TİP özelinde yükselen sol mevzuu

Tarkan Konar Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Twitter

Seçim arifesinde yazma riskini alarak…

Girizgahsız girelim konuya, bugün 20 yaşında bir genci, bildiğimiz, bellediğimiz biçimdeki sosyalizmde yaşatmaya, mutlu etmeye var mı sosyalist sol?

Baskı, adaletsizlik, yoksulluk, yolsuzluk vs. tüm bunlara karşı yürütülen muhalefet konusunda solun dün ve bugün haklılığı tescillidir.

Makro politikada emperyalizme, faşizme, kapitalizme, darbelere ve militarizme karşı tutumu da defalarca haklılanmıştır. 

Ancak tüm bunlar sola "haklı muhalif" olma rolünü yüklüyor ve çoğu zaman sol da ötesini istemiyor!

Bu bir tercih değil siyaset yasası.

Düzen siyasetçilerinin yeni bir söze veya fikre ihtiyacı yoktur zira zaten fikri iktidardadır ama düzen dışı politika yeni bir devrimci fikir olmaksızın iktidar iddiası güdemez!

Eşyanın tabiatı gereği bu böyle. Olanın "anti"si olmak bir fikir değildir aslında.

Öyleyse sol ve özelde TİP yeni bir devrimci fikre mi sahip ki bir "popülerlik" kazanıyorlar?

Yoksa 21 yıllık yıpranmış iktidarın toplumda yarattığı değişim ihtiyacının sola düşen kısmını mı dolduruyorlar sadece?

İlkine "evet" demek için henüz erken, ikincisi için de "sol toplumda oluşan değişim ihtiyacının yarattığı enerjiyi doğru değerlendirerek ivme alıyor, yani ikisi birden" diyebiliriz. 

"Kitleleri fikir örgütler" yasası temel doğrudur ancak fikri bulana kadar durulacak manasına da gelmez, hareketi yaratmak, motora ilk hareketi vermek de fikri süreci tetikler.

Yumurta tavuk tartışması yersizdir. Sol 12 Eylül'den beri sosyolog, iktisatçı, sanatçı, felsefeci, fikri önderler (istisnalar dışında) çıkaramıyorsa toplumsal hareketin, dinamonun eksikliğinin burada ciddi payı vardır. 

Şahsen bu fikri arayışa dair görüşlerimi pandeminin başında başka bir makalede kaleme almıştım:

...Denenmiş sosyalist kuruluş çalışmalarının büyük kısmı bugün mevcut değiller, bunlardan ders çıkarmadan aynı haliyle sosyalizmi bir alternatif olarak önermek, açıkçası 'politik muhafazakarlıktır'...

 
Ancak bu yükselişin esas nedenini, alt metnini belirtmek gerekir ki, o da Gezi'dir.                      

O dönemlerde aylık yazdığım "Trip" dergide de belirttiğim gibi;

...Gezi politik bir toplumsal hareket değildi ancak ileride olacak politik çıkışların alt metnidir. Onu doğru okuyabilenler siyasete tercüme edecekler...


Bugün bu ivme içinde yer alan sol partilerin gezi öncesi ile karşılaştırmasını yapabilenler etkilerini keskin biçimde göreceklerdir.

Kadın mücadelesi, Atatürk, Türk bayrağı, ekoloji, azınlık hakları, LGBT+lar vb. birçok konuda değişim bu partilerde belirgindir.

Kılıçdaroğlu'nun rekor kıran "Alevi" videosunun alt motivasyonu bile Gezi'dir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bunlar siyasetçilerin "dur bakalım Gezi'yi hele bir irdeleyelim bakalım" diyerek hayata geçirdikleri şeyler değil, bunlar söylenmiş şeylerin söylenmemiş sayılamayacağına dair yasalardır, doğanın diyalektiğidir.

O süreçte henüz kurulmamış bir parti olarak TİP örneği zaten bunun en uç örneğidir zira gezi TİP'in içinden çıktığı siyasi yapının (TKP) kabuklarını parçalayarak onu doğmaya zorlamıştır.

İhtiyaç kendini dayatınca su gibi en küçük çatlaktan sızmaya başlar. Velhasıl bilhassa TİP için bizzat "gezinin ürünü" desek yeridir. Toplumun kolektif bilinci daima çalışır.

Anlaşıldığı üzere bu yazı bir seçim değerlendirmesi olmaktan çok, orta ve uzun erimli projeksiyon yazısıdır; bu seçimlerde sol ne sonuç alırsa alsın yoluna devam edecektir, evrim durmayacak.

Lakin bizim muhalefet olmaktan yönetmeye aday olmaya giden yolda kurtuluş reçetemizi yeniden yazmamız gerek.

Yoksa Adorno'nun dediği gibi "özgürlüksüzlüğü ortaya çıkarıp onu yok etmeyen" sol da toplumda kanıksama yaratır. 

Bu sosyalist reçetenin bugünün siyasetinde en temel maddeleri ise; 

  • Ekonomi: Ekonomik endekslere dayalı bir toplumsal refah parametresi reddedilmeli ve "ekonomiden bağımsız", anti kapitalist, sürdürülebilir, eko-toplumcu bir model üzerinde tartışılmalıdır.20 yıl sonra sağlıklı gıda ve suyun en büyük zenginlik sayılacağı dünyamızda altın ve petrol değer olmaktan çıkacaktır. 
     
  • Bürokrasi: Piyasa/kar sisteminin dünyamızı, emeğimizi, hayatımızı tükettiği açıktır lakin karşısına katı bürokratik kamucu/planlamacı bir devlet erki koyarsak kapitalizmin kamucu taklidini yapmaktan öteye geçemeyiz.

    "Kar motivasyonu olmadığında Antalya'da yetişen narenciyeyi kim, neden Ağrı'ya taşısın?" sorusunun cevabı artık tek başına "devlet planlaması" olamaz! bürokrasinin en erken çürüyen mekanizma olduğunu zaten geçmiş sosyalist deneyimlerde tattık.

    Ayrıca kitabında "devleti küçültmek" yazan bir ideolojinin uzun bir süre birlikte yaşaması mümkün değildir, taraflardan biri ayrılma hakkını kullanır ki tarihte hep terk edilen sosyalizm oldu… Bu düzenin içinden doğacak alternatif üretim ve dağıtım ağları, kooperatif dayanışma ağları, tarım kampları üzerinde daha fazla kafa yormak, bunları artırmak, aralarında uluslararası paylaşımı artırmak gerek. Şimdilik... 
     
  • Parti/iktidar araçları: geçmişte savunulan kuvvetler birliğine dayalı devlet yapısı fikrinin insan faktörü nedeniyle çürümeye, suistimale çok açık olduğu test edildi onaylandı. Başarısız deneyimleri tek başına ihanetlere bağlamak bile söylediğimi haklı çıkarır. Kesinlikle parti genel sekreterinin devlet başkanı sayıldığı sovyetik önerme yerine denetime açık, kuvvetler ayrılığına dayalı bir yapı planlanmalı. 
     
  • Kimlikler ve sınıf: bu başlık partilerin sokağa yansıyan imajı gibi aslında, sınıfın yerine yeni tarz muhalefeti/kimlik siyasetini koyarak toplumu yatayına önce gruplara dağıtıp (Kürt, Alevi ,kadın, feminist, çevreci, LGBT, işçi vs.) sonra toplamaya, birleştirmeye çalışmak tam da bu düzenin seveceği bir solculuk tarzıyken bireylerin iktisadi/sınıfsal aidiyetleri kadar gerçek olan hemşeri, taraftar, cinsiyet, etnik, mezhep vs. kimliklerini bastırıp, örseleyip uvriyerist bir çizgide soğurmaya çalışan yaklaşımın da toplumsallaşamayacağı açıktır.

    İktidar reçetesi yazmak isteyen bir sol parti burada bir çıkış tesis etmek zorunda. Elbette kimi partiler risk almak yerine kendini bir ideolojik sigorta gibi görüp tabanını çelik çekirdek sekter sol camia olarak muhafaza etmek isteyebilir, saygı duymak gerek.  

Radikal bir önerme olarak; üstteki ilk üç madde için artık yapay zeka destekli planlar yapabiliriz.

Nasıl olabileceğini de yine "Trip" dergi Aralık 2018 sayısında yazmıştım :)
 

 

Toplumsallaşmak niyetinde olan bir sosyalist parti kendi tabanını ve genişleyen çeperini bugün 3 şeye hazırlamalı: doğal felaketler, yeni pandemi, toplumsal olaylar ve uluslararası savaşlar.

Bunun nasıl yapılacağı, hayatın idamesi, arama kurtarma, ilk yardım gibi detaylara bu yazıda girmeyeceğim ama gençleri seçim süreci dışında bu tür otonomik hareket edebilecekleri faaliyetlere yöneltmek gerekiyor.

Çünkü evet, 20 yaşında bir genci bugün ancak kendi inşa ettiği bir sosyalizmde yaşatıp mutlu edebiliriz.

Seçim bahsine gelip bitirirsek 14 aralık 2021 tarihli "Dijital devrimciliğe hazır mısınız?" başlıklı diğer bir yazımda zaten solun nasıl bir ittifak yapısıyla seçime gireceğini tek cümleyle aşağıdaki gibi yazmıştım;  

...Türkiye özelinde üçüncü ittifak tartışılabilir tabi... Ve o da dördüncü ittifakı doğurur…


Ve öyle de oldu genel hatlarıyla. Mücadele uzun bir maratondur, bırakmayın…

Gençler lütfen kendiniz ve ülkeniz için oy verin!

Hele sosyalist bir partiye olursa tadından yenmez.

 

 

Not: Teorisyen abilerimiz olsa, benim yaptığım gibi kendi yazdıklarını referans göstermek yerine bu yazıyı Althusser (toplum pratiği ve ideoloji üzerine) ve Gramsci'den (hegemonya ve sivil toplum üzerine) alıntılarla süsleyebilirdi, olsundu ;)

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU