2025'te Batı medyasında Rusya anlatısı neden değişti?

Dr. Osman Gazi Kandemir Independent Türkçe için yazdı

İllüstrasyon: Maura Kearns/Axios

Ukrayna savaşının üçüncü yılında Batı medyasının söylemi dikkat çekici bir dönüşüm geçirdi. "Rusya çöküyor" anlatısının yerini "Rusya ilerliyor" vurgusu aldı. Bu değişim tesadüf mü, yoksa stratejik bir kamuoyu hazırlığı mı?

2022 yılının şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, Batı medyasında üç farklı dönem yaşadı.

İlk dönemde Rusya'nın hızlı çöküşü öngörülürken, ikinci dönemde uzun bir çatışma öngörüsü hâkim oldu.

2025'e gelindiğinde ise söylem bir kez daha değişti: Rusya'nın sahada kazandığı ilerleme artık Batı medyasında da daha açık şekilde konuşulur hale geldi.

Bu dönüşümün arkasında ne yatıyor?

Sadece gerçeklerin değişmesi mi, yoksa politik hesaplar mı?


Generallerin yanlış tahminleri

Ukrayna savaşının ilk yıllarında ABD'li emekli generaller televizyon ekranlarında ve gazetelerde iyimser değerlendirmeler yaptı.

Ben Hodges, Rusya'nın hiçbir şekilde üstünlük sağlayamadığını ve savaşın kilitlendiğini söyledi.

Mark Hertling, Rus ilerleyişinin "sürünme hızında" olduğunu savundu.

James Stavridis, Donetsk'teki kazanımların sürdürülemez olduğunu yazdı.

Jack Keane ise "Rusya tamamen durdu" dedi.

En çarpıcı tahmin ise David Petraeus'tan geldi.

Emekli general, 2025'te Rusya'nın hiçbir büyük ilerleme kaydedemeyeceğini ve 2026'ya kadar önemli bir toprak değişimi olmayacağını iddia etti.

Ancak 2025'in sonbaharında sahada yaşananlar bu öngörüleri yalanladı.

Rusya, düzensiz ve yerel olsa da belirgin bir ilerleme kaydetti.

Birçok küçük yerleşim ele geçirildi ve harita Rus lehine değişmeye başladı.

Bu generallerin yanılmasının nedeni neydi?

Bilinçli bir propaganda mı, yoksa analitik yetersizlik mi?


3 olası açıklama

Batılı askeri uzmanların sistematik olarak yanılmasının ardında 3 olası neden var.

  • Birincisi, eski savaş kalıplarıyla düşünme alışkanlığı. Modern topçu savaşı, drone kullanımı ve mevzi çatışmalarının dinamikleri, geleneksel NATO doktrininden farklı işliyor. Generaller, alıştıkları harekât tarzıyla bu savaşı yorumlamaya çalıştılar ve tahminleri tutmadı.
     
  • İkincisi, politik atmosferin baskısı. Ukrayna'ya destek veren Batı kamuoyuna moral vermek için analizler bilinçli veya bilinçsiz olarak iyimserleştirilmiş olabilir. Medyada yer alan uzmanların tarafsız kalmak yerine, destek verdikleri tarafın lehine konuşma eğilimi göstermesi yeni bir durum değil.
     
  • Üçüncüsü ise sahadaki veri eksikliği. Ukrayna cephesinden gelen bilgiler sınırlı, çelişkili ve çoğu zaman propaganda amaçlı filtreleniyor. Bu koşullarda doğru bir resim çıkarmak zaten zor.

Ancak sorun şu: Bu generallerin yanılması tek başına bir tesadüf olabilir. Asıl ilginç olan, 2025'te Batı medyasının tamamının neredeyse aynı anda "Rusya ilerliyor" vurgusuna kayması.


Söylem neden değişti?

Batı medyasında Rusya'nın başarılarının daha fazla vurgulanmasının ardında 3 temel sebep olduğunu düşünüyorum.

  • Birincisi, ABD halkının Ukrayna'ya desteğini azaltmak için bir yorgunluk yönetimi. Kongre'de yardım paketleri engellenmeye başladı, Cumhuriyetçi taban Ukrayna konusunda soğudu. Ukrayna karşıtı söylem ABD siyasetini belirler hale geldi. Bu ortamda "Ukrayna zaten kaybediyor" algısı oluşturmak, kamuoyunu savaştan çıkışa hazırlamanın bir yolu.
     
  • İkincisi, ABD'nin stratejik önceliğinin Çin'e kaydığı gerçeği. Pentagon raporları açıkça belirtiyor: Çin asıl rakip, Rusya ise "uzun vadede yönetilebilir bir tehdit." Bu durumda Ukrayna savaşı artık öncelik değil. ABD sanayisi hem Ukrayna'ya mühimmat sağlamak hem Pasifik'e odaklanmak için yeterli kapasiteye sahip değil. Bu nedenle Ukrayna desteğinin azaltılması veya en azından temposunun düşürülmesi kaçınılmaz görünüyor.
     
  • Üçüncüsü ise Avrupa'yı uyandırma stratejisi. "Rusya ilerliyor" söylemi aynı zamanda Avrupa hükümetlerine şu mesajı veriyor: "ABD sonsuza kadar sizin savaşınızı finanse etmeyecek. Kendi savunmanızı üstlenin." NATO içinde yük paylaşımını artırmanın bir yolu, Avrupa'yı tehlikenin büyüklüğüne ikna etmek.

Kamuoyu mühendisliği mi?

Peki bu söylem değişimi gerçeği mi yansıtıyor, yoksa bir kamuoyu mühendisliği operasyonu mu?

İkisi de doğru.

Rusya'nın 2025'te avantajlı duruma geçtiği bir gerçek. Ancak bu ilerlemenin abartıldığı da bir gerçek.

Rusya operatif seviyede büyük bir kuşatma veya çökertme harekâtı yapabilmiş değil.

Ukrayna'nın savunma hattı bazı kesimlerde hâlâ sağlam.

Alınan yerleşimler çoğunlukla küçük köy ve kasabalar. Stratejik bir kırılma henüz gerçekleşmedi.

Ancak Batı medyasının bu ilerlemeleri vurgulaması sadece haberciliğin bir gereği değil.

Aynı zamanda bir bilgi savaşı stratejisi.

Bu strateji üç farklı kitleye yönelik mesajlar içeriyor.

ABD iç kamuoyuna: "Ukrayna'ya yardımı kısmak tepki yaratmayacak, çünkü zaten kaybediyor."

Avrupa hükümetlerine: "ABD çekiliyor, artık kendi savunmanızı üstlenin."

Zelenski yönetimine: "Beklentilerinizi düşürün. Bir noktada masaya oturmalısınız."


ABD tamamen çekilecek mi?

Hayır. Bence ABD'nin hedefi Ukrayna'dan tamamen çekilmek değil.

Asıl amaç, savaşın temposunu yavaşlatmak ve maliyetini azaltmak.

Washington'ın hesabı şu: Ukrayna çökmesin, Rusya büyük bir zafer kazanmasın, Avrupa sorumluluk üstlensin, ABD Çin'e odaklanmak için nefes alsın.

Kısacası: Minimal maliyetle, kontrollü bir denge.

Bu yüzden Rusya'nın ilerleyişine dair haberlerin artması bilgi savaşı bağlamında oldukça mantıklı.

Söylem değişimi ne tamamen yalan ne de tamamen gerçek.

Stratejik iletişim, propaganda ve iç siyaset üçgeninde şekillenen bir süreç.


Gerçek ve algı arasında

2025'te Batı medyasında yaşanan dönüşüm, algısal boyutunun ne kadar kritik olduğunu gösteriyor.

Rusya gerçekten mi ilerliyor?

Evet, ama sınırlı ve pahalı bir şekilde.

Batı medyası bu durumu abartıyor mu?

Evet, ama stratejik bir amaçla.

ABD Ukrayna'yı terk mi ediyor?

Hayır, ama desteği yeniden kalibre ediyor.

Sonuç olarak, 2025'teki söylem değişimi tesadüf değil.

Politik bir karar ve stratejik bir hesap.

Savaşların sadece cephede değil, ekranlarda ve manşetlerde de kazanıldığını bir kez daha hatırlatan bir örnek.

Gelecek aylarda bu söylemin nasıl evrildiği hem savaşın seyrini hem de Batı'nın Ukrayna stratejisini anlamamız için kritik olacak.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU