batı ile iyi ilişkiler geliştirmeyi hedefleyen akılcı ve pragmatik liberallerle katı tutum yanlısı muhafazakârlardan oluşuyor.

Sorun şu ki, Batı ile iyi ilişkiler kurarak dış dünyadan kaynak ve fon sağlamayı uman Stanakzai gibi akılcı liberallerin emrinde silahlı birlikler yok.

Katı tutumlu yanlısı muhafazakârlar ise ağır silahlı araçlara sahip irili ufaklı yüzlerce birliğe komuta ediyor.

Ayrıca sahada görev yapan ve savaş deneyimi olan örgüt komutanları da onlardan yana. 


Bunların tamamı Peştun kökenli ve Peştunlar arasında kökleri yüzyıllar öncesine dayanan aşiretler arası kavga ve husumet halen de alttan alta sürüyor.

Bir de kuzeyde konuşlandırılan Tacik ve Özbek asıllı Taliban birlikleri ve onlara komuta eden komutanlar var.

Onların desteği ve sadakati olmasaydı, Taliban kuzey bölgelerine bu kadar kolayca hakim olamazdı. Geçtiğimiz yıllarda cumhuriyet rejiminden, General Dostum ve Üstad Atta Muhammed Nur gibi önde gelen kuzeyli liderlerden rahatsız olan ve hayal kırıklığı yaşayan yüzlerce Tacik, Özbek ve Türkmen asıllı komutan Taliban'a katılmış, onlar da örgütün bölgeye hızla yerleşmesini sağlamışlardı. 


Taliban'ın iki Peştun fraksiyonu, örgüt içindeki kuzeyli gruplara gerçek anlamda bir yetki vermiş değil, verilen makamların çoğu sembolik.

Bu da örgütün tepe yönetiminde kuzeylilere karşı duyulan güvensizliğe işaret ediyor.

Elbette ki, Taliban içindeki Özbek, Tacik ve Türkmen komutanlar bu durumun farkında ve harekete geçmek için fırsat kolluyorlar. Taliban'a karşı toplu bir ayaklanma ve direniş başladığı takdirde, bu kuzeyli Taliban komutanları kolayca saf değiştirebilir. 


Bu arada komşu ülkelerde ve Türkiye'de üstlenen muhalifler de boş durmuyor. Nitekim mayıs ortalarında Ankara'da General Dostum'un liderliğinde toplanan Afgan liderler, Taliban'a karşı toplu şekilde harekete geçme olasılıklarını görüştüler.

Ve çok geçmeden bu toplantının etkileri Pencşir vadisinde hissedildi. Pencşir'deki Taliban birlikleri birkaç noktadan saldırıya uğradı ve çok zayiat verdiler. 

Afganistan'da şu ana kadar orada burada çok seyrek bir şekilde süren muhaliflerle Taliban arasındaki çatışmaların bu yaz aylarında artması bekleniyor.

Muhalifler dışarıdan destek alabilirse, Afganistan yine dünya gündemindeki yerini alabilir ve Ukrayna savaşını gölgede bile bırakabilir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU