Deniz onun için hayat, kendini en iyi hisettiği yer.
"Aslında sadece misafir oluyoruz" dediği deniz, aslında bir nevi onun ikinci evi...
Aysu Türkoğlu 22 yaşında.
Bir maraton yüzücüsü.
Artık adını duymayan kalmadı.
Önce Manş'ı ardında bıraktı sonra Kuzey Kanalı'nı...
Zafer Bayramı'nın 101, cumhuriyetin 100. yaşı yolunda attı kulaçlarını.
Bodrumlu Aysu, orada buluşuyoruz.
Bu farklı bir Zafer Bayramı söyleşisi aslında.
Genç, dinamik, hedefleri olan, mütevazı, kendini bilen ve kendi hikayesini yazmak isteyen bir kadın sporcu izlenimi veriyor.
"Senin arkanda kim var?" diye soruyorum.
"Ailem hep yanımdaydı, sporcu yetiştirecek en iyi ailelerden birine sahip olduğumu düşünüyorum" yanıtı veriyor, sponsor ailesinden bahsediyor, yaptığı idmanları anlatıyor.
Ablası da yüzücü, ilk idolü o.
Aysu Türkoğlu ise önce baleye başlamış. 7 yaşında kendini suyun içinde bulmuş.
O zamandan beri vazgeçemiyor.
Soğuk sulara girmeden önce babasıyla buzlu küvet antrenmanı yaptığını söylüyor.
Onlarca kilometreyi ardında bırakırken hiç çekincesi olmadı mı?
Nasıl hazırlandı?
Manş Denizi'nden sonra kendisine "Oceans Seven" parkurunun en zorlu etaplarından biri olan Kuzey Denizi'ni hedefledi Aysu.
Ve bu hedefine ulaştı.
Oceans Seven yani Okyanus Yedilisi, yedi açık su kanalı yüzme etabından oluşan bir maraton yüzme meydan okuması.
2008'de Yedi Zirve dağcılık meydan okumasının yüzme eşdeğeri olarak tasarlanmıştı.
Kuzey Kanalı, Cook Boğazı, Molokaʻi Kanalı, İngiliz Kanalı, Catalina Kanalı, Tsugaru Boğazı ve Cebelitarık Boğazı'nı kapsıyor.
Aysu ikisini aradan çıkardı.
Kuzey Kanalı'nı tamamlayan ilk Türk kadın yüzücü oldu.
"11 saat 48 dakika"
Bu etabı bitiren ilk yüzücü Anna Corin Nordin'di.
O Kuzey Kanalı'nı 14 saat 21 dakikada geçmişti.
Aysu Türkoğlu'na "Seninki yaklaşık 12 saat sürdü" diyorum, kahkahayla ağzımdan çıkanı "11 saat 48 dakika" düzeltiyor.
Bizim "yaklaşık" diye yuvarladığımız rakamlar, o 12 dakika onun için çok kıymetli...
"Dünya tarihinin en iyi yüzücüleriyle adının yan yana olması, hatta onları geride bırakman nasıl bir duygu?" diye soruyorum.
"O isimlerin yanında benim de ismim olması benim için müthiş gurur verici bir şey" diyor Aysu.
Özellikle bu sene, cumhuriyetimizin 100. yılında bunu başarabilmiş olmak benim için ekstra gururlandırıcı bir şey. Fakat olabildiğince akışta kalmaya çalışıyorum, olabildiğince bu tür baskılardan sıyrılmaya çalıştığım için aslında çok gerilmiyorum. Mesela Türkiye'de en fazla 7 kilometrelik yarışlar var. Tabii 10 kilometre ve daha üst yarışlar da var ama sayıları daha az. En fazla bu yarışlara katılabiliyoruz. Orada elbette bir kıyaslama oluyor. Ben 40 kilometre yüzüyorum. Elbette burada da kıyaslamalar oluyor, konuşuluyordur ama aslında benim için önemli olan o göstermiş olduğum mücadelede sergilediğim performansım. O yüzden kendi kendi mücadelemdeyim, onunla da kalacağım"
Aysu'yu en çok ne zorladı?
Kolay değil.
29 Temmuz'da Manş'ı 16 saat 28 dakikada geçti.
Bu denizi geçen en genç Türk sporcu oldu.
Sonra Kuzey Kanalı'nı 11 saat 48 dakikanın sonunda tamamladı.
Aysu Türkoğlu, "Çok çeşitli parkurlar var ve bunların hepsinin kendine has zorlukları var" diyor.
Kuzey Kanalı'nın en önemli birinci zorluğunun soğuk su, diğerinin ise denizanaları olduğunu söylüyor.
Soğuk su hipotermiye neden olabilir.
Deniz anaları ise alerjik reaksiyonu olan insanları yoğun bakımlık bile edebilecek risk barındırıyor.
Aysu risklerin farkında olsa da, deniz ve beraberinde gelenler için "Tüm bunları kendi içimde güzel bir hale getirmem için, orada kafamın rahat olması için burada her şeyi bitirip gitmiş olmam gerekiyordu ve öyle de oldu" deyip devam ediyor:
Herkes bu dünyanın bir parçası. Fakat deniz çok ayrı bir boyut. Yani orada yaşayan her canlı deniz için apayrı şeyler taşıyor. Biz oraya misafir olarak gidiyoruz. bize ev sahipliği yapanlar da denizin içindeki canlılar... O yüzden onlar için ne kadar zararsız olursak onlar da bizim için o kadar zararsız olur. Ben o açıdan bakıyorum ve böyle bakınca aslında olaylar biraz daha kendi açımdan daha güzel bir hal almış oluyor"
Havuzdan denize uzanan yolculuk
15 yaşına kadar havuzdaydı Aysu Türkoğlu.
Sonrasında bir gün antrenmanda antrenörü "1,5 buçuk kilometrelik bir yarışma var. Katılmayı düşünür müsünüz?" diye sormuş herkese; sonrasını Aysu anlatsın:
Ben de oradan atladım! Ve dedim ki; 'Hocam başka hangi kilometreler var?' 3 ve 6 kilometrelik etaplar olduğunu söyledi. Ben de 'Hocam ben 6 kilometreye katılmak istiyorum' Emin misin, değil misin derken katıldığım Aqua Master yarışması bittiğinde 'Kadınlar Klansman birincisi Aysu Türkoğlu' diye bir anons duydum. Aslında açık suyla öyle başladım. Sonrasında Bodrum'un vermiş olduğu o güzel deniz altyapısıyla beraber bunu ilerletmeye başladım"
Denizde olmak...
Aysu için en unutulmaz an ve keyifli an yunuslarla birlikte yüzdüğü vakit...
En zorlandığı an ise Manş'ta akıntıya karşı yüzdüğü zaman...
Birkaç dakikalık videoya bakıldığında sadece işin güzel yanı, zafere ulaşılan o unutulmaz kesitler görünüyor ama hepsi de çok zorlu hedefler.
Hem fiziksel hem zihinsel anlamda...
Dünyada bugüne kadar Aysu Türkoğlu'nun kendine hedef belirlediği Ocean 7'ı tamamlayan sadece 24 yüzücü var.
Bu farklı etapların tamamını bitiren ilk yüzücü aynı zamanda eski bir rugby oyuncusu olan Stephen Redmond.
Redmond, 22 Ağustos 2014'te İrlanda'dan Galler'e 80 km yüzmeye çalışmış ancak hipotermi nedeniyle denizden çıkarılmıştı.
Bir röportajında "Maraton yüzme, dünyada yaşarken ölüme en yakın olabileceğiniz şeydir. Zorlu koşullarda yüzerken algınızı tamamen kaybedersiniz. Ama bunu yapmayı çok seviyorum" İrlandalı sporcu.
Aysu da aynı fikirde mi?
Kesinlikle çok zorlayıcı bu parkurların hepsi. Özellikle mentalitenizin, zihninizin çok hazır olması lazım. Ancak ben ölüme yakın olma görüşüne pek katılmıyorum. Herkes bu süreci kendine göre yorumluyor. Ben ise olabildiğince bundan zevk almaya çalışıyorum. Çünkü suda olmak benim için en güzel şey. Kesinlikle büyük bir özgürlük. Büyük, koskocaman bir deryanın içindesiniz. Ve belli kısımları okyanusa bağlanıyor. Düşünsenize! Yani deniz her zaman benim için dostum olmuştur ve öyle de kalmaya devam edecek"
Sırada hangi rotalar var?
Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük bölümü son sınıf öğrencisi Aysu.
Yüzmedeki deneyimini ileride akademiye taşımak ihtimaller dahilinde...
Peki geriye kalan beş parkur için ne zaman yola çıkacak?
Çok ara vermeden, hemen gelecek yıl yola çıkacağını söylüyor.
"2024'ü boş geçireceğimi sanmıyorum" derken takvimini şimdilik gizli tutuyor.
Aysu aslında sıcaklık olarak en soğuğunu şu ana dek tamamlamış durumda.
O yüzden bundan sonra soğuk suyla çok daha az teması olacak.
Sonraki rotanın neresi olduğunu soruyorum ısrarla.
Mesela Cebelitarık'ı aradan çıkarmak ister mi?
Bir kez daha gülüyor, şimdilik rotasını da gizli tutuyor, çok üsteleyince "Belki bir kısa bir uzun yaparım" diyor.
Bu işin ne denli disiplin getirdiğini, hayatındaki dengeyi nasıl tutturduğunu ise şöyle izah ediyor:
Sizi öyle bir koşula ve zihniyete sokuyor ki bu geçişler, o anda sınırınızın en üst noktasını görebiliyorsunuz. Ve bu cidden çoğu insanın ulaşamayacağı bir şey diye düşünüyorum kendi açımdan. En çok zorlayan şey bazı fedakarlıklar yapmış olmanız. Mesela her genç gibi elbette ben de dışarı çıkıyorum ama bunların bazı sınırlamaları olmak zorunda oluyor. Arkadaşlarım eve 2'de dönerken benim 11.30'da dönmem gerekiyor. Çünkü ertesi günü 5'te antrenmana gitmem gerekebiliyor. Kesinlikle disiplinli olmak zorundayım ve bunun bir dengesi olmak zorunda"
Hayatının dengesini tutturmuşa benziyor Aysu Türkoğlu, işi en sevdiği uğraşısı...
Babasıyla denize dalıp, deniz kabuğu çıkardı.
Annesiyle koyda balıkların cinsini konuşup tartıştı.
Ablasıyla birlikte yüzdü.
Bodrum onu mavisiyle kucakladı.
O da denizi...
Aysu Türkoğlu daha çok yüzecek.
Yeni zaferleri anı kutusuna koyup, muhtemelen evine yeni hikayelerle dönmeye devam edecek.
© The Independentturkish