Vladimir Putin, Donald Trump'la iki saatlik telefon görüşmesinin ardından hiçbir şey söylemeyen bir açıklama yaparak hızla harekete geçti ve Oval Ofis daha ne olduğunu bile anlayamadan anlatının kontrolünü kaptı.
Beyaz Saray, bu telefon görüşmesinin ABD Başkanı'nın Kremlin üzerinde ne kadar nüfuz sahibi olduğunu göstereceğini umuyordu. Ancak büyük bir hayal kırıklığına uğradılar. Bunun yerine ipleri elinde tutanın Putin olduğu bir kez daha ortaya çıktı.
Putin, Karadeniz kıyısındaki Soçi kenti yakınlarında gazetecilere yaptığı açıklamada, "ABD Başkanı'yla, Rusya'nın Ukrayna tarafıyla örneğin çözüm ilkeleri ve muhtemel barış anlaşmasının zamanlaması gibi, gelecekte muhtemel bir barış anlaşmasına dair birkaç pozisyonu belirleyecek bir memorandum üzerinde çalışmayı teklif edeceğimiz ve buna hazır olduğumuz konusunda anlaştık” dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Çözüm ilkeleri mi? Bu, Rusya'nın ele geçirdiği ve halihazırda kendisine ait olduğunu iddia ettiği toprakların akıbeti anlamına geliyor. Buna Kırım'ın tamamı, Zaporijya, Luhansk, Herson ve Donetsk bölgeleri de dahil.
Ya da bu, Putin'in Ukrayna'da Rusça konuşan insanların "tehlikede" olduğunu ve kurtarılmaları gerektiğini söylediği herhangi bir yer anlamına da gelebilir; Ukrayna'nın ikinci büyük şehri Harkov gibi. 40 üniversiteye ve gerçek roket bilimcilerine ev sahipliği yapan eğitim merkezi konumundaki bu şehrin, Rus işgalcileri kararlılıkla kovmuş olması fark etmez.
Putin, Ukrayna'nın önerdiği ve Trump yönetiminin de desteklediği 30 günlük koşulsuz ateşkesi kabul etmesi yönünde dünyanın dört bir yanından gelen taleplere "Hayır" demiyor. "Evet" de demiyor – Trump'la dalga geçiyor.
Putin öncelikle iki ülkenin de muhtemel bir ateşkesi, bunun gerçekleştirileceği zaman dilimi de dahil belirlemesi gerektiğini söyledi. Teklif "ateşi kes", zaman dilimi de "şimdi" olarak tanımlansa da Rus lider omuz silkti.
Trump'la görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada Putin, "Bizim için asıl önemli olan bu krizin temel nedenlerini ortadan kaldırmaktır" dedi.
Sadece barışa doğru ilerlemenin en etkili yollarını belirlememiz gerekiyor.
Trump, Ukrayna'ya karşı sürekli olarak Rusya'nın müzakere platformlarını benimsedi. Birleşmiş Milletler'deki oylamalarda da Kremlin'i destekledi ve Rusya'nın komşusunu işgalinden sık sık Ukrayna'yı sorumlu tuttu.
Rusya'nın ekonomik beklentilerini iyileştirmek için inatla çaba gösterdi ve Rus işgalini, gelecekteki silah desteği karşılığında Kiev'den bir mineral anlaşması koparmak için kullandı. Ayrıca günün birinde bir barış anlaşması yapılsa bile ABD'nin Ukrayna için herhangi bir güvenlik gücüne katılmasını da reddetti.
ABD Başkanı güçsüz göründüğünü anlamaya başladı.
Putin sözkonusu olduğunda her zaman zayıf kaldı. Sosyal medya paylaşımlarında kendini sert göstermeye çalıştı fakat iş telefonda onunla bizzat konuşmaya gelince kontrolü ele alma çabaları başarısız oldu.
"Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le iki saat süren görüşmemi az önce tamamladım. Çok iyi geçtiğine inanıyorum" diye övündü:
Konuşmanın tonu ve ruhu mükemmeldi. Öyle olmasaydı, bunu daha sonra değil şimdi söylerdim. Rusya, bu feci "kan banyosu" sona erdiğinde ABD'yle büyük ölçekli TİCARET yapmak istiyor ve ben de buna katılıyorum. Rusya'nın devasa miktarda istihdam ve zenginlik yaratması için muazzam bir fırsat var. Potansiyeli SINIRSIZ.
Trump, Rusya'nın ticaretinin, ele geçirdiği ve yasadışı şekilde ilhak ettiği toprakları sömürmeyi içerdiğinden bahsetmiyor. Ateşkes talep etmiyor. Kremlin'deki dostuna açıkça hiçbir baskı uygulamıyor.
Trump, "Rusya ve Ukrayna arasındaki müzakereler derhal başlayacak. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'yi bu konuda bilgilendirdim" dedi. Gerçekten mi? Volodimir Zelenski, Trump'ı dikkatlice oyuna getirdi; onun açıkça Rusya yanlısı müdahalelerini reddetmedi ancak Putin'in kabul etmeyeceği ateşkesler önererek Kremlin'in blöfünü açığa çıkardı.
Görüşmelerin Vatikan'da başlaması muhtemel. Bunlar hiçbir yere varmayacak.
Avrupa Birliği (AB) ve ABD dışındaki müttefikleri, bu hafta Rusya'ya yönelik petrol yaptırımlarını sıkılaştırmayı planlıyor; halihazırda kendi savunma harcamalarını artırdılar ve Ukrayna'ya Amerika'dan daha fazla askeri yardım yapıyorlar.
Trump'ın ne kadar hoşuna gitse de Kremlin'den gelen çağrıların hiçbir değeri olmadığını biliyorlar.
Independent Türkçe için çeviren: Yasin Sofuoğlu
© The Independent