Çözümü, Kuzey Doğu Suriye'ye operasyonda aramak ne kadar beyhude bir çaba!

Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA (Arşiv)

Her sıkıntılı durumda, iktidar güçlerinin ilk aklına gelen şey 'şok toplumsal hadiseler'... Bu bazen tanınmış insanlara yönelimler, bazen sınır ötesi operasyon, bazen başka bir şey.

Yine seçim öncesi bir süreç… Güney'de Irak Kürdistan Bölgesi'nde (IKB) süren yoğun çatışma ve kayıplar yetmezmiş gibi Kuzey Doğu Suriye'de operasyon lafzı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ağzından düşmez oldu.

Ancak içeride ve dışarıda bu söylemin pek alıcısı yok.

Rusya ve İran birbirini tamamlarcasına 'Suriye-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesine' vurgu yapıyor, Türkiye'nin 'operasyon tutumunun zararlı olacağını, bölgedeki sorunları çok daha ağırlaştıracağını' ileri sürüyorlar.

Rusya Devlet Başkanı Putin'in, Türkiye ile Suriye ilişkilerini "normalleştirme" tutumu yeni değil.

Rusya, Suriye ile iş birliği çerçevesinde askeri olarak müdahale ettiğinden itibaren Türkiye-Suriye politikasının denebilir ki temeli bu oldu.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Putin'in bu tutumuna olumlu yanıt vermediği de bir gerçek.

Her iki lider en son olarak Soçi'de yan yana geldiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'nin kuzey doğusuna askerî harekât başlatma teklifinde bulunurken, Putin askerî harekât yerine müzakere öngördü.  

Yeni olan durum, ABD Başkanı Joe Biden'ın en son yaptığı İsrail, Filistin ve Suudi Arabistan ziyaretinde, Ortadoğu'da Rusya ve İran, daha çok da Rusya karşıtı bir cephe kurmak istediğinin görünür olması.
 

Reuters.jpg
Fotoğraf: Reuters

 

Amerika ne yapıp edip başta Suudi Arabistan olmak üzere, Körfez ülkelerini, hatta Mısır, Irak, Ürdün gibi Arap ülkelerinin Rusya karşıtı cepheye katılmasını sağlamak istiyor.

Hele de enerji zengini olması ve Körfez'deki belirleyici konumu münasebetiyle Suudi Arabistan ve Prens Salman vazgeçilmezi.

Gerçi bu ülkeler ve Suudi Arabistan, ABD'nin istediği gibi Rusya karşıtı cephede yer almaya en azından şimdilik pek niyetli değiller ama İran karşıtı birleşik bir hatta yer alma bir yana, böyle bir hattın oluşmasına ön ayak olmaya dahi açık olduklarını söyleyebiliriz.

Nitekim tam belli olmamakla birlikte ve Biden, Rusya konusunda istediğini en azından şimdilik alamadı gibi görünse de İran karşıtı ortak bir deklarasyonun Arap kamuoyuna yansıdığını biliyoruz.   

Rusya, İran ve Türkiye Suriye meselesini görüşmek için bir araya geldilerse de Rusya ve İran için Suriye meselesi öncelikli değildi.

Bu iki ülke için esas olan, Ukrayna-Rusya sorununun yansıması olarak ABD ve NATO'nun Rusya'ya uyguladığı ambargo ve kuşatma politikası yanı sıra, İsrail ve Arap ülkelerinin İran karşıtı politikasını boşa çıkarma ve etkisizleştirmekti.  

Türkiye'nin amacı ise Ukrayna-Rusya sorununun yarattığı bu sorunları fırsata çevirme hesabıyla, Rusya'nın Kuzey Doğu Suriye'ye operasyonu için 'yeşil ışık' yakmasını sağlamaktı.

Öte yandan Rusya ve İran operasyona karşıydı.

Putin'in çözüm önerisi 'doğrudan Suriye rejimi ile bir görüşülmesiydi'.

İran da aynı görüşteydi.  

İran'ın Ruhani Lideri Hamaney, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı kabulü sırasında kendisine açıkça, "Terörle mücadele edilmeli ancak Türkiye'nin bir operasyon yapması teröristlerin işine yarar" dedi ve devamla şunu söyledi:

Bu sorunu çözmek istiyorsanız adres Şam
 

1.jpg
Fotoğraf: AA

 

Öte yandan Türkiye'nin İran ile ilişkileri sıkıntılı… İsrail ve Suudi Arabistan'ın da İran ile ciddi problemleri var.

Üstelik İsrail, ABD'nin de onayı ile, İran ile gizli bir savaş yürütüyor.  Suudi Arabistan ise İran karşıtı hattın başını çekiyor.

Türkiye ifade ettiğimiz gibi, zaten İran ile ilişkileri sıkıntılı iken, İsrail ve Suudi Arabistan ile ilişkilerini normalleştirmeyi tercih etti.

Ayrıca, sadece Rusya değil, ABD de Kuzey Doğu Suriye operasyonunun yapılmasına karşı. 

Kısacası Türkiye'nin bütün bu çok taraflı ilişkileri belli bir dengede yürütmesi ziyadesiyle zor görünüyor.

Ülke içinden doğru halkın savaş eğilimi de olmadığına göre geriye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "herkese ve her şeye rağmen" tekçi bir irade sergilemesi kalıyor ki bu da pek uygulanabilir bir tutum olarak görünmüyor.  

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan bu koşulların toplumsal eğilimleri ve güç ilişkileri içinde "operasyon" dediğinde Soçi de olsun, uluslararası toplumda olsun yaratmaya çalıştığı desteği alamıyor…

Bütün bu 'olmazlara' rağmen operasyon mümkün mü?

Türk egemen siyasetinde yıllardır 'öngörülemezlik' egemen olduğundan 'olmaz olmaz' diyebilmek zor oluyor.

 
Kürtleri ne bekliyor?

Putin ve İran Ruhani lideri Ali Hamaney, Cumhurbaşkanı Tayyip  Erdoğan'a, 'operasyonun doğru olmadığı, çözümün Türkiye ve Suriye rejimiyle doğrudan konuşmak olduğu' meyanında şeyler söylediler.

Putin, Türkiye ve Suriye yönetimi arasında sağlanacak bir normalleşmenin Türkiye'nin içe dönmesini hızlandıracağını, Suriye sorunu üzerinde Batı'nın etkisini zayıflatacağını, Rusya'nın hareket kabiliyetini artıracağını düşünüyor.  

İran, Esad'ı desteklerken; ABD ve müttefiklerini zayıflatmayı amaçlıyor.

Suriye ve Türkiye'nin, aynı düzeyde olmasa da Kürt meselesine yaklaşımları aslında birbirine yakın.

Ancak bu yakın olma hali Suriye'nin Türkiye'nin Kuzeydoğu Suriye'de muhtemel operasyonuna karşı çıkmasının önünde engel teşkil etmiyor. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Suriyeli Mülteciler dosyasını çözmek ve muhalefetin kozu olmaktan çıkarmak istiyor.

PYD-SDG'yi darbelemek ve daraltmak istiyor.

PYD- SDG'ye karşı Suriye rejimi ile bir güvenlik ağı ve bir şekilde istihbarat üzerinden de olsa siyasi koordinasyon imkanını kullanmak istiyor, kullanıyor da ama Esat ve Suriye rejimine karşı tavrından da vazgeçmiyor.

Aslında da Heyet-i Tahrir-i Şam, Suriye Milli Ordusu gibi türlü Cihadist yapılara dayanarak Suriye'de kalıcılaşmak istiyor ama…

"Ama"sı var işte!

Bütün bunlar bir yana Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile ayaküstü yaptığı konuşmaya değinmesi, Putin'in Erdoğan'a önerdiği 'normalleşme' siyaseti yönünde adım atılabileceğinin işareti olabilir mi?

Olsa bile seçimlerden önce herhangi bir adım atmak biraz zor görünüyor ama…

'Rusya'nın Suriye'ye askeri müdahalesinin ardından, Kürt yönetiminin birleşik bir alanı ele geçirememesi için Erdoğan ile Putin arasında yapılan görüşme' ve ayrıca Afrin vakasını anımsayınca…  

"Ver mehteri" coşkusuyla seçim sürecinde milliyetçi kitleyi şaha kaldırmaya dönük ancak Suriye sahasını da pek etkilemeyen bir operasyon için yeşil ışık yakılabilir mi?

Bir ihtimal mümkün; ama umarız bunu aşmaz!

 
Sonuç olarak;

Olası operasyonun hedefi olan Suriyeli Kürtlere gelince… SDG, YPG gibi güçler hazırlık içerisindeyken, bir kesim Kürtlerin ise Ankara-Şam hattındaki olası bir 'normalleşmeden' endişeli olduğu bölge ve uluslararası basına yansıyor.  

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU