Küresel yetenek yarışında Hindistan örneği: "Beyin göçü"nden "beyin kazanımı"na geçişin dersleri

Dr. Osman Gazi Kandemir Independent Türkçe için yazdı

Küresel yetenek hareketliliği konusunda Hindistan'ın deneyimi, beyin göçü veren ülkeler için önemli dersler barındırıyor. Türkiye gibi nitelikli işgücü kaybı yaşayan ülkelerin dikkatle incelemesi gereken bu örnek, sorunu fırsata dönüştürmenin mümkün olduğunu gösteriyor.


Hindistan bugün dünyada yurt dışında yaşayan en büyük nüfusa sahip ülke.

34,3 milyon kişilik diasporası 207 ülkeye yayılmış durumda.

Bu devasa göç hareketi yıllık 2 milyon kişiyi buluyor ve dünyanın en büyük tek ülke kaynaklı göçü temsil ediyor.

Ancak 1,4 milyarlık nüfus içinde bu oran yalnızca yüzde 0,5'i teşkil ediyor; bu da Hindistan'ın beyin göçünü yönetebilme kapasitesini artıran önemli bir faktör.

Göçün karakteristiği de dikkat çekici: Çoğunlukla 31-45 yaş arası deneyimli ve nitelikli profesyoneller tercih ediliyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nde verilen H-1B nitelikli işçi vizelerinin yüzde 70'ini, bilgisayar bilimleri alanındaki H-1B vizelerinin ise yüzde 86'sını Hintliler alıyor.

Bu veriler, Hint göçünün nitelik odaklı karakterini gözler önüne seriyor.

Coğrafi dağılım da homojen değil.

Körfez ülkelerinde 7,65 milyon Hintli çoğunlukla yarı nitelikli işlerde çalışırken, Batı ülkelerinde 6,6 milyon kişi yüksek nitelikli pozisyonlarda görev yapıyor.

Bu ikili yapı, Hindistan'ın farklı beceri seviyelerindeki işgücünü küresel ekonomiye entegre etme başarısını gösteriyor.


Stratejik dönüşüm: Kayıptan kazanca uzanan yolculuk

Hindistan'ın başarısı, temel bir zihniyet değişiminde yatıyor.

Geleneksel olarak "beyin göçü"nü bir kayıp olarak gören yaklaşım yerini stratejik diaspora yönetimine bıraktı.

Bu dönüşümün arkasında 3 temel kavram var:

  • Beyin bankası modeli: Bu yaklaşım, yurt dışına çıkan yeteneklerin bilgi ve beceri biriktirdiği, daha sonra bu birikimi ana vatana aktarabileceği anlayışını benimsiyor. Göç artık doğrusal bir kayıp değil, dinamik bir bilgi alışverişi süreci olarak görülüyor. Diaspora üyeleri, bulundukları ülkelerdeki teknolojik gelişmeleri, iş yapma yöntemlerini ve yenilikçi yaklaşımları Hindistan'a taşıyan birer bilgi köprüsü işlevi görüyor.
     
  • Beyin dolaşımı: Bu model, göçmenlerin düzenli veya dönemsel olarak ana vatanlarına dönerek deneyimlerini paylaşmasını teşvik ediyor. Amerika'nın teknoloji devlerinde çalışan Hintli mühendislerin kurduğu Flipkart ve Ola gibi milyar dolarlık şirketler bu anlayışın somut meyvesi. Bu şirketler Hindistan ekonomisine katkı sağladığı gibi, aynı zamanda yerel yeteneklere mentorluk yaparak bilgi transferini hızlandırıyor.
     
  • Ağ etkisi: Yurt dışındaki Hint diasporası, yeni göç edenler için yolları açan güçlü ağlar oluşturuyor. Silikon Vadisinde kurulan her Hintli girişim, arkasından gelen yetenekler için daha kolay erişilebilir fırsatlar yaratıyor.

Ekonomik geri dönüş: Rakamların anlattığı başarı hikayesi

Diasporanın ekonomik katkısı çarpıcı boyutlarda.

2024-25 döneminde yurt dışındaki Hintliler ana vatanlarına 135,46 milyar dolar havale gönderdi -bu miktar ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının yaklaşık yüzde 3,5'ine denk geliyor.

Küresel ekonomik krizlerde bile istikrarını koruyan bu gelir kaynağı, Hindistan'ın makroekonomik dengesini güçlendiriyor.

Bangalore'daki bilişim teknolojileri patlaması, Amerika'dan dönen profesyonellerin kurduğu yeni şirketlerle başladı.

Bu geri dönenler finansal sermaye yanında, küresel iş yapma kültürü, teknolojik bilgi birikimi ve uluslararası ağları da beraberlerinde getirdi.

Sonuç olarak Bangalore, "Hindistan'ın Silikon Vadisi" (hatta kimilerine göre Asya’nın Silikon vadisi) haline geldi ve ülkenin teknoloji ihracatının merkezi oldu.

Tıp sektöründe de benzer bir hikâye yaşandı. Hindistan'ın en büyük hastane zincirlerinin önemli bir kısmı yurt dışından dönen doktorlar tarafından kuruldu.

Bu kurumlar sadece sağlık hizmeti sunmakla kalmadı, aynı zamanda binlerce kişiye istihdam sağladı ve Hindistan'ı küresel tıp turizmi haritasında önemli bir oyuncu haline getirdi.


Politika araçları: Sistemli yaklaşımın incelikleri

Hindistan hükümeti diasporayla bağları güçlendirmek için çok boyutlu araçlar geliştirdi:

  • Yurt dışı Hint vatandaşlığı programı: Hint kökenli kişilere ömür boyu vizesiz seyahat hakkı ve belirli ekonomik haklar tanınıyor. Bu program, diaspora üyelerinin Hindistan'la bağını koparmadan küresel vatandaşlar olmalarını mümkün kılıyor.
     
  • Yetenekli işgücü veri tabanı: Geri dönen vatandaşların becerilerini kayıt altına alıp uygun işlere yönlendiren bu sistem, insan kaynağının verimli kullanımını sağlıyor. Özellikle pandemi döneminde geri dönen milyonlarca işçinin becerilerinin haritalandırılması, Hindistan'ın iç dinamiklerini güçlendirdi.
     
  • Eyalet düzeyinde yetenek programları: Tamil Nadu gibi eyaletler, dünya çapında rekabet edebilecek maaşlar ve araştırma hibeleriyle bilim insanlarını geri çekiyor. Bu programlar merkezi hükümetin politikalarını yerel düzeyde somutlaştırıyor.
     
  • Kültürel bağlantı programları: Hint Kültürel İlişkileri Konseyi aracılığıyla diaspora gençleriyle ana vatan bağları güçlendiriliyor. "Hindistan'ı Tanı" programı gibi girişimler, ikinci ve üçüncü nesil göçmenlerin kökleriyle bağ kurmasını sağlıyor.

Küresel karşılaştırma: Farklı modellerin analizi

Çin'in agresif, devlet odaklı yaklaşımı ve Filipinler'in kurumsallaşmış işgücü ihracı modeliyle karşılaştırıldığında, Hindistan'ın organik, pazar odaklı modeli daha sürdürülebilir görünüyor.

Çin'in "Bin Yetenek Programı" gibi doğrudan müdahaleler kısa vadede sonuç verse de Hindistan'ın daha esnek yaklaşımı uzun vadeli istikrar sağlıyor.

Bu model göçü kendi avantajına çeviren simbiyotik bir ilişki yaratıyor: Göçmenler daha iyi fırsatlar bulurken, ana vatan da bu deneyimden faydalanıyor.


Zorluklar ve gerçekçi beklentiler

Hindistan'ın başarısı kolay gelmedi ve hâlâ zorluklarla dolu.

Dil engelleri, bürokratik sorunlar ve kültürel uyum zorlukları mevcut.

Almanya ile 2022'de imzalanan anlaşmada dil öğrenme süreci 8-9 ay alıyor ve bu süreçte birçok aday vazgeçiyor.

Ancak şu anda 300 bin kişinin Almanca öğrenmekte olması, uzun vadeli başarının mümkün olduğunu gösteriyor.

Geri dönen yeteneklerin yaşadığı "ters kültür şoku" da önemli bir sorun.

Yurt dışında özerklik ve verimlilik alışkanlığı kazanan profesyoneller, Hindistan'ın hiyerarşik iş kültürüne uyum sağlamakta zorlanıyor.


Geleceğe bakış: Sürekli evrilen strateji

Hindistan'ın beyin göçü stratejisi statik değil, sürekli evriliyor.

Yapay zeka, biyoteknoloji ve yenilenebilir enerji gibi gelecek sektörlerde yetenek çekmek için yeni programlar geliştiriliyor.

Özellikle iklim teknolojileri alanında Hindistan hem yerel ihtiyaçları karşılamak hem de küresel pazar payı almak için diaspora yeteneklerini mobilize etmeye odaklanıyor.
 


Türkiye için dersler: Uyarlanabilir stratejiler

Türkiye'nin beyin göçü sorununun çözümünde Hindistan deneyiminden çıkarılabilecek temel dersler var:

  • Zihniyet değişimi: Göçü salt kayıp olarak görme yaklaşımından çıkılmalı. Yurt dışındaki Türk profesyoneller potansiyel bir "beyin bankası" olarak değerlendirilebilir. Almanya'daki Türk doktorlar, Amerika'daki mühendisler veya Dubai'deki finans uzmanları, Türkiye'nin küresel ağını genişleten değerli varlıklar.
     
  • Sistemli diaspora yönetimi: Yurt dışındaki Türk nitelikli işgücüyle sistemli bağlar kurulmalı. Mevcut diaspora ağları girişimcilik ve yatırım için köprü görevi görebilir. Türkiye'nin özellikle Avrupa'da güçlü diaspora varlığı, teknoloji transferi ve iş birliği için büyük fırsat sunuyor.
     
  • Somut geri dönüş teşvikleri: Soyut vaatler yerine somut ve cazip geri dönüş programları geliştirilmeli. Araştırma hibeleri, vergi avantajları, bürokratik kolaylıklar ve konut desteği gibi araçlar, geri dönüş kararını kolaylaştırabilir.
     
  • Sektörel yaklaşım: Türkiye'nin güçlü olduğu alanlarda (tıp, mühendislik, finans, turizm) odaklı programlar geliştirilebilir. Her sektörün kendine özgü ihtiyaçları ve fırsatları olduğu göz önünde bulundurulmalı.
     
  • Yerel yönetim iş birliği: İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerin uluslararası yetenekleri çekmek için özel programlar geliştirmesi teşvik edilebilir.

Diğer yandan Türkiye için önemli olan, Hindistan modelini körü körüne taklit etmek değil, kendi koşullarına uyarlamak.

Ülkenin Avrupa ile güçlü bağları, gelişmiş eğitim sistemi ve dinamik özel sektörü, başarılı bir diaspora stratejisi için güçlü temel oluşturuyor.

Gereken sadece bu potansiyeli harekete geçirecek kararlılık ve uzun vadeli bakış açısı.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU