Yıl 1993.
Bir radyoda, "Sesli Gazete" adıyla bir program yapıyorum.
Sokak röportajıyla, insanlara "Sağcı nedir, solcu nedir?" diye soruyoruz.
Halkın bu soruya verdiği, yani veremediği yanıtları görünce, son çare bir sol ve bir sağ partinin ilçe başkanlarını deniyoruz.
Hayır, bilen yok!
Sağcılık, toplumsal hiyerarşiyi veya toplumsal eşitsizliği desteklerken;
Solculuk, belli hiyerarşilere karşı çıkarken, toplumsal eşitlik ve eşitlikçiliği destekliyor.
Gurbetçinin ph'ı Edirne'den sonra değişiyor!
Gurbetçilerimiz Türkiye'de oy verirken, milliyetçi ve sağ partileri desteklerken, yaşadıkları Avrupa memleketlerine dönünce, işin rengi değişir ve solu desteklerler.
Türkiye'de bir belediye başkanı adayı düşünün.
Müslüman kimliğiyle öne çıkıyor ama LBGT+'ya destek veriyor.
Savaş karşıtı.
Siyasi iktidarın değil, yoksul halkın yanında ve onlarla 15 gün açlık grevi yapıyor.
Ve yoksula mağdura, "Ben de sizdenim, sizinleyim" diyor.
Masal gibi ve gerçeklerden kopuk değil mi?
O halde şimdi de gerçek bir kimlikten örnek verelim:
Adaylığı süresince, kirli enerji santralini engelleyen bir çevreci; taksi şoförleri ile 15 günlük açlık grevi yapıyor; kira kriziyle savaşıp, kiraları dondurmayı vaat ediyor; belediye otobüslerini ücretsiz yapma kararı alıyor.
0-5 yaşa ücretsiz kreşler yaparken, maliyetine satış yapan belediye marketleriyle yoksulun gıdaya erişimini kolaylaştırıyor.
Ülkesinin en önemli ihraç kalemi silah satışı iken, silahsızlanmayı savunuyor.
Niye vatan haini ilan edilmediğini anlayamıyorum (!)
Bitmedi, sosyal yardım projeleri adı altında 50 bin boş konuta el koyuyor, "Ana minkum va alaykum" -(Arapça, "Ben de sizdenim, sizinleyim") sloganıyla anılıyor.
Amerika'nın en büyük eyaleti New York'un Belediye Başkanı Zohran Mamdani'den söz ediyorum.
Göçmen olması, bağımsız bir aday olması gibi engelleri aşıp seçilmesi, onun kentin ilk Müslüman belediye başkanı seçilmesine mâni olamamış.
Harvard'lı akademisyen Mahmut Mamdani ve ünlü Hintli yönetmen Mira Nair'in tek çocuğu.
Zengin bir aileden geliyor ama kendini her zaman yoksula ve mağdura yakın görmüş…
Öyle ki: Hintli bir göçmen ama Hindistan Başkanı Modi'yi "savaş suçlusu" diye eleştiriyor.
Yahudi seçmenin kimyasını bozuyor!
Filistini'i destekleyen politikaları nedeniyle başlarda Yahudi seçmen rakibi Brad Lander'a yönelse de sandıkta yarısından fazlasının oyunu alıyor.
"Önce mağdurlar"
Müslüman kimliğiyle öne çıksa da LGBTQ+'a sığınak şehri vaatleri var.
Trump'ın sosyalistlerin seçilmesini yasaklamıştım, komünistleri atlamışım, diye eleştirdiği ve federal fonlardan mahrum bırakırım diye tehdit ettiği Mamdani, "Önce mağdurlar" diyor.
Ve kitleleri peşinden sürüklüyor…
ABD'nin gelecekteki başkanı
Siyaset bilimciler, Trump'ın ilk seçimlerdeki en önemli rakibi olarak gördükleri Mamdani, Amerika'nın bugüne kadar gördüğü en farklı siyaset figürü.
Tüm dünya, aşırı milliyetçi ve sağcıların vahşi kapitalizmi ile hiç olmadığı kadar karanlığa girerken, New York'ta Mamdani rüzgârı ile farklı bir şafağa doğuyor.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish