İslam dünyası, Gazze için ne yapacak?

Esedullah Oğuz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Omar Al-Qattaa/AFP

"Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir" diye bir söz var dilimizde.

Zaten işin buraya geleceği aylar öncesinden belliydi.

Nitekim ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze ile ilgili açıklamaları, herkesin bildiği ama dile getirmekten çekindiği bir gerçeği su yüzüne çıkardı.

O da, ABD-İsrail ikilisinin Gazze'yi ilhak etmeye kararlı olduğudur. 

Boşa harcayacak zaman yok.

Bu kez, Mısır onu dedi, Suudi Arabistan şunu, Türkiye de bunu dedi gibi hiçbir anlam ifade etmeyen boş sözlerle zaman kaybetmek yerine şunu tartışmalıyız, hem de acil olarak: 

İsrail yeniden Gazze'ye saldırırsa, hangi İslam ülkesi Hamas'a ve diğer Filistinli direniş örgütlerine ne kadar silah, teçhizat ve lojistik destek verecek?

Gönüllü savaşçı verebilecek mi? 

Başta Suudi Arabistan ve Katar olmak üzere Ortadoğu'daki pek çok Arap ve Müslüman ülke, İsrail Gazze'ye yeniden saldırırsa, kendi topraklarındaki Amerikan üslerini kapatma kararı alabilecek mi?  

Körfez Arapları ABD'ye karşı petrol ambargosu uygulayabilecek mi? 

En ufak bir terslikte ABD bazı Müslüman ülkeleri kara listeye alıp ambargo uygularken, Müslümanlar neden haklı bir dava uğruna ona karşı ambargo uygulamıyor?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Üstelik de ellerinde petrol gibi son derece etkili bir ekonomik silah varken. Esas tartışmamız gereken, bunlar. 

15 ay süren ve 50 binden fazla sivilin katli ve koca bir kentin yerle bir olmasıyla sonuçlanan bir soykırım sırasında İslam dünyasının takındığı korkak ve ürkek tavırdan cesaret alan ABD ve İsrail bu kez sadece Gazze'yi değil, Filistin'in tamamını yutmaya hazırlanıyor. 

Ortadoğu'daki birkaç Müslüman ülkenin el birliğiyle ayağa kalkması, Gazze'nin ilhakına dur demesi, belki de ABD imparatorluğunun sonunu getirebilir.

Bir an için şöyle bir şey hayal edin:

Ortadoğu'daki belli başlı İslam ülkeleri, Körfez Arapları, Ürdün, Mısır, Türkiye kendi topraklarındaki Amerikan üslerini kapatma ve ona karşı petrol dahil her türlü ambargoyu uygulama konusunda ortak bir karar alsa, Çin ve Rusya gibi devletlerle stratejik işbirliği anlaşması imzalasa, Batı'nın hali ne olur, bir düşünün. 

ABD'ye kafa tutan bu birkaç ülkeye dünyanın geri kalanından coşkulu bir destek gelecektir.

Zaten ABD'nin hegemonyasından usanan ve onun yüzüne bir şamar atılmasını isteyen yüzlerce ülke, milyarlarca insan var dünyada. ABD ve İsrail'e karşı ambargoya diğer ülkelerin de katıldığını düşünün.

Paraya, servete dayanan Amerikan imparatorluğu kumdan bir kale gibi bir anda çöküverir. 

Bırakın hasımlarını, dostları ve müttefikleri bile ABD'nin çöküşünden sevinç ve mutluluk duyacaktır.

Zira ABD düşmanlarının yanı sıra, kendi müttefiklerini de tehdit ediyor, kimini tümden ilhak etmek istiyor, kiminden bir toprak parçası, kiminden de kanal veya körfezini istiyor.

Böyle bir ABD, tüm dünya için büyük bir tehdit oluşturuyor. 

İslam coğrafyası son 200 yılda Batı tarafından çok fazla itilip kakıldı, ezildi, işgal edildi, onuru çiğnendi, gururu zedelendi.

Buna kahramanca direnen ve Batı emperyalizmi karşısında onurunu koruyabilen nadir İslam ülkelerinden biri, Atatürk'ün Türkiye'siydi.

O da az çekmedi Batı'nın elinden.

İmparatorluk başkenti İstanbul 4 yıl Batılıların işgali altında kaldı, Çanakkale'nin etrafında şehit naaşlarından tepeler oluştu.

Yine de Atatürk, başta Müslümanlar olmak üzere tüm mazlum milletlerin yüzünü güldüren, onlara Batı'nın yenilebileceğini gösteren birkaç liderden biri oldu. 
 


Batı'ya ve onun lideri ABD'ye karşı yeni bir destan yazma zamanı geldi.

Aslında o destanı Gazzeliler yazdı bile.

Bize düşen onların yazdığı destana sahip çıkmak, toprağa gömülen 50 bin insanın, göz göre göre ölüme giden annelerin ve bebeklerinin hatırasına saygı göstermek. 

Arap halkları, özellikle de Körfez Arapları, uzun zamandır yeryüzünün en tembel, uyuşuk ve beceriksiz ulusu olarak dünya kamuoyunun belleğinde yer edinmiş durumda.

Dünyanın belleğindeki Araplar, petrol parasıyla Batı'dan her türlü lüksü satın alan, çalışmadan yaşayan, kendilerini korumaktan aciz, ABD'nin gölgesinde hayat süren uzun beyaz entarili tombul insanlar.

Bunlar öyle insanlardır ki, kendi zevkleri dışında hiçbir şeyi düşünmezler, açlık, kıtlık çeken Afrika'daki milyonlarca insana dönüp bakmazlar.

Dünyanın değişik bölgelerinde cereyan eden savaşlar, işgaller, açlık, kıtlık ve doğal afetler onların ilgi alanına girmez.

İlgilendikleri şeyler, Batı'da icat edilen uçaklar, yatlar, yarış arabaları ve uzun bacaklı kalçalı mankenler.

Zaten o yüzdendir ki, her Arap şeyhinin yüzlerce eş ve cariyeden oluşan haremi vardır. 

Dünyadaki bu Arap imajını tersine çevirmek için şu an Ortadoğu'daki Arap ülkelerinin eline mükemmel bir fırsat geçmiş durumda.

O da, Gazze'yi ve Filistin'i kurtarmak için Batı'ya kafa tutmak ve ellerindeki tek silah olan petrolü bu amaçla kullanmak. 

Aslında Arap ve Müslüman ülkeler ayağa kalktıkları zaman sadece Filistin'i değil, kendilerini de Batı'nın gölgesinden kurtarmış olacaklar.

Böylece daha hür ve onurlu bir hayat yaşamaya başlayacaklar. 

Arapların anlaması gereken şu: ABD'ye kafa tutmakla hiçbiri yok olmayacak.

Olsaydı, bugün ortada Türkiye diye bir ülke olmazdı.

Hatırlayın, 1974'te Türkiye başta ABD olmak üzere tüm Batı'ya karşı çıkarak Kıbrıs'a müdahale etti ve soydaşlarını Yunan katliamından kurtardı.

O sırada Türkiye, bugünkünden çok daha zayıf ve her açıdan Batı'ya bağımlı bir ülkeydi.

Buna rağmen Türkler, Atatürk'ün ruhuna ve cesaretine sahip olduklarını gösterdiler.

Ukrayna-Rusya savaşında da Türkiye Batı Kulübü'nün bir üyesi olmasına karşın, AB'den farklı olarak ABD'nin arkasında saf tutulmadı, aksine iki tarafa da eşit mesafede durarak hiçbir süper gücün oyuncağı olmadığını gösterdi. 

Araplardan da beklenen bu.

İslam uygarlığıyla dünyaya yön veren, bilim, akıl, mantık, felsefe, edebiyat ve eğitimde Batı'ya yol gösteren Arapların kendi şanlı geçmişlerini onurlandıracak, mezarlarındaki atalarını gururlandıracak bir davranışta bulunmak.

Atatürk'ün Türk gençliği için söylediği söz aslında Araplar için de geçerlidir: 

Arapların muhtaç olduğu kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. Yeter ki, o şanlı geçmişlerini hatırlayıp ayağa kalksınlar. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU