Kâsım Emîn'den Taliban'a kadına bakış

Doç. Dr. Umut Hacıfevzioğlu, Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Afganistan'da iktidarda olduğu yıllarda Taliban’ın kadın düşmanlığı ve kadınlara yönelik şiddeti deyim yerindeyse, küresel ölçekte “üne” kavuşmuştu. Günümüzde Taliban her ne kadar dünya kamuoyuna ‘ılımlı’ mesajlar verse de Afganistan’daki toplumsal yaşamın hızla çağdışı bir yapıya bürüneceğini bugünden söyleyebiliriz ki bugün de ne kadar çağdaş olduğu tartışmaya açıktır. Dünya basınında hemen hemen her gün Taliban’ın kadınlara bakışına ilişkin haberler yer alıyor. Söz konusu haberleri dikkate aldığımızda Afgan kadınların maalesef 20 yıl önceki zor günlerine geri dönmek üzere oldukları aşikâr;

  1. Taliban ‘kadın sesi’ni yasakladı.
  2. Taliban, ‘Afganistan'ın başkenti Kabil'de onlarca kadının çalışma hakkı ve hükümette yer alma talebiyle yaptığı gösteriye’ müdahale etti.
  3. Taliban, ‘hükümette kadın bakan olmayacağını açıkladı.’
  4. Taliban, ‘Kadınlar üniversiteye gidebilecekler, ancak erkeklerle aynı sınıfta olamayacaklar.’

Taliban yukarında yer alan açıklama ve eylemlerine meşruiyet kazandırmak için İslam’a gönderme yapıyor. Tam da bu noktada Kāsım Emîn’i anabiliriz. İslam ve Arap dünyasında ortaya çıkan mordernist hareketin öncüleri arasında yer alan Muhammed Abduh’un tilmizlerinden biri olan Kasım Emin (1865-1908) daha 1899 yılında Kadının Kurtuluşu isimli bir kitap yazmıştı.

Kitabında İslam toplumunun gerilemesinin nedeninin İslam’ın bozulması ile açıklanamayacağını ileri süren Kāsım Emîn’e göre, bozulmanın gerçek nedeni toplumsal erdemlerin, ‘ahlaki gücün’ yok olmasıydı. O’nun gözünde toplumun temelini kadın-erkek, anne-çocuk ilişkileri oluşturmaktaydı; ailede mevcut olan erdemler toplumda da mevcuttu. Kadının toplumdaki sorumluluğu milletin ahlakını biçimlendirmekti.

Yalnız Müslüman ülkelerde gerçek bir aile yaşamı meydana getirmek için ne kadın ne de erkek doğru eğitilmekteydi. Üstelik kadın kendi rolünü oynamasını olanaklı kılan özgürlük ve konumdan yoksundu. Kāsım Emîn’e göre bunun nedeni İslam değildi. O’nun gözünde bozulma sonradan ortaya çıkmıştı.

Toplumsal sorunların kalbini kadının konumunda gören ve bu konumun sadece eğitimle geliştirilebileceğini düşünen Emîn’e göre, kadınlar ailelerini doğru yönetecek ve toplumdaki görevlerini yerine getireceklerse bu; okuma ve yazmadan, doğa ve ahlaki bilimlerine, tarih ve coğrafyadan, toplum sağlığı ve psikolojiye, fiziksel eğitimden sanata kapsamlı bir eğitim gerektiriyordu.

Öte yandan eğitim, sadece ev halkının doğru yönetimine yönelik olmamalıydı; eğitimin daha başka, hatta daha önemli bir amacı olmalıydı; kadınların kendi yaşamlarını kazanmalarını olanaklı kılmak.

Kadınların haklarının tek emin garantisi buydu. Bir kadın kendisini destekleyemediği sürece her zaman erkek zorbalığının ve mutlak hâkimiyetinin insafına terk edilmiş olacaktı.

Kāsım Emîn tüm bu düşüncelerini Kadının Kurtuluşu isimli bir kitabında 1899 yılında dile getirmişti. Yani, günümüzden 122 yıl önce. Kāsım Emîn’in düşüncelerini Taliban’ın kadına bakışı ile karşılaştırdığımızda üzülmemek gerçekten elde değil.

  • Albert Hourani, Çağdaş Arap Düşüncesi, çeviren: Latif Boyacı ve Hüseyin Yılmaz, İnsan Yayınları

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU