3 Aralık 2025 itibarıyla, Ukrayna-Rusya Savaşı'nın gidişatında tarihi bir kırılma yaşandı.
Geçen gece, yaklaşık 5 saat süren kapalı kapılar ardındaki görüşmede, ABD'nin hazırladığı barış planı doğrudan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e sunuldu.
Bu görüşme, savaşın başından beri alıştığımız diplomatik usullerin tamamen değiştiğinin açık göstergesiydi.
Masada dışişleri bakanları yoktu. Avrupa Birliği, Ukrayna'yı "Avrupa'nın uzantısı" olarak tanımlasa da Avrupalı liderler de yoktu.
Atlantik'in öte yakasından gelen iki isim –Trump'ın özel temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner, Putin'in karşısına oturdu.
Rus tarafında ise Kremlin'in "ikili"si, dış politikalar baş danışmanı Yuri Ushakov ve Rus Doğrudan Yatırım Fonu'nun (RDIF) başındaki bu isim Kirill Dmitriev vardı.
Henüz bir anlaşma sağlanamadı ancak temsilcilerin çalışmalara devam edeceği belirtiliyor.
Trump'ın, Putin'den gelen karşı mesajı tekrar değerlendireceği ve Zelenski'yi "biraz daha zorlayacağı" kulislerde konuşuluyor.
Görüşmede sadece Ukrayna'nın değil, Amerikan ve Rus çıkarlarının da masaya yatırıldığı anlaşılıyor.
4 yılda ne oldu?
2014'te Kırım'ın ilhakı, 2022'de ise "özel askerî harekât" adını verdikleri tam ölçekli işgal…
Rusya, açıkça bir savaş başlattı.
Hedef belliydi: Karadeniz sahil şeridini genişletmek, jeopolitik nüfuz alanını kalıcılaştırmak.
Büyük güçlerin tarih boyunca yaptığı klasik bir hamleydi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ancak bu kez karşısındaki ittifak ve teknolojik üstünlük beklenenden çok daha sert oldu.
Rusya, kendi ifadesiyle "bütün dünyayı karşısına aldı".
Yaptırımlar, ekonomik kıskaç, enerji silahının tersine çevrilmesi…
Moskova tüm bu yükü jeopolitik gücüne, doğal kaynaklarına, devlet geleneğine ve liderlik iradesine güvenerek taşıdı.
Bedel ağır oldu ama Putin hâlâ masada.
Ukrayna ise önce kendi iradesine, sonra adalete, en sonunda da Batı'nın silah ve para desteğine güvendi.
Toprak kaybetmemek, işgali geri püskürtmek için savaştı.
Kapasitesi yetmedi; yardım geldi.
Ancak 4 yılın sonunda toprak kaybı kesinleşmiş, taviz vermesi kaçınılmaz hâle gelmiş durumda.
Daha vahimi: Bugün Zelenski, Putin'in karşısına kendi başına oturamıyor.
Onun adına masada Amerika var.
Peki Amerika ne yapıyor?
Soğuk Savaş'ın izlerini taşıyan diplomatik arenada, Donald Trump'ın ikinci başkanlık dönemiyle birlikte ABD-Rusya ilişkileri beklenmedik bir "normalleşme" rotasına girdi.
Ancak bu normalleşme, barışın değil, ekonomik çıkarların gölgesinde şekilleniyor gibi görünüyor.
İşte 4 yıldır kimsenin tam olarak çözemediği denklem bu: Bu savaş kimin savaşı?
"Amerika'nın savaşı değil" diyenler haklı gibi görünüyordu.
ABD toprağı işgal edilmedi, askeri doğrudan çatışmadı, kayıp vermedi.
Öyleyse neden bugün barış masasının en güçlü aktörü konumunda?
Çünkü savaş, Biden döneminde "vekâleten" yürütüldü; Trump döneminde ise doğrudan "çözüm" için devreye sokuluyor.
Biden'ın stratejisi Rusya'yı mümkün olduğunca yıpratmak, Avrupa'yı enerji ve savunma bakımından kendine daha bağımlı kılmaktı.
Trump'ın stratejisi ise bambaşka: Rusya'yı yanına çekerek Avrupa'yı köşeye sıkıştırmak, Ukrayna'ya "onurlu çıkış" adı altında kabul edilebilir bir anlaşmayı dayatmak ve savaşı bitirmek.
Kısacası Amerika bu savaşı asla "kaybetmedi" çünkü kendi toprağında, kendi askeriyle savaşmadı.
Ama kazanmak üzere: Hem Rusya'yla ilişkileri normalleştirme kozunu elde edecek hem Avrupa'nın stratejik özerklik hayallerini bir kez daha gömecek hem de Ukrayna'ya "biz olmasak çok daha kötüsü olurdu" mesajını satacak.
Rus varlıkları masada
Witkoff ve Kushner gibi Trump'a yakın isimlerin Putin'le yaptığı görüşmeler, sadece Ukrayna savaşını bitirmekle kalmayıp, Avrupa'da dondurulmuş 300 milyar dolarlık Rus varlıklarını da masaya yatırdı.
Kirill Dmitriev'in rolü ise bu oyunun kilit figürü.
RDIF'in başındaki bu isim, Putin'in elçisi olarak ABD'li iş insanlarını Kremlin'in cazip teklifleriyle baştan çıkarıyor.
Peki, bu pazarlıklarda ne oldu?
Avrupa'nın tutumu neden farklı?
Zelenskiy'e söylenenler gerçek mi?
Ve ABD-Rusya mı yakınlaşıyor?
Olay, Ekim 2025'te Florida'nın Miami kentinde başladı.
Witkoff'un sahildeki mülkünde, Kushner ve Dmitriev bir araya geldi.
Wall Street Journal'ın (WSJ) çarpıcı haberine göre, bu üçlü, Putin'in önceden şekillendirdiği bir "barış planı"nı revize etti.
Planın kalbi, Avrupa'da (çoğunlukla Fransa ve Belçika'da) dondurulmuş Rus Merkez Bankası varlıkları: Yaklaşık 300 milyar dolar.
Dmitriev, bu fonları ABD-Rus ortak yatırımlar için serbest bırakmayı önerdi.
Başka ne var?
Ukrayna'nın yeniden inşasından Arktik madenlerine, hatta Elon Musk'ın SpaceX'iyle Mars görevlerine kadar uzanan projeler.
Rus tarafı, bu varlıkların "ABD şirketlerine öncelik" verilmesiyle Avrupa rakiplerini devre dışı bırakmayı hedefliyor.
Dmitriev'in sosyal medya paylaşımı, görüşmelerin tonunu yansıtıyor: "Üretken" (productive).
Ancak ABD içinden sızan bilgiler, bu "barış"ın tek taraflı olduğunu gösteriyor.
Kongre üyeleri ve Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilileri, Witkoff ve Kushner'in kurumlararası süreci atlayarak Moskova'nın taleplerini kabul ettiğini düşünüyor.
Bir ABD yetkilisi, "Bu, Ukrayna'yı göz ardı eden bir soygun planı" diyor.
Nitekim, planın 28 maddesi arasında Donbas'ın yüzde 20'sinin Rusya'ya bırakılması, Ukrayna ordusunun 600 bin askerle sınırlandırılması ve NATO üyeliğinin engellenmesi var; hepsi Kremlin'in maksimalist hedefleri.
2 Aralık 2025'ta Putin, misafirlerini Kızıl Meydan turu ve lüks bir restoranda ağırlayarak "cazibe" operasyonunu sürdürdü.
Witkoff'un "Muhteşem bir şehir" yorumu, videolarda yankılandı.
Ancak sonuç?
Hiçbir atılım yok.
Ushakov, görüşmelerin "yapıcı" olduğunu söylese de "Ne daha yakınız ne daha uzağız" diye ekledi.
Konular: Dondurulmuş varlıklar, toprak meseleleri ve "devasa ekonomik fırsatlar".
Putin, Avrupa'yı "barışı sabote etmekle" suçladı ve "Avrupa talepleri Rusya için kabul edilemez" dedi.
Rus medyası, Pokrovsk'un "düşüşü"nü zafer diye pazarlarken, Ukrayna Hava Kuvvetleri'nin raporları Rus dron saldırılarının devam ettiğini doğruluyor.
Dmitriev'in rolü burada kritik: Görüşmede Putin'in "yatırım elçisi" olarak, RDIF'in geleceğini kurtarmaya odaklandı.
Fon, 2018'den beri ABD yaptırımlarına tabi; Dmitriev ise Kushner'le eski bağları sayesinde "köprü" görevi görüyor.
X'te paylaşılan fotoğraflar, üçlünün samimi pozlarını gösterse de, arka planda bir pazarlık var: Varlıkların serbest bırakılması karşılığında ABD şirketlerine (muhtemelen Kushner ve Witkoff'unki) Rusya'da öncelikli sözleşmeler.
Rus fonu için durum: RDIF'in yeniden doğuşu mu?
Rus Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF), Putin'in "para adamı" Dmitriev yönetiminde, savaş öncesi 10 milyar dolarlık bir devdi.
Yaptırımlar fonu felç etti, ancak Miami-Moskova hattı bir kurtuluş reçetesi sunuyor.
Dmitriev, varlıkları "ABD-Rus ortaklıkları" için kullanmayı savunuyor:
Arktik mineralleri (nadir toprak elementleri), enerji projeleri ve Ukrayna yeniden inşası.
WSJ'ye göre, bu "Rusya'nın 2 trilyon dolarlık ekonomisini canlandırma" planı, Avrupa'nın payına ise "ikinci planda kalma" düşüyor.
Durum?
Henüz net değil, ama umutlu.
Dmitriev, X'te "Trump'ın Gazze barış ekibinin Ukrayna için önemli bir gün" diye yazdı.
Ancak Avrupa Birliği, varlıkları Ukrayna'ya aktarmak için yasal mekanizmalar geliştiriyor; Rusya'nın "kendi eliyle" kullanma talebi reddedildi.
Rus ekonomisi 2024'te yüzde 3,8 büyüse de, IMF 2025 için yüzde 1,4 yavaşlama öngörüyor, yaptırımlar ve savaş harcamaları yüzünden.
RDIF'in kurtuluşu, Trump'ın "anlaşma" zihniyetine bağlı.
Pazarlık ne oldu? Toprak karşılığı para mı?
Pazarlık, "para için savaş" formülüne indirgenmiş gibi.
Rus tarafı, varlıkların iadesini istiyor; ABD heyeti ise ekonomik getirileri.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha, görüşmeleri "olumlu" diye niteledi, ama sızıntılar başka diyor: Plan, Rusya'nın işgal ettiği toprakları (Donbas'ın yüzde 20'si) resmileştiriyor ve Ukrayna'yı "nötr"leştiriyor.
Bir Rus analisti NBC'ye, "Trump Putin'i zorlarsa, savaş biter" dedi – ama şartlar Moskova lehine.
X'te yorumlar sert:
Eski ABD Büyükelçisi Michael McFaul, "İş anlaşmaları barış müzakerelerine karışmamalı" diyor.
Anders Åslund ise "300 milyar dolarlık soygun" diye niteliyor.
Pazarlık, gizli tutuluyor; Ushakov, detayları "gizli tutma" anlaşmasını vurguladı.
Sonuç: Henüz anlaşma yok, ama baskı artıyor.
Avrupa ile görüş ayrımı: Kıtalararası çatışma
Avrupa, bu "Amerikanvari" yaklaşıma mesafeli.
AB, dondurulmuş varlıkları Ukrayna'ya aktarmak için G7 ile çalışıyor – tahmini 50 milyar avroluk kredi hattı.
Putin'in "Avrupa barışı sabote ediyor" suçlaması, tam da buradan kaynaklanıyor: Moskova, varlıkların ABD'ye akmasını istiyor, AB ise Rusya'ya karşı kullanmayı.
Politico'ya göre, Trump'ın planı "Avrupa ile ABD arasında uçurum" yaratıyor; Macaristan gibi ülkeler desteklese de Polonya ve Baltıklar sert muhalefet ediyor.
Fark?
ABD, ekonomik fırsat görüyor; Avrupa, güvenlik riski.
NATO, "Biz buradayız" mesajı verdi, Putin'in "güvenlik kuşağı" talebine (Harkov-Sumi-Çernihiv hattı) karşı.
Bu ayrım, Trump'ın "Avrupa kendi savunmasını yapsın" söylemiyle derinleşiyor.
Zelenski'ye söylenenler: Dublin'de gerçek mi?
Zelenski, 2 Aralık'ta Dublin'de ABD-Ukrayna heyetinden brifing aldı.
Konular: Varlıklar, toprak ve güvenlik garantileri.
Zelenski, "Hassas meseleler" diye niteledi; ilerleme, Witkoff-Kushner sinyallerine bağlı.
Ukrayna tarafı, "olumlu" dese de içerde yolsuzluk skandalları (Başkanlık Ofisi Şefi Andriy Yermak'ın istifası) baskı yaratıyor.
X'te sızan transkriptler, Witkoff'un Moskova'ya "Trump'ı nasıl ikna ederiz" diye danışmasını gösteriyor – Zelenski'ye "teslim ol" baskısı mı?
Gerçek mi?
Kısmen.
Ukrayna, 7. Hava İndirme Kolordusu raporuna göre Pokrovsk'ta direniyor; Rus kayıpları Kasım'da 1.200'ü aştı.
Ama Trump'ın ültimatomu (27 Kasım'a kadar teslim), Zelenski'yi köşeye sıkıştırıyor.
Bir Ukraynalı yetkili, "Bu, siyasi intihar olur" diyor.
ABD-Rusya yakınlaşacak mı? Başka ne var?
Yakınlaşmadan sonraki aşama, pazarlık; ama durum kırılganlığını sürdürüyor.
CFR'nin "Transition 2025" paneli, Trump'ın yaptırımları gevşetip ekonomik iş birliğini ön plana çıkaracağını öngörüyor, Ukrayna barışından ziyade.
Wikipedia bile "normalleşme"yi not düşmüş: Trump, BM'de Rusya lehine oy kullandı.
Ryabkov (Rus Dışişleri Yardımcısı), "Erken aşamalar, garanti yok" diyor, ama ekonomik iş birliği "parlak".
Başka ne var?
Sızıntılar: Bloomberg'in yayımladığı Witkoff-Ushakov aramaları, "hibrit savaş" diye nitelendi.
Kongre'de endişe: Rubio gibi isimler dışlanmış.
X'te #WitkoffGate trend: "Oligarklar savaşı satıyor".
Gelecek ne?
Putin-Trump zirvesi mümkün, ama ISW'ye göre Putin "orijinal hedeflerden vazgeçmez".
Avrupa'nın direnci ve Ukrayna'nın sahadaki başarısı, dengeyi değiştirebilir.
Sonuç
Bütün bu müzakereler barış değil, "kâr" kokuyor.
Trump'ın "anlaşma sanatı", Putin'in "güvenlik kuşağı" ile çarpışıyor.
Zelenski'nin Dublin brifingi sonrası, gözler Kiev'de.
Eğer varlık pazarı olursa, Ukrayna kaybeder ve Avrupa ile ABD arasındaki ittifak çatlayabilir.
Tarih, bu tür "barış"ların ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor: Churchill ve Reagan'ın mezarında döneceği bir senaryo.
Geçen gece Kremlin'de yaşananlar, savaşın artık klasik anlamda bir Rus-Ukrayna savaşı olmaktan çıktığını tescilledi.
Masada artık jeopolitik ağırlık merkezleri var: Rusya kendi kazanımlarını koruyor, Amerika büyük resmi yeniden çiziyor, Ukrayna ise kendi kaderini başkalarının pazarlığında arıyor, Avrupa ise tribünde.
5 saatlik gece görüşmesi, bize şunu gösterdi: 2022'de başlayan savaş, 2025'te başka bir savaşın –büyük güçler arasındaki nüfuz savaşının– bir aracı hâline geldi.
Ve o savaşta kazanan taraf, hâlâ masanın başında oturan taraf olacak.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish