Hindistan ve Rusya arasında 22 yıllık ikili zirve gerçekleşti ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu hafta 23'üncüsü için Yeni Delhi'de olacak.
5 Aralık'ta yapılması beklenen bu ziyaret, Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesinden bu yana ülkeye yaptığı ilk ziyaret olacak.
Aslında Hindistan, Putin'in gelişi yaklaşırken önemli miktarda diplomatik sermaye harcadı.
Örneğin, bu amaçla Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar, bu ay Moskova'yı ziyaret ederek Şanghay İşbirliği Örgütü heyet başkanlarının bir araya geldiği toplantı vesilesiyle Putin ile görüştü.
Ayrıca, ağustos ayında Jaishankar ve Hindistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Doval da Moskova'ya üst üste ziyaretlerde bulundu.
Rusya'nın Ukrayna'ya tam kapsamlı saldırı başlatmasından bu yana Putin'in Yeni Delhi'ye yapacağı ilk ziyaret olan bu ziyaret, Hindistan Başbakanı Narendra Modi için özellikle zorlu bir döneme denk geliyor.
2025 yılı, 2014'ten bu yana ülkeyi yöneten Modi için en zorlu dış politika yılıydı.
Mayıs ayında Hindistan ve Pakistan arasında yaşanan dört günlük çatışma, iki ülke arasındaki on yıllardır görülen en kötü düşmanlık dönemiydi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Dahası, Delhi ile Washington arasındaki ilişkilerde de ani ve sert bir düşüş yaşandı.
Doğrusu, Hindistan'ın stratejik özerklik ilkesi doğrultusunda yürüttüğü eşit mesafeli dış politikası genellikle mesafeli olarak algılanıyor.
Bu durum, Amerika Başkanı Donald Trump'ın ülkeyi ticaret dengesizliği ve Rus ham petrolü alımları nedeniyle suçlayarak Hindistan'a yüzde 50 gümrük vergisi uyguladığında daha açık hâle geldi.
Bu arada, Amerika ile daha büyük bir ticaret fazlası veya Rus ham petrolüne önemli ölçüde bağımlılığı olan diğer ülkeler -örneğin Çin gibi küresel tedarik zincirleri için önemi olan veya Japonya ve Türkiye gibi Amerikan ittifak ortakları olarak statüleri bulunan ülkeler- aynı ölçüde hedef alınmadı.
Bu farklı muamele, pek tabii Hindistan'ın-kendi düşündüğü gibi-uluslararası sistemde stratejik olarak vazgeçilmez olmadığını yansıtıyor.
Delhi-Washington ilişkilerindeki bu düşüş göz önüne alındığında, Hindistan'ın Rusya ile ortaklığını canlandırmak istemesi şaşırtıcı değil.
Hindistan ve Rusya, Trump'ın göreve dönmesinden bu yana Amerika ile yaşadıkları mevcut sorunlar nedeniyle birbirlerine yöneliyor.
Putin'in ağustos ayında Trump ile yaptığı Alaska zirvesinden somut bir sonuç çıkmadı.
O toplantıdan bu yana Trump yönetimi, NATO müttefikleri aracılığıyla da olsa Ukrayna'ya sınırlı miktarda silah tedarik etmeye devam etti.
Washington, bu ay ayrıca daha önce Kiev'e sağladığı Patriot füzelerinin modernizasyonunu da onayladı.
Trump aslında eski Başkan Joe Biden'ın, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşına yönelik tavizsiz tutumunu benimsemedi ve yakın zamanda kabul edilmesi hâlinde Kiev'in önemli tavizler vereceği bir barış planı açıkladı.
Ancak Moskova, Ukrayna'ya verdiği tutarsız destek nedeniyle Washington'dan memnun değil.
Bu haftaki Modi-Putin zirvesinin, Moskova'nın Delhi'ye gelişmiş silahlarına erişim imkânı sunması nedeniyle önemli sonuçlar doğurması bekleniyor.
Görüşülen anlaşmalar arasında 5. nesil Rus savaş uçağı Sukhoi-57'nin satışı, S-500 füze sisteminin daha fazla transferi ve bu füze bataryalarının Hindistan'da üretilmesi olasılığı ile Hindistan'ın Chennai şehrini Rusya'nın Vladivostok şehrine bağlayan bir deniz koridorunun oluşturulması yer alıyor.
Ayrıca Delhi'nin daha öncelikli hedefi olarak daha fazla S-400 sistemi talebi olacak.
Tüm bu anlaşmaların hayata geçirileceği sonucuna varmak için henüz erken olsa da, birkaçının uygulanması muhtemel görünüyor.
Karşılıklı fayda sağlayan bu anlaşmaların yanı sıra, Putin'in ziyareti her iki ülke adına da hem Delhi hem de Moskova'nın güçlü dostları olduğuna dair açık bir sinyal gönderiyor; ancak büyük olasılıkla bu ziyaret sembolik bir çerçeveye oturacaktır.
Yine de bu, Hindistan'ın gelişmiş silahlara erişim de dahil olmak üzere çeşitli Rus desteğine güvenebileceği anlamına geliyor. Bu mesaj kuşkusuz Washington'da yankı bulacak.
Batı dünyasıyla giderek artan yabancılaşması nedeniyle Moskova, Çin'e giderek daha fazla bağımlı hâle geliyor ve son dönemdeki dostane ilişkilere rağmen bu durumun değişmesi pek olası değil.
Soğuk Savaş'ın büyük bir bölümünde ve sonrasında Delhi, Pekin'e karşı stratejik bir siper olarak Moskova'ya güvenmiş olsa da, şimdi Çin ile yeniden gerilim yaşanması hâlinde Rusya'nın Hindistan'a yardım edeceğine tam olarak güvenilemez.
Hindistan-Rusya ilişkisinin temelleri bir miktar Soğuk Savaş nostaljisinin gölgesini taşısa da, şimdilerde bu ilişkinin sağlam bir zemine oturduğunu söylemek zorlaşıyor.
Dolayısıyla Delhi için Moskova "her zaman en güvenilir ortak" değil ya da olmaktan çıkıyor.
Moskova'nın, Delhi-Washington ilişkilerinde ortaya çıkan uçurumu derinleştirmek veya doğru anın geldiğini hissettiği için Hindistan ile bir dizi savunma anlaşması ve diğer ticari girişimlerde bulunduğunu varsaymak makul olabilir.
Enerjinin, özellikle 2022'den bu yana Delhi-Moskova ortaklığının ana itici gücü olduğunu ve Moskova'nın, Delhi'nin en büyük ham petrol kaynağı hâline gelmesi ile birlikte-her ne kadar Amerikan yaptırımları nedeniyle Hindistan'ın Rus petrolüne ilişkin işlemlerini azaltması kuvvetle muhtemel olsa da -Rusya'nın Hindistan'ın uzun vadeli bir petrol müşterisi olarak kalmasını kesinlikle istediğini belirtmek gerekir.
Bu, Rusya için bütçe projeksiyonlarını istikrara kavuşturmaya ve en büyük ihracat destinasyonu olarak Pekin'e olan artan bağımlılığı dengelemeye yardımcı olacaktır.
Ayrıca Rus savunma tedarikleri hiç sorunsuz gerçekleşmiş değil.
Örneğin, Rusya'dan yapılan en pahalı savunma alımlarından biri olan yenilenmiş Sovyet dönemi uçak gemisi Amiral Gorshkov, yalnızca gecikmelerle karşılaşmakla kalmadı, aynı zamanda önemli maliyet aşımlarına da yol açtı.
Son zamanlarda ise Rusya, savaş sırasında savunma sanayi üssüne yönelik talepler nedeniyle Hindistan'a silah transferi taahhütlerini yerine getiremedi.
2018'de 5 adet Rus S-400 alımı için anlaşma yapmış olan Delhi, hâlâ 2'sini tedarik etmiş değil.
Dolayısıyla Putin, Delhi'ye çok ihtiyaç duyulan gelişmiş silahları vaat etse de bunları yerine getirip getiremeyeceği konusunda Delhi'de kuşku bulunuyor.
Ancak yine de hem Hindistan'ın Rusya ile bağları hem de yaklaşan zirve hâlâ çok önemli.
Özellikle Rus S-400 sistemleri, Delhi için Sindoor Operasyonu'nda rüştünü kanıtlamış gibi görünüyor ve Delhi artık bu sistemlere fazlasıyla güveniyor.
Dolayısıyla edinilmiş 3 ve edinmeyi beklediği 2 S-400 filosuna ek olarak, daha fazlasını talep etmeyi planlıyor.
Kuşkusuz zirve masasında gündem yoğun ve çeşitlilik gösterecek; ancak S-400 genişleme paketi sunmak, Delhi'nin birincil önceliklerinden biri olacak.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish