Tanrı istemezse tarım büyümez! Türk tarımında tükenmişlik sendromu

Mine Ataman Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Independent Türkçe/ChatGPT

TÜİK verilerine göre ekonominin yüzde 3,7 büyüdüğü tarımın yüzde 12,7 küçüldüğü bir ülkede, asıl gücün doğa olduğu gerçeği modern insanın yüzüne atılan tokat gibi.

Artık biliyoruz, iklim müsaade etmediği, Allah bereket yağdırmağı sürece üstü açık tarım fabrikalarında arz talep dengesi yaratmak, çiftçi gelir garantisini sabitlemek çok zor.

Tası tarağı toplayıp kısa vadede üretimi örtü altına taşıyamayacağımıza göre tarımdaki "arz/talep denge" sorunsalını nasıl çözeceğiz. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ambivalans ekonomisi, çiftçinin kaderi iki uçta 

Psikolojide "ambivalans", aynı anda hem olumlu hem olumsuz duygu taşıma hâline deniyor. Tarımın yaşadıklarıyla çok benzer. Toprak hem bereketin hem felaketin kaynağı. Yağmur hem umut hem yıkım. Güneş hem büyümenin hem kurumanın sebebi. Çiftçi sabah uyanıyor. "Bugün ürünüm büyür mü, yoksa ölür mü?" Bu his sadece bireysel bir duygu değil, bütün ülkenin ekonomik ambivalansı. Uzmanlara göre, bu durumla baş etmenin yolu sorunu kabul edip gerçekçi önlemler almak.


17 milyon tonluk tarımsal kaybın moral değeri

Türkiye, 2025'de kaybettiği 17 milyon ton bitkisel ürün ile aslında neler kaybetti. 17 milyon tonluk kayıp, paydaşlar, çiftçiler, ekonomi,  tarım işçileri, ambalajcılar, tüketiciler, lojistikçiler için ne demek. Kayıplar, çiftçilerin moralini ne kadar etkiledi, endişe nedeniyle kaç çiftçi köyü terketti. Gençler kaygıları nedeniyle tarım girişimcisi olmayı erteledi mi? Tüm bu soruları yazmak, okumak, konuşmak ve yeni bir oyun kurmak zorundayız. 2025'de Türk tarımı ne yaşadı hatta son beş yılda Türk tarımı neyi deneyimliyor. Zira yaşananlar sadece, ekonomik kayıp değil. Üretim deseni bozuluyor, gıda enflasyonu kalıcı hale dönüşüyor, hayvancılık krizi derinleşiyor, ihracat dengesi bozuluyor.


Türkiye, "Yedi içti, gezdi tozdu ancak çiftçilerin geliri düştü"

Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,4 inşaat yüzde 13,9, artarken tarım yüzde 12,7 daraldı. Tarım daralırken tüketim harcamaları aynı dönemde yüzde 4,8, ithalat yüzde 4,3 arttı. Rakamlar hayra alamet değil.  Köy yanarken komşu kızı saçını taramaya devam ediyorsa bir sorun vardır. 


Türk tarımı 10 milyar dolar kaybetti, iklimden kim hesap soracak 

Türkiye GSYİH'sı 2025'in üçüncü çeyreğinde 432,9 milyar dolar olurken tarım endüstrisi azalan 17 milyon tonluk bitkisel üretim karşılığı yaklaşık 10 milyar dolarını kaybetti. Dile kolay ÇKS'ye kayıtlı 2 milyon 354 bin 217 çiftçiden her biri kayıptan nasibini aldı. Tüm kayıplara rağmen çiftçinin hala hayatta kalmasının nedeni yüzde 71'inin farklı bir işten geliri olmasında, yoksa iklime kafa tutmak ne mümkün. 


İklimi düzeltmek için yıllık 1 trilyon dolara ihtiyaç var 

COP30'a göre iklim felaketiyle mücadele için yıllık 300 milyar dolara ihtiyaç var, uzmanlara göre gerçek rakam bir trilyon dolar. 2024'deki iklim kaynaklı küresel zararın 320 milyar dolar olduğunu düşünürsek kayıpların telafisi için gereken 300 milyar dolar gayet makul.


"2100'de insanlar yüzde 50 daha yoksul olacak"

Harvard Üniversitesi'nden Adrien Bilal'in yaptığı bir araştırmaya göre, küresel sıcaklıktaki bir derecelik artış küresel GSYİH'sında yüzde 12 düşüşe neden olacak. 2100'de insanlar yüzde 50 daha fakir olacak. Çatışmalar, savaşlar, göçler düşünmesi bile korkunç. Bilal'e göre, "küresel ısınma olmasaydı insanlar şu ankinden yüzde 37 daha fazla satın alma gücüne sahip olacaktır." Sıcaklık, don, seller tarımın en büyük illeti. Sadece o mu üretim olsa bile yoksulluk artınca gıdaları kim tüketecek.
 

"Dünya gelirleri 2050 yılına kadar yüzde 20 azalacak 

Nature'de yayımlanan bir makaleye göre, 2050'de ABD'de, Avrupa'da yüzde 11,  Afrika ve Güney Asya'da yüzde 22 gelir kaybı yaşanacak. Artan sıcaklıklar, yoğun yağışlar, sık ve şiddetli hava olayları yüzyılın ortasına kadar yıllık yaklaşık 38 trilyon dolarlık yıkıma neden olacak. Makalenin yazarlarından Maximilian Kotz'a göre kaybın nedeni, "tarımsal verimdeki düşüş ve diğerleri." 


Türk tarımında tükenmişlik sendromu

Türk tarımı, 2020'de pandemiyi, 2021'de Türkiye geneline yayılan tarımsal kuraklığı, 2022'de Ukrayna Rusya savaşı kaynaklı ihracat kayıplarını, 2023'de önemli tarım illerinden 11'ini etkileyen büyük deprem felaketini yaşayarak korkunç bir finansal yorgunluk içinde. Son beş yılda hayvancılıkta yaşanan daralmaya rağmen sebze ve meyvelerde yaşanan artış sayesinde 2024 yılını yüzde 3,9'luk reel hasıla artışıyla kapamayı başarsa da iklim kaynaklı belirsizliklerin kronikleşmesi, girdi maliyeti sorunları çiftçinin moral gücünü düşürüyor. Türkiye, iklim kırılganlığının merkez üssü. Akdeniz Havzası, dünyanın en hızlı ısınan bölgelerinden biri. Türkiye hattın tam ortasında, cayır cayır yanıyor, kuruyor.


Gıda enflasyonunun gizli motoru, iklim

2025'in üçüncü çeyreğinde Türkiye tarımının yüzde 12,7 küçülmesi, bir istatistikten çok daha fazlası. Rakam, yalnızca bir üretim düşüşü değil, iklim, su, kuraklık ve ekolojik baskıların ekonomik büyüme üzerindeki yapısal etkilerinin görünür hâle geldiğinin göstergesi. Dünya artık tarımda doğrusal büyüme çağının çok ötesinde. Üretim, iklim, yağış, su, enerji, alt yapı ve biyolojik tehditler gibi değişkenlerin sert müdahalelerine açık. Tarım sistemi, artık arz-talep mekanizmalarından çok iklim etkisiyle dizayn ediliyor. Tarımın küçülmesi, sofradaki fiyatı büyütüyor. Tek bir don kelebek etkisiyle tüm sistemi bozuyor, iklim enflasyonu sorunların en tehlikelisi.
 


Dünya kırılıp dökülüyor 

Sadece Türkiye değil dünyada kırılıp dökülüyor. Güney İspanya'da 2019-2024 yılları arasında su rezervleri deniz seviyesine kadar düştü, su krizi yaşandı, üretim yüzde 25 düştü. Uzun vadede bölgenin tarımsal ekonomik cazibesi düştü, arazi fiyatları geriledi, yatırımlar bölgeden çıktı. 2023'de İngiltere'de yaşanan aşırı yağış ve seller nedeniyle çiftçi gelirleri yüzde 19 düştü, tarımsal hasıla yüzde 13,1 azaldı. Arjantin 2025'de don nedeniyle yüzde 24 üretim kaybı yaşadı. Türkiye'yi teğet geçen çekirgelerin Kenya'ya zararı yüzde 20 üretim düşüşü. Muson yağmurlarının Hindistan'a zararı tahıllarda yüzde 12'lik kayba neden oluyor. Rakamlar tarımda sürekli büyümenin imkânsız olduğunun göstergesi. 


İklim yıkıyor 

IPCC ve Dünya Bankası'na göre her 100 dolarlık ekonomik kaybın 41 doları iklim kaynaklı. 2023'te dünyada 398 iklim felaketi kaydedildi. Avrupa son 500 yılın en kurak dönemine giriyor. Çin, su döngüsündeki kırılma yüzünden tarımsal verimlilik için 2030'a kadar 75 milyar dolar yatırım yapacağını açıkladı. Biz ne yapacağız.


Türk tarımı iklim felaketi gerçeğini daha ne kadar yok sayacak

Dünya Bankası'nın "İklim değişikliğinden etkilenen bir dünyada ticaret ve gıda güvenliği" makalesine göre, "iklim değişikliği, artan sıcaklık, düzensiz yağışlar, ekstrem hava olayları ile birlikte, birçok bölgede tarımı olumsuz etkiliyor. Bu, ülkelerin tarımsal verimliliğini, kapasitesini ve sürekliliğini tehdit ediyor. İklim krizinin tarımsal üretimi bozması sadece 'bir yılın mahsul kaybı' değil; uzun vadede istihdam, gelir, yoksulluk, kırsal refah, gıda güvenliği gibi yapıları da etkiliyor."

Uzmanlar tedirginken Türkiye'nin rahat tavrı takdire şayan.

Velhasıl, tarımdaki yüzde 12,7 daralma kaç milyar dolarımızı götürdü, kayıplar kaynaklı yetersiz beslenme nedeniyle kaç Nobel ödülü feda ettik, artan gıda fiyatları ne kadarlık sağlık harcamasına neden oldu.

Çiftçilerin motivasyonundan ne kadar eksildi. Hiç düşündünüz mü?

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU