2022 Glastonbury Festivali bize Kovid sonrasındaki dünyamız hakkında ne öğretebilir?

Festival bize şunu hatırlatıyor: Serveti artırmayla çevreyi korumak kısa vadede çelişse de daha uzun vadede uyumlu

Canlı performansın neden bu kadar özel olduğunu Glastonbury gösterdi (Joel C Ryan/Invision/AP)

Glastonbury'nin muzaffer dirilişi bize pandemi sonrasındaki dünya ekonomisi (neyin eskisiyle neredeyse aynı olduğunu) ve bu durumdan öğrenebileceklerimiz hakkında büyük miktarda bilgi veriyor.

Hayır, oraya gitmedim ama benden çok daha nitelikli meslektaşlarımdan oluşan bir ekip size her şeyi anlatabilir. Esas hikayeyse insanların bir araya gelmesinin gerekliliği. Bu, asıl olanın büyüsü.

Paul McCartney'in Bruce Springsteen'in de aralarında olduğu bir dizi sürpriz konukla sergilediği listebaşı performansı, 80 yaşındaki birinin farklı nesillere seslenebildiğini dünyaya gösterdi. 20 yaşındaki Billie Eilish ve, farklı bir yolla, 19 yaşındaki Greta Thunberg gençlerin geri kalanlarımıza insan ilişkileri ve çevreyle ilgili önemli gerçekleri nasıl öğretebileceğini gösterdi. Müziğin geri kalanı insanlığın müziğiydi, hepimizin ruhuna ulaşan müzik...

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ama bir dakika duralım. Ekonomist perspektifinden bakarak yazıyorum: Son Glastonbury'den bu yana geçen üç yılda neyin değişip değişmediğine dair mesajlar ve işaretler nerede?

Bariz olanla başlayalım. Fiziksel varlık önemlidir. Olay, müzik dünyasının ikonlarının, gerçek insan olduğunu görmekten ibaret değil. Teknoloji bu deneyimin yerini tam anlamıyla dolduramaz. Esas olan paylaşılan deneyimdir. Elbette teknoloji inanılmaz şeyler yapabilir ve alternatif yaklaşımın izleyicilere gerçekten hitap edip etmediğini görmek büyüleyici olacaktır, Abba'nın Londra'daki yeni stadyumlarında hologramlarla geri dönüşü gibi... Eleştirmenimiz dört yıldız verse de son karar seyircilerde. Ancak Glastonbury'i bu kadar özel kılan kişisel performans, sürpriz ve tesadüf unsurlarıyla ilgili bir şey var.

Sırada yaş ve gençliğin aynı frekansta buluşması var. William Shakespeare'in genç ve yaşlı arasındaki gerilim üzerine yazdığı şiir şöyle başlıyor:

Aksi yaş ve gençlik birlikte yaşayamaz; Gençlik zevkle doludur, yaşsa imtinayla...

Ve böyle sona eriyor:

Yaş, sana meydan okuyorum: Ey tatlı çoban, acele et, çünkü çok uzun kaldığını düşünüyorum.

Ama gördüğümüz üzere bu yaklaşım yanlış olabilir. Daha yaşlı sanatçılar izleyicilere sonuna kadar zevk sağlarken, gençlerin imtinalarını bu kadar etkili bir şekilde seslendiren Greta Thunberg'di. Ve yaşlıları ölmeye teşvik eden son dizeye gelince, açıkçası modern Britanya'da bu duyguyu çok fazla göremiyorum.

Burası önemli. Ortalama yaşam süresinin hali vakti yerinde olanlar için bile 50'lerin ortasında, toplumun genelindeyse çok daha düşük olduğu Elizabeth dönemi İngiltere'sine göre, Avrupa'nın güncel yaş yapısı çok daha yaşlı. Yani şimdi, yaşlılar ekonomiye olumlu yönlerde ne kadar çok katkıda bulunursa, gençler üzerindeki yük de o kadar azalır.

Biz yaşlılar, hepimiz Sör Paul McCartney veya 72 yaşındaki Bruce Springsteen gibi olamayız, ancak elimizden geleni yapmamız en doğrusudur, aksi takdirde çalışan gençler gerçekten ortalıkta çok uzun kaldığımızı düşünebilir. Birleşik Krallık'ta devletin verdiği emekli maaşına yapılacak ve muhtemelen yüzde 10 civarında olacak zam, bunu finanse etmek için daha fazla vergi ödemek zorunda kalan aileler arasında mutlaka hınca sebep olacaktır.

Dahası, ekonomi ve toplumsal konular arasında çok önemli bir bağlantı var. İklim değişikliğinin zorlukları ortadan kalkmayacak. Bu nedenle Greta Thunberg'in Glastonbury'i konuyla ilgili araştırma zenginliğini derleyen ve yakında çıkacak kitabını tanıtmak için kullanması, ekonomik olarak neyin mantıklı olduğuyla türümüzün hepimizin geleceğini en iyi nasıl koruyabileceği arasındaki bağlantıyı vurguluyor. Gidecek hiçbir yerimiz yok.

Serveti artırmak ve çevreyi korumanın, kısa vadede çelişki içinde olsa da, daha uzun vadede uyumlandığını Glastonbury bize hatırlatıyor.

Sert geçen son üç yılda ne değişti? Belki de değişen şeylerden biri, pandemi yıllarında çok fazla sahip olmadığımız, seyahat özgürlüğü gibi şeylere biraz daha fazla değer vermeyi öğrenmemizdir. Daha genel olarak, bir grup etkinliğinde veya arkadaşlarla dingin sohbetlerde olsun, insan etkileşimine daha fazla değer veriyoruz gibi görünüyor. Sadece evden çalışma olarak değil, aynı zamanda işleri daha verimli ve etkili bir şekilde yapma bakımından da yeni çalışma yöntemleri öğrendik.

Bu gerçekten önemli. Canlı performansın neden bu kadar özel olduğunu Glastonbury gösterdi (Getty) En temeli bu. Bunu bilmek önümüzü açar ve pratik nedenlerden dolayı görüşmeler gerçek hayatta yapılamadığında işleri halletmenin yollarını bulmamızı sağlar. Bazen bir mağazaya gidip bir şey almak, internetten yanlış ürünü alıp geri yollamak zorunda kalmaktan daha iyidir. Bazen bir Zoom çağrısına atlamak yerine ofiste yüz yüze sohbet etmelisiniz. Ama çoğu zaman tersi doğrudur. Ve bunu çözmek hepimizin önündeki en büyük görevlerden biri.

 

https://www.independent.co.uk/independentpremium

Independent Türkçe için çeviren: Deniz Sutaş

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU