Lukaşenko'nun son perdesi: Veda mı, maskeli balo mu?

Umut Berhan Şen Independent Türkçe için yazdı

Belarus'ta sahnede yine Aleksandr Lukaşenko var, ama bu kez replik farklı:

Bir sonraki seçimde aday olmayacağım.


31 yıldır koltuğunu kimseye kaptırmayan, "Avrupa'nın son diktatörü" lakaplı lider, TIME'a verdiği röportajda sahneyi terk edeceğini ima etti.

Ancak, Belarus'un gölgeli siyaset sahnesinde bu sözler ne kadar gerçek, ne kadar tiyatro?

Lukaşenko'nun bu çıkışı, bir devrin sonu mu, yoksa ustalıkla kurgulanmış bir manevra mı?

Gelin, perdenin ardına bakalım.
 

Belarus'un ilk ve tek devlet başkanı olan Aleksandr Lukaşenko 1994'ten bu yana görevde / Fotoğraf: Reuters
Belarus'un ilk ve tek devlet başkanı olan Aleksandr Lukaşenko 1994'ten bu yana görevde / Fotoğraf: Reuters

 

1994'ten beri Belarus'u demir bir elle yöneten Lukaşenko, Ocak 2025'teki yedinci zaferiyle koltuğunu sağlamlaştırdı.

Ama bu zafer, ne muhalefetin ne de Batı'nın gözünde meşru.

2020 seçimlerinden sonra sokakları inleten protestolar, rejimin sert yüzünü bir kez daha gösterdi: muhalifler ya hapiste ya sürgünde; medya susturulmuş, seçimler şaibeli.

Hâl böyleyken, Lukaşenko'nun "Artık planlamıyorum" demesi, insanın aklına "Bu neyin hesabı?" sorusunu getiriyor.


Birinci ihtimal, bu bir taktiksel geri çekilme.

Belarus, Rusya'nın Ukrayna savaşında lojistik üs konumunda; bu, Lukaşenko'yu Moskova'ya daha bağımlı hale getirdi.

Batı'nın yaptırımları ekonomiyi kemiriyor, halkın sabrı tükeniyor.

Son dönemde 115 siyasi mahkûmun serbest bırakılması, Batı'ya zeytin dalı uzatma çabası gibi görünüyor.

Ama bin 200'den fazla mahkûm hâlâ içeride; bu, değişimden çok bir PR hamlesi.

Lukaşenko'nun "Yeni lider devrimci olmasın" sözü, Kremlin'e "Merak etmeyin, ip bende" mesajı olabilir.

Moskova, Minsk'te sadık bir yönetim ister; Lukaşenko da bu geçişi kontrol altında tutmak için sahneyi hazırlıyor gibi.


İkinci ihtimal, bu bir göz boyama.

Lukaşenko, oğlu Nikolai'yi halef yapacağı iddialarını yalanladı, ama Belarus'ta yalanlar dekorun parçası.

Muhalefet ezilmiş, seçimler göstermelik, halk yorgun.

"Aday olmayacağım" diyerek umut tacirliği yapıp, yeni bir protesto dalgasını bastırmayı planlıyor olabilir.

Sürgündeki muhalif lider Sviatlana Tsikhanouskaya dirense de Lukaşenko'nun gölgesi uzun.


Bu açıklama, halkı "Belki değişim gelir" diye avutup, muhalefetin elini zayıflatma girişimi olabilir.

Bölgesel açıdan, Lukaşenko'nun olası vedası büyük bir sınav.

Belarus, Rusya'nın arka bahçesi; Kremlin, Lukaşenko sonrası da kontrolü elinde tutmak isteyecek.

Ama soru şu:

Yeni bir lider, Moskova'dan sıyrılıp Belarus'u daha bağımsız bir yola sokabilir mi?

Batı'nın yaptırımları rejimi mi, yoksa halkı mı daha çok vuruyor; bu da ayrı bir muamma.

Lukaşenko'nun gölgesi, yerine kim gelirse gelsin, Belarus siyasetinde uzun süre hissedilecek.

Nihayetinde Lukaşenko'nun "Gidiyorum" demesi, tiyatroda yeni bir perde açıyor.

Ama bu, gerçek bir final mi, yoksa sadece bir sahne değişimi mi?

Belarus'un geleceği, Lukaşenko'nun son repliğine bağlı, ama o repliği yazan hâlâ kendisi.

Seyirci olarak bizler, bu oyunun sonunu merakla bekliyoruz.

Ancak Belarus halkı için sahne, hâlâ tozlu ve ışıklar hâlâ loş.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU