Buenos Aires eyalet seçimleri: Peronizm'den net zafer, Milei'ye ilk büyük uyarı

Emre Tirakioğlu Independent Türkçe için yazdı

7 Eylül 2025’te Arjantin, Buenos Aires’te, eski Devlet Başkanı Cristina Fernandez’in evinin önünde Buenos Aires eyaleti yasama seçimlerinin sonuçlarını öğrenen halk kutlama yapıyor. Fernandez, Buenos Aires eyaleti seçimlerinde Peronistlerin zaferini kutlamak için ev hapsinde bulunduğu evinin önünde toplanan yüzlerce destekçiyi selamlamak amacıyla balkonuna çıktı  Fotoğraf: Adan González-EPA-EFE

7 Eylül 2025'te yapılan Buenos Aires eyalet meclisi ve yerel seçimlerinde Fuerza Patria yaklaşık yüzde 47 oy alarak La Libertad Avanza'yı 13 puan farkla geride bıraktı. Sonuç, Peronizm'in kalesinde yeniden güç kazanmasını sağlarken, Milei'nin ekonomik programına dönük toplumsal sınırlamayı da görünür kıldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

7 Eylül'de gerçekleştirilen Buenos Aires eyalet meclisi ve yerel seçimleri, Arjantin siyasetinde adeta bir plebisit niteliği taşıyarak ülke genelinin siyasi barometresi işlevini gördü.

Peronist hareket Fuerza Patria yaklaşık yüzde 47 oy oranıyla Javier Milei'nin öncülük ettiği La Libertad Avanza'yı 13 puan farkla geride bırakarak yalnızca eyaletin yasama dengelerini değil, aynı zamanda ekim ayında yapılacak ulusal ara seçimlerin seyrini de doğrudan etkileyecek güçlü bir mesaj verdi.


Bir eyaletten fazlası: Neden kritik?

Buenos Aires, Arjantin'de yalnızca en büyük eyalet değil; aynı zamanda ülke siyasetinin kaderini belirleyen bir merkezdir.

Yaklaşık 17 milyonu aşan nüfusuyla ülke nüfusunun yüzde 40'ını barındıran bu eyalet, Arjantin seçmeninin de yaklaşık yüzde 40'ını temsil ediyor.

Bu nedenle burada alınan sonuçlar, doğrudan ülke genelinde siyasi eğilimlerin bir aynası haline gelir.

7 Eylül'deki sandık yarışı da salt bir eyalet seçimi olmanın ötesinde, ulusal siyasetin seyrini ölçen bir barometre işlevi gördü.

Milei hükümeti iktidara geldiğinden bu yana enflasyonu dizginlemek amacıyla sert kemer sıkma ve yapısal uyum programları uyguluyor.

Ancak bu politikalar, işsizlik, alım gücü kaybı ve sosyal huzursuzlukla birleşerek geniş toplum kesimlerinde derin hoşnutsuzluk yarattı.

Buenos Aires seçimleri tam da bu atmosferde, hükümetin ekonomik politikalarına dönük ilk büyük halk sınavı niteliği taşıdı.


Sandığın söylediği: Rakamlarla sonuçlar

Kesinleşen tabloya göre Fuerza Patria (FP) yaklaşık yüzde 46,8 oy alarak Javier Milei'nin öncülüğündeki La Libertad Avanza'yı (LLA) yaklaşık yüzde 33,8 seviyesinde bıraktı.

Böylece iki blok arasındaki fark 13 puana ulaştı. 

Katılım oranı resmi olarak açıklanmasa da sandığa ilginin yüksek olduğu ve eyalet genelinde seçmenin yaklaşık 3'te 2'sinin oy kullandığı tahmin ediliyor.

Sandalye dağılımına ilişkin resmi veriler henüz kesinleşmemekle birlikte, bu sonuçlarla birlikte Peronizm'in eyalet yasama organında yeniden ağırlık kazanacağı netleşmiş durumda.

Özelikle La Matanza gibi yoğun nüfuslu bölgelerde FP'nin yüzde 56'ya ulaşması, Peronist tabanın mobilizasyon gücünü ortaya koydu. 


Zaferin ve yenilgilin yankıları

Sonuçların açıklanmasının ardından Peronist liderler zaferi hızlıca sahiplenirken, hükümet cephesinden de dikkat çekici açıklamalar geldi.

Eski devlet başkanı Cristina Fernandez de Kirchner, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda Javier Milei'yi doğrudan hedef alarak, iktidarın "balondan çıkıp gerçeklerle yüzleşmesi" gerektiğini vurguladı.

Zaferi, Peronizm'in kalelerinden biri olan Buenos Aires'te halkın politikalarına güçlü bir yanıt olarak yorumladı.

Buenos Aires Eyalet Valisi Axel Kicillof, seçim sonucunu "tarihi" ve "ezici" bir zafer olarak niteledi.

Kicillof'a göre bu sonuç, yalnızca eyalet ölçeğinde değil, genel ölçekte de Peronizm'in yeniden ayağa kalkışının işaretiydi.  

Öte yandan Javier Milei, yenilgiyi kabul etmekle birlikte ekonomi programından geri adım atmayacağını belirtti.

Aksine, mevcut politikaları daha da pekiştirerek sürdüreceğini açıkladı.

Bu söylemle, hükümetin seçim sonuçlarını bir geri çekilme değil, ideolojik bir kararlılık mesajıyla karşılamayı tercih ettiğini ortaya koydu.


İlk büyük siyasi alarm: Ne anlama geliyor?

Buenos Aires'te ortaya çıkan tablo, Arjantin siyasetinde birkaç açıdan kritik anlamlar taşıyor.

Öncelikle, Peronizm'in geleneksel kalesinde yeniden toparlanış sergilemesi, bu hareketin hala güçlü bir toplumsal tabana dayandığını ve muhalefeti yeniden örgütleme kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor.

Kicillof'un liderliği altında alınan bu sonuç, Peronizm'in yalnızca eyalet ölçeğinde değil, ulusal ölçekte de yeniden merkezi bir aktör olarak konumlanabileceğine işaret ediyor.

İkinci olarak, seçimler Milei'nin ekonomi politikalarına dönük toplumsal desteğin sınırlarını görünür kıldı.

Uygulanan sert kemer sıkma ve piyasa merkezli reformlar, geniş halk kesimlerinde hoşnutsuzluk yaratırken, Buenos Aires sandığı bu hoşnutsuzluğu siyasal sonuçlara dönüştürdü.

Bu açıdan seçim, Milei iktidarı için ilk büyük "sarı kart" olarak okunabilir. 

Son olarak, bu tablo Arjantin'de iktidarın yönetme kapasitesine dair güçlü bir mesaj içeriyor.

Hızlı ve radikal dönüşüm vaat eden Milei hükümeti, yalnızca ekonomik reçetelerle ilerleyemeyeceğini görmüş oldu.

Halk desteğinin sınırlı kaldığı ve siyasal kurumların dengeleyici rol oynadığı bir ortamda, tek taraflı politikaları sürdürmek giderek zorlaşıyor.

Buenos Aires'teki sonuçlar, iktidarın siyasi meşruiyetini koruyabilmesi için daha geniş bir toplumsal uzlaşıya ihtiyaç duyduğunu ortaya koyuyor.
 


Ekime doğru: Dengeler yeniden kuruluyor

Buenos Aires'teki sonuçlar, 26 Ekim'de yapılacak ulusal parlamento seçimleri öncesinde Arjantin siyasetinin yönünü belirleyecek güçlü bir işaret fişeği oldu.

Peronizm'in elde ettiği bu zafer, muhalefeti yeniden konsolide etme ve iktidar karşıtı blogları ortak zeminde buluşturma imkânı sunuyor.

Kicillof'un önderliğinde yükselen bu ivme, Peronizm'in ülke genelinde yeniden güçlü bir aktör olarak sahneye çıkabileceğinin işareti.

Milei cephesi açısından Buenos Aires yenilgisi, ekonomik programının yarattığı toplumsal maliyetinin açık bir yansıması olarak öne çıkıyor.

Arjantin Devlet Başkanı Milei, rotasından geri adım atmayacağını ilan etse de, ara seçimler öncesinde siyasi sermayesinin aşındığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalacak.

Önümüzdeki haftalarda hükümetin ekonomik politikalarını aynen sürdürüp sürdürmeyeceği veya belli alanlarda taviz verip vermeyeceği, ekim ayındaki sonuçlar üzerinde doğrudan etkili olabilir.


Son soru: Yükseliş mi, alarm mı?

Buenos Aires sandığından çıkan sonuç, Arjantin siyasetinde kritik bir dönemeç olarak kayda geçti.

Peronizm'in kalesinde elde ettiği bu zafer, hareketin hala toplumsal köklerinin derinliğini ve siyasal kapasitesini koruduğunu ortaya koydu.

Milei açısından ise bu tablo, radikal programının sınırlarına dair güçlü bir uyarı niteliğini taşıyor.

Halk desteğinin kaygan zeminde şekillendiği bir ülkede, tek başına "öfke oyları" iktidarı taşımaya yetmeyebilir.

Artık temel soru şu: Buenos Aires, Peronizm'in ulusal ölçekte yeniden toparlanışının başlangıcı mı olacak, yoksa Milei'nin yönetme kapasitesinin sınırlarını gösteren büyük alarm mı?

Bu sorunun cevabı, ekim ayında yapılacak parlamento seçimleriyle birlikte Arjantin'in gelecekteki siyasal yönelimini belirleyecek. 

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU