Askeri balonculuk yeniden canlanıyor… 18. yüzyılın teknolojisi, modern savaş alanında stratejik dönüş yapıyor

Dr. Osman Gazi Kandemir Independent Türkçe için yazdı

18'inci yüzyıla ait bir askeri balonun gösterimi

18'iinci yüzyılın savaş teknolojisi olarak bilinen askeri balonculuk, küresel çapta beklenmedik bir geri dönüş yapıyor. Uydu takımyıldızlarının ve insansız hava araçlarının (İHA) hakim olduğu bir dönemde, hava-hafif platformların yeniden canlanması, askeri planlamada maliyet etkinliği, uzun süreli kalıcılık ve stratejik boşlukları doldurma ihtiyacını yansıtıyor.


Milyarlarca dolarlık yatırımlar

ABD Ordusu, bağlı aerostat filosunu yenilemek için QinetiQ US, Leidos ve Raytheon gibi savunma devlerini kapsayan 4,2 milyar dolar değerinde bir sözleşme imzaladı. Mart 2035'e kadar sürecek bu anlaşma, platformların istihbarat, gözetleme ve keşif yeteneklerini modernize edecek. Bu rakam tek başına, balonların artık nostaljik bir teknoloji değil, gelecekteki savaşların kritik bir bileşeni olduğunu gösteriyor.

Polonya da bu trende katılarak, Rusya'dan gelebilecek seyir füzeleri ve İHA tehditlerine karşı Amerika'dan dört aerostat sistemi satın alıyor. 1,2 milyar dolar değerindeki bu yatırım, NATO'nun doğu kanadındaki erken uyarı stratejisini güçlendirmeyi hedefliyor.


İki ana platform: Aerostatlar ve yüksek irtifa balonları

Askeri balon teknolojileri iki kategoriye ayrılıyor. Aerostatlar, zeplin benzeri kabloyla yere bağlı sistemler olup, genellikle 3-5 kilometre yükseklikte uçuyor. Bağlı yapıları sayesinde haftalarca, hatta bazı modern sistemlerde 30 güne kadar havada kalabiliyor. Bu kalıcılık, geleneksel Havadan Uyarı ve Kontrol uçaklarının (AWACS) maliyetinin çok altında bir avantaj sunuyor.

Yüksek irtifa balonları ise yere bağlı değil ve stratosferde, genellikle 24-37 kilometre yükseklikte süzülüyor. Bu irtifa, ticari uçak trafiğinin çok üzerinde ancak Alçak Dünya Yörüngesindeki uydulardan çok daha yere yakın. Bu konum onlara benzersiz avantajlar sağlıyor: İlgi çekici bir alanın üzerinde "dolaşabiliyorlar" ve yere daha yakın oldukları için uydulardan daha kaliteli fotoğraflar çekebiliyorlar.


Çin'in jeopolitik baskı aracı

Şubat 2023'te, otobüs büyüklüğünde devasa bir Çin balonu günlerce ABD hava sahasında süzüldü ve bu olay diplomatik krize yol açtı. Balon sonunda bir F-22 savaş uçağı tarafından düşürüldü. Ancak asıl dikkat çekici olan, Çin'in son yıllarda Tayvan Boğazı üzerinde yüzlerce gözetleme balonu uçurması.

Tayvan Savunma Bakanlığı, Aralık 2023 ve 2024 başlarında boğazın "orta çizgisi" üzerinde yaklaşık 5-6 kilometre irtifada uçan altı Çin balonunu tespit etti. Bu uçuşlar, özellikle Tayvan'daki seçimler öncesinde yoğunlaştı. Uzmanlar, bunun sadece keşif değil, aynı zamanda Tayvan'ın Hava Savunma Tanımlama Bölgesini test etme ve ihlali normalleştirme amaçlı bir "gri bölge" taktiği olduğunu belirtiyor.


Füze rehberliğinden "elektronik harp"e

Geçen yıl Pasifik'te düzenlenen Valiant Shield tatbikatında, stratosferde süzülen, elektromanyetik spektrum sensörleri ile donatılmış bir balon, ABD Ordusunun yeni Hassas Saldırı Füzesini hareket halindeki bir gemiye yönlendirmeye yardımcı oldu. Bu olay, balonları pasif gözlemci olmaktan çıkarıp aktif bir "öldürme zinciri" parçası haline getirdi.

Polonya'nın aerostat programı için belirlenen gereksinimler, bu teknolojilerin elektronik harp alanındaki önemini vurguluyor. Sisteme entegre edilecek sensörler, 0.5-18 GHz frekans aralığında çalışabilmeli ve karıştırıcı sinyal tiplerini tespit edebilmeli. Bu, Polonya'nın yalnızca fiziksel tehditleri değil, düşmanın elektronik karıştırma yeteneklerini de haritalamak istediğini gösteriyor.


Uydulara ve İHA'lara karşı avantajlar

Balonlar, maliyet ve kalıcılık açısından diğer platformlara göre rekabetçi bir pozisyonda. Uydular hızla yörüngede uçarken, balonlar bir alanın üzerinde kalabiliyor. Yere daha yakın konumları, kısa menzilli iletişim sinyallerini uzaydan ziyade balondan daha kolay izlenebilir hale getiriyor. Bazı uzmanlar, balonların çok daha düşük maliyetle uydulardan daha kaliteli istihbarat toplayabileceğini söylüyor.

Ayrıca, modern balonlar uygun rüzgâr akımlarını tahmin edip bunlara göre hareket etmek için yapay zeka kullanabiliyor. Bu da beklenmedik gözetleme fırsatları yaratıyor ve bir "sürpriz faktörü" sunuyor. Geleneksel İHA'lar ve uçaklar ise yüksek yakıt tüketimi ve sınırlı dayanıklılığa sahip. Aerostatlar minimum yakıtla haftalarca havada kalabiliyor.


Pasif gözetleme ve düşük algılanabilirlik

Modern askeri balonların stratejik değeri, taşıdıkları sensörlerin pasif doğasıyla yakından ilgili. Balonlar çok az ısı veya ses yayıyor ve çoğunlukla pasif algılama ekipmanı kullanıyor. Bu da tespit edilmelerini son derece zorlaştırıyor. Uzmanlar, eğer ilk etapta aranmıyorsa, bir balonun büyük olasılıkla fark edilmeden uçup gideceğini belirtiyor.

Bu doğal pasiflik, yüksek yoğunluklu bir savaş senaryosunda kritik avantaj sağlıyor. Aktif radar yayan AWACS'ler veya büyük İHA'lar hemen hedef haline gelirken, balonlar düşük algılanabilirlikleri sayesinde düşman hatlarının derinliklerinde bile hayalet istihbarat desteği sağlayabiliyor.


Bölgesel kullanım örnekleri

İsrail, roket atışlarını tespit etmek için Lübnan sınırına aerostatlar yerleştirdi. Bu sistemler ayrıca Gazze gibi bölgelerde tünel ağları üzerinde uçarak gözetleme görevleri için kullanılıyor.

Ukrayna ise aerostatları insansız hava araçlarının daha uzun mesafeler uçmasını sağlamak için sinyal rölesi olarak kullanıyor. Cephe hattında iletişim ve gözetleme menzilini artırmak amacıyla Özel Harekât ve İstihbarat birimleri tarafından aktif olarak konuşlandırılıyor.


Gelecek: Silahlandırma ve yönlendirilmiş enerji

Yüksek irtifa balonlarının en dönüştürücü potansiyeli, konvansiyonel ve yeni nesil silah sistemleri için fırlatma platformu olarak kullanılması. ABD Ordusu, Kongre tarafından deneysel "stratosferik balonlar" için ayrılan 50 milyon dolarla, düşman hatlarının derinliklerine silahlı insansız hava araçlarını taşımak ve bırakmak için balon kullanmayı aktif olarak düşünüyor.

Daha da ileri giderek, yüksek irtifa balonları Yüksek Enerjili Lazerler veya Yüksek Güçlü Mikrodalga silahları gibi yönlendirilmiş enerji silahlarını konuşlandırmak için ideal platformlar olarak görülüyor. Stratosferde operasyon yapmak, bu silahların menzilini artırıyor ve enerjiyi dağıtan atmosferik engelleri azaltıyor.


Operasyonel zorluklar

Tüm avantajlarına rağmen, balon platformları önemli zorluklarla karşı karşıya. Elektronik aksamı genellikle küçük güneş panellerine dayanıyor ve bu güç kısıtlaması, taşınabilecek sensörlerin karmaşıklığını sınırlıyor. İletişim bağlantıları elektronik karıştırmaya karşı hassas kalıyor.

Yüksek irtifalarda rüzgâr hızlarının yüksek olması, balonları yönlendirmeyi ve uzun süre bir hedefin üzerinde tutmayı zorlaştırıyor. Balonlar doğası gereği pasif ve gizli olsa da LEO uydularına sahip bir düşman bu platformları tespit edip hedefleyebilir.


Sonuç

Askeri balonculuğun modern savaş mimarisine dönüşü, tek bir pahalı platforma bağımlılığın getirdiği operasyonel risklerin kabul edildiğini gösteriyor. Balonlar, LEO uydularından daha yakın ve daha kalıcı, İHA'lardan daha dayanıklı ve AWACS'lerden daha ucuz bir katman oluşturarak stratejik bir boşluğu dolduruyor.

ABD ordusunun 4.2 milyar dolarlık modernizasyon sözleşmesi ve Polonya'nın 1.2 milyar dolarlık erken uyarı programı, balonların artık deneysel değil, gelecekteki çok alanlı operasyonların ayrılmaz bir parçası olduğunu kanıtlıyor. 18'inci yüzyılın teknolojisi, yirmi birinci yüzyılın savaş alanında yeniden hayat buluyor.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU