"Büyük Sıfırlama" ve "Paydaş Kapitalizmi"

Doç. Dr. Umut Hacıfevzioğlu, Independent Türkçe için yazdı

Son zamanlarda kapitalizme deyim yerindeyse bir “format atılması” gerektiği önerisini kimi isimler tartışmaya açtılar. Bu isimlerin başında İngiltere Prensi Charles ve Dünya Ekonomik Forumu direktörü Klaus Schwab geliyor. Prens Charles ve Klaus Schwab’ın Mayıs 2020’de tartışmaya açtıkları önerinin adı “Grand reset”, yani “büyük sıfırlama.”

Büyük sıfırlama, COVID-19 salgını sonrasında küresel ekonomiyi sürdürülebilir bir şekilde yeniden inşa etme önerisinin adı. Klaus Schwab’ın açıklamalarına bakacak olursak, mevcut kapitalist ekonomik sistemi başka bir sistemle değiştirmek gibi bir çaba içinde değil. Yani Schwab, kapitalist sistemin içinden konuşarak sistemin sorunlarına ilişkin çözüm üretme çabasında. Hepimizin bildiği üzere kapitalizm 2000’li yıllarda pek çok krizle yüzleşti.

Üstelik sistem bu krizlerin yarattığı sorunları henüz çözememişken bir de bunların üstüne COVID-19 salgınının neden olduğu sorunlar eklendi. Gerek işten çıkarmalara, gerek iflaslara gerekse de COVID-19’un krizi derinleştiren etkileriyle mücadele ederken yapılan hatalara ilişkin haber başlıklarına baktığımızda, kötümser düşünmemiz için pek çok neden var. Gerçekten de COVID-19 salgını ve beraberinde getirdiği pek çok sorun, pandemiden önce dünyamızın zaten karşı karşıya olduğu büyük ekonomik, çevresel, sosyal ve politik sorunların üstüne geldi. Birçok insanın doğrudan deneyimlediği gibi, mevcut haliyle kapitalist sistemin neden olduğu sorunlar her geçen yıl daha da artıyor. Schwab yine de daha iyi bir ekonomik sistemin mümkün olduğunu düşünebileceğimizi ileri sürüyor.

Dünya Ekonomik Forumu direktörünün önerisi şu; COVID-19 salgınının neden olduğu krizin ilk şokunu geride bıraktıktan sonra, şirketler organizasyon yapılarını sadece birkaç kişi ya da hissedar yerine kamu yararı, yani herkesin ortak yararını gözetecek şekilde biçimlendirebilirler. Şirketlerin hissedarları kısa vadeli karlarını veya dar kişisel çıkarlarını gözetmek yerine, tüm insanlığın ve gezegenin refahını gözetebilirler. Söz konusu yaklaşımın adı “paydaş kapitalizmi”. Schwab’a göre, böylesi bir yaklaşım 180 derecelik bir dönüş gerektirmiyor; yani şirketler, hissedarları için kâr peşinde koşmaktan vazgeçmek zorunda değiller. Sürdürülebilir bir küresel ekonomi için şirketlerin gelecek çeyreğin veya mali yılın ötesine geçerek gelecek on yıla ya da kuşaklara bakmaları, organizasyonların misyonlarını daha uzun vadeli bir perspektife göre belirlemeleri gerekiyor. Bazı şirketler hâlihazırda bunu yapıyor. Söz konusu yaklaşımı benimseyen şirketler paydaş kapitalizminin metriklerini yayınlamış durumdalar: finansal olmayan ölçümler ve açıklamalar, önümüzdeki iki ile üç yıl içinde şirketlerin yıllık raporlarına eklenecek ve zaman içinde sürdürülebilirlik konusuna dair ilerlemelerini ölçmelerini mümkün kılacak.

Schwab şirketlerin bunu yapabilmeleri için aşağıdaki gibi sorulara cevap aramaları gerektiğine işaret ediyor: “X şirketinde cinsiyete dayalı ücret farkı nedir? Farklı geçmişlere sahip kaç kişi işe alındı ​​ve terfi ettirildi? Şirket, sera gazı emisyonlarının azaltılması konusunda nasıl bir ilerleme kaydetti? Şirket ne kadar vergi ödedi? Şirket çalışanları işe almak ve eğitmek için neler yapıyor?” Evet, kapitalizm özü itibariyle rekabete, hedef/performans yönetimine ve kar maksimizasyonuna dayalı bir sistem. Kapitalist sistemde şirketlerin hedef bazlı performans sistemiyle yönetildiklerini dikkate aldığımızda Schwab’ın küresel sürdürülebilir bir ekonomik yapı için deyim yerindeyse sistemin ruhuna uygun bir öneri sunduğunu söyleyebilirim. Eskilerin kötünün iyisi anlamına gelen “ehven-i şer” ifadesi Schwab’ın paydaş kapitalizmine dair önerisi için kullanılabilir. Yalnız günümüzde “Kapitalist sistemin bakış açısı içinde kalarak uygarlığımızın sorunlarına ilişkin çözüm üretmemiz olanaklı mıdır?” Bu soruya yanıt ararken yeterli bir çözüm üretebileceğimize dair kuşkularımın olduğunu söyleyebilirim. İnsanlığın sorunlarına çözüm ararken herhangi bir ideolojiyi, yani “-izm”i temel almak gerekmiyor. Belki de uygarlığımızın içinde bulunduğu krizi çözme çabasında felsefenin kılavuzluğuna günümüzde her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Klaus Schwab, “A Better Economy is Possible But We Need to Reimagine Capitalism to do It”, Time.

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU