Sonu olmayan savaş

Gürsel Tokmakoğlu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Ali Jadallah/AA

İsrail ne yapmak istiyor?

Teo-politik ile nereye varılabilir?

Sonu olmayan savaş ne demek?

"Amalek" ile söylenmek istenen ne?


İsrail hakkında yazıp çizmediğimiz kalmadı.

Bu yazının yayımlandığı platformda bile sadece benim kaleme aldığım birçok makale bulmanız mümkündür.

Asıl konu ise politika, strateji, uygulama konusunda.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kültür, jeopolitik, konjonktür, kapasite, hassasiyetler ve belli dönemlerdeki politika konuları hep tartışılırdır.

Bazı gerçekleri de olduğu gibi kabul edebilirsiniz.

Ancak insana özgü yaklaşımlarda bu böyle olmuyor, tam tersine çok kapsamlı ve karmaşık etkileşimler söz konusu oluyor.

Eğer rekabet varsa, ki hep olur; bu durumda kendinize alan açmak için imkân dahilindekileri zorlayarak gelişmek istersiniz.

Bu durumda tartışmalar da bitmez.

Yıllar önce bir gün bir İsrailli diplomata sormuştum, "Hitler neden Yahudilere soykırım yaptı?" diye.

Soruyu şöyle açmıştım:

Savaş vardı, çok cephede, Dünya Savaşı'nda savunulacak o kadar çok yer olduğu halde, onca para, gayret, zaman harcamasına gerekçe neydi, bu düşmanlık nereden ortaya çıktı, Naziler o gaz odaları, toplama kampları, vs. nelerle uğraşmışlar, bir insan diğer bir insan için böyle yapabilir mi, bunlarla neden bu denli çok ilgilenmişler, hastalıklı kişilikten başka, var mı sizin mantıklı bir açıklamanız.


"Bu soruyu hep soracağız" şeklinde cevaplamıştı.

İşte size politika, strateji, uygulama konusu ve bunla ilgili somut bir durum.

Bu gözle baktığınızda ya kötüsünüzdür ya iyi…

O halde İsrail'in 1948 sonrasındaki bu coğrafyadaki politikalarını, stratejisini, uygulamasını bilmenin gerisinde, öncesinde de bilinenler, düşünülenler varmış ki, tartışma hiç bitmemiş. 

Gelecek ne olacak?

Bazen ben de yapıyorum, antik dönemlere kadar gidip, bu işlerin kökenini sorguluyorum.

Acaba derinlerde olan bir şey var ise buradan yola çıkarak bugüne dair insani bir sonuç çıkarmam mümkün olabilir mi, diye.

Çok zor!

İnsanlık tarih boyunca bu (bilinen ismiyle söylüyorum) Yahudilerle ilgili konuları tartışılır buldu.

Bazen öyle oldu ki tiyatrolara, romanlara konu oldu.

Örneğin, William Shakespeare'nin eseri Venedik Taciri'ni okumuş veya izlemişsinizdir.

Katolik kilisesi, Medici ailesi, Floransalı bankerler, vs.

Bilinmeyen bir şey yok.

Hep uğraşmak zorunda kalınan bir durum söz konusu. Gayet yorucu…

İnsani olmak, hatta evrensel olmak, barışçı olmak, dost olmak…

Başka ne istenebilir ki?

Ama eğer İsrail, bugün yaptığında ısrarcı olacak ise insanlığın daha çok işi var demektir.

Yahudiler çok akıllı da başkaları budala mı?

Yahudiler çok iyi de başkaları kötü mü?

İnsanız!..

İnsanlar mecbur kalırlarsa o istemedikleri şeyi yapmak zorunda kalabilirler; savaşırlar.

Fazla da zorlamamak gerekir.

Neden zorluyorlar o kadar?

Zayıflatmak için fırsat buldum, vur.

Zayıf buldum, vur.

Nereye kadar? Paylaşmamak olur mu?

Başkalarını yok saymak veya sürekli düşman görmek olur mu?

Sonra yetmezmiş gibi bir de vur! Neden?

Ben de biliyorum politikayı, stratejiyi ve insanlık tarihi içindeki değişik uygulamaları.

Ama çoğu kere susuyor, haddimi biliyorum.

Sağımdaki solumdakileri yakalayıp, onların zaaflarından yararlanamaz mıyım?

Tercih konusu bu.

İyi veya kötü tercihi.

Benim için basit.

Belki bundan dolayı sıradan olmayı seçiyor ve bununla yetiniyorum.

Sağlık konusu bir yana dursun, acaba Netanyahu ile benim aramdaki bakış açısı farkı böyle bir şey mi?

Ben kendi dünyamda Hitleri de istemiyorum, Netanyahu gibileri de! 

Eğer bugün Avrupa ülkeleri, "Gazzelilere soykırım yapılıyor" diyorlarsa, bunu önce İsrailliler düşünmeliler. 

Gazzeli derken bile durup düşünüyorum.

O toprakların gerçek sahiplerinden bahsediyorum, seyrek, bölgesel, göçmen değil…

Binlerce yıl gerilere gidiyor aklım, örneğin Filistîler konusunu hatırlıyorum.

Sami dili konuşan topluluklar geçiyor gözümün önünden…

Bu politika, tercih, rekabet değil. Bu birtakım Kutsal Kitap alıntılarıyla, "sen şusun, ben değil" noktasında tartışılabilecek bir konu değildir. 

Örneğin, ikide bir Yahudi politikacılar Tevrat / Çıkış-17 bölümünden alıntıyla Amalekleri hatırlatıyorlar.

Bu son hafta içinde bile birkaç İsrailli politikacıdan duydum bu sözleri.

Herkesin dini, inancı kendine ve insanlar birbirlerine bundan dolayı saygılı olurlar.

Ama ikide bir başkalarına "Amalek" derlerse bu ne demek olur?

Düşman mı?

O zaman dünyaya barış gelebilir mi? 

Çıkış-17: 13'ten 16'ya:

Böylece Yeşu Amalek ordusunu yenip kılıçtan geçirdi. Rab, Musa'ya, 'Bunu anı olarak kayda geç' dedi, 'Yeşu'ya da söyle, Amalekliler'in adını yeryüzünden büsbütün sileceğim.' Musa bir sunak yaptı, adını 'Rab sancağımdır' koydu. 'Eller Rab'bin tahtına doğru kaldırıldı' dedi, 'Rab kuşaklar boyunca Amalekliler'e karşı savaşacak!'

"Kuşaklar boyunca savaşacak!"

Tıpkı Netanyahu'nun ifade ettiği "sonu olmayan savaş" der gibi…

Gibi değil, tam da öyle.
 

Amalek / Görsel: Wikipedia
Amalek / Görsel: Wikipedia

 

Bu konuyu Yahudi toplumuna havale ediyorum, böyle bir savaş sizi nereye götürecek, savaş çığırtkanı politikacılar birer görevli mi, kendileri tartışsınlar. 

İşin garibi, "uzun savaş" konusu ABD Başkanlarınca çok kullanıldı.

Belirgin olarak 11 Eylül 2001 sonrasında, George W. Bush, Barack Obama, Joe Biden ve derken Donald Trump buna "sonu olmayan savaş" dedi!

Eylemleri, süreçleri, savaşları, yaşananları biliyoruz, kötü her daim kötüdür; ama "küresel terör, İslami terör, İslami terör örgütüyle savaş" vs. ifadeleri boşuna çıkmadı. 

Bugün 11 Eylül, daha dün Netanyahu bir konuşmasında hatırlatma yaptı.

Kime?

ABD'deki politikacılara; "Hamas'ın El-Kaide terör örgütünden farkı yok, 11 Eylül'ü unutmayın!" dedi.

Netanyahu bu benzetmeyi 7 Ekim'in hemen sonrasında, 8 Ekim'de de yaptı.

8 Ekim'de İsrail Savaş Kabinesi toplandı ve savaş ilan etti.

Kime? Hamas'a.

Hamas'ı nasıl tanımladı?

Benzer şekilde bu konuda ABD ve Avrupa ne diyor?

Bunlar hep hesaplı…

Halbuki ben "insana yakışan barışı çağırmak ve sürdürmek" diyorum.

Çoğu kimse, sıradan insan böyle düşünüyor olmalı.

O azgın ve sapkın görevliler hariç!

Konuşmalarımda teo-politik konulardan ve alıntılardan kaçınırım.

İki nedeni var:

  • Birincisi, inançlara saygımdandır.
  • İkincisi ise, Yahudilerin özellikle bu tarz konuları başkalarına, hedeflediklerine konuşturup, buradan kazanım elde ettiklerini tecrübe etmemdendir.

Yani onların oyununa alet olmamayı tercih ederim.

Burada belki de bir daha gündeme getirmeyeceğim bir alıntı yapmış oldum.

Ama bu işin uzmanları arada bir "oyuna gelmeyin" ikazlarını yaparlarken bu tarz hatırlatmaları yapmalarına da saygı duyarım.

Konuşmalarımda teknik, yani yapageldiğim, bildiğim, profesyonel olduğum alandan çıkarımla, insanlara yararlı olmayı seçerim.

Bugün de size kendi konusunun bir uzmanı olarak, son hafta yaşananları, İsrail'in Doha'ya yaptığı askeri operasyonu, bunun uluslararası ilişkiler yönüyle yarattığı ve yaratacağı konuları tek tek analiz ederek açıklamak isterdim.

Yine yaparım ama birkaç gündür düşünüyorum nereden başlayayım diye.

Böyle başlamayı uygun buldum.

Biraz duygu ve düşüncelerimi ifade etmek istedim.

Zira yine başlayacağım yazmaya, Netanyahu, Trump, vs. diye.

Dedim ya, çok yazdım, çok yazdık…

Bilinmeyen yok!

Onların yıllardır göz göre göre yaptıklarını bizler sürekli tekrar ediyorsak, burada da bir şey var!

Katar diye bir ülkeyi kim kurdu?

İsrail diye bir ülkeyi kim kurdu?

ABD halkı Trump'ı tekrar neden başkan seçti?

Hamas İsrail'e neden saldırdı?

İsrail neden Hamas'a savaş açtı?

İsrail Gazze'yi silip süpürürken neden ABD o denli güçlü destek sağladı?

Neden İsrail, ABD, AB ve hatta Filistin Devlet Başkanı Abbas Hamas'ı rakip, düşman veya terör örgütü olarak görüyor?

Neden şu tekrar ediliyor; rehineler serbest bırakılsın, Hamas bitirilsin, Filistin tanınsın?

Elbette rehineler serbest bırakılsın, savaş olmasın, Ortadoğu'ya kalıcı barış gelsin, ama neden İsrail bu köklü konu merkezinde değil de etrafında dolaşıyor?

Neden Lübnan'a, Suriye'ye, Irak'a, Yemen'e köklü çözümler gelemiyor?

Neden İsrail ile Filistin Devleti bir toprak anlaşması yapmıyor?

Neden en baştan beri Filistin ülkesinin sınırları hakkında çalışılmıyor da Hamas konusu öne çıkarılıyor?

Katar'da Hamas'ın liderlerinin barınmasının yolunu kim açtı?

Hamas-İsrail ateşkes görüşmelerinin Katar'da yapılmasını kim istedi?

Arabulucular kimlerdi? Neden İsrail Katar'a saldırıyor?

Neden Trump sadece İbrahim Anlaşmaları deyip tutturuyor?

Neden Beyaz Saray'dakiler sürekli politika değiştiriyor?

Neden Netanyahu, Trump ile yaklaşık 1 yılda 3 kez görüştü?

Neden CENTCOM her ay Tel Aviv'de yetkililerle toplantı yapıyor?

Neden ABD istihbaratı İsrail'in her yaptığını ananında görebiliyorken, onları durdurmak yolunu seçemiyor?

Neden Arap Birliği, İslam Konferansı, Körfez Ülkeleri Girişimi işe yaramıyor?

O kadar çok ve detaya girersek sayfalar dolusu soracağımız soru var ki!..

Cevapları bilmiyor muyuz? Biliyoruz.

Biz sürekli bildiklerimizi tartışıyor, tekrarlar yapıyoruz.

Ama İsrail yönetimleri, eskiden olduğu gibi bugün de saldırıyor, üstelik çevresindekilere "Amalek" diyerek.

Bu durumda Trump da Amalek sınıfına dahil oluyor mu, bir haham bulup sormak gerekir. 

Bu nasıl soru, nasıl anlayış, değil mi?

Kendi söylediğimi garipsiyorum, ama Yahudiler "bu hiç bitmeyecek bir savaş" diyorlar.

Onların işlerini kolaylayanlar var.

İşleri kolaylayanları hahamlara sormak gerekli mi?

Yoksa biz birer akıllı insanlar olarak, rasyonel düşünceyle, yapıcı türden politikalar mı yapmalıyız, daha da ilerlemenin yolunu mu aramalıyız, paylaşmanın ve sorunları çözmenin tarafında mı olmalıyız?

Sonu olmayan savaş da ne demek?

Her şeyin bir sonu olacak da savaşların mı olmayacak?

Türkler bu Ortadoğu coğrafyasına yaklaşık 6'ncı asırdan itibaren göçmeye başladılar, ağırlıklı olarak 9'uncu asından sonra geldiler.

Türkler bu yurtlarında ebediler. 

Ebedi, baki, beka…

Bekayı benden çok yazan var mı?

İnceleyin isterseniz.

Türkiye'nin gücü, bölgede gayet caydırıcıdır ve Türk askeri ise gayet savaşçıdır.

Uzun zamana bakarak söylersek, Türk idareciler genellikle itidallidirler, serin kanlı hareket etmeyi bilirler.

Herhalde bu özellikleri bir başkası, örneğin İsrailliler de görebiliyordur.

O halde bilinmeyen bir şey yok.

İsraillilere söyleyeceğim şu:

Baki kalmayı düşünün, bu daha iyidir!

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU