Termik santraller ve cıva kirliliği

Prof. Dr. Mustafa Öztürk Independent Türkçe için yazdı

Görsel: ScienceDirect

Doğada cıva (Hg), gaz ve sıvı halde bulunan tek ağır metaldir. 

Cıva doğada bozulmaz, kolayca buharlaşır ve atmosferde uzun mesafeler kat ederek yerel, bölgesel ve küresel kirliliğe neden olur.

Termik santral, demir çelik cevheri/hurdası ve bakır cevheri gibi büyük yakma tesislerinde kömür, cevher ve hurda içinde bulunan cıvanın yüksek sıcaklıkla yanması/yakılması sonucu uçucu hale geçen cıva olarak bacadan atmosfere salımlanır.

Cıva, klasik baca gazı arıtma sistemleri ile arıtılamaz.  

Yeterli baca arıtmasının yapılmadığı termik santral, demir çelik tesisleri, bakır cevheri işleme tesisleri gibi tesislerinden salımlanan cıvanın toprakta veya yüzeysel sularda birikmesi sonucu cıva yüksek konsantrasyonlara çıkabilir.

Büyük yakma tesislerinden salımlanan cıva, havada -dünya çapında- dağılır. Rezervuarlara, nehirlere, göllere ve okyanusa doğru yayılır. 

Kömürlü termik santraller, en büyük zehirli cıva salım kaynağıdır. ABD'de zehirli cıva hava kirliliği kaynağı yüzde 72 termik santrallerdir.

Termik santral gibi yüksek yakma tesislerinin çevresinde özellikle hakim rüzgar yönünde cıva kirliliği, toprakta ve suda yüksek konsantrasyona ulaşmış olabilir.

Bu yüzden termik santral başta olmak üzere tüm yüksek yakma tesislerinin çevresinde cıva kirliliği taraması yapılmalıdır. 

ABD'de de Cıva ve Hava Toksikleri Standartlarının uygulanmasından önce, kömür santralleri atmosfere 386 bin ton tehlikeli cıva salımlanmıştır.

Global ölçekte 2010 yılında salımlanan cıva miktarı, bin 815 ton iken 2015 yılında iki bin 220 tona çıkmıştır. 

Diş dolgusunda cıva amalgama kullanılması sonucu; 

  • AB ülkelerinde, 90 ton/yıl,
  • İngiltere'de, 7,41 ton/yıl,
  • İsviçre'de, 4,2 ton/yıl,
  • Çin'de 495 ton/yıl

sağlık için tehlikeli cıva salımlanmaktadır. Diş hekimliğinde dolguda kullanılan amalgama tehlikeli atıktır. Özel şartlarda bertaraf edilmesi gerekir. 

Tek başına madencilik, 70'den fazla ülkede 15 milyona yakın işçiyi ve ailelerini, hatta çocuk işçileri, cıva ile zehirlenmeye maruz bırakmaktadır.

Cıva çevreye doğal yollardan ve endüstriyel madencilik, kimyasal ve gübre üretimi, atık ve erimiş metal gibi endüstriyel kaynaklardan salımlanabilir.

Düşük gelirli ülkelerde cıva kirliliğinin en büyük antropojen kaynaklardır.

Global ölçekte ülkeler bazında yılda cıva salım miktarı Şekil 1'de verilmiştir.
 

1.jpg
Şekil 1. Global ölçekte cıva salım dağılımı


Bazı laboratuvarlarda ve sağlık merkezlerinde kullanılan cıvalar ve bileşikleri, cıvalı aletler ve aydınlatma lambaları, düğme pilleri ve benzerleri önemli cıva kaynaklarıdır. 
   

2.jpg
Şekil 2. Laboratuvarlarda ve sağlık merkezlerinde kullanılan çeşitli cıva içeren aletler


Hastanelerde çeşitli bataryalar, termometreler, barometreler, sphygmomanometreler (kan basıncını ölçen aletler) ve laboratuvarlarda kullanılan çeşitli cıva bileşikleri, radyatörlerde kullanılan termostatlı vanalar ve flüoresan lambalar önemli cıva içeren atık kaynaklarıdır.

Diş hekimliğinde kullanılan diş dolgu atıkları cıva içerir.

Evlerde ve işyerlerinde kullanılan cıva içeren aletler ve ürünler:

  • Piller
  • Bazı termometre ve barometre gibi ölçüm cihazları
  • Ekipmandaki elektrik anahtarları ve röleleri
  • Floresan ve enerji tasarrufu lambalar
  • e-atıklar
  • Diş dolgusu amalgama
  • Cilt rengini açan ürünler ve diğer kozmetik ürünler
  • Bazı ilaç
3-.jpg
Şekil 3. Cıva içeren aletler ve pilleri

   
Flüoresan lambalar genel olarak 0,01-0,04 gram, termometreler 0,5-0,7 gram, termostatlar yaklaşık olarak 3 gram ve Sphygmomanometreler (kan basıncını ölçer) yaklaşık olarak 100 gram cıva içermektedir. 

Özetle cıvanın yayılma kaynakları Şekil 4'te verilmiştir. 
 

4.jpg
Şekil 4. Cıvanın yayılma kaynakları


Başta termik santraller olmak üzere çeşitli yüksek yakma tesislerinden salımlanarak toprağa ve suya (dereler ve akarsular yoluyla deniz ve göllere) karışan her türlü cıva ve cıva bileşikleri, anaerobik ve aerobik şartlarda bakteriler ve kimyasal reaksiyonlarla çok toksin form olan mono veya dimetil metil cıva bileşiğini dönüşürler.

Cıva ve bileşikleri, küçük organizmalar (plaktonlar gibi) tarafından absorbe edilir. Küçük canlılar, küçük balıklar tarafından yendiğinde ağır metaller (metil cıva gibi) büyük balık vücuduna geçer ve balıkların dokusunda birikmeye devam eder. 

Zamanla metil cıva seviyesi en üst değere ulaşır. Metil cıvalı balıklar, insanlar tarafından yendiği zaman vücuda giren metil cıva kana karışır ve kan tarafından absorbe edilir.

Balıklarda bulunan cıva bileşiğinin yüzde 60-90'ı metil cıva bileşiğidir. Bunun ise yüzde 90 mono metil cıvadır. Aynı şartlarda balıklarda bulunan cıva bileşiğinin ancak yüzde 10-15 inorganik cıvadır (Hg+2). 

Cıva ile kirlenmiş suların en büyük olumsuz etkileri yaban hayatı üzerine olmaktadır. Balıklardaki metil cıva, sudan 100 milyon kat daha fazladır.

Cıva ve bileşiklerinin kaynakları ve su ortamında taşınımı ve biobirikimi, Şekil 5 ve Şekil 6'de verilmiştir.
 

5.jpg
Şekil 5. Cıva kaynakları ve biyo birikimi

 

6.jpg
Şekil 6. Çeşitli kaynaklardan serbest hale geçen cıva ve bileşiklerinin dönüşümü


Su ortamında mikroorganizmalar cıvayı, metil cıva adı verilen oldukça toksik bir forma dönüştürür.

Bu bakteri cıvanın "biyolojik olarak kullanılabilir" olmasını sağlar ve bunlar onu tüketen balıklar tarafından alınabilir.
 

7-.jpg
Şekil 7. Cıva ve bileşiklerinin kaynakları, taşınımı ve dönüşümü

 

8-.jpg
Şekil 8. Cıva ve bileşiklerinin dönüşümü


Cıva ve bileşiği ile kirlenmiş sularda yaşayan özellikle cıva içeren balıkların yenmesi sonucu insan vücuduna giren cıva, dokularda birikmeye başlar ve etkisi biyobirikme şeklinde olur. 

Cıva çok düşük konsantrasyonda dahi etkili olduğu için, çevrede kısa süreli konsantrasyon artışları sağlık ve yaban hayatı üzerinde ciddi etkilere sahip olabilir.

Cıva ile kontamine balıklar, insanlar dahil diğer balıklar, kuşlar ve memeliler tarafından yenir.

Cıva ile kirlenmiş yüzeysel sularının tabanında yaşayan balıklarda cıva veya cıva bileşikleri birikebilir. Cıvayı depolayan balıkları yiyenler, risk altındadır. Balıklardaki cıva bileşiği metil cıva bileşiğidir.

Termik santrallerin bacalarından salımlanan cıva bileşikleri gıda zinciri yolu ile tabağımıza kadar ulaşmaktadır. 
 

9.jpg
Şekil 9. Termik santralden tabağa cıvalı balık döngüsü


Ülkeler, güvenli olmayan cıva kirliliği nedeniyle bazı tür balık tavsiyesi yayınlamaktadır. Türkiye'de de bu konuda acil çalışmalar yapılmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalı. Bu tür çalışmalara periyodik olarak devam edilmeli. 

Tipik olarak, bir balık ne kadar uzun yaşarsa ve ne kadar büyükse, etinde o kadar fazla cıva birikebilir.

Kral uskumru, kiremit balığı, orfoz, pisi balığı, beyaz ton balığı, kılıç balığı, köpek balığı, ışın, barramundi, gem balığı, portakal pürüzlü, yüksek düzeyde cıva içerebilir. Bu tür balıklar öncelikle incelemeye alınmalıdır.

Balıklarda cıva miktarı 1mg/kg (1 ppm)'dan yüksek olmamalıdır. Bir zamanlar Minamatta bölgesindeki balıklardan alınan numunelerde cıva miktarı 6,5 ppm (6,5 mg/kg) ölçülmüştür. 

Termik santral gibi yüksek yakma tesislerinin olduğu yerlerin çevresinde sularda yaşayan balıklarda cıva kirliliği taraması yapılmalı. Riskli durum tespit edilmelidir. 

Atmosfer şartlarda küresel olarak taşınabilen nörotoksik bir kirleticidir.

Cıva ile kirlenmiş balıklar yediğinde;

  • Metil cıva, doğrudan en çok lipit veya yağ içeren organlara gider ve birikir. Her yaştan insanın beynine, kalbine, böbreklerine, akciğerlerine ve bağışıklık sistemine zarar verebilir.
  • Cıva içeren balığı yiyen annelerin sütünde cıva bulunabilir.
  • Metil cıva, beyinleri koruyan yüksek yoğunluklu hücrelerin neredeyse aşılmaz bir zarı olan kan-beyin bariyerini aşabilir.

 

10.jpg
Şekil 10. Cıvalı balık yiyen hamile kadın


Göbek kordonu: Metil cıva, fetüse ulaşmak için plasenta bariyerini geçer. Bir bebeğin beyni, vücudunda bulunan en yüksek lipid konsantrasyonlarına sahiptir.

Beyinler: Metil cıva, beyinlerimizi koruyan yüksek yoğunluklu hücrelerin neredeyse aşılmaz bir zarı olan kan-beyin bariyerini aşabilir.

Beyin yapıları halen gelişmekte olan fetüsler ve küçük çocuklar, özellikle metil cıva zehirlenmesine karşı savunmasızdır.

Cıva, beyin nöron dejenerasyonuna neden olur ve beynin büyümesini öğrenme ve düşünmeyi engelleyecek şekillerde bozar.

Cıva doğumdan önce ve sonra bebeğin beyin gelişimine zarar verebilir.

Küçük miktarlarda cıvaya maruz kalmak, sinir, kardiyovasküler, bağışıklık ve üreme sistemlerini etkileyen ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.

Cıvanın insan sağlığı üzerine etkisinin özeti Şekil 11'de verilmiştir. 
 

11.jpg
Şekil 11. Cıvanın sağlık üzerine etkileri 

 

Cıva içeren yiyecekleri çocukların beyninden uzak tutmaya yardımcı olun.

Zehirli Maddeler ve Hastalık Sicili (ATSDR) tarafından insan sağlığına en zehirli elementlerin üçüncü sırasında yer almaktadır.


Önlemeler ve çözümler

Termik santral gibi yüksek yakma tesisleri yakıtlar (kömürler) ve hammaddelerde cıva analizleri yapılmalı. Buna göre bacalarda cıva salım değerleri tespit edilmeli.

Sınır değerlerinin üzerinde cıva içeren kömürlerin ithalatına cıva giderim tesisi kuruluncaya kadar dur denilmeli. 

Sınır değerlerinin üzerinde cıva içeren hurdaları işleyen ve yerli kömürleri yakan tesislerde kesinlikle cıva bertaraf ünitesi kurulmalı. Kurulmayan durdurulmalı.

Termik santral gibi her bir yüksek yakma tesisinin çevresinde maksimum kirliliğin oluştuğu noktalardaki toprakta ve suda cıva kirliliği taraması yapılmalı.

Kirliliğin maksimum olduğu bölgelerdeki su ortamında kesinlikle balıklarda cıva konsantrasyonları tespit edilmeli. Buna göre cıvalı balık yol haritası ortaya konmalı. 

Hastanelerde cıvalı ölçüm aletleri ve cıva bileşikleri kullanılmamalı. Hastanelerde ve sağlık merkezlerinde cıva içeren aletler yerine cıva içermeyen alternatifleri kullanılmalıdır.

Benzer şekilde evlerde ve işyerlerinde cıva içeren sağlık aletleri kullanımdan kaldırılmalıdır. 

Diş hekimliğinde cıva ile kirlenmiş dolgu atıkları, ayrı olarak toplanmalı ve yakma tesislerinde bertaraf edilmelidir.

Dolayısı ile sağlık kuruluşları cıva ve bileşiklerinin azaltılması ile ilgili planlama ve kampanyalar yapmalıdırlar.

Benzer şekilde sağlık laboratuvarlarında da cıva ve bileşiklerinin azaltılması ile ilgili planlama ve kampanyalar yapmalıdırlar.

Sağlık merkezlerinde çalışanların, hastaların ve halkın eğitimi ile ilgili logolar geliştirilmelidir. Herkese cıva ve bileşiklerinin nasıl azaltılacağı ve cıvanın sağlık üzerine etkileri öğretilmelidir.

Cıvalı aletler yerine cıva içermeyen veya daha az içeren alternatiflerinin ne olduğu anlatılmalı. Cıva ile ilgili e-mail yolu ile kamuoyuna bilgiler gönderilmeli. 

Sağlık kuruluşlarında Tablo 1'de verilen alternatif lambalar kullanılarak cıva ve bileşiği atığını minimize etmek mümkündür.

Sağlık kuruluşlarımızın bununla ilgili senaryosu olmalıdır. Cıvalı tıbbi aletlerin alternatifleri Tablo 1'de verilmiştir.
 

Tablo 1.jpg
Tablo 1. Cıvalı tıbbi aletler ve alternatifleri

 
Düğme cıvalı pillerin ağırlığının 3/2'si (yüzde 20-40) oranında cıva oksit içerir. Kullanılmış cıva oksit piller tehlikeli atıklar sınıfına girmektedir.

Özellikle hastaneler başta olmak üzere işyerlerinde, laboratuvarlarda, sanayide, okullarda ve konutlarda cıva içeren piller yerine alternatifleri kullanılmalı.

Cıva içeren pillerin alternatifleri Tablo 2'de verilmiştir. 
 

Tablo 2.jpg
Tablo 2. Cıva içeren piller ve alternatifleri


Bir düğme hücre cıva oksit pili, 800 bin litre içme suyu kaynağını kirlettiği tahmin edilmektedir. Yani 800 bin litre içme suyunu cıva kirleticisi bakımından standartların üzerine çıkartabilir. 

ABD'de yapılan bir çalışmaya göre, çöp depolama alanlarındaki cıva ve bileşiklerinin kaynağını yüzde 88 oranında cıva içeren piller oluşturmaktadır.  

Aydınlatmada cıva içermeyen lambalar kullanılmalı, belediyeler tarafından atık floransan lambalar ayrı olarak toplanmalı, evsel çöp içine atılması önlenmeli, tehlikeli atık bertaraf tesisinde bertarafı veya geri kazanılması sağlanmalıdır.

Bugün bazı ülkeler, flüoresan lambalar içindeki cıva elementi geri kazanılmaktadır.  

Başta hastaneler olmak üzere çeşitli laboratuvarlarda cıva ve bileşikleri yerine alternatifleri kullanılmalıdır.

Laboratuvar atıksuları arıtılmadan kesinlikle kanalizasyon sistemine bağlanmasına izin verilmelidir.

Arıtma sonucu oluşan cıva bileşiği içeren çamur, tehlikeli atık bertaraf tesisinde bertaraf edilmelidir.

Sağlık kuruluşlarında kullanılan cıva ve bileşiklerine alternatif maddeler aşağıdaki Tablo 3'de verilmiştir.
  

Tablo 3.jpg
Tablo 3. Cıva içeren kimyasallar ve alternatifleri


Cıva içeren fingusitler ve pestisitler tarım alanlarında kesinlikle kullanılmamalı. Bu konuda sıkı bir denetim yapılmalı. 

Başta hastaneler olmak üzere her ilde kampanyalar düzenlenerek cıva içeren aletler toplanmalı. Bu konuda sağlık çalışanlarına, öğrencilere eğitimler verilmeli.

Cıva elementi içeren aletler uzman kişiler tarafından sızdırmaz kaplarda toplanmalı. Alet içindeki cıvanın sızmaması için gerekli özen mutlaka gösterilmeli.

Bu maddeler tehlikeli atık taşıyan araçlarla cıva geri kazanım tesislerine gönderilmeli. 

Çeşitli aletlerde cıva kullanmak zorunlu ise o aletin ne kadar cıva içerdiği üzerine yazılmalıdır.

Eskiyen cıva içeren aletler mutlaka ayrı olarak toplanmalı ve cıva geri kazanım tesislerine gönderilmelidir.

Ülkemizde cıva geri kazanım tesislerinin kurulması özendirilmelidir.  

Yere dökülen cıva elementi kolayca buharlaşarak solunum yolu ile vücuda girer. Yere dökülen cıvayı temizlemek çok zor ve uzmanlık isteyen bir işlemdir.

Dikkatli bir şekilde temizlenmesi gerekir. Bunun için özel temizleme kitleri ve aletleri vardır.

Yere dökülen cıvayı elektrik süpürgesi ile temizlemek çok sakıncalı ve sağlık açısından tehlikelidir. Bu durum cıvanın daha hızlı bir şekilde buharlaşmasına yardımcı olur. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU