PODCAST | Antik İsrail'de tanrısal şiddetin bireyselleştirilmesi

Yaptığım çalışmalarla geçmişe ilişkin gerçekleri gün yüzüne çıkarmaya çalışıyorum ama benim yanıtlayamadığım, karanlıkta kalmış birçok soru var.


Çoğu kez aynı görüşü paylaşmak ortak bir paydayı işaret ederken, bu paydanın doğruluğu yahut yanlışlığı hiçbir zaman tartışmaya açılmamış olması; tanrısal argümanları daha güçlü hale getirmektedir.

Öyle ki, antik devirlerde tapınmaya layık binlerce tanrıyı tenkit etme girişiminde bulunan toplum sayısı da oldukça azdır.

Hal böyle olurken halkın mevcut inançları aslında dogmatik birçok yasayı da meşru kılmaktadır.  

Tanrıyı öfkeye sevk etmek belki de o toplumun girişeceği en son davranış olur…
 

i.jpg
Görsel: Wikimedia Commons

 

Peki ya tanrı gerçekten de özünde öfkeliyse?

Onun çeşitli öfke eylemlerine şahit olmuş birçok toplumdan bahsetmek mümkündür, bunlardan biri ise Antik İsrail halkıdır ve bu halk tanrının öfkesiyle çoktan beri tanışmış idi.

Tanrıyı merhamete zorlamanın çok kez aslında öfkeye sevk etmek ile eşdeğer olduğunu da söylemek gerekir. 

Tanrıyı öfkeye sevk eeden şeyin özünde meydana gelen toplumsal dinamikler olurken, onun aslında merhametli olduğunu iddia etmek eski ve yeni Ahit arasındaki söylemleriyle doğrudan çeliştiğinden ileri gelir.

Eski Ahit'te kindar, öfkeli ve intikam ateşiyle tutuşan bir tanrı olarak motiflenirken, yeni Yeni Ahit'te hoşgörülü, sevecen ve merhametli olarak karşımıza çıkması birtakım soruları da akıllara getirmektedir. 

Akıllardaki bu karmaşa hem antik dünyada hem de modern dünyada meydana gelmiş her türlü şiddet eyleminin kaynağının aslında tanrısal olduğu görüşü oldukça yaygındır. Tanrıyı bu şekliyle hayal etmek .
 

 

Antik İsrail'de de oldukça önemli bir konu olarak karşımıza çıkar. Çok kez İsrail halkına yaptığı haksızlıklar, öfke yahut cezalandırma eylemi Yahovaclık bağlamında sorgulanmaya layık bulunur.

Tanrının öfke kontrolü için mutlak çözümün kesin itaat ve saygı olduğu çok kez vurgulansa da onun bu tavrı Antik İsrail halkı tarafından çok kez değiştirilmeye çalışılmış ve nihayetinde Yeni-ahitte bir nebze de olsa dingin bir hal almıştır. 

Zaman zaman dağıttığı yargı; öfke ve ceza yöntemiyle İsrail halkına dayattığı değişmez bir gerçek olarak yüzümüze çarpar.

Örnek vermek gerekirse:

RAB İsrail halkına yine öfkelendi. Davut'u onlara karşı kışkırtarak, 'Git, İsrail ve Yahuda halkını say' dedi. Kral, yanında bulunan ordu komutanı Yoav'a şu buyruğu verdi: 'Dan'dan Beer-Şeva'ya dek İsrail'in bütün oymaklarına gidip halkı sayın ki, halkın sayısını bileyim.'

Samuel 2:24


Tanrının her daim öfke dolu oluşu İsrail halkının bariz alıştığı bir durum olsa da, Davud'u da kışkırtıp halkına karşı azap etmesi aslında pek de kabul edilir bir durum değildir.

Davud'un bu sayımından hoşnut olmayan Yahova, ona çeşitli tehditler içeren birtakım seçenekler sundu.

Davud'un halkına bir salgın musallat etti ve 70 bin İsrail halkı bu salgında öldü.

Halkının tanrısal şiddete maruz kalmasından hoşnut olmayan Davut, ona bu salgını kaldırması için bir sunak yaptı ve tanrı bu salgını Antik İsrail memleketi üzerinden kaldırdı.

Tanrısal şiddetin zamanla bireyselleşerek halk üzerindeki katı baskısı birçok kıyımı beraberinde getiriyordu.

Tanrının öfkesi ve şiddeti Antik İsrail halkının çeşitli davranışlara sevk ediyor ve bir çözüm sağlanamıyordu.

Tanrının 70 bin insanın ölümüne neden olan salgın ile ne kadar da tehditkar ve acımasız olduğu oldukça açıktır. 

Antik İsrail'in din adamları tanrı adına hizmet ettiğinden onlar masum ve temiz olmalıdırlar…

Öyle ki tanrı, Kahinlerin Fahişelerle yahut dul kadınlarla evlenmelerine şiddetle karşı çıkarken onların olası bir girişiminde cezalandırılacaklarına dair tehditleri de vardır.

Bir kâhinin kızı fahişelik yaparak kendini kirletirse, hem kendini hem de babasını rezil etmiş olur. Yakılmalıdır.

Levililer 21:9 


Tanrının hemen hemen her sözünde kah bir tehdit kah bir ceza kahsa bir öfke görmek kaçınılmaz bir gerçektir.

Kahinler dul, boşanmış, kirletilmiş ya da fahişe bir kadınla evlenmeyecek. Yalnız kendi halkından bakire bir kızla evlenebilir.

Levililer 21:15


Bu sözüyle tanrı halk arasında bir çatışmaya, savaşa ve hatta öyle ki halkı soykırım yapmaya dahi götüren sözlerle kışkırtmayı başarmış, şiddeti kendi nezdinden bireysel bir çatışma yoluna sevk etmiştir.

Şabat günü çalışan bir çocuğu bile cezalandırmaktan geri durmayacağını dile getiren tanrının neden bu kadar öfkeyle dolu olduğu sorusu henüz yanıt bulabilmiş de değildir.

Onun adına soykırım yapmak belki de öfke dolu tanrının yaratmış olduğu toplumun bir sonucu olarak karşımıza çıkar.

Tanrının kutsal vaadi için İsrail halkına verdiği öldürme yetkisi Kenan ilinin savunulmasında önemli bir rol oynadı.

Kenan ilinde çeşitli halklar yaşarken Tanrının o ili İsrail halkına vereceğine dair sözü kulak ardı edilemez bir durumdur.

Kenan bölgesine ilişik birçok krallık ve halk mevcutken bu vaadin nasıl gerçekleşebileceğine dair tanrı şöyle seslendi: 

Size vadettiğim topraklarda sizden olmayan nefes alan tüm canlıları yok edin…


Musa üzerinden verdiği bu emir İsrail halkına bireysel ve kolektif bir şiddeti önerirken onun bu denli öfke ile dolu olması halkın ciddi bir kıyım içerisine girmesine neden oluyordu. 
 

 

İsrail ordusu vadedilen bu topraklara sahip olmanın aslında bir soykırımdan geçtiğinin farkında olmasa da tanrının bu emriyle harekete geçmiş ve Jericho kasabasına girerek erkek, kadın ve çok sayıda çocuğu kılıçtan geçirerek tanrı adına verdikleri bu savaşta otuz bir şehir devletini ortadan kaldırmış oluyorlardı.

Şu ayrıntıyı gözden kaçırmamak gerekir ki, Kutsal kitabı okuyan birçok kişi Jericho duvarlarının yıkılmasını ve vadedilen topraklarda bir Yahuda devleti inşa etmenin oldukça gurur verdiğini düşünebilir ancak bu yıkımın sorumlusunun tanrının emri olduğu değişmez bir gerçektir. 

Bu ve onlar gibi diğer metinlerin sunduğu ahlaki ve teolojik ikilemleri nasıl çözeriz?

Antik İsrail'de Tanrısal Şiddetin Bireyselleştirilmesi adlı çalışmayla Eski Ahit'ten alıntılar yaparak anlatmaya gayret ettim.  

Antik İsrail halkının öfke dolu tanrısının emirleri peygamberler vasıtasıyla nasıl bir şiddet eylemine dönüştüğünü gözler önüne sermeye çalıştım. 
 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU