Türkiye ve Avrupa

Gürsel Tokmakoğlu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Avrupa birden Türkiye'nin Avrupalı olduğunu anladı.

Nereden çıktı bu konu?

Avrupa ordusu fikri 1948'de ileri sürülmüştü.

NATO kuruldu ve bu fikir ara sıra hatırlansa da bekledi.

Kısaca, Avrupa ordusu dendiğine bakılmasın, buradan kasıt "ortak ordu" kurmak ve hatta "ortak savunma anlayışı" geliştirmektir.

Bu konuda "Avrupa ordusu" başlıklı bir makale yazmıştım, inceleyebilirsiniz.

Bir de Avrupa Birliği (AB) konusu var. Bu da eski konu.

Türkiye "Avrupa Kömür Birliği" zamanından bu yana kapıda bekletiliyor, sözler veriliyor, tutulmuyor.

Şimdi ise AB konusu tekrar hatırlandı, özellikle Almanya açısından.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Dün Almanya Başbakanı Olaf Scholz Türkiye'nin önümüzdeki hafta 20-21 Mart'ta yapılacak AB liderler zirvesine davet edildiğini söyledi.

Gündem: Ukrayna için destek; Avrupa'nın savunma kapasitesinin güçlendirilmesi.

Yine dün Avrupa Birliği Dönem Başkanı ve Polonya Başbakanı Donald Tusk Ankara'da Beştepe'de idi.

Tusk, "Türkiye AB'de olmalı" dedi.

Önceki gün, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Avrupa Birliği'ne Türkiye ile işbirliği çağrısı yapmış ve şöyle söylemiş:

Türkiye ile anlaşmazlıkları bir kenara bırakın. Güvenlik alanında işbirliğini hızlandırın.


Türkiye'nin başından beri fikrinde değişiklik yok. Avrupa'nın savunması Türkiyesiz düşünülemez, AB de aynı.

Hatta AB adeta uçmak istiyor ise Türkiye şart.

Politika işte! Avrupalı muhafazakarlar uzun zamandır korktular, "Türkiye'yi içimize almayalım, ama çok da uzak tutmayalım" fikriyle hareket ettiler.

Bu Avrupa'nın sırtını Trans-Atlantik güvenlik şemsiyesine dayayıp, refahını arttırmakla uğraştığı zamanlar idi.

Bugün bu rahat dönem bitti gibi duruyor.

Avrupa bugünlerde I. ve II. Sünya Savaşı'nı hatırlamış olmalı.

Şartlar zorlaştı ve gayet ciddi!

Peki bugün konu ne?

İki nokta var:

  • Birincisi, Ukrayna-Rusya savaşı ve Avrupa için artan Rus tehditleri.
  • İkincisi, ABD Başkanı Donald Trump'ın güven vermeyen politikaları.

Trans-Atlantik'te çatlak! Bunun en önemli göstergesi, ABD'nin en yakınındaki Anglosphere ortağı, Birleşik Krallık'ın derin endişe duyması.

Londra'da NATO'nun 70'inci yıl etkinliği yapıldığında (2019) ve hemen ardından NATO-2030 Vizyonu'nun hazırlandığında bizler bir Trans-Atlantik çatlağından söz etmemiştik, edemezdik.

Ancak Brexit'i hep tartışmıştık (2020).

Acaba AB ile Britanya neden ayrıldılar dedik durduk.

AB fikri mi beğenilmedi, yoksa ABD ile Britanya'nın ortak çıkarları mı bu AB birlikteliğini engelledi?

Peki gelinen noktada ne oldu da Britanya bugün Avrupa'ya yaklaşıyor?

Ada ülkesi Birleşik Krallık, kıta Avrupa'sı ülkeleriyle ortak savunma ve stratejik nükleer güç oluşturma ile politik birlikteliğin zamanının geldiğini ve bunun acil olduğunu düşünüyor.

Britanya böyle düşünüyorsa Almanya'nın çok konuda hareket başlatması veya bir arayış içine girmesi normal o halde.

Ortak savunma yapmak, silahlanmak, nükleer silah üretmek, birliktelik için Türkiye'yi çağırmak, kıta Avrupa'sının güneyini tahkim etmek, yani "stratejik" seviyeli bir tezahür var.

Başbakan Keir Starmer, mart ayı başında Londra'da bir savunma-güvenlik zirvesi topladı. Buna Ukrayna Zirvesi dediler.

Başbakan Starmer, "Tarihin dönüm noktasındayız" dedi ve mutabık kalınan planları açıkladı.

İngiltere, Fransa ve diğer ülkeler, Ukrayna ile birlikte çatışmaları durdurmaya yönelik bir plan üzerinde çalışmayı kabul ettiler.

Bu plan, ABD ile görüşülecek ve birlikte hayata geçirilecekti. 

Sanki amaç, ABD-Rusya yakınlaşmasına karşı, Avrupa olarak "biz olmadan olmaz!" mesajı veriyorlardı.

Eğer bir Avrupa ülkesi olan Ukrayna için bir barış görüşmesi olacak ve bunun içinde Avrupa bulunmayacak ise bunun güvenden çok güvensizlik kaynağı olacağı ifade edilmekteydi.

17 Avrupa liderinin katıldığı zirvede dört temel konuda mutabakata varıldı:

  1. Ukrayna'ya askeri yardımların devam etmesi;
  2. Barış müzakerelerinde Kiev'in masada olması;
  3. Avrupa liderlerinin gelecekteki olası bir Rusya saldırısını caydırmayı hedeflemesi;
  4. Ukrayna'yı savunmak ve barışı garanti altına almak için "gönüllüler koalisyonu" oluşturulması.

Bu zirveye Türkiye adına Dışişleri Bakanı Hakan Fidan katılım sağladı.

Avrupa, savunma-güvenlik, ekonomik, sosyal ve jeopolitik nedenlerle Türkiyesiz küresel güç olma yolunda ilerleyemez, hep bir eksiklik duyar.

Bugünlerde Avrupa, Rusya ile nasıl başedeceğini düşünüyor.

Silahlanmak ve olası bir savaşa hazır olmak istiyor.

Enerji kaynakları ve enerji hatları için kolaylıklar arıyor.

Ekonomisi geriliyor.

Yaşlı nüfusu artıyor.

Göçmen sorunlarından muzdarip olduğunu düşünüyor.

Türkiye, Avrupalılar rahat içinde olsunlar diye elini taşın altına koyacak değil.

Olsa olsa Avrupa, Türkiye'nin çok değerli konumuyla jeopolitik genişlik, Asya ve Ortadoğu için ulaşım kolaylığı kazanır.

Bu durum bir stratejik bir değer oluşturmaya yeterlidir. 

Tarih bize bazı örnekleri veriyor, Avrupa ne zaman dara düşse ve önündeki risk büyüse hemen Türkiye'nin kapısını çalıyor; şartlar normal iken limitli işbirlikleri içinde ve çıkar amaçlı kalmayı tercih ediyor.

Yine de Türkiye rasyonel düşünecektir ve "önce şu AB işini çözün" diyecektir.

Sonrasına bakılır…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU