33 yaşında mareşal olan komutan; Gazi Ahmet Muhtar Paşa

Gürbüz Evren Independent Türkçe için yazdı

Gazi Ahmet Muhtar Paşa (1839-1919)

Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Osmanlı ordusunun en önemli komutanlarından biri olarak tarihe geçmiştir.

Paşa, askerlik mesleği süresince Yemen'de, Bosna Hersek'te, Karadağ'da, Makedonya'da, Girit'te, Kars'ta ve Erzurum'daki savaşlarda önemli zaferlere imza atmıştır. 

Kısaca özetlemek gerekirse, 1839 yılında doğduğu Bursa'daki askeri idadiyi bitiren Ahmet Muhtar, Harbiye okuluna girdi. 

Ardından Erkânı Harbiye sınıfını da başarıyla tamamlayan Ahmet Muhtar, kurmay yüzbaşı ve sınıf birincisi sıfatıyla mezun oldu. 

Ahmet Muhtar'ın Osmanlı topraklarında maratonu, Bosna Hersek ve Karadağ'da savaşan Osmanlı ordusunun kumandanı Ömer Paşa'nın emrine verilmesiyle başladı. 

Ömer Paşa'nın yanında edindiği tecrübeler sonucu Karadağ'da, elindeki yetersiz kuvvete ve yaralanmasına rağmen düşmanı durdurmayı başarması, ona 1864'te binbaşı rütbesini kazandırdı. 

Hemen ardından Güneydoğu Anadolu'daki Osmanlı kuvvetlerinin kurmay başkanlığı görevine getirildi. 

Yemen'de görevlendirildiği yıllarda ise üst üste terfiler aldı.

Önce 1870 yılında Tuğgeneral rütbesine ardından da Yemen'deki Arap isyanlarını bastırmada gösterdiği başarılar nedeniyle 1871 yılında, 33 yaşında Mareşallik rütbesine terfi etti. 
 

Gazi Ahmet Muhtar Paşa
Gazi Ahmet Muhtar Paşa

 

Ayrıca 1871 yılında, Yemen ve bu bölge ile sınır olan Asir'in birleştirilip vilayet haline getirilmesi üzerine de buraya Vali ve Komutan sıfatıyla atandı.

Ahmet Muhtar Paşa'nın Yemen valiliği ve yedinci ordu komutanlığı 1873 yılına kadar sürdü. 

Buradan Yunanistan'ın isyanları teşvik ettiği Girit Adası'na Vali ve Komutan olarak atandı. 

Padişah'ın emri ile 1876 yılında çıkan isyanları bastırmak üzere Girit'ten, Bosna Hersek'e gönderildi. 

Bu vilayetteki isyanları bastırmakla kalmadı, Duga bölgesinde Rusların desteklediği güçlere karşı bir dizi zafer kazandı. 

Girit'teki karışıklık yeni boyutlar kazanınca bir kez daha adaya vali ve komutan olarak atandı. 

Tam bu sırada, “93 Harbi” adıyla bilinen 1877-1878 savaşı başlamak üzereydi. 

Ahmet Muhtar Paşa, Rus ordusunun, Tuna cephesinden çok doğu cephesinden ilerlemesinin Osmanlı devletine büyük zarar vereceğini biliyordu. 

Bu nedenle, önceden hazırladığı bir savaş planını padişaha sundu. 

Padişahın beğendiği bu plana onay vermesinin ardından da savaş hazırlığı için Erzurum'a giderek, Kafkasya Cephesi Komutanı sıfatıyla 57 bin kişilik ordunun başına geçti. 

Rusların esas hedeflerinin Erzurum ve Van olduğunu bilen Ahmet Muhtar Paşa, henüz hazırlıkların tamamlanamadığı Erzurum'un savunmasını Kars'tan başlatmak istiyordu. 

Bu düşünce ile ordusunun büyük bir bölümünü Kars'a götürdü. 

Saldırıya geçen Rus ordusu ise Bayazıt ve Ardahan'a girince Ahmet Muhtar Paşa karargâhını, Erzurum-Kars arasına çekerek, Erzurum'un savunmasının tamamlanması için zaman kazanmaya başladı. 

Rus birliklerine karşı gerekli önleyici düzeni kurdu. 

Bölgenin Deli Baba veya Halyas mevkilerinde, 21 Haziran 1877'de yapılan savaşları kazandı. 

Ardından Sarıkamış yakınlarında bulunan Horum veya Zivin bölgelerinde Rus ordusuna karşı 2 ayrı zafer daha kazandı.

Ahmet Muhtar Paşa'nın peş peşe kazandığı zaferler üzerine Rus ordusu Kars'ı kuşatmaktan vazgeçti. 

Rusların içinde bulunduğu durumdan yararlanmak isteyen Paşa, Gedikler bölgesine yönelik ani bir hücuma kalktı. 

Türk ordusu, 25 Ağustos 1877'de Gedikler savaşını da kazandı. 

Bu, Ahmet Muhtar Paşa'nın en önemli zaferlerinden biri oldu ve Ruslar Kars kuşatmasını tamamen kaldırdı. 

Gedikler'de kazandığı zafer üzerine Padişah 2. Abdülhamid, Ahmet Muhtar Paşa'ya Gazi unvanını verdi, ayrıca çok değerli bir kılıç hediye etti.

Rusların yeniden saldıracağını öngören Gazi Ahmet Muhtar Paşa, İstanbul'dan takviye birlikler istemesine rağmen, talebine olumsuz yanıt aldı. 

Bunun üzerine Gazi Paşa, emrindeki 34 bin askerden oluşan ordusu ile Yahniler bölgesinde Rus ordusu ile bir kez daha karşı karşıya geldi. 

3 gün 3 gece süren savaşın sonunda, 24 Ekim 1877'de, yetmiş bin kişilik Rus ordusunu bozguna uğratmayı başardı.

Bu yenilginin hemen ardından Ruslara Kafkasya'daki ordudan büyük miktarda takviye birlikler geldi. 

Gazi Ahmet Muhtar Paşa, saldırıya geçen Rusları, Alacadağ bölgesinde durdurdu. 

Ancak giderek daha çok takviye alan Rus ordusunun, topçu desteğindeki kazak süvari birliklerinin birbiri peşi sıra gelen saldırıları karşısında geri çekilmek zorunda kaldı.

Çekilme sırasında yaşanan karışıklıklar yüzünden bazı Osmanlı birlikleri komutanları ile birlikte Ruslara teslim oldu ya da esir düştü. 

Bu arada çok ilginç bir gelişme de yaşandı. 

Teslim olan komutanlardan Musa Paşa, daha sonra birliklerini toplamayı başarıp, kuşatmayı yararak Kars'a çekildi. 

Erzurum'a dönen Gazi Ahmet Muhtar Paşa ise çekilme sırasında kent yakınlarındaki Deveboynu bölgesinde Rus ordusunu durdurdu. 

Karargâhını bir süreliğine Bayburt'a taşıyan Paşa, daha sonra Erzurum'a doğru sürdüğü Rusları tabyalar önünde yenilgiye uğrattı. 

İşte bu sırada Kars'ın yeniden Rus ordusunun eline geçtiği haberinin gelmesi, Paşa'yı çok üzdü. 

Subaylarına, “Bunca zafer ve emek boşa gitti” diye hayıflandı.  

Bölgede kış mevsiminin başlaması orduların hareketliliğini de azalttı. 

Osmanlı Genelkurmayı da bu durumdan yararlanarak, Ahmet Muhtar Paşa'yı İstanbul'a çağırdı. 

Tuna cephesindeki Rus ordusu ise Balkanları aşarak İstanbul'a ilerlemeye başlamıştı. 

Ahmet Muhtar Paşa'ya Çatalca'da bir savunma hattı kurulması görevi verildi. 

Bu sırada barış anlaşması görüşmelerinin başlaması üzerine, Rusların ilerlemesinin süreceği kaygısı ile Bakırköy'de ikinci bir savunma hattı kurdu. 

Paşa, bu görevin hemen ardında da 1878'de Genelkurmay Başkanlığı'na atandı. 

Paşa'nın önemli görevleri burada da bitmedi. 

Önce isyanların bitmek bilmediği Girit'teki durumu düzeltmeye gönderildi, ardından Mart 1879'da Manastır valiliğine getirildi. 

1892 yılına gelindiğinde ise “Olağanüstü Komiser” olarak uzun süre kalacağı Mısır'a gönderildi.

1908'de ilan edilen II. Meşrutiyet'in ardından İstanbul'a gelerek emekli olan Gazi Ahmet Muhtar Paşa'nın toplam 43 muharebeye katıldığı askeri kariyeri böylece sona erecektir. 

Kurulan Ayan Meclisi'ne üye olan Paşa, ardından başkan vekili ve 1913'de de başkanlık görevine seçildi. 

1909'daki Padişah değişikliği sırasında ise Sultan 5. Mehmet'in yanında yer aldı. 

Bunun sonucu olarak 22 Temmuz 1912'de de sadrazam tayin edildi ve bu görevini 29 Ekim'e kadar sürdürdü.

Aralarında matematik ve astronominin de bulunduğu çeşitli bilim alanlarında yaptığı çalışmalarla da tanınan çalışan Ahmet Muhtar Paşa'nın 20'ye yakın kitabı yayınlandı.  

21 Ocak 1918 tarihinde hayata veda eden Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Fatih Camisi bahçesine defnedildi. 

Darüşşafaka'nın kurucuları arasında yer alan Paşa, uluslararası saat sistemi ve milâdî takvimin Osmanlı topraklarından da kullanılmasını önermiş isimlerden biridir. 

Kars ve Erzurum'da halk arasında tanınan, sevilen Gazi Ahmet Muhtar Paşa'nın adı birçok okula, semte ve sokağa verilmiştir. 

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU