Jacinda Ardern gibi kadınlar "çocuk sahibi olmak" kadar basit bir nedenle siyaseti bırakmıyor

Kadınlar da dahil herkese ilk etapta liderlik etme hırsı ve dürtüsü veren şeylerden biri, yaptıkları işten duydukları mesleki gururdur

(AP)

Bu işin ne gerektirdiğini biliyorum ve artık bu işin hakkını verecek kadar enerjim olmadığını da biliyorum.

Jacinda Ardern, Yeni Zelanda başbakanlığından istifa ederken böyle demişti.

Sevdiğiniz bir işi ne zaman bırakacağınızı bilmek zor bir karar. Özellikle de bu, halkın gözü önünde olan bir işse ve böyle bir kararın, o masanın başına geçmemiş ya da kapının ardından içeri göz atmamış, görevinizi yerine getirmeye çalışırken karşı karşıya kaldığınız eşsiz baskılar ya da kişisel kısıtlamalardan bihaber kişilerce mercek altına alınıp yazılacağını bilerek.

Ayrıca kendi isteğiyle bırakan bir siyasetçiye yöneltilen belirli bir öfke de var. Bu, rakiplerini ve seçmenleri ezici bir seçim yenilgisinin ya da parti içi bir darbenin siyasi tiyatrosundan mahrum bırakmaktan kaynaklanıyor. Sürpriz bir açıklamadan başınız dik ayrılmak, sonun yaklaştığına dair günlerce süren işkence dolu spekülasyonların ardından flaşlar patlarken bir aracın arkasına götürülmekten tamamen farklı bir kamusal anlatı oluşturur.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Siyaset beyaz yakalı bir meslektir, bir madende çalışmak ya da bir şantiyede emek vermek gibi fiziksel olmasa da cezalandırıcı ve yıpratıcıdır. Evet, çok stresli kararlar, uzun çalışma saatleri, uykusuzluk ve her türlü rutinin tamamen yok olması var ama aynı zamanda her seçim kampanyası, başa çıkılması gereken her büyük olay veya kriz sizi biraz daha az enerji ve dirençle bırakıyor. Hepsi bir araya geliyor.

Ayrıca (ve bu konu hakkında çok az konuşuluyor) kendinizi işinizde kaybetmeye, giderek daha az sevdiğiniz bir versiyonunuz haline gelmeye başlayabilirsiniz.

İskoç Muhafazakarları'nın liderliğini bıraktığımda yaklaşık 8 yıldır görevdeydim. 9 ay önce bir bebeğim olmuştu. Başbakan yeni değişmişti ve yeni başbakan Boris Johnson'ın Westminster'daki çıkmazı kırmak için gelecek birkaç ay içinde bir erken genel seçim çağrısı yapması gerekeceği açıktı.

İskoç partisini daha önce iki genel seçimde yönetmiştim ve bu seçimlerin nasıl göründüğünü ve nasıl hissettirdiğini biliyordum. İki ay boyunca göçebe hayatı yaşamak, liderlik etmek, diğer herkese şevk vermek, günde 100 karar vermek ve haftada 100 saat çalışmak. Seçimler her zaman işin en sevdiğim kısmı olmuştu, enerjiyi ve rekabeti seviyordum ama birdenbire kendimi bundan büyük endişe duyarken buldum ve bunun liderlik etmenin bir yolu olmadığını hemen anladım. Olabildiğince çok çalışmış, elimden gelenin en iyisini mümkün olduğunca uzun süre yapmıştım. Ama içten içe, artık bunu yapamayacağımı biliyordum. Bir zamanlar sahip olduğum azim ve enerjiye sahip bir başkasının görevi devralmasının daha iyi olacağını düşündüm.

Yetkiyi Birleşik Krallık Parlamentosu'ndan alan bir parlamentoda bir muhalefet partisine liderlik etmek, küresel kriz döneminde bir ulus devlete liderlik etmekten çok daha düşük bir büyüklük sırasına sahip. Ardern, devam etmek için yeterli enerjisinin olup olmadığının en iyi hatta tek yargıcıdır.

Birçok gazeteci çocuk sahibi olmanın kadın siyasi liderlikle gerçekten bağdaşıp bağdaşmadığını sorgulayacak olsa da (Yeni Zelanda'da yaptıkları gibi bana da yaptılar) kaçırdıkları nokta şu. Kadınlar da dahil herkese ilk etapta liderlik etme hırsı ve dürtüsü veren şeylerden biri, yaptıkları işten duydukları mesleki gururdur. Kendi belirledikleri ve kendilerini sürekli ölçtükleri bir iç standarda sahip olmak.

İşimi artık eskisi kadar iyi yapamayacağımı biliyordum ve nihayetinde bu yüzden gitmeyi seçtim. Mesleki gururun Ardern'in düşüncelerinin de büyük bir parçası olduğundan şüpheleniyorum.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU