Daha fazla ülke "kadınlara daha çok çocuk sahibi olma baskısı kurmaya çalışıyor"

Uzman, "Bu rejimler milliyetçi, ekonomik ve ataerkil çıkarlara hizmet etmesi için kadın bedenini araçsallaştırıyor" diyor

Çalışmada artık her 10 ülkeden üçünün, doğum oranını artırmayı amaçlayan önlemler anlamına gelen doğum yanlılığı politikalarına sahip olduğu bulundu (Unsplash)

Daha fazla ülkenin kadınlara daha çok çocuk sahibi olmaya zorlayan politikaları benimsediği yeni bir raporda ortaya çıktı.

Population Matters adlı hayır kurumuna göre günümüzde dünya genelinde her 10 ülkeden yaklaşık üçü, yurttaşlarını daha fazla çocuk sahibi olmaya teşvik eden doğum yanlısı politikalara sahip.

Birleşmiş Milletler verilerini inceleyen araştırmacılar, bu tür politikaları yürürlüğe koyan ülkelerin yüzde 10 olduğu 1976'dan bu yana önemli bir artış tespit etti.

Makale Türkiye, Rusya, Macaristan, Polonya, İran ve Çin gibi ülkelerde izlenen doğum yanlısı politika örneklerine dikkat çekti.

Ne var ki raporda ABD ve Almanya'daki siyasetçilerin de benzer politikaları savunmaya başladığı uyarısında bulunuluyor.

Raporun yazarı Monica Scigliano şunları söyledi:

İnsanlar zorlayıcı nüfus politikasını düşündüğüne akıllarına genellikle liderlerin kadınları daha az çocuk sahibi olmaya mecbur bırakarak nüfus artışını sınırlamak istediği Çin ve Hindistan gibi örnekler geliyor.

Ancak şimdi doğum oranlarının düşmesi ve bazı durumlarda göçün nüfus eğilimlerini tersine çevirmesiyle beraber bu durum değişti.

İnsanlar daha küçük aileler tercih etmeyi sürdürdükçe dünya genelinde daha fazla hükümet, nüfusu artırmak için halkı üreme haklarından mahrum bırakan zorlayıcı taktiklere başvuruyor.

Politika danışmanı Scigliano, milliyetçiliğin "cinsel sağlık ve üreme sağlığı ile bağlı haklar açısından neredeyse kaçınılmaz bir tehdit" anlamına gelen "toksik doğum yanlılığı markası" üretebileceğini söyledi.

Araştırmacılar, milliyetçi hükümetlerin kadınların üreme ve cinsel özgürlük haklarını ihlal ettiği uyarısında bulunurken, "sağcı, popülist ve milliyetçi yönetimlerin daha küçük ailelere sahip olmayı tercih eden kadınlara vatansever olmadıkları damgası vurduğunu" öne sürdü.

Doğum yanlısı politikaların savunucuları bazen, Müslüman ülkelerdeki insan hakkı ihlallerinden kaçarak yurtdışına yerleşen göçmenler sebebiyle Hristiyan ve Avrupa nüfusuyla kültürünün ortadan kalkacağı yönündeki derin ırkçı ve yabancı düşmanı "Büyük Yer Değişimi" komplo teorisine inanıyor.

Raporda, Macaristan'ın aşırı sağcı başbakanı Viktor Orban'ın daha fazla çocuk doğurmaları için "Macar kadınlarla kapsamlı bir anlaşma" önerdiği belirtildi. Macar lider kadınlar için borçsuz eğitimi teşvik ediyor ancak en az üç çocuk şartı koyuyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Orban, 4 veya daha fazla çocuk doğuran kadınların bir daha asla gelir vergisi ödemesine gerek olmayacağı sözünü de verdi.

Orban daha önce, "Macar çocuklar istiyoruz. Göç bizim için teslimiyettir" demişti.

Araştırmacılar, geçen ekimde kürtajın neredeyse tamamen yasaklandığı Polonya'daki doğum yanlısı politikalara da dikkat çekti. Söz konusu yasak, ülkenin zaten son derece kısıtlayıcı kürtaj yasalarını daha da sıkılaştırıyor ve ülkede komünizmin çöküşünden bu yana görülen en büyük protestoları tetikliyor.

Yeni yasalara göre, cenin bozukluklarının olduğu durumlarda kürtaj yaptırmak artık yasa dışı. Bundan önce Polonya'da hamileliği sonlandırmak uzun süredir yasadışı olsa da tecavüz, ensest veya annenin hayatının risk altında olduğu durumlarla birlikte kürtaja izin verilen istisnalardan biri de cenin anormallikleriydi.

Yeni katı kürtaj yasaları yürürlüğe girmeden önce, bu ağırlıkla Katolik ülkede gerçekleşen çok az sayıda yasal kürtajın yaklaşık yüzde 98'i cenin bozukluğu vakalarıydı.

Kürtaj savunucuları kamuoyuyla yalnızca ismi paylaşılan 30 yaşındaki hamile kadın Izabela'nın yakın zamandaki ölümünden yeni yasayı sorumlu tutuyor. Doktorlar bebeğin kalp atışının duyulmayacağı noktaya kadar beklemeleri gerektiğini söylemiş, Izabela acilen ameliyata alınması engellendikten sonra hayatını kaybetmişti.

Raporun yazarlarından kürtaj hakları savunucusu Antonina Lewandowska, Polonya'daki kürtaj karşıtlarının, doktorları erkenden kürtaj yaparak Izabela'nın "hayatını kurtarmak" yerine "septik şoka girmesini" tercih ettirecek "derecede bir korku haline" soktuğunu söyledi.

Doğum yanlılığı savunucusu kürtaj karşıtı hareketler muhtemelen kendilerini diri diri yiyeceğinden, doktorlar soruşturmadan ve damgalanmaktan korkuyor. Öte yandan, mevcut durumdan gayet rahatlık duyan bir grup sağlık çalışanı da var.

Çünkü kürtaj yasağı tıbbi ihmalin, kişisel inançları sebebiyle hastalarına gerekli tıbbi bakımı (kürtaj) sağlamamanın kendi beceriksizliklerinden, hatalarından veya kasıtlı tercihlerinden ziyade, iğrenç bir yasanın bu "dondurucu etkisinden" kaynaklandığını öne sürmelerine imkan tanıyor.

Her iki durumda da durum açık: Saldırgan, köktenci doğum yanlılığı Polonya'da insan hakları ihlalinin önünü açtı.

Raporun "Gilead'a Hoşgeldiniz" adlı başlığı, Margaret Atwood'un 1985'te yayımlanan ve kadınların iktidardaki erkek sınıfı için çocuk doğurmaya zorlandığı aşırı ataerkil ve totaliter bir devlette geçen distopik romanı Damızlık Kızın Öyküsü'ne (The Handmaid's Tale) atıfta bulunuyor.

Population Matters direktörü Robin Maynard ise şunları söyledi:

Dayatmacı doğum yanlılığı sadece ataerkilliğin veya kadın düşmanlığının bir tezahürü değil. Aynı zamanda kadınların sadece verimli ya da verimsiz rahimlerden ibaret görüldüğü, kadınlara tamamen kayıtsız kalan siyasi ve ekonomik güçlerin bir ürünü de olabilir.

Bu rejimler milliyetçi, ekonomik ve ataerkil çıkarlara hizmet etmek için kadın bedenini araçsallaştırıyor. Cinsel sağlık ve üreme sağlığı ile bağlı hakların ihlali hiçbir zaman gerekçelendirilemez. Tehdit edildiği her yerde ve her ne sebeple olursa olsun, hepimiz bu hakları savunmak zorundayız.

Rapor, kadınların daha az çocuk sahibi olmaya karar vermesinin dünya liderlerini "ekonomik ve politik hedeflerinin" engelleneceği endişesine sevk ettiği uyarısında da bulundu.

Araştırmacılar şöyle ekledi:

Doğum yanlılığı genellikle kısıtlayıcı ve ataerkil "aile yanlısı" bir gündemle bağdaştırılır. Sıklıkla dini tutuculuk ve çok kültürlülükle göç düşmanlığına dayanan etnik milliyetçiliğin teşvikiyle ilişkilidir.



https://www.independent.co.uk/life-style/women

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU