Bolsonaro yola darbeyle mi seçimle mi devam edecek?

Özgür Uyanık Independent Türkçe için yazdı

Brezilya yüksek komutanlığı İşçi Partisi'nin iktidara dönüşünü engellemek için Jair Bolsonaro'yu desteklediler. Bugün askeri analizciler ordunun Bolsonaro'yu "nasılsa denetleriz" illüzyonuna kapıldığını teslim ediyor / Fotoğraf: AP

Önceki hafta Biden'in Latin Amerika'dan sorumlu genç Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ile pragmatik bir ilişki kurabileceği umuduyla bir araya geldi. 

Kuşkusuz Sullivan, Bolsonaro'nun spekülatif kişiliğinden haberdardı. Fakat samba ülkesinin iç sorunlarını ABD ile olan ilişkilerine ne kadar bulaştırabilirdi ki?

Brezilya ana akım gazetelerinden O'Globo'da yazıldığına göre; Bolsonaro, ABD Dışişleri Bakanlığı üst düzey yetkililerinin de katıldığı toplantıda, "Trump'un seçim sahtekarlığının kurbanı olduğuna dair kesin inancını sürdürdüğünü ve benzer bir durumla karşı karşıya kalmamak için savaştığını" söyledi. 

Reuters'e yakın bir kaynak ise Jake Sullivan'ın Brezilya devlet başkanına 2022'de gerçekleşecek "seçim sürecine olan güveni sarsmaması gerektiği" yönünde açık bir mesaj vermekle yetindiğini aktardı. 
 

2.jpg
Jake Sullivan’ın Brezilya devlet başkanına 2022’de gerçekleşecek “seçim sürecine olan güveni sarsmaması gerektiği” söyledi


Brezilya Devlet Başkanı bir süredir ülkesindeki elektronik oylama sistemini eleştiriyordu. Ancak bu eleştirel tarz halk desteği düştükçe giderek daha agresif hale geldi.

Seçim kurumlarını suçlamaya başladı ve mekanizma değiştirilmezse gelecek yıl yapılacak seçimlerin sonuçlarını kabul etmeyeceğini söyledi.

Bununla beraber Yüksek Seçim Mahkemesi'ne, geçmişe yönelik mevcut sistemde seçim hilesi yapıldığına dair hiçbir iddia da sunamadı. 

Ertesi gün ABD Büyükelçiliği heyetin "Brezilya kurumlarının 2022'de adil biçimde seçimleri gerçekleştirme kapasitesine büyük güven duyduğu" notunu paylaştı. 

Açıklamanın geldiği gün Bolsonaro, Sullivan'ın güven duyduğu Yüksek Mahkeme yargıçlarından birini, seçim sistemini savunduğu için, "o... çocuğu" olarak nitelendirdi.

Bolsonaro'nun şikayet ettiği elektronik oy sistemi 25 yıldır uygulanıyor ve bugüne dek hiçbir seçimde şikayet konusu olmadı. Aksine Brezilyalılar elektronik oy sisteminin netliği ve hızıyla hep gurur duyar.

Ayrıca Bolsonaro ve oğulları da yıllardır bu sistemle seçilirken hiç yakınmadı. Fakat şimdi başkan, oy sistemine yönelik küçümsenmeyecek bir kuşku cephesi örgütlemeyi başardı.

ABD heyeti Arjantin'de bulunduğu sırada Brezilya Meclisi'nde hükümetin önerisiyle basılı oya dayalı seçim sistemi görüşüldü. Çoğunluğu elde etse de Bolsonaro'nun arzusunun gerçekleşmesi için gerekli anayasal değişiklik için 308 oya ulaşılamadı (Evet: 229, Hayır: 218, Çekimser: 1, Katılmayan: 64).

Hükümetle ittifak halinde bulunan diğer sağ vekillerin oylamaya katılmaması, seçim sistemi değişikliği konusunda ikna olmadıklarını gösteriyordu. 

Anlaşılan o ki; oylamadan birkaç saat önce başkent Brasilia caddelerinde gerçekleşen benzeri görülmemiş askeri geçit töreni de onları ikna edememişti. 
 

3.jpg
Meclisin seçim sistemini değiştirmek için toplanmasından birkaç saat önce Bolsonaro askeri geçit töreni düzenledi


Bolsonaro, Planalto Sarayı'ndan tankları selamlarken, aynı caddede karşı şeritte ters yönden akan sivil trafik Brezilya gerçeğini yansıtıyordu. 

Brezilya Devlet Başkanı'nın bu gösterisi bazılarınca alaya alınsa da pek kimseyi güldürmedi. Çünkü bu yüzbaşı emeklisi politikacı gerçek bir darbe savunucusu.

Seçim sistemi konusunda olduğu gibi işine gelmeyen her konuda askeri darbenin gereğini savunuyor.

Bolsonaro ününü darbe savunuculuğuna borçlu desek abartmış olmayız. 
 


İktidara geldikten sonra 1964'te gerçekleşen askeri darbeyi kutlama töreni düzenlemekle yetinmedi, üstelik Savunma Bakanlığı'na darbeyi savunan bir bildiri yayımlattı.

Barolar Konseyi'nin Birleşmiş Milletler'e yapmış olduğu şikayete verdiği cevapta; 21 yıl süren diktatörlüğü savunarak "komünist tehdidi durdurmak için gerekli" olduğunu ifade etti.

Kabinesindeki 22 bakandan 7'si emekli komutan. Başkan yardımcısı etkili bir general olan Hamilton Mourão. Dahası; Brezilya bürokrasisinde 6 binden fazla stratejik konum askerler tarafından işgal edilmiş durumda.
 

4.jpg
Brezilya devlet başkan yardımcısı (E) General Hamilton Mourão


Brezilya'nın en büyük şirketi "Petrobras" ve en güçlü hidroelektrik santrali "Furnas"ın başkanı emekli generaller. Bürokratik mevkilerde bulunan asker eş ve çocuklarının sayısı belirsiz.

Meclisteki asker (ya da askeri polis) kökenli 72 milletvekilini de sayarsak, Brezilya'da rejimin içeriden ve dışarıdan ordu tarafından tahkim edildiğini tespit edebiliriz. 

Bolsonaro, asker kimliğini ve ordunun desteğini açık biçimde kullanmaktan çekinmiyor. 6 ay sağlık bakanı olarak görev yapan Korgeneral Eduardo Pazuelo'nun bakanlığı bıraktıktan sonra ordu mensubu olarak Bolsonaro'nun mitingine katılmış olması bunun iyi bir örneği.

Zira General Pazuelo, askeri normlar gereği bu eyleminden dolayı ordudan ihraç edilmesi gerekiyorken herhangi bir ceza da almadı. 
 

5.jpg
Görevdeki Korgeneral Eduardo Pazuelo, mayıs ayında Bolsonaro’nun mitinginde katıldı. Bu eyleminden dolayı herhangi bir ceza almaması sağ kesimlerde bile hayal kırıklığı yarattı ve “ordu disiplini kaybetti” yorumlarına neden oldu


Ancak Bolsonaro'nun silahlı kuvvetler üzerinden yaptığı siyaset ordu içinde yeni çelişkiler yaratıyor. Geçen 29 Mart'ta üç kuvvet komutanının istifası, silahlı kuvvetlerle Bolsonaro arasındaki faydacı ittifakın sistemde önemli kırılmalara yol açabileceğini kanıtladı.

Kuvvet komutanlarının toplu istifası, Savunma Bakanı General Fernando Azevedo Silva'nın Bolsonaro tarafından koltuğu bırakmaya zorlanmasına bir tepkiydi. 
 

6.jpg
29 Mart'ta istifa eden üç kuvvet komutanı: General Edson Leal Pujol, el Amiral Iques Barbosa ve Hava General Antonio Carlos Bermudes


Aynı gün fundamental batıcı bir evangelist olan Dışişleri Bakanı Ernesto Araujo da yerini bir diplomata bıraktı.

O güne kadar Ulusal Polis Şefi olan Gustavo Torres Adalet ve Güvenlik Bakanlığı'na, General Luis E. Ramos kabine şefliğine (Casa Civil) getilirken, pandemi başladığından bu yana üçüncü defa sağlık bakanı değiştirilmiş oldu.

Bu değişikler Bolsonaro için dış ilişkiler, adalet, kamu güvenliği, savunma ve silahlı kuvvetler gibi önemli devlet alanlarını kapsayan sert, beklenmedik, derin ve geniş hamlelerdi. 

Söz konusu değişimin sebebi; Bolsonaro'nun pandemi sürecindeki başarısızlığı, Kasım 2020 seçimlerinde yalnızca 2 belediye elde etmesi ve çocuklarına kadar uzanan mahkeme süreçleri arasında 2022 başkanlık seçimlerine güçlü girme kaygısı.

Bolsonaro'nun ideolojik açıdan en yakın arkadaşları olan dışişleri ve sağlık bakanlarıyla yollarını ayırması aslında bizzat kendi dayattığı politikaların başarısızlığından kaynaklandı.  

Brezilya Devlet Başkanı'nın dört oğlu da kara para aklamaktan, rakiplerine komplo kurmaya kadar değişik davalardan yargılanıyor.
 

7.jpg
Brezilya devlet başkanının 3 oğlu sırasıyla Flavio, Eduardo ve Carlos. Rio de Janeiro Savcılığı, Kasım 2020'de Senatör Flávio Bolsonaro'yu 2007 ve 2018 yılları arasında meydana gelen suç örgütü, kara para aklama ve zimmete para geçirmeyle suçladı. Carlos'un Rio Kent Konseyi'ndeki ofisinde kayıtsız çalışanlar tuttuğundan şüpheleniliyor. Eduardo, 2011 ve 2016 yılları arasında Rio'nun güneyinde iki mülk satın almak için yaptığı nakit ödemeler Başsavcılık tarafından halihazırda bir ön soruşturmanın konusu


Bu arada başsavcı, Bolsonaro'nun soruşturmayı çocuklarının lehine etkilemek için Federal Polis'i kullanıp kullanmadığını araştırıyor. Bu yüzden bir polis şefinin adalet bakanlığının başına getirilmesine de şaşırmamak lazım. 

Kuvvet komutanlarının istifasına gelince, Brezilya medyası iki noktaya işaret ediyor: 

İlki; komutanların, başkanın pandemi karşısında toplumu kaderine terk eden insanlık dışı politikasına olan muhalefeti. Toplumda kaosa yol açan büyük can kayıpları Brezilya'nın dışarıdaki imajını da ciddi biçimde etkiledi.

Diğeri ve daha önemlisi; komutanların, eski Devlet Başkanı Lula da Silva'nın siyaset yasağının sürmesi için Yüksek Mahkeme'ye baskı yapmayı reddetmeleriydi. 
 

8.jpg
Genelkurmay Başkanı Villas Boas 2018’de eski başkan Lula da Silva’nın seçimlere katılmasını engellemek için Yüksek Mahkemeyi tehdit etti


Bolsonaro 2018'de, Genelkurmay Başkanı Villas Boa Lula'nın seçime girmesine izin verilmesi halinde "ulusal bir yıkım olacağı" şeklinde tweet atarak Yüksek Mahkeme'yi tehdit etmişti.

Yeni genelkurmay başkanı her ne kadar Bolsonaro ile uyumlu olsa da artık Lula konusunda yüksek yargıya müdahale olanağı kalmadı. 

Brezilya Ordusu imparatorluk döneminin müdahaleci rolünü cumhuriyet rejimi altında sürdürüyor. Son darbeden bu yana siyasetle kurduğu vesayet ilişkisi halen canlı olmakla beraber ordunun Bolsonaro döneminde doğrudan siyasetin ve devlet yönetiminin önemli bir parçası olduğu ortada.

Yani artık darbe yapmaya ihtiyaç duymayacak kadar güçlü.
 

11.jpg
“Instituto de Pesquisas” IPESPE’nin geçtiğimiz hafta sonu yaptığı ölçüme göre İşçi Partisi lideri Lula da Silva’ya başkanlık desteği %40


Ayrıca Brezilya Silahlı Kuvvetleri'nin ABD ve NATO ile son elli yıldır kesintisiz ve derin bağları var. Latin Amerika ülkeleri içinde NATO operasyonlarına ve ABD öncülüğündeki askeri misyonlara en büyük katılımı gerçekleştiren ülke Brezilya.

Komutanların istifası, ordunun iç ve dış siyasetteki etkinliğinde bir azalmaya yol açmayacağına göre bu kırılmayı nasıl yorumlamalıyız?

Kanımca Bolsonaro ile ordu arasındaki ikilem, esas olarak yeni sağ siyasetin istikrarsız ve spekülatif yapısından kaynaklanıyor. Ordu, örgütlenmesi itibarıyla kural, kurum ve hiyerarşiye uygun hareket etmek zorunda.

Bolsonaro'nun temsil ettiği yeni sağ siyaset ise kendi iktidarına hizmet etmeyen her şeye düşmanlık besliyor. 

Şöyle formüle edebiliriz: Ordu strateji, Bolsonaro ise sezgiyle hareket ediyor.

Bu yüzden Bolsonaro herhangi bir kurumsal değeri tanımıyor. Din, milliyetçilik ya da ideoloji gerçekleştirilmesi gereken bir amaç değil iktidarda kalmak için kullanılan birer meşruiyet aracı.

Bu değişkenlik aynı gerici mevzide olan iki aktörü birbiriyle sorunlu hale getiriyor.

Ayrıca bu yeni sağcılık, siyaset alanında olsun olmasın, her kesimi kendi belirlediği gündem üzerinden tercih yapmaya zorluyor.

Bu yüzden komutanların istifasının seçim sürecine denk gelmesi tesadüf değil. Bolsonaro her koşulda orduyu kendi yanında pozisyon almaya zorluyor.

Bir taraftan seçim sisteminin değiştirilmesini dayatırken diğer taraftan ordu, yargı ve yüksek bürokrasinin desteğini alarak kazanmak istiyor.

Kaybetme ihtimali durumda ise bu kurumsal ittifakla darbe gerçekleştirmek...
 

12.jpg
29 Marttaki istifalar sonrası hükümet sekreterliğine Liberal Parti’den Flavia Arruda’nın getirilmesi  merkez sağın Bolsonaro üzerinde artan etkisinin bir kanıtı olarak yorumlandı. Flavia’nın eşi 2010’da Başkent Federal Bölge valisiyken rüşvet ve yolsuzluk nedeniyle görevden alındı ve tutuklanmıştı


Bolsonaro, orduyu kullanma arzusunu hiçbir durumda dizginleyemiyor. 

2020 Ağustosu'nda "Piaui" dergisinde çıkan bir makaleye göre; başsavcının incelemek için Bolsonaro ve oğlu Carlos'un telefonlarını talep etmesi büyük bir krize yol açtı. 

Soruşturmaya Kabine Şefi Braga Netto ve diğer bakanlar müdahale etti. Fakat Başkan o kadar öfkeliydi ki; ordu birlikleri gönderip "Yüksek Mahkeme (Supremo Tribunal Federal)" üyelerini koltuklarından indirmeyi düşünüyordu.

Çünkü mahkeme onun kararlarını sınırlıyor ve otoritesini azaltıyordu. Başkan Yüksek Mahkeme'ye müdahale ettikten sonra "düzen yeniden kurulana dek" yeni asker ve sivil üyeler atayacağını açıkça ifade etmişti. 

Kurumsal Güvenlik Bakanı olan emekli general Augusto Heleno, başkanı sakinleştirmek için Twitter'dan Yüksek Mahkeme üyelerini tehdit eden bir bildiri yayımladı.

Bu olay, yeni sağ siyasetin bir başka özelliği olan kanun, hukuk ve diğer kurumsal meselelerin tamamen kişisel biçimde yorumlanmasının açık bir örneği (Bolsonaro'nun Donald Trump'la kurduğu ilişki gibi…

Trump Beyaz Saray'da iken Brezilya'nın tam bir müttefiki olmasa da, uluslararası alanda dışlanan Bolsonaro'yu koruyordu).

Bu yüzden Bolsonaro'nun, kaybedeceği bir seçim sonucunu şimdiden tanımayacağını ilan etmesi kimseyi şaşırtmadı.
 

13.jpg
Lula seçim yasağı kalkınca Sosyal Demokrat Parti’den (PSDB) eski devlet başkanı Fernando Henrique Cardoso ile fotoğraf vererek sağa doğru ittifakını genişletebileceği mesajını verdi


Mesele o gün geldiğinde ordunun ve diğer kurumlar tavrının nasıl olacağında kilitleniyor. Başkanın baskısı karşısında ordunun birliğini koruyup koruyamayacağını her birlikte göreceğiz. 

Tekrar siyasete dönersek; Bolsonaro'nun uykularını kaçıran iki olgu var:

"Centrão" denilen merkez sağ ve İşçi Partisi lideri Lula da Silva'nın siyaset yasağının kalkması.

"Centrão" Brezilya siyasetinin ihtiyar kurtlarından oluşuyor. Kongrede sadece bugün değil her zaman güç dengelerini belirleyen merkezi bir ağırlıkları vardı.
 

9.jpg
75 yaşındaki İşçi Partisi lideri hakkındaki ceza bozulup siyaset yasağı kaldırılınca yeniden başkanlığa adaylığını koydu


Bolsonaro yargıçları tehdit ediyor, askerleri tekmeliyor, bakanları tokatlıyor ama "Centrão"ya bunların hiçbiri işlemiyor. Onlar Lula hükümetlerinde de bugün de daima istediklerini alıyorlar.

Lula meselesi ise Bolsonaro'yu hem korkutuyor hem de bu korkuyu yayarak güç topluyor. Daha şimdiden yoksulluktan şikayet edenlere; "benden memnun olmayan 2022'de Lula'yı alır" diyor.

Zira ordu ve elitler, İşçi Partisi'nin yeniden iktidara gelmesini engellemek için Bolsonaro'yu desteklemişlerdi. 

Kuşkusuz Lula'nın serbest kalması ve siyasi yasağının kalkması bir zaferdi. Fakat -Arjantin'de Cristina Kirchner benzer biçimde- yalnızca seçkinler arasında değil, nüfusun büyük bir bölümünde reddedilmeye devam ediyor.

Ancak Arjantin'deki gibi başka bir adayı desteklemek Brezilya'da mümkün değil. Ayrıca Lula aday olacağını açıkça ifade etti.  

İşçi Partisi'nin yozlaşmış imajı, siyasi, sosyal ve kültürel alanda yarattığı bozulma, kötü bir karakter olan Bolsonaro'nun varlığıyla ortadan kalkmıyor.
 

10.jpg
David Samuels ve Cesar Zucco’nun “Partisans, Antipartisans, and Nonpartisans: Voting Behavior in Brazil” adlı çalışması Brezilya sisteminde particilik ve karşıtlığı olgusunu inceliyor. Yazarlara göre önemli sayıda destekçisi olan tek parti olan İşçi Partisi seçmen tercihinin ana düzenleyicisi işlevini görüyor. Bu yüzden siyaset İşçi Partisi taraftarlığı ya da karşıtlığı üzerinden düzenleniyor


Lula, başkanlık ölçümlerinde Bolsonaro'ya göre önde olsa da, "Paraná Pesquisas" ve "CNN/Real Time Big Data" 2021 Mart ayı ölçümleri toplumun yarısından fazlasının Lula'nın siyaset yasağının kaldırılmasına karşı olduğunu gösteriyor. 

Brezilya'da siyaset 1989 seçimlerinden bu yana İşçi Partisi (PT) taraftarlığı "petismo" ya da karşıtlığı "ante petismo" üzerine kurulu. Bu yüzden Bolsonaro'nun 2022'deki performansı iki karşıt cephe arasındaki dengeyi doğru biçimde kurmasına bağlı.

Ordu, bürokrasi ya da elitlerin dizginsiz bir neoliberalizmi temsil eden "Bolsonaroculuk"tan yana bir sıkıntıları yok. Onların sorunu Bolsonaro'nun problemli kişiliği. Fakat kimse henüz İşçi Partisi karşıtı cepheye kimin liderlik edebileceğini bilmiyor. 

"Ante petismo"yu katmazsak Bolsonaro'nun gerçek oyu %20'yi aşmıyor. Şimdi bir de ne Bolsonaro ne de Lula diyen bir %20'lik seçmen kitlesi oluştu. 

Bolsonaro, tarım tekellerine desteği ve bazı neoliberal politikalarını saymazsak özelleştirme ile devlet müdahalesi arasında bir yerde duruyor. Bu arada artan harcamalar ve enflasyon ile işsizliğe hiçbir çözüm üretemedi. 

Şimdi muhtemelen Lula, 2002'de "Brezilya halkına mektup (Carta ao povo brasileiro)"ta yaptığı gibi merkeze doğru bir hamle yaparak piyasaya güven vermek isteyecek.

Hatta iş çevrelerinden önemli bir ismi başkan yardımcısı olarak aday gösterebilir. Bu noktada 2019'da Forbes'in zenginler listesine giren iş insanı kadın Luiza Trajano'nun adı geçiyor. 

Buna ek olarak İşçi Partisi'nin Evangelist kilisesi IURD ile yeniden görüşmelere başladığı biliniyor. Zira Bolsonaro gibi İşçi Partisi de 2002'de iktidara gelirken Evangelist kilisesinin desteğini almıştı.

Ayrıca parlamentoda sol blokları birleştirmeyi hedefleyen Lula uzun süredir iktidardan pay alamayan PSB gibi "ılımlı sol" ya da daha sağda olan PSDB gibi partilere yeniden iktidara dönme umudu vererek destek alabilir. 

Şu an Brezilya, Bolsonaro radikalizmi ile Lula'nın makul ve istikrar yanlısı siyaseti arasına sıkışmış durumda.

Dengenin kimin lehine bozulacağını kısa sürede içinde göreceğiz.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU