Bu çatışma çözülecekse ABD, İsrail'e karşı ciddileşmeli

Halihazırda İsrail'in Filistin topraklarını işgaline son verilmesi çağrısında bulunan çok sayıda Güvenlik Konseyi kararı var. Bu kararlar ABD ve müttefikleri yüzünden uygulanmıyor

Hamas ile İsrail arasında 11 gün süren savaş sonucu yapılan ateşkesten önce çocuklar, hava saldırısıyla ağır hasar almış binanın enkazını karıştırıyor (AP)

Ateşkes, İsrail'le Hamas ve Gazze Şeridi'ndeki diğer militan gruplar arasında 11 gün süren yıkıcı savaşa son vermiş gibi görünüyor. Ateşkesin hâlâ ilk günleri ve bu sükunet bozulabilir ancak muhtemelen çatışmanın her iki tarafı da amaçlarının çoğuna ulaştıkları ve ezici çoğunluğu Filistinli, çok sayıda sivilin canına mal olan ve istikrarsız, yoksullaşmış Gazze Şeridi'nin zaten kırılgan olan altyapısına daha da zarar veren bir savaşı sürdürmekte pek az çıkarı olduğu sonucuna varmış.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İsrailliler ve Filistinliler arasındaki şiddet olaylarındaki artış, onlarca yıldır neredeyse hissizleştirecek kadar sıklaştı. Ateşkese rağmen bu son sefer, çatışmanın altında yatan sorunların hiçbirini, özellikle de onu tetikleyen Kudüs konusundaki anlaşmazlığı ve daha geniş bağlamda İsrail işgaliyle Filistin topraklarının fiilen ilhakı sorununu kesinlikle çözmedi.

Ne var ki savaş bu defa önceki çatışmalara kıyasla dünya çapında çok farklı bir şekilde yankılandı ve en azından küresel etkiye sahip bu çatışmadan çıkmanın tek yolunun uluslararası kurumlardan geçtiğine dair acı gerçeği açıklığa kavuşturdu ve billurlaştırdı.

Filistin'in ulusal kimliği yıllar içinde zayıflamak yerine güçlendi. İster Doğu Kudüs'te, İsrail'de, Batı Şeria'da, Gazze Şeridi'nde olsun, ister diyasporada; ister İslamcı militan grup Hamas'ın destekçileri olsun, ister Batı destekli rakibi Fetih'in, Filistinliler, 54 yıllık işgal ve 73 yıllık yerinden edilme ve sürgün boyunca kendilerine yapılan yanlışlara karşı bir miktar adalet bulmak ortak amacında yekvücut olmaya devam ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlığında İsrail ve birkaç Arap devleti tarafından imzalanan İbrahim Anlaşması ve diğer anlaşmalar, İsrail-Filistin çatışmasını hasır altı etmenin yolu oldu. Ancak Filistin davası, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da güçlü bir sorun olmaya devam ediyor. Arap rejimleri kendilerini harekete geçmek için nadir görülen kamuoyu baskısı altında buldu ve birçoğu, İsrail'i kızdırma konusunda tereddütlü göründü.

Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin sürmekte olan çatışmada Filistin uzlaşmazlığını suçlama yönündeki çoğu zaman beceriksiz propaganda çabalarına rağmen, Filistin davası, iktidardaki Demokrat Parti ve Amerikan Yahudi toplulukları arasında bölücü bir mesele haline gelen ABD de dahil dünyanın geri kalanında daha geniş şekilde benimseniyor.

Filistin davasına sempati ve destek azalmak yerine arttı. "Etnik temizlik" veya "apartheid" gibi bir zamanlar tabu olan ifadeler, Batı medyası ve karar vericiler tarafından İsrail'in Filistinlilere yönelik muamelesini tanımlamak için kullanılıyor. Filistin davası taraftarlarının New York, Los Angeles ve Londra'da rasgele Yahudilere yönelik fiziksel saldırı ve tacizleriyle çatışmanın zehirli doğası, yurtdışında sokaklara sıçradı.

Ne İsrail'den birinin ne de Filistinlilerin krize bir çözümü var. Hem İsrail hem de Filistinliler için iç siyasal dinamikler o kadar zehirli ve işlevsiz hale geldi ki zar zor meşru hükümetler kurabiliyorlar, iki halk arasında tarihi bir barışı sağlamak için gereken cesareti ve liderliğiyse hiç bir araya getiremiyorlar.
 


Washington'ın da çözümü yok. Yerleşimciler, Filistinlileri Doğu Kudüs'teki evlerinden dışarı atarken ve İsrail ordusu Mescid-i Aksa'yı basarken, Washington büyüyen krizi korkakça görmezden gelmeye çalıştı. Washington daha sonra, Gazze çatışmasının sona ermesi çağrısında bulunan üç yatıştırıcı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi açıklamasını engelleyerek muhtemelen çatışmanın ömrünü uzattı. Amerika'nın Ortadoğu politikası İsrail yanlısı çıkarlarla öylesine sarılmış halde ki ABD, arabulucu olarak hareket edemiyor. Avrupa Birliği, Birleşik Krallık ve Rusya'nın da hakemlik etmek için çok az etki gücü var gibi görünüyor.

Ama bir çıkış yolu var. Devam eden ve patlama potansiyeline sahip bu krizle başa çıkmak için uluslararası mekanizmalar var. İsrail, Hamas ve İsrail-Filistin çatışmasının diğer tarafları, savaş yürütürken uluslararası normlara bağlı kalamazsa veya buna isteksizse, soruşturulmalı ve kovuşturulmalıdır. Uluslararası Ceza Mahkemesi, hem İsrail hem de Hamas tarafından işlendiği iddia edilen savaş suçlarını soruşturmaya başlamak için çoktan harekete geçti.

Halihazırda İsrail'in Filistin topraklarını işgaline son verilmesi çağrısında bulunan çok sayıda Güvenlik Konseyi kararı var. Bu kararlar, ABD ve müttefikleri yüzünden uygulanmıyor. ABD ve müttefikleri, Filistin devleti davasını güya destekliyor. Ancak herhangi bir yaptırım mekanizmasının devreye girmesine izin vermeyi reddediyorlar. Bu yaptırım mekanizmaları, İsrail'in hukuk ihlallerinin kınanması, yaptırımlar ve yasadışı yerleşimlerle bağlantılı mülkler üzerindeki varlıkların dondurulması demek. İsrail'e silah satışını durdurmak ve işgale katkıda bulunan kuruluşlarla iş yapmayı reddetmek demek.

Bu, Batılı ülkelerin başkentlerinde, özellikle Washington'da politik olarak pahalıya patlayabilir. Ancak, şu anda 80. yılına yaklaşan ve sona erme veya daha az yıkıcı olma konusunda pek az işaret gösteren bir çatışmaya bir miktar çözüm getirmenin tek yolu olabilir.



https://www.independent.co.uk/independentpremium/voices

Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU