Zambiya mutfağında yoğurt ve peynir gibi süt ürünleri geleneksel olarak yer almaz.
Bu yüzden Lusaka'daki bir süpermarkette karşınıza çıkan manzara şaşırtıcı olabilir: Dev kovalarda Türk yoğurduna benzeyen kıvamlı yoğurt, yanı başında ise beyaz peynir ve hellim…
Üstelik hepsinin üzerinde aynı logo: Kefalos.
Kefalos, aslında Zimbabve merkezli bir süt ürünleri markası.
Ancak hikâyesi, bir Yunan göçmenin önce Zambiya'ya sonrasında da Zimbabve'ye yerleşmesiyle başlıyor.
Memleketi Kefalonya Adası'ndan esinle, "Kefalos" adını verdiği firmanın "helal sertifikalı" ürünleri bugün yalnızca Zimbabve'de değil, Zambiya'dan Güney Afrika'ya kadar birçok ülkede market raflarını süslüyor.
Ülkedeki Yunan izleri yalnızca Kefalos ile sınırlı değil.
Şehrin merkezi noktalarından birinde yer alan Yunan Ortodoks Kilisesi, Türkiye'den gelen bazı ürünlerin de raflarında yer aldığı Yunan marketi ve Yunan Restoranı, Yunan toplumunun Zambiya topraklarında kalıcı izler bıraktığını anlamak için yeterli.
Lusaka'da doğup büyüyen Rodos asıllı Anna Diakogeorgiou, babasının yıllar önce çok yakın bir Türk dostuyla Zambiya'ya gelip birlikte iş kurduklarını ve ölene kadar da çok samimi bir ilişkilerinin olduğunu anlatıyor.
Türk ve Yunan göçmenlerin Afrika'daki ortak hikâyeleri, kıtadaki diasporaların beklenmedik iş birliklerine bir örnek.
Benzer şekilde, Mısır'da yaşayan Türk ve Yunan topluluklarının geçmişteki ticari ortaklıkları da bu tür ilişkilerin izlerini taşıyor.
Afrika'nın bazı ülkelerinde dikkat çekici şekilde görünür olan bu Yunan varlığı, yüzeyde birkaç mekânsal işaret olarak belirse de arka planda yüzyıllara yayılan çok katmanlı bir göç ve yerleşim öyküsünü barındırıyor.
Yunanlılar, Afrika'ya ne zaman ve nasıl geldiler?
Tunus ve Libya gibi Osmanlı Devleti'nin bir parçası olan ülkelerdeki Yunan varlığının 16'ncı yüzyıla kadar uzandığı biliniyor.
Özellikle İzmir, Girit ve Kıbrıs'tan yola çıkan Yunan tüccarlar, Osmanlı'nın Kuzey Afrika'daki limanlarına yerleşerek Akdeniz ticaretinde kilit rol oynadılar.
Bugün Tunus'ta Yunan balıkçı köyleri, Libya'da Yunan mimarisiyle inşa edilmiş çarşılar bu geçmişin sessiz tanıkları.
Sahra Altı Afrika ülkelerine Yunan göçü ise 19'uncu yüzyılın son çeyreğinde başladı.
Yunanistan'ın kırsal kesimindeki nüfusun yaşadığı yoksulluk, sık sık yaşanan kıtlık ve büyük tarımsal felaketler gibi birtakım ekonomik nedenlerden ötürü göç akışları güçlendi.
19'uncu yüzyılın ortasından itibaren Yunan halkının Afrika'ya göçü, yalnızca ekonomik sebeplerle değil, aynı zamanda dönemin jeopolitik gelişmeleriyle de şekillendi.
Süveyş Kanalı'nın açılması Afrika'yı Avrupa ile Asya arasında bir geçit hâline getirirken, yeni limanların inşası ve ticaret yollarının genişlemesiyle birlikte de kıtada nitelikli iş gücüne duyulan ihtiyaç arttı.
Yunanlılar da bu süreçte gemicilik, ticaret ve altyapı alanlarında faaliyet göstermek üzere Afrika'ya yöneldi.
Buharlı gemilerin kullanılmaya başlaması ise, özellikle Ege adalarından gelenler için uzak mesafeli göçleri kolaylaştırdı.
19'uncu yüzyılın sonu ile 20'nci yüzyılın başı arasında, Yunanlılar Afrika kıtasındaki 25'ten fazla ülkeye yayıldı.
Nüfus olarak büyük topluluklar oluşturmasalar da yerleştikleri yerlerde ekonomik ve sosyal hayatta etkili konumlara geldiler.
Tarihe geçen iki isim
Afrika'daki Yunan diasporasının en ilgi çekici iki isminden ilki 1822'de esir olarak satılıp Tunus'ta önde gelen bir aile tarafından büyütülen George Stravelakis'tir.
Orada Müslüman olup Mustafa adını alan Stravelakis, Tunus devletinin en yüksek makamlarına yükselmeyi başardı, Devlet Haznedarı (Haznadar), ordu korgenerali, 1840'ta Bey ve son olarak 1862'den 1878'e kadar Büyük Konsey başkanı olarak hizmet etti.
İkinci isim ise, 1966 yılında Apartheid'in mimarı olarak bilinen Güney Afrika başbakanı Hendrik Verwoerd'ü öldüren Dimitris Tsafendas.
Giritli bir baba ve Mozambikli annenin melez çocuğu olup ırk ayrımcılığı yasaları nedeniyle sisteme karşı kin besleyen Tsafendas, gerçekleştirdiği bu eylem için "görevimdi" açıklamasını yaptı ve sonuç olarak akıl hastalığı gerekçesiyle ömür boyu hapse mahkûm edildi.
Ticaretten altyapıya Yunan etki alanları
Osmanlı döneminde Mısır, Libya ve Tunus'ta önemli bir nüfusa ulaşan Yunan topluluklarının aksine, Yunanlıların Sahra Altı Afrika'daki varlıkları her zaman küçük ölçekli kaldı.
Sudan, Yunan diasporasının ilk yoğunlaştığı yerlerden biriydi.
20'nci yüzyılın başlarında ülkedeki Avrupalı nüfusun büyük kısmı Yunanlıydı.
Bu topluluk yalnızca büyük şehirlerde değil, ulaşılması güç kırsal alanlara da yerleşmişti.
19'uncu yüzyılın sonlarında ise Yunanlılar sanayi sektörüne girdiler.
Omdurman ve Hartum'da tütün, un değirmenleri, yağ, susam yağı ve pamuk tohumu yağı üreten ilk fabrikaları kurdular.
Mozambik'te, Yunan girişimciler tütün, süt ürünleri, meyve suyu ve plastik üretimi gibi sektörlerde yatırım yaparak sanayileşmeye katkı sundular.
1930'larda Malavi'yi Mozambik'e bağlayan Zambezi Köprüsü gibi büyük altyapı projelerinde aktif rol aldılar.
Etiyopya ise ticaretle uğraşan Yunanların başka bir merkeziydi.
Addis Ababa ve çevresinde altyapı çalışmaları yürüten bu topluluk, zorlu sağlık koşullarına rağmen Somali, Eritre ve Cibuti gibi uzak pazarlara da ürün ulaştırmayı başardı.
Zamanla Yunanlılar, başta Güney Afrika, Zimbabve, Zambiya, Nijerya ve Kongo olmak üzere birçok ülkede tarım, gıda işleme, perakende, otelcilik ve taşımacılık gibi sektörlerde yer aldı.
Doğu Afrika'da ise bazı Yunan aileler tarım ve hayvancılık faaliyetlerine ağırlık verdi.
Ancak 1970'lerden sonra kıtanın birçok yerinde bağımsızlık sonrası millîleştirme politikalarının devreye girmesiyle Yunan göçmenlerin sayısında ciddi bir düşüş yaşandı.
Bugün Afrika'da yaşayan Yunan kökenli insanların sayısının yaklaşık 100 bin olduğu tahmin ediliyor.
Bunların bir bölümü artık Yunan pasaportu taşımıyor; karma evliliklerden doğan yeni kuşaklar da bu sayı içerisinde yer alıyor.
Yunan göçmenlerin çoğu şehir merkezlerinde yaşamayı tercih etmiş olsa da kültürel olarak hep içe dönük kaldılar.
Yerel halkla ekonomik ilişkiler kuruldu ama sosyal etkileşim sınırlı kaldı.
Genellikle erkek olan ilk göçmenler kıtada geçirdikleri ilk yılların ardından Yunanistan ziyaretlerinde kendi ülkelerinden eşler getirdi.
Karma evlilikler ikinci ve üçüncü kuşakta görülmeye başladı.
Diğer Avrupalı sömürgecilerle ilişkiler ise mesafeli ve sınırlıydı.
Yunanlılar yönetici değil, daha çok girişimci bir pozisyonda yer aldılar.
Bu nedenle Güney Afrika'da Yunanlıların İngiliz yöneticiler tarafından ırkçılığa uğradığı şeklinde iddialar da mevcut.
Güncel eğilimler ve Yunanistan-Afrika ilişkileri
Johannesburg Üniversitesi araştırma görevlisi, tarihçi Antonis Chaldeos'un verilerine göre Zambiya, Malavi ve Nijerya gibi ülkelerde Yunan varlığı hâlen etkili.
Ancak diğer birçok ülkede nüfus yaşlanıyor ve azalıyor.
Yine de Yunan Ortodoks Kiliseleri, toplulukların kültürel bağlarını korumada önemli rol oynuyor.
Yunanistan'ın Afrika politikaları ise görece sessiz ve düşük profilli.
Diplomatik düzeyde ilişkiler Güney Afrika, Nijerya ve Sudan gibi ülkelerle sınırlı.
Yunan STK'ları bazı ülkelerde sağlık ve eğitim alanında küçük çaplı yardım faaliyetleri yürütüyor
. Etiyopya Ortodoks Kilisesi ile Yunan Ortodoks Kilisesi arasında ise hâlâ süren bir dinî bağ mevcut.
Buna karşın yakın zamanda Yunan hükümetinin Kuzey Afrika kaynaklı sığınma başvurularını askıya aldığı açıklanmış; yasa dışı göçlere karşı duyulan rahatsızlık kamuoyuna açıkça yansımıştı.
Afrika'da Yunan mirası
Afrika'daki Yunan diasporası, gözle görülür bir kalabalık olmasa da süt ürünlerinden kiliselere, köprü inşaatlarından ticaret rotalarına kadar uzanan çok katmanlı bir iz bıraktı.
Bugün geriye kalanlar hem eski kuşakların kültürel izlerini hem de yeni ekonomik arayışlarla Afrika'ya dönenlerin hikâyelerini bir arada barındırıyor.
Anna Diakogeorgiou gibi ikinci kuşak göçmenlerin anlattığı hikâyeler, Türk ve Yunan tüccarların Afrika topraklarında kurduğu ortak yaşamları hatırlatıyor.
Kefalos markasının başarısı ise bir dönem göçmenlerin getirdiği ürünlerin, artık yerel kültürün bir parçası hâline geldiğinin kanıtı niteliğinde.
Günümüzde Yunanistan'daki ekonomik dalgalanmalar nedeniyle bazı aileler yeniden Afrika'ya dönüş yapıyor.
Bugün Yunan toplumu için büyük göç dalgalarından söz edilemese de eski kuşakların bıraktığı somut miras çok uzak topraklarda tanıdık tatlara rastlamayı mümkün kılıyor.
Kaynaklar:
http://seesoxdiaspora.org/publications/briefs/modern-greek-emigration-to-africa.-what-made-them-emigrate-to-africa-and-what-is-the-current-status-of-the-greek-presence
https://www.greeknewsagenda.gr/greeks-of-africa/
https://www.kefalosfood.com/#time
https://greeksofafrica.blogspot.com/
https://neoskosmos.com/en/2021/10/11/life/opportunity-and-adventure-the-greek-presence-in-africa/
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish