Mesih kavramı İsrail'de, Gazze savaşı süresince sıklıkla gündeme geldi.
Yahudilikte ve Hristiyanlıkta "Mesih", "Kurtarıcı" demektir.
Yahudilikte Mesih'in sadece gelmesinden önce olacaklar değil gelişinden sonra yaşanacaklar da belirlenmiştir.
Yahudilere göre, Mesih öncesinde insanlarda utanma duygusu azalacak, ahlaksızlık aratacak, dini inançlar körelecek, Tanrı düşmanları Kudüs'e saldıracaktır.
Ayrıca Bilginler Meclisi, fahişelerin akınına uğrayacak, kutsal kitap Tevrat bilginlerinde de bilgi tükenecektir.
Büyükler küçükleri sevmeyecek, küçükler de büyükleri saymayacaktır.
Dünyada kuraklık hâkim olacak, salgın hastalıklar baş gösterecek, savaşlar yayılacak, felaketler üst üste gelecektir.
Yahudilerin kutsalları düşmanların istilasına uğrayacaktır.
İşte bunlar Mesih'in geleceğinin habercisidir.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Yahudilere göre Mesih, Tanrı'nın dünyadaki temsilcisidir.
Yahudiler, Mesih'in sadece kendilerini değil diğer toplumları da yöneteceğine inanmışlardır.
Mesih'e inanmayanlar Tanrı'nın gazabına uğrayacak, inananlar ise rahmetini alacaktır.
Mesih Dünyayı, Yahudi inancında çok önemli bir yeri olan Siyon (Sion) Tepesinden yönetecektir.
Tanrı'nın evini Siyon Tepesine kuracağına inanılan Mesih, Dünyaya yepyeni bir düzen getirecek, savaşlar ortadan kalkacak, kavimler birbirine düşmanlık etmeyecektir.
Mesih, dünyaya yeni bir dini ve ahlaki değerler getirdiği için de kuraklık kalkacak, verim ve zenginlik aratacak, çöller suyun fışkırdığı, meyve ağaçlarının kapladığı alanlara dönüşecek, dağlardan şarap, tepelerden süt akacaktır.
Kurt ile kuzunun beraber yaşayacağı, ayın güneş gibi parlak, güneşin de eskisinden kat ve kat daha ışıklı olduğu günler başlayacaktır.
Mesih ayrıca dört bir yana dağılmış İsrailoğullarını bir araya toplayacaktır.
Mesih'ten önce ise habercisi İlya'nın geleceğine inanılır.
İlya, Mesih'ten 3 gün önce Filistin dağlarında belirerek, Mesih'i müjdeleyecektir.
Mesih'in gelişi ile de İlya ona hizmet edecek, dini sorunları çözecek, Yahudilerin aile hayatını düzenleyecektir.
Mesih döneminin ne kadar süreceği konusunda bir bilgi yoktur.
Mesih'in ölümünden sonra ise tüm insanlar ve canlılar ölecektir.
Ayrıca dünyayı günlerce sürecek bir sessizlik kaplayacaktır.
Tüm bu öğretilere rağmen Mesih'in kim olacağı ve ne zaman geleceği konusunda da bilgi verilmemiştir.
İşte bu yüzden, tarih boyunca Yahudiler arasından çok sayıda sahte Mesih çıkmıştır.
Bunlardan en tanınanları, milattan sonra 44 yılında ortaya çıkan ve Romalılar tarafından öldürülen Theudus ve yine milattan sonra 66-70 yıllarında Romalılara karşı isyan yürüten Menahem'dir.
Aynı yüzyılda yaklaşık 60 sahte Mesih ortaya çıkmıştır.
Simon Bar Kohba, Romalılara karşı başlatılan milattan sonra 132-135 yılları arasındaki isyanın önderi olarak Mesihliğini ilan etmiştir.
Bu sahte Mesihlik 3 yıl sürmüştür.
Giritli bir Yahudi olan Moşe de milattan sonra 441'de Mesih olduğunu ileri sürüp, kendisine inananları tepe üstü denize atlamaya ikna etmiştir.
Bunlardan bazılarının boğulması üzerine Yahudiler Moşe'yi aramaya başlayınca sahte Mesih ortadan kaybolmuştur.
Milattan sonra 740 yıllarında ortaya çıkan Serene adlı Yahudi ise dönemin Halifesi Yezid tarafından yakalanınca sahte Mesih olduğunu kabul etmiştir.
Milattan sonra 1160 yılında İran'da ortaya çıkan David Alroy'un yanı sıra daha sonraki yüzyıllarda görülen Abraham Abulofya, David Rubeni ve Samuel Molto da bilinen sahte Mesihlerdendir.
Bir Osmanlı Yahudi'si olan Sebatay Sevi de ünlü sahte Mesihlerden biridir.
İzmir'de 1626 yılında doğan Sebatay Sevi, 1648'de kendini Yahudilerin Mesihi ilan etti.
Osmanlı topraklarını gezerek, Yahudileri Mesihliğine inandırmaya başladı.
Gazze'ye gittiğinde, orada Yahudilerin çok değer verdiği Nathan adlı bir kişi tarafından Mesihliği onaylandı.
Sebatay'ın faaliyetleri tehlikeli hale gelince Osmanlı Devleti duruma müdahale etti ve Mesih ise mucizesini göstermesini istedi.
Sabetay'a, "Eğer Mesih isen sana ok işlemez. Askerlerimiz sana ok atsın mucizeni görelim" denildi.
Bunun üzerine Sabetay Sevi, Mesihlik iddialarının yalan olduğunu itiraf etti.
Kellesini kurtarmak için de kelime-i şehadet getirerek Müslümanlığı kabul etti.
Günümüzde ise sahte Mesih imajına en uygun profil Benjamin Netanyahu'dur.
Ancak Netanyahu'nun Mesihliği ayrı bir yazı konusudur.
Yahudilerdeki Mesih öğretisinin nerelerden kaynaklandığına ilişkin bir konuya daha değinelim.
Her ne kadar Mesih öğretisinin Yahudiliğin kutsal kitabında, dinin bizzat içinde olduğu söylense de bazı kaynaklara göre Yahudiler, milattan önce 586 yılında girdikleri Babil esaretinden kendilerini kurtaran İranlıların yönetiminde kaldıkları yaklaşık 2 yüzyıllık süre boyunca onların Zerdüştlük dinindeki bazı öğretilerden etkilenmişlerdir.
Bu öğretilerden biri de Mesih inancıdır.
Dolayısıyla Mesih inancının Yahudilere Zerdüşt dininden geçtiği düşünülmektedir.
Ayrıca Eski Mısır inanışlarında da Mesih beklentisi olması nedeniyle Yahudilerin bunlardan da etkilendiği yönünde tezleri de hatırlatmakta yarar var.
Yahudilerde bu kadar çok sahte Mesih'in çıkmasının ve Mesih beklentisinin nedeni de irdelenmiştir.
Bazı çevrelere göre bu durum, milattan önce 157 yılında kurulan Yahudi devletinin milattan sonra 70 yılında Romalılar tarafından yıkılması üzerine bu tarihten, İsrail devletinin kurulduğu 1948'e kadar Yahudiler hep sürgünde ve başka güçlerin egemenliği altında yaşamak zorunda kalmasından kaynaklanmaktadır.
Yahudileri kurtaracağına inanılan Mesih, Hıristiyanlara göre Hazreti İsa peygamberdir.
Tevrat'ta anlatılan vasıflar Hazreti İsa'da vardır.
Ancak İsa'nın sadece Yahudileri değil tüm insanları kurtaracağını söylemesi hayal kırıklığı yaratmıştır.
Bunun üzerine Yahudiler, halkın inancını bozduğu ve kendi inanışlarına aykırı davrandığı gerekçesiyle Hazreti İsa'yı Romalılara ihbar ederek, çarmıha gerilmesini sağlamışlardır.
Hazreti İsa'nın ölümünden 3 gün sonra dirilip taraftarlarına hitap ettiğini düşünen Hıristiyanlar, peygamberin daha sonra "Babasının", yani Tanrı'nın yanına çıkarak sağ tarafına oturduğuna inanırlar.
Hıristiyanlara göre, şartlar oluştuğunda Hazreti İsa tekrar dünyaya gelerek, insanlığı kurtaracaktır.
Dolayısıyla Hıristiyan inanışının temelinde Mesih'in, yani Hazreti İsa'nın 2 kez dünyaya gelişi vardır.
İlk gelişinde hakarete, ihanete uğramış ve başarısız olmuştur.
Dünyanın sonuna doğru ise ikinci kez gelerek, başarıya ulaşacak ve görevini tamamlayacaktır.
Hıristiyanlara göre Hazreti İsa'nın dünyaya dönüşünden önce ise ona düşman olan "Deccal" çıkacaktır.
Hazreti İsa'nın, Mesih olarak geri geldiğinde, ölülerin dirileceğine, "Bin Yıllık Tanrı Krallığı"nı kuracağına ve tüm düşmanlar yok edilinceye kadar hüküm süreceğine inanılır.
Yahudilikte sistemleşen, Hıristiyanlıkta ise ilk defa Hazreti İsa ile gerçekleşen Mesih inanışı, İslam'da, Müslümanlar arasında "Mehdi" olarak yayılmıştır.
İslam'ın kutsal kitabı Kur-an, Hıristiyanların ve Yahudilerin Mesih inanışına açıkça yer vermemiştir.
Ancak Mehdi inancına bağlı olarak Mesih düşüncesi gerek Müslümanlar arasında gerek İslam kültüründe gerekse İslam âlimleri arasında dikkate alınacak bir yer bulmuştur.
İslam'da Mesih ve Mehdi kavramlarını ayrıca ele alacağız.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish