"Aşı olma" demek, çaresizliğe mahkum ol demektir!

Yazar, düşünür Lütfü Oflaz Independent Türkçe için yazdı

Çok şükür ki insanlığın can düşmanı koronavirüsün aşısı da bulundu.

İnsanlık daha önce de bu gibi salgın hastalıklardan aşılarının bulunmasıyla kurtulmuştu.

Ama anlaşılan aşı karşıtları koronavirüsün aşısının bulunmasından memnun olmadılar.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bunlar insanlara aşı karşıtlığı aşılamaya çalışıyorlar.

"Aşı olmayın" diye çağrılar yapıyorlar.

"Peki, aşı olmayalım da ne yapalım" diyenlere başka bir çare de sunmuyorlar.

Çünkü şu anda koronavirüsün tek çaresi aşı.

Şu anda bir tercih değil bir mecburiyet bu aşı.

Hani koronavirüsün aşının dışında bulunmuş bir başka çaresi vardır da seçenekler arasında tercih yaparız.

Oysa şu anda ya aşı olmak ya da çaresizliğe mahkum olmak durumuyla karşı karşıyayız.

Aşı karşıtları aşının yan etkileri olabileceğinden bahsetmekte ise de, şu ana kadar bulunan aşıların önemli bir yan etkisi ortaya çıkmış değildir.

Kaldı ki hiçbir aşının, hiçbir ilacın yüzde yüz yan etkisiz olması mümkün değildir.

Eğer aşılarda, ilaçlarda yüzde yüz yan etkisizlik garantisi aranacak olsa, hiçbir aşı, hiçbir ilaç kullanılamaz.

O zaman da insanlık hastalıklara karşı çaresizliğe mahkum olmaktan kurtulamaz.

İşte aşı karşıtları da insanları adeta çaresizliğe mahkum etmek istiyorlar.

Aşı karşıtlığı gibi aşı ayrımcılığı da yapıyorlar.

"Aşı olmayın, hele Çin aşısı hiç olmayın, sakıncalı" diyorlar.

Ancak bu dediklerini destekleyecek hiçbir bilimsel kanıt da gösteremiyorlar.

Nitekim bu konuda Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil ile bilim insanları arasında oldukça sert bir tartışma yaşandı. 

Örneğin Yılmaz Özdil'in memleketi İzmir'in Tabip Odası'nın başkanlığını da yapan İzmir Hekim Güçbirliği sözcüsü Suat Kaptaner, bu konuda Yılmaz Özdil'i haddini aşmakla, terbiyesizlik yapmakla suçladı.

Suat Kaptaner, "Yılmaz Özdil yazısında hiçbir bilimsel kanıt göstermeden aşıyı kötülemektedir. Muhalif olma güdüsü insanlarımızın canını kurtaracak çalışmalar hakkında bu şekilde tereddüt yaratacak seviyeye varmamalıdır. Pandemi felaketinin atlatılmasında katkısı olacak aşının böylesine kötülenmesi, pandemiye karşı canı pahasına mücadele veren biz hekimleri üzmektedir. Mustafa Kemal'in Tıbbiyelileri olarak biz hekimlerin tek amacı yurttaşlarımızın hastalanmasını ve can kaybını önlemek için bilimin ışığında mücadele etmektir. Nitekim hocamız Profesör Doktor Ahmet Saltık da bu aşı karşıtlığına tepki gösterip, ‘Aç kolunu Türkiye' diyerek insanları mutlaka bu aşıyı olmaya çağırmıştır" şeklinde bir açıklama yaptı.

Bu tartışmaya CHP'de milletvekilliği de yapan tıp profesörü Gaye Usluer, eczacı olan CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel gibi CHP yöneticileri de katıldı. 

Özgür Özel, "Bırakın bu aşıyı kötülemeyi. Ben bu aşıyı olacağım. Tüm sevdiklerime de olmalarını tavsiye edeceğim. Bu konuda siyasi kutuplaşmanın dışına çıkmak lazım" diyen bir açıklama yayımladı.

Aşı karşıtlığına ve aşı ayrımcılığına tepki gösteren bilim insanlarından biri de ABD'de yaşayan Nobel ödüllü Profesör Doktor Aziz Sancar'dı. 

Aziz Sancar, "İnanıyorum ki Çin, Rus, Amerikan, Alman aşılarının hepsinin koruyucu faydası var. Halkımızın sağlık uzmanlarından başka hiç kimsenin sözünü dinlememelerini tavsiye ederim. Türkiye'de olsaydım kuyruğa girer, Sağlık Bakanlığımızın temin ettiği aşıyı yaptırırdım" şeklinde bir değerlendirme yaptı.

Sonuçta bilim insanları "aşı ol" diyor.

Elbette bilim insanlarına kulak verip aşı olmak gerekiyor. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU