Devlet bir yatırımdan fazla bir şeydir; amacı yalnızca yaşamayı mümkün kılmak değil, yaşanmaya değer bir yaşamı kurmaktır

Doç. Dr. Umut Hacıfevzioğlu Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Raffaello Santi/Wikipedia 

Özgür bir insanın, yurttaş olmanın ve mutluluktan pay almanın, yaşanmaya değer bir yaşam kurmanın zorunlu öncülleri olduğunu düşünen Aristoteles, yapıtı Politika'da yaşanmaya değer bir yaşamı amaç edinen devlet (site) üzerine düşüncelerini şöyle dile getirmişti:

Fakat devlet bir yatırımdan fazla bir şeydir; amacı yalnızca yaşamayı mümkün kılmak değil, yaşanmaya değer bir yaşamı kurmaktır. Yoksa kölelerden ya da hayvanlardan da bir devlet kurulabilirdi.


Oysa kölelerden ya da hayvanlardan bir devlet kurmanın mümkün olmadığı aşikâr. Kaldı ki ancak özgür insanlar mutluluktan pay alabilirler.

Her ne kadar günümüz dünyasında Aristoteles'in çağındaki gibi bir kölelik kurumu olmasa da pek çok insan ekonomik ve/veya toplumsal, siyasal koşulların kölesi olmuş durumda.

Aristoteles'e dönecek olursak düşünür, insanların yalnızca hayatta kalmalarını temel kaygı olarak görme eğiliminde değildi ki bu konuda da günümüz dünyasının mevcut durumu hiç de iç açıcı değil.

Küresel ölçekte milyarın üzerinde insanın temel kaygısı salt biyolojik varoluşunu sürdürmek.

Sonuçta Aristoteles bir siyasal toplumun varoluş nedeninin yalnızca ekonominin kategorileriyle açıklanamayacağını düşünüyordu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Siyaset, özgür insanların bir araya gelerek yaşanmaya değer bir yaşamı mümkün kılma çabasıdır.

Eğer bir devlette siyasi yapılanma insanın yalnızca biyolojik varoluşunu sürdürme amacıyla sınırlanmışsa böylesi bir siyasal bütünde olsa olsa sürü yaşamı hüküm sürebilir; çünkü insanın potansiyelini, olanaklarını göz ardı ederek siyaset oluşturmak onu adeta sürünün bir parçası haline getirmek anlamına gelir.

Evet, insanın yaşanmaya değer bir yaşam kurma çabası yerine salt biyolojik varoluşunu amaç edinen her siyasi yapılanma aynı zamanda da araç değerlerin hüküm sürdüğü bir toplum yaratma çabasına işaret eder.

Araç değerlerin hüküm sürdüğü bir toplumda ise insan, her ne pahasına olursa olsun, yalnız kendi çıkarını düşünür, onu gerçekleştirmeye çalışır.

Toplumun ortak iyisine dair herhangi bir kaygısı yoktur. Böylesi bir toplumsal düzende ise güçlü zayıfı ezer.

Bunun farkında olan pek çok insan da elinden geldiğince güç biriktirmeye çabalar.

Böylesi bir toplumsal yapının Aristoteles'in siyasal düşüncesiyle örtüşmeyeceği açıktır; çünkü yararı ve çıkarı önceleyen bir toplumsal yapı insansal iyiyi, yaşanmaya değer bir yaşamı mümkün kılmak yerine insanı bir araca, nesneye indirger.

Oysaki Aristoteles'in zoon politikon (siyasal canlı) olarak tanımladığı yurttaşları devlette bir araya getiren, her bir yurttaşın, toplumun iyi yaşamına katkıda bulunan ortak iyinin peşi sıra eylemde bulunuşudur; çünkü ortak iyi her bir yurttaşın iyi yaşamına katkıda bulunur.

Siyasal topluluğun amacı toplumun belirli bir kesiminin değil ama tümünün ortak iyisidir.

Evet, "devlet bir yatırımdan fazla bir şeydir; amacı yalnızca yaşamayı mümkün kılmak değil, yaşanmaya değer bir yaşamı kurmaktır." 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU