Diyarbakır Güncel Sanat Sempozyumu ve Loading

Geçen ay Diyarbakır’da güncel sanat mekanı Loading’in ev sahipliğinde gerçekleşen “Güncel Sanat Sempozyumu”nu Independent Türkçe için Sinan Yusufoğlu takip etti

Fotoğraf: Lütfü İrdem - Loading

Diyarbakır’da geçen ay 14-15 Aralık tarihlerinde güncel sanat mekanı Loading’in ev sahipliğinde önemli bir sempozyum gerçekleşti.

Farklı disiplinlerden önemli konukların ağırlandığı bu sempozyuma geçmeden önce, bağımsız güncel sanat mekanı Loading’den bahsedelim.

Uzun zamandır işlerini beğeniyle takip ettiğimiz, Diyarbakır’da yaşayan Türkiye’nin önemli güncel sanatçılarından Cengiz Tekin ve Erkan Özgen’in girişimleriyle 2017 yılında “bir mekan iyidir…” mottosuyla kurulan güncel sanat merkezi Loading iki yıl içerisinde önemli bir yol kat etmiş bir güncel sanat mekanı. 
 

Erkan Özgen_Cengiz Tekin.JPG
Cengiz Tekin (solda) ve Erkan Özgen / Fotoğraf: Independent Türkçe


2000’li yıllardan bu yana Türkiye’de ve dünyada güncel sanat alanında önemli eserler üreten sanatçılar, uzun yıllara dayanan deneyimlerini genç kuşak sanatçılara aktarma hevesiyle yola çıktı ve Loading Sanat Alanı’nı kurdular. 

Loading, zengin bir içeriği, hiyerarşik olmayan, daha kuşatıcı ve demokratik bir mekanda buluşturma gayreti içerisinde interaktif konuşmaların gerçekleştiği bir mutfak aynı zamanda.

“Diyarbakır'da yaşayan ve üreten sanatçıları tek çatı altında birleştirmekten ziyade, sanatçıların düşünce, üretim ve proje aşamasında karşılaştıkları sorunları konuşarak çözmek, kentin 2000'li yılların ilk çeyreğinden bugüne gelen güncel sanat pratiklerini arşivlemek, sanatçı dosyaları oluşturmak, Diyarbakır'ın uluslararası alandaki sanatsal farkındalığını ve etkileşimini güçlendirmek" gibi hedefleri var Loading’in.

Mekan aynı zamanda bir kütüphane ve arşiv işlevi de görüyor. Cengiz Tekin ve Erkan Özgen’in daha önce bir söyleşide belirttikleri gibi:

Uzun vadeli hedefler bir yana, nereye gittiği, nereye evrildiği pek de net olmayan bu politik ve kültürel çıkmazda ayakta durmaya çalışmamızın en önemli işimiz olduğunu açıklıkla söyleyebiliriz.

Bununla birlikte 2000’lerin ilk çeyreğiyle birlikte, özellikle Diyarbakır’da kümelenen bir güncel sanatçı grubunun zaman içinde yarattığı alt yapıdan, yeni sanatçı kuşaklarının mümkün mertebe yararlanması için yoğun bir çaba sarf ediyoruz.

Arşiv projemizi bu amaçla başlattık, mekansızlara mekan olmak, genç sanatçılara seslerini duyurabilecekleri daha kaliteli megafonlar sağlamak, güncel sanatı mutlak bir şekilde bırakacağını düşündüğümüz sanatçılara da rehberlik desteği vermek niyetindeyiz.


Göç, savaş ve sanatçının bakışı

Loading’in kurucularından Erkan Özgen ve Cengiz Tekin’in son çalışmalarını da burada zikretmekte fayda var. 

Erkan Özgen, ağırlıklı olarak video yerleştirmelerinden oluşan çalışmalarıyla yurtiçi ve yurtdışında çeşitli karma sergilerde yer almış bir sanatçı.

En son işlerinden “Wonderland” isimli çalışmasıyla “Polarized! Vision is War/Peace” ödülünü kazandı. 
 

Erkan Özgen, Wonderland, 2016.jpg
Erkan Özgen, Wonderland, 2016


Sanatçı, Beyrut, Şam, Diyarbakır, Enschede, Hartum ve Taipei’de çeşitli atölye çalışmalarına katıldı.

Türkiye’de ve yurtdışında güncel sanat eğitimleri veren Özgen, çeşitli çevreci inisiyatiflerde görev aldı. 

Çalışmalarını Diyarbakır’da sürdüren Erkan Özgen son projesi “Purple Muslin”de, Irak Kürdistanı’ndan savaş nedeniyle Türkiye ve Avrupa’ya göç eden kadınlar üzerinden, savaşın göçmenlerin hayatı üzerindeki etkisine odaklanıyor. 
 

Erkan Özgen_ Purple Muslin, 2018.JPG
Erkan Özgen_ Purple Muslin, 2018


Savaşın getirdiği travma ve vahşete dair hatıraların kadın göçmenlerin yaşamları üzerindeki etkilerini araştıran sanatçı, “Purple Muslin” projesinde göçmenlerin kişisel savaş deneyimlerini, acılarını ve göç süreçlerini anlattıkları bir röportaj serisi sunuyor. 

“Wonderland” isimli ödüllü çalışması ise, 2015 yılında Kobane’nin IŞİD tarafından kuşatılması sonrası, ailesiyle birlikte Derik’e sığınan sağır ve dilsiz küçük Muhammed’in savaş travmasını bedenini kullanarak anlatmasına odaklanıyor. 

Savaş ve zorunlu göç üzerine tekrar düşünmemize vesile olan “Wonderland”, dilin ve sözcüklerin ötesine geçerek savaşın tahribatını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren çok güçlü bir çalışma.

Loading’in diğer kurucularından Cengiz Tekin ise fotoğraf ve video çalışmalarında genellikle toplumsal yaşamın kök salmış gelenek, aile, inanç gibi unsurlarını el alır.
 

Cengiz Tekin_ kum-001.jpg
Cengiz Tekin, Kum, 2010


Özellikle yaşadığı coğrafyanın gündemindeki meselelere eğilir. Belgelemekten ziyade, ironik bir yaklaşımla ele aldığı sıradan görüntüleri, ima edilen rutini aksaklığa uğratan, tekinsiz formlarda sunar. 

Kusursuz bir kare yerine, tedirgin edici olan görüntüleri seçerek izleyiciyi bir başka açıdan görmeye davet eder.
 

Cengiz Tekin_bir parça özgürlük ,mekan düzenlemesi,2018-001.JPG
Cengiz Tekin'in “Bir parça özgürlük…”, 2018 mekan düzenlemesi çalışması


Cengiz Tekin, kişisel yaşamından yola çıkarak bulunduğu coğrafyaya ve daha geniş bir toplumsal alana uzanan çalışmalarında, son yıllarda tüm dünyanın şahit olduğu ve ortak gündem haline gelen sığınmacılık tartışmalarına dikkat çeker. 

Sanatçının çalışmaları İtalya, Yunanistan, Şili, Amerika, Almanya, İngiltere, İrlanda, İsviçre, Brezilya ve dünyanın birçok yerinde sergilendi ve çokça bienalde gösterildi.

Tekin, Diyarbakır’da yaşayıp üretmeye devam ediyor.
 

Cengiz Tekin Free Kick 2005.jpg
Cengiz Tekin, Free Kick, 2005


Loading’in ev sahiplinde Güncel Sanat Sempozyumu

Loading’in ev sahipliğinde 14-15 Aralık tarihlerinde Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nda gerçekleşen güncel sanat sempozyumuna gelecek olursak, sempozyumun güncel sanatın birçok önemli tatışmasına yer veren programı ve önemli konuklarıyla son dönemin en heyecan verici sanat etkinliklerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. 

Sanatçı, küratör, sanat eleştirmeni, akademisyen, sanat alıcısı ve izleyicilerin oluşturduğu sanat piyasasını kavramsal bir düzeyde bir araya getirmeye çalışan sempozyumun kavramsal çerçevesini Mahsum Çiçek, Erkan Özgen ve Cengiz Tekin birlikte belirledi. 
 

sempozyuma ilgi yoğundu.JPG
Sempozyuma katılımcıların ilgisi yoğundu / Fotoğraf: Lütfü İrdem - Loading


“Güncel Sanat Nesnesi’nin Belirlenimi” üst başlığında ilgi çekici bir programa sahip bu sempozyuma Diyarbakırlı sanatseverlerin ilgisi de oldukça yoğundu.

Sempozyum boyunca seyircilerin katılımı ve soru cevap bölümlerindeki tartışmalar da güncel sanatın yarattığı heyecanı bir kez daha göstermiş oldu.
 

mahsum çiçek, osman erden, ceren erdem.JPG
(Soldan sağa) Mahsum Çiçek, Osman Erden ve Ceren Erdem / Fotoğraf: Lütfü İrdem - Loading


Mahsum Çiçek, Osman Erden ve Ceren Erdem’in katılımıyla gerçekleşen “Güncel Sanatın Sorunsalları” başlıkta ilk oturumda, militarizm, cinsel kimlikler, zorunlu göç ve ekoloji üzerinden bu tartışmaların güncel sanatın seyrini nasıl etkilediği derinlemesine tartışıldı.

Mahsum Çiçek, konuya kuramsal bir çerçeve çizerken, Osman Erden ve Ceren Erdem ise son dönem Türkiye’de yaşanan toplumsal ve siyasal olaylar üzerinden örneklerle konuya farklı perspektifler sundular. 
 

memed erdener, merve akar akgün, evrim altuğ.JPG
(Soldan sağa) Memed Erdener, Merve Akar Akgün ve Evrim Altuğ / Fotoğraf: Lütfü İrdem - Loading


Evrim Altuğ, Memed Erdener ve Merve Akar Akgün’ün katılımıyla gerçekleşen “Güncel Sanat Kamusal mıdır?” başlıklı oturumda ise sergiler, bienallar ve festivaller üzerinden kamusal alan ve güncel sanatın karşılıklı olarak birbirinden beslenen duruşu masaya yatırıldı.

Memed Erdener’in görsel sunumu ve mizahi yaklaşımı oldukça ilgi çekiciydi.

Moiz Zilberman, Ömer Özyürek ve Cem Erciyes’in katılımıyla gerçekleşen “Güncel Sanat Piyasasının Kurumsallaşması” başlıklı oturumda ise galeri, müze, sanat fuarları ve müzayedeler üzerinden piyasalaşmanın sanatı nasıl etkilediği ve dönüştürdüğü üzerine önemli bir tartışma gerçekleşti.
 

moiz zilberman,cem erciyes, ömer özyürek.JPG
(Soldan sağa) Moiz Zilberman, Cem Erciyes ve Ömer Özyürek / Fotoğraf: Lütfü İrdem - Loading


Dünyanın birçok önemli fuar ve bienalini gezen, önemli sanatçılarla çalışan Zilberman Galeri’nin kurucusu Moiz Zilberman, özellikle Uzakdoğulu güncel sanatçılar üzerinden verdiği örneklerle oturumda farklı bir pencere açarken, güncel sanatın farklı coğrafyalardaki yansımalarını da hatırlatması önemliydi.

Ayşegül Sönmez, Süreyyya Evren, İlker Cihan Biner ve Özlem Altunok’un katıldığı “Güncel Sanat ve Eleştiri” başlıklı son oturumda ise eleştiri, sansür, sanat yazarlığı gibi konular üzerinden iktidar ve muhalefetin sınırları, eleştirmenin bağımsızlığı, otosansür, ifade özgürlüğü ve güncel sanatın siyaset ile ilişkisi gibi konular konuşuldu.

özlem altunok,ayşegül sönmez, ilhan cihan biner, süreyya evren.JPG
(Soldan sağa) Özlem Altunok, Ayşegül Sönmez,İlker Cihan Biner ve Süreyyya Evren / Fotoğraf: Lütfü İrdem - Loading


İki gün boyunca tüm oturumlarda tartışılan başlıklarda güncel sanatın günümüzdeki meseleleri farklı perspektifler üzerinden masaya yatırılırken, Loading’in oldukça doyurucu ve heyecan verici bir sempozyuma ev sahipliği yaptığını söyleyebiliriz.

Zihin açıcı bildirilerin sunulduğu ve tartışmaların gerçekleştiği “Güncel Sanat Sempozyumu”, güncel siyasetin çok yakıcı olduğu Diyarbakır’a güncel sanat penceresinden bakmamızı sağlarken, Loading’in kısa süre içerisinde geldiği noktayı göstermesi açısından da oldukça kıymetliydi.
 

katılımcılar.JPG
Fotoğraf: Fotoğraf: Lütfü İrdem - Loading


Loading’e bu önemli sempozyum için teşekkür ederken, sempozyumun koordinatörü Mahsum Çiçek ve sempozyum katılımcılarıyla gerçekleştirdiğimiz söyleşileri paylaşarak yazımızı bitirelim.

Diyarbakır’a güçlü bir nefes aldıran Loading’den çıkacak yeni çalışmaları ve etkinlikleri heyecanla bekliyoruz. 
 

mahsum_çiçek.JPG
Sanat yazarı Mahsum Çiçek / Fotoğraf: Loading


Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 

Uzun zamandır Diyarbakır’dan Türkiye güncel sanat ortamına yarı kurgusal, biraz fantastik az da olsa ironik ve çok da kuramsal olmayan bir pencereden genç ve muhalif sanatçılardan ilham alarak güncel sanat üretimlerine dahil olmaya çalışıyorum. 

Pek çok sanat dergisinde yazılarım yayınlanıyor. Sanat yazarlığı yapmaya çalışıyorum. Sanat yazarlığı daha özgün bir alan. 

Kişisel bir tutum içinde sanat üretimlerini yeniden yorumlama, ayrıcalığı tanıyor. Bu yorumlama, fantastik, erotik, ütopik, distopik, toplumsal gerçekçi ya da gündelik dil ile şekillenebilir. 

Güncel sanat kendi içinde pek çok disiplin ve söylemi barındırıyor. Sanatçı üretimleri üzerinden kurgusal fantastik yazılar yazdığım gibi Güncel Sanat ve provokatiflik üzerinden de bir dizi yazı yazdım. Bu dizi içinde birçok sanatçının işlerine değindim.

Loading için neler söylemek istersiniz?

Loading, söyleşileri, workshopları, arşivi ve sanat kitapları kütüphanesi ile bölgedeki sanatçılar, öğrenciler ve sanat meraklıları için ilham ve bilgi kaynağı olmaktadır.

Bu noktada, güçlü bir topluluk hissi yarattığımızın ve çağdaş sanatı sadece daha anlaşılır değil, bireylere daha yakınlaştırdığımızın kanısındayız.

Loading’in geleceğe dair planları neler?

Loading’in amaçlarını kısaca şöyle belirtebiliriz. Diyarbakır ve çevresinde yaşayan sanatçıların düşünce, üretim, proje ve sergileme süreçlerinde rehberlik ve destek sağlamak.

Diyarbakır’ın uluslararası sanat alanında farkındalığını ve etkileşimini güçlendirmek.

Diyarbakır’da uluslararası çağdaş sanat pratiklerini, bireylere daha ulaşılabilir kılmak.

Güncel sanat diyaloglarına sadece ev sahipliği yapmakla kalmayıp, Diyarbakır’ı diskur üretimi noktası haline getirmek.

Diyarbakır’ın 2000’li yılların başından bugüne güncel sanat pratiklerini arşivlemek.

Bölgede sanat ile uğraşan bireylere, kendileri ile aynı ilgileri paylaşan insanlarla buluşma noktası olmak.

Bölgede sanat ile ilgilenen ve uğraşan bireylere, ilgilerini geliştirmek ve çalışmalarını güçlendirmek için olanak sağlamak, motivasyonu yükseltmek.

Diyarbakır, savaşın ve şiddetin yoğun yaşandığı bir şehir. Bu ortam sanatçıların işlerine nasıl yansıyor? Sanatsal olarak bu döngünün dışına çıkmak mümkün mü?

Sanatçı, yaşadığı coğrafyadan kendini soyutlayamadığı gibi yaşanan siyasal ve toplumsal olayların ürettiği gösterge ve söylemlerin içine farkında olup ya da olmadan girmekte ve bu doğrultuda üretimlerine yön vermekte.

Güncel sanat pratikleri de provokatif, eleştirel ve günümüz sorunsalları üzerinden şekillendi.

Sanat, politika ve medyatik olanın doğaları gereği iç içe geçtiği, deneyimin, kolektif iletişimin ve performatif eylemlerin öncelik kazandığı yeni bir toplumsal harekete yönelmekte.

Sanatın, aktivizmle hareket kazanması ve tıpkı bir sivil toplum kurumu gibi işlerlik kazanması, yaşanan politik ve toplumsal problemleri sanatın gündemine ve bir yerde de piyasasına dönüşmekte.

Loading, bu çatışma ortamında nasıl bir varoluşa ve üretime sahip?

Öncelikle “çatışma” geç kapitalist daha doğrusu üçüncü dünya ülkeleri olarak sınıflanan sanayisiz toplumlarda bir tür arkaik “moloch” olarak varlığını sürdürmekte.

Krizler, iktidarların varlığının sürdürme biçimi olarak süreklileşmekte. Loading, bağımsız bir sanat mekanı ve söylemini, güncel olan, eleştirel ve toplumsal duyarlılık üzerinden şekillendirmekte.

Etkinlik, toplantı ve aktiviteleri herkese açık ve ücretsiz. Herkes, kütüphanesinden faydalanabilir, araştırma yapabilir ve katkı sağlayabilir.  

Diyarbakır’da üretimleri sürdüren Cengiz Tekin ve Erkan Özgen'in işlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cengiz Tekin, güncel sanata tekin olmayan bir alan açtı. Bakış açısına, perspektife insanların yaşadıklarını ekleyerek neredeyse kendine bir metot oluşturdu.

Bu bakış açısı bir tür yeni tarih yazımı olarak kayıt altına alındı. Kişisel bir tutum olarak, güncel sanat söylemi ile toplumsal problemleri bir arada sunmaya çalıştı. 

Erkan Özgen, son dönem güncel sanat pratiklerine, zorunlu göç ve mültecilik gibi kanayan bir yaraya dönüşen sorunsalları merkeze alan işler üretti.

15. İstanbul Bienali'nde sergilenen “Wonderland” videosu uluslararası bir ses getirdi. Video, Tate Modern’de “Artist and Society” sergisi kapsamında sergilendi ve pek çok ödüle layık görüldü.  


“Güncel Sanat Sempozyumu” katılımcıları ile etkinliğe ve Loading’e dair düşüncelerini Independent Türkçe için konuştuk
 

osman erden.JPG
Osman Erden / Fotoğraf: Loading​​​​​​​ 


Osman Erden, Akademisyen: 

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde öğretim görevlisiyim. 'Nasyonal Sosyalizmin Alman Sanatına Yansıması' başlıklı yüksek lisans tezimin ardından 'Türkiye’de Güncel Sanat Alanını Şekillendiren Unsurlar' başlıklı doktora tezimi verdim. 

Güncel sanata dair farklı alanlardan konuşmacıları bir arada dinlemek benim için çok faydalı oldu. Benim oturumumda Türkiye’deki sanat ortamına, ülkenin meselelerinin sanat alanında nasıl işlendiğine değinildi. Farklı dönemlerde sanatçıların üretiminin nasıl değiştiği, günümüzde genç sanatçıya olan ilginin içeriği de bahsedilen konular arasındaydı. 

Diyarbakır’da bir sanat alanının faaliyetlerini sürdürebilmesi oradaki sanat insanlarının fedakarlığı, idealizmi ile sağlanabiliyor. Sürekli gerginliğin olduğu bir kentte demokratik bir nefes alanı yaratma çabası başka bir yol ile söz konusu olamaz zaten. 

 

evrim_altuğ.JPG
Evrim Altuğ / Fotoğraf: Loading​​​​​​​


Evrim Altuğ, Yazar:

Milliyet Sanat, Sanat Dünyamız ve Cumhuriyet gazetesi için yazılar yazdım. Halen Art Unlimited, Gazete Duvar ve Artful Living'de yazıyorum. Açık Radyo'da Yolgeçen programına devam ediyorum. 

Sempozyum birçok alanın söz ve yazı ustasını buluşturmakla kalmadı, bir araya şehirde de gelemeyen meslektaşlar için karşılıklı bir diyalog zemini hazırladı.

Seçilen konu başlıkları altında dolu dolu yapılan sunumlar, bilgi, belge ve grafiklere dayalı paylaşımlar, etkinliğin gerekliliği ve çeşitliliğinin bir yansıması olarak kayıtlara geçti. Tabii etkinliğin tamamının belgelenmiş olması da ayrı bir kazanım ve profesyonelce bir tutum olarak değerli oldu.

Kendi adıma özellikle koleksiyonerlerin ve eleştirmenlerin bienallere, fuar ve eleştiri kurumuna birbirinden ne kadar ince detaylarla ayrılan biçimde yaklaştıklarına şahit oldum, bilgilendim. 

Memed Erdener ve Merve Akar Akgün ile katıldığımız oturumda kamusal alan ve güncel sanatın karşılıklı olarak birbirinden beslenen duruşu üzerine kelâm ettik.

Ben, sunumumda İzmir ve Gezi süreci üzerinden güncel sanatın son bir kaç yıllık tecrübesini seslendirip, görsellerle ortaya koydum. Diyarbakır'daki dinleyiciler de buna ilgiyle karşılık verdi. 

Düşünce ve ifade özgürlüğünün kilitlendiği bir coğrafyada güncel sanatın aldığı tutum ve pozisyonun hayati değer taşıdığına inandığımdan, bu bölgeden çıkan her türlü estetik ve kültürel üretime pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini düşünüyorum.

 

memed-erdener.JPG
Memed Erdener / Fotoğraf: Loading


Memed Erdener, Sanatçı:

Harfler, sanat, siyaset ve eğitim ile ilgileniyorum. Rüyalar, arzularımız, masallar, libido, bilinçdışı, düşünmediklerimiz, Jung, Fuzuli, yeni idolüm Kropotkin, Filibeli Ahmed Hilmi bir süredir ilgilendiğim kavramlar ve yazarlar.

Mücadeleyi biraz daha az görünene çekmek istedim. Yine kendimle alakalı konulara eğilmiyorum, konular hala toplumsal.

Diyarbakır özel bir şehir. Çok sonraları bu coğrafya milliyetçilik illetinden kurtulduğunda, Diyarbakır’ı özel kılan özgür aklı Anadolu yakından tanıyacak. Anadolu’nun hür iradeyle, kamusal alanla ve kadınla ciddi sorunları var. Yazık.

Mekanların ingilizce isimlerine gayet gıcığımdır ama -adının ingilizce olması dışında- örnek alınacak bir yapı Loading.

İyi ki Loading var. Hala Loading Kütüphanesi’ne kitap yollamadığım içinse utanç içindeyim. Bu utanç bana yeter. O halde hep beraber ingilizce söyleyelim: Shame on you Memed!

 

merve-akar-akgün.JPG
Merve Akar Akgün​​​​​​​ / Fotoğraf: Loading

 
Merve Akar Akgün (Yayın Yönetmeni):

Son beş yıldır Unlimited Publications adı altında yer alan Art Unlimited, Design Unlimited, Architecture Unlimited, Limited, Untitled isimli basılı yayınlardan ve her gün düzenli içerik yayınlayan unlimitedrag.com web sitesinden sorumlu genel yayın yönetmeniyim.

Sanata değen her şey mottosuyla yayıncılık tavrımızı sürdürüyoruz. Ben aslen sosyoloji formasyonu aldım, St Josephli’yim, ardından Sorbonne Üniversitesi’nde sosyoloji ve üzerine çağdaş sanat sosyolojisi öğrenimi gördüm.

Ben sempozyumun ikinci oturumunda Evrim Altuğ ve Memed Erdener ile yer aldım. 'Çağdaş sanat kamusal mıdır?' sorusuna yanıtlar aradığımız iki sunum gösterdik.

Devlet, kamu ve özel kavramlarının ayrışımının iyi yapılması gerektiğine işaret ederek iyi işleyen ve işlemeyen örnekler üzerinden kamusal alanda yer alan sanat davranışlarını incelemeye çalıştık.

Çevrimiçi dünyanın da kesinlikle bir kamusal alan olarak ele alınabileceği hususunda hem fikir olduk.

Diyarbakırlı güncel sanatçıların işlerini çok uzun zamandır büyük bir beğeniyle takip ediyorum. Geçtiğimiz on yılda çok daha kuvvetli işler çıktığı konusunda sempozyuma katılan diğer kişilerle aynı fikirde olduğumu fark ettim ancak yine de A4’te gezdiğimiz sergide çok çarpıcı işler de gördük. 

Loading’e ilk gidişimdi, saatler içerisinde kendimi evimde gibi hissettim. Sanırım bunda en büyük rolü Cengiz (Tekin), Ferat (Demiroğlu) ve Dicle (Beştaş) oynadı.

Türkiye’nin tarihini göz önünde bulundurarak düşününce, Diyarbakır’da yer alarak tüm sanatseverlere kollarını açan Loading hem bulunduğu yere hem de tüm ülkeye 'can veren' umutvar bir pozisyon tutuyor.

 

Cem Erciyes.png
Cem Erciyes


Cem Erciyes (Yayın Yönetmeni):

Doğan Kitap Yayınevi'nin yayın direktörüyüm. Yani yayıncılık yapıyorum. Aynı zamanda çeyrek asır yaptığım kültür sanat gazeteciliği işini de sürdürüyorum. Haftada bir Gazete Duvar’da, istendikçe Milliyet Sanat, Hürriyet Kitap Sanat’ta kültür sanat yazıları yazıyorum.

Sempozyum verimliydi. Diyarbakır’da olmak güzel. Bu kentin. Kendine has bir enerjisi var. Ben ilk kez bu kente yine bir güncel sanat sergisi için, şimdi haksız yere hapiste tutulan Osman Kavala’nın davetiyle gitmiştim.

Sağolsun Osman Kavala bize Diyarbakır’daki sanat yapan insanları tanıtmıştı umuyorum bir an önce özgürlüğüne kavuşur. Bu gittiğimde de değerli insanlarla tanıştım. Tanıdığım insanlarla bir gün boyunca güncel sanatın meseleleri üstüne konuşup düşünme olanağı buldum.

Özellikle benim de katıldığım oturumda, galerilerden müzelere ve koleksiyonculara sanatındiğer kurum ve paydaşlarını kouşup tartışma olanağı bulduk ki bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. 

Güncel sanatta bir ekip, bir akım, bir ortak ruh olduklarını söyleyebiliriz. Benim çok yakından tanıdığım ve takip ettiğim isimler var. Saymıyorum çünkü birilerini atlamak istemem.

Birlikte sanat yapmaya başlamış belki farklı yollara yönelmiş, ama hala bir dayanışma içinde olduklarını bildiğim sanatçılar. En önemli özellikleri siyasetin yakıp kavurduğu bir iklimde kendilerini ve işlerini serin tutmayı başarmış olmaları.

Kendi kimliklerini de şahit oldukları şiddeti de sükuneti ve bazen ironiyi yitirmeden anlatabiliyorlar ve bu nedenle de sanıyorum Türkiye’de ve dünyada çok seviliyorlar.

Loading’i bu sempozyum vesilesiyle tanıdım. Daha önce duymuştum, ama gidip görmek, birlikte bir şeyler yapmak başka oluyor. Çok iyi bir merkez, çok motive bir ekip bir arada.

Maddi manevi kendilerinden vererek Diyarbakır’da yüzü bütün dünyaya dönük, açık fikirli bir sanat merkezini ayakta tutmaları çok çok değerli bir iş. Umuyorum istedikleri bütün etkinlikleri gerçekleştirirler, uzun ömürlü olurlar…

 

moiz_zilberman.jpg
Moiz Zilberman / Fotoğraf: Loading


Moiz Zilberman (Galeri Kurucusu)

1991 yılında koleksiyoner olarak girdiğim sanat dünyasında 2008 yılından beri Zilberman galerinin kurucusu olarak bulunuyorum. İstanbul’daki galerimize ek olarak bir proje alanımızda ve 2016 yılından beri Berlin galerimizde Türkiyeli ve uluslararası sanatçılara sergiler düzenliyoruz. Sanatın her coğrafyadaki eleştirel ve politik gücüne inanıyor ve seçimlerimi bu yönde yapıyorum. 

Sempozyum oldukça olumlu geçti. İki gün boyunca dört ayrı oturumda  güncel sanatın farklı alanlarıyla ilgili birçok konuda (fuarlar, galerilerin durumu, eleştiri,yayın, vb) konuşuldu ve tartışıldı. Güncel sanata dair her türlü soruya cevap arandı ve verildi. Bu bakımdan çok verimli geçtiğini düşünüyorum. 

Diyarbakır’ın Türkiye ve dünya güncel sanatında özel bir yeri var. Ancak bu özel yer sebebiyle buradaki sanat etkinlikleri bölgesel konularla sınırlı kalma tehdidini de içeriyor.

Bunu bir engel gibi görmektense, yine yerel konuların çevresinde yerel ve küresel sorunları birbirine bağlayarak parmak basmak gerekiyor ve sanatçılar da bunun bilincindeler.

Loading müthiş bir girişim. Çok da doğru gidiyor. Katıldığım sempozyumun hem konuşmacıların seçimi hem de dinleyicilerin katılımı bakımından çok başarılı olduğu düşündüm.

Özellikle sorucevap kısmının kalitesi Loading’in misyonuna ne kadar uygun bir şekilde hareket ettiğini kanıtlıyor. Temennim bu oluşumun daha da desteklenmesi… Diyarbakır’ın güncel sanat denince akla ilk gelen yerlerden biri olduğunun altını çiziyor, bu bakımdan çok önemli. 
​​​​​​

 

ayşegül_sönmez.jpg
Ayşegül Sönmez / Fotoğraf: Independent Türkçe


Ayşegül Sönmez (Sanat eleştirmeni): 

Sanatatak’ın kurucusuyum. Sanatatak ve oğlumla. Bitiremediğim doktora tezim, zamanında teslim edemediğim kitabımla ilgili suçluluk duygularıyla meşgulum.

Bence sempozyum iyi geçti. İyi derken ne iyimser ne de kötümser olmayı kast ediyorum. Çok sesliliği, çok içtenliliği kast ediyorum.

Diyarbakır’da yaşayan sanatçıların işlerini uzun zamandır takip eder ve desteklerim hatta bu konuda bir terim de geliştirmiştim, Diyarbakır Ekolü diyerek…

Fakat zaman içinde yaşanan politik gerilimler, trajediler nedeniyle pek çok sanatçı artık Diyarbakır’da yaşamıyor. Yaşayamıyor.

Bu ekolün parçalandığı anlamına gelmiyor ama kalan sanatçıları ifade etmeye yetmeyeceğini düşünüyorum Diyarbakır ekolü demenin. Onları kavanozlayıp etiketlemek gibi olacak. Bu imkansız bugünün şartlarında. 

Siyaset yapmanın iptal olduğu şu zamanlarda bu şehrin insanlarının, entelektüellerinin büyük bir ferdiyet içinde şahsi evrimler yaşadığını, şehrin kolektif ruhunu da bu şahsiyetleriyle beslediğini görüyorum. Bunu bu son gelişimde yoğun algıladım.

Loading işte sürekli doluyor. Besliyor. Beslenmek istiyor. Oluş içinde. Ben tamam doldum demiyor. Dolduruyor. Büyük bir boşluğu. Bizleri. İstanbul’u…

 

ilker_cihan_biner.jpg
İlker Cihan Biner / Fotoğraf: Independent Türkçe


İlker Cihan Biner (Yazar):

Eski bir hukukçuyum ama yaşamıma başka bir saha ile devam ediyorum. Sanat yazıyorum. Edebiyattan güncel sanata değin çeşitli alanlarda eleştirel metinler kaleme alıyorum. Başta Art Unlimited olmak üzere K24, Vogue gibi yayınlarda yazıyorum.

Sempozyumun olumlu geçtiğini söyleyebilirim. Loading bizlere özgür bir tartışma platformu sundu. Çünkü sanat ortamının İstanbul merkezli olarak değerlendirmemek gerek. Loading bu açıdan da çok önemli. Sanat tarihinden günümüz estetik pratiklerine değin sayısız mevzuların konuşulduğu, tartışıldığı bir platform.

Oturumlarda ise sanatın kamusallığı, bienaller ve eleştiri gibi farklı görünen ama aslında birbiriyle bağlantı kurabilen temalar ele alındı. Bizim oturumumuza geldiğimizde ifade özgürlüğü, güncel sanatın politika ile doğrudan ilişkisi gibi konuları tartışmaya gayret ettik. Sansür ve oto sansür meseleleri gündemimizdeydi.

Diyarbakır’da estetik üretimlerine devam eden sanatçıların kıymetli olduğunu düşünüyorum. Çok farklı pratiklerle yaşamı yeniden düzenlemeye yönelik girişimleri var. Bir bez parçasına, boş duvara veya kırık tahta üzerine de çeşitli üretimler söz konusu.

Kayyumla yönetilen bir kentte bu müdahaleler nefes aldırabiliyor. Bilhassa A4 açık sanat alanındaki pratikler şehrin başka yüzüne işaret ediyor. Büyükşehir belediyesinin kültür siyasetine alternatif bir saha.

Yalnızca kayyum politikası ve şehrin yönetimi ilişkisine de gönderme yapmak durumu hafife almamıza yol açabilir. Diyarbakır savaş coğrafyasının tam kalbinde olan kentlerden biri. Faili meçhul cinayetlerin, sayısız tutuklamaların gerçekleştiği bir yer. İster istemez sanatın mümkünlüğünü sorgular hale gelebiliyoruz.

Bahsettiğim A4 açık sanat alanında Nadan Özcan'ın duvara resmettiği bir “Amed Portresi” var. Yeni baştan tarih yazımına yönelen ve yaşananları kayda alan bu çalışmayı daha çok tartışmaya açmamız gerekiyor. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU