"Filistin Devleti'nin tanınmasından kim korkuyor?"

Gazze savaşının 232. gününde Rus basını gelişmeleri nasıl görüyor?

Fotoğraf: Emilio Morenatti/AP

Gazze savaşının 232. gününde Rus basını gelişmeleri nasıl görüyor?

Independent Türkçe için 25 Mayıs Cumartesi günü Rus basınında yer alan haber ve analizleri derledik:
 

Детали (Detaylar):

Alon Pinkas'ın yazısı özetle şu şekilde:
 

 

Filistin Devleti'nin tanınmasından kim korkuyor?

Eğer bir "dış politika beceriksizliği müzesi" olsaydı, onun yeni salonu Binyamin Netanyahu Köşkü olurdu.

Dünyanın Birinci Dünya Savaşı'na nasıl körü körüne ve pervasızca girdiğini gösteren büyük odalar, Amerika'nın Vietnam'daki başarısızlıklarını anlatan özel bir oda ve daha birçokları olacaktı. 

Ancak son kanat, Başbakan Binyamin Netanyahu yönetimindeki İsrail'e ayrılacak ve özellikle İsrail'in "Filistin devletini tanıma" konusunu nasıl ele aldığından bahsedecek.

İsrail'in şu tepkisini hayal edin: "Çekincelerimiz ve birçok uyarımız var. Ancak gelecekte müzakerelere dayalı bir Filistin devletinin kurulmasının mümkün olduğunu kabul eden İsrail, bir iyi niyet göstergesi olarak prensipte bir Filistin devletini tanıyor ve Filistinlilerin BM'deki statüsünü yükseltmekte hiçbir sorunu yok."

Filistin Devleti düşüncesi tartışmaların ve ciddi araştırmaların yasal öznesini oluşturuyor. Filistin Devleti'nin, İsrail-Filistin çatışmasının sadece istenen değil aynı zamanda kaçınılmaz bir sonucu olması ihtimali dünyanın bunu kabul etmeye hazır olmasından daha geniş kapsamlı eleştirel analizi hak ediyor.

Hukuki açıdan İspanya, Norveç ve İrlanda'nın Filistin Devleti'ni tanıma kararı asla dramatik değil. Fiiliyatta Birleşik Devletlerin yarın bunu yapması hukuki açıdan çok az şey ifade edecek. Siyasi bakımdan elbette, bu durum oyunun kurallarını değiştirecek ve ardından ciddi gelişmeler yaşanacak.

Filistin Devleti'nin dünya çapında tanınmasını simgesel adlandırabiliriz ancak, bu durum tartışmaları beraberinde getiriyor ve hiç kimsenin inkâr edemeyeceği tercihler oluşturuyor. Bu durum İsrail'i devlet kurulması planının uygulanabilirliğinin yanı sıra, düşüncenin temelinin olup-olmaması değil bu oluşumun çizgileriyle yüz yüze bırakıyor.

Halihazırdaki aşamada buna karşı konulması için alternatifin bulunması gerekir: işte bundan dolayı İsrail kendisinin tanıyabilmesi ve tanıması kaydıyla bu adımı önleyebilir. Ancak bunu Netanyahu'dan ve onun gerçeklerden kopmuş şiddet yanlılarının bulunduğu hükümetinden istemek balığın bisiklet kullanmasını istemeye eşdeğerdir.


BBC Rusça Yayınlar Servisi:
 

 

Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in Gazze'deki Refah'a yönelik saldırısını durdurmasını emretti

Filistin halkına "doğrudan tehlike oluşturabileceğine" isnat eden mahkeme, İsrail'in Refah'a askeri saldırısını ve oradaki diğer hareketlerini bir an önce durdurmasına ilişkin karar aldı.

Uluslararası Mahkeme alınan kararların yerine getirilmesine ilişkin raporu 1 ay içinde sunması için İsrail'i taahhüt altına soktu.

BM Uluslararası Mahkemesi İsrail'i şu yükümlülükleri getirdi:

  • Refah'ta askeri operasyonu durdurması;
  • Büyük miktarda insani yardımın gelmesi için Refah'ın,Mısırla sınır kapısının açılması;
  • Olguların belirlenmesi için savcıların ve misyonların Gazze'ye girişine izin verilmesi;
  • Bu kararların uygulanmasına ilişkin Mahkeme'ye bir ay içinde bilgi sunulması.

BBC'nin Gazze'deki muhabiri Rushdi Abualuf, Uluslararası Mahkeme'nin kararının açıklanmasından birkaç dakika sonra İsrail hava kuvvetlerinin Refah'taki al-Şabura mülteci kampına saldırı düzenlediğini haber verdi.

İşgal altındaki Batı Şeria'nın bir bölümünü yöneten Filistin Yönetimi ve Gazze'yi yöneten Hamas, Mahkeme'nin kararını alkışladılar.

Ancak Hamas, İsrail'in askeri operasyonlarını durdurma çağrısının sadece Refah'ı değil Gazze'nin tamamının kapsaması gerektiğini ifade ediyor.
 

RİA Novosti:
 

 

Rusya'nın BM Daimî Temsilci Yardımcısı İsrail'in Gazze operasyonuna ilişkin konuştu

Rusya'nın BM Daimî Temsilci Yardımcısı Dmitri Polyanski, RİA Novosti Ajansı'na verdiği demeçte, "Gazze Şeridi'nde aylardan bu yana gerçekleştirdiği askeri operasyonlarda İsrail hiçbir amacına ulaşmamıştır ve rehinelerin serbest bırakılması konusunda uluslararası arabulucuların girişimlerini sekteye uğratıyor" diye belirtti.

Askeri operasyonların yedi aydan bu yana sürmesine rağmen operasyonları durdurmak için İsrail'in kesinlikle hiçbir moral ve motivasyonu bulunmuyor.

Ve askeri operasyonların Başbakan Binyamin Netanyahu tarafından beyan edilmiş hiçbir hedefine ulaşılmaması da gayet açık.

Hamas'ın kaçırdığı rehinelerin tehlike altındaki hayatı özellikle kaygı uyandırırken İsrail bu sorunun çözümü için hiçbir girişimde bulunmuyor.

Ajansa açıklama yapan Polyanski'nin sözlerine göre Tel-Aviv'in bu pozisyonu Gazze'de ateşkes sağlanmasına ve sonuçta rehinelerin kurtarılmasına çalışan uluslararası arabulucuların girişimlerini zorlaştırıyor.

Öte yandan Polyanski'ye göre, ABD'nin İsrail'e etki yapma araçlarının olduğunu ancak bunu kullanmazken uyguladığı askeri hareketlerin niteliğinden dolayı İsrail yönetimini sorumluluğa tabi tutulmasına ilişkin tüm çağrıları eleştiriyor. Ayrıca ABD tüm gücüyle ateşkes düşüncesine karşı çıktı.

Ardından ABD, Filistin'in BM'ye tam üye statüsünde kabulünü engellemek için elinden gelen her şeyi yaptı. Böylece bu durum Gazze ve İsrail'e ilişkin ABD'nin gerçek yüzünü açık şekilde ortaya koyuyor.



 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU