Salgının öteki yüzü: Afrika (3)

Ömer Faruk Özbil Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Kovid-19 pandemisi tüm dünyayı derinden etkiledi. Alışkanlıklarımız, işlerimiz, planlarımız hatta hayallerimiz bile değişti. Durum böyleyken Kovid-19 salgınını yalnızca tıbbi yönüyle düşünmek eksik olacaktır. Bu salgını toplumsal, psikolojik ve ekonomik açıdan da değerlendirmek gerekiyor.

Afrika'da Kovid-19 salgınını tüm yönleriyle anlatan bir yazı dizisi kaleme aldım. Dört yazıdan oluşan bu seride birbirinden değerli isimlerle konuşarak Afrika'da salgının etkilerini araştırdım.

Serinin üçüncü yazısında salgının insani yardım çalışmalarına etkilerini araştırdım. İdea Universal Derneği'nin kurucu başkanı Hayri Dağlı ile görüştüm.  


En fazla yoksul ülke Afrika'da bulunuyor
 

1.jpg
Kaynak: Wikipedia

 

Birleşmiş Milletler (BM) her yıl 189 ülkenin verilerini inceleyerek İnsani Gelişim Endeksi'ni hazırlıyor. Bu endeksin 2020 raporuna göre son sırada yine Afrika ülkeleri bulunuyor. Özellikle Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi'ne göre Afrika ülkelerinin hali pek iç açıcı değil. 

Verimli yeraltı kaynakları üzerinde, bereketli topraklarda yaşayan Afrika insanı uzun yıllardan beridir sömürünün de etkisiyle fakirliğin pençesinde kıvranıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

58 ülkeden oluşan koca kıtayı tek bir ülke gibi ele alıp hepsi fakirdir demek doğru olmaz. Zira gelişim ve ekonomik refah bakımından önde gelen birçok Afrika ülkesi bulunuyor. Öte yandan kıta bazlı değerlendirince en fazla yoksul ülke yine Afrika kıtasında bulunuyor. 

Afrika'daki yoksul ülkeler ve halklar için dünyanın birçok yerinde sivil toplum kuruluşları tarafından yardım kampanyaları düzenleniyor ve bunlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor.

Özellikle kıtlık ve susuzluk yaşayan bölgeler için acil koduyla destek gönderiliyor. Bunun son örneği Madagaskar'da yaşandı. Birçok sivil toplum kuruluşu yardım toplayarak bölgeye ulaştırdı.


Kalkınma odaklı yardımlar önem kazandı 
 

2.jpg
Fotoğraf: Anadolu Ajansı

 

Bu acil insani ihtiyaçlar haricinde yoğun olarak gıda yardımı, su kuyusu açılması ve nakdi yardımlar yapılıyor. Öte yandan az sayıda yardım kuruluşu Afrika'da katma değer oluşturacak çalışmalar yapıyor.

Bu kalkınma odaklı yardımların önemi Kovid-19 salgınında bir kez daha anlaşıldı. Uçuşların durduğu, sağlık sisteminin kitlendiği, ekonomik durgunluğun had safhaya ulaştığı salgın sürecinde tabiri caizse herkes kendi derdine düştü.

İhtiyaç sahibi bölgelere düzenli olarak gönderilen yardımlar sekteye uğradı. Önceden zor da olsa bir şekilde ulaşılan bölgelere gitmek olanaksız hale gelince o bölgeler kendi kaderine terk edilmiş oldu.

Kalkınma odaklı yardım yapılan bölgeler salgının bu etkisinden nispeten daha az etkilendi. 


İdea Universal ve inovasyon ödüllü akıllı köyler 

Kalkınma temelli yardım denince akla gelen isimlerin başında Hayri Dağlı var. Sırt çantasıyla çıktığı Afrika seyahatinde gördüklerinden etkilenerek tüm her şeyi geride bırakıp Afrika'ya yerleşmeye karar verdi.

Devamında İdea Universal'ı kurarak kalkınma odaklı birçok başarılı projeye imza attı. Su, gıda ve enerji problemlerini bütüncül biçimde çözen inovasyon ödüllü "Akıllı Köyler" modelini hayata geçirdi.

 

3.jpg
Kaynak: İdea Universal

 

Günde 1,25 doların altında yaşamak zorunda kalan insanlar

Kalkınma odaklı yardım çalışması yapan İdea Universal Derneği'nin kurucusu ve başkanı Hayri Dağlı ile konuştum. Kendisine Kovid-19 salgınının insani yardım çalışmalarına etkisini sordum. Salgın sürecinde normalden farklı olarak ne tür çalışmalar yaptıklarını şöyle açıkladı:

Kovid-19 salgını, bize yürüttüğümüz sürdürülebilir tarım, su ve enerji programlarının dezavantajlı coğrafyalarda yaşayan milyonlarca insan için ne kadar kritik öneme sahip olduğunu bir kez daha gösterdi.

Ellerinizi sık sık yıkayınız ve beslenmenize dikkat ediniz uyarılarının bu coğrafyalarda günde 1.25 doların altında yaşamak zorunda kalan insanlar için karşılığının olmadığını zaten biliyorduk.

Çünkü bırakın elleri yıkamayı ve iyi beslenmeyi, temiz içme suyuna ve o gün yatağa tok girmelerini sağlayacak temel gıdaya erişmek bile 700 milyon insan için hayalden öteye geçmiyor.

Salgın, iklim krizi ile birleşerek temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insan sayısını daha da artırdı. Bugün Madagaskar'da küçük çaplı çiftçilik yaparak yaşamını sürdürmeye çalışan 1 milyon insan 3 yıldır devam eden kuraklık yüzünden termit ve çamur yiyerek hayatta kalmaya çalışıyor.  

 

4.jpg
Fotoğraf: UNICEF

 

Sürdürülebilir tarım eğitimleri

IDEA Universal Derneği olarak salgın sürecinde sürdürülebilir tarım ve su projelerimizin sayısını artırdık. Tohum bankacılığı ve sürdürülebilir tarım eğitimlerini Tanzanya, Madagaskar, Senegal ve Gambiya'da hayata geçirdik.  Hijyen kitleri, hijyen eğitimleri, sabun yapımı eğitimleri başlattık.


Hayri Bey, Kovid-19 önlemleri kapsamında birçok ülkenin sınırlarını kapattığından ve kendi ekiplerinin özel izinler alarak çalışmalara devam ettiğinden söz etti. Kaynak geliştirme sürecinde zorluklar yaşasalar da 200 bin insana ulaştıklarını belirtti. 
 

5.jpg
Fotoğraf: İdea Universal

 

Hayri Dağlı'nın değindiği bir diğer önemli husus tarımsal girdilerde tedarik zincirlerinin bozulması ve gıda fiyatlarının artışıydı. Salgının etkisiyle bu durum daha da belirgin hale gelerek yoksullaşan dezavantajlı Afrika halklarını zor durumda bıraktı. 


Doğru ve sürdürülebilir bir yaklaşım

Hayri Bey'e salgın sonrası bizi nasıl bir Afrika bekliyor diye sordum:

Sahraaltı Afrika'da bugün itibariyle hala aşılamanın başlamadığı birçok ülke mevcut. Üstelik bu ülkeler düşük test oranına rağmen yeni vakaların yüksek olduğu ülkeler. Gelişmiş ülkeler harekete geçmezse Afrika'da salgının boyutları daha da yıkıcı olabilir. Onlarca yıldır tifo, kolera, ebola gibi hastalıklarla mücadele eden kıtanın destek olmadan bu yeni ve yıkıcı Kovid-19 dalgasıyla mücadele etme gücü yok. 
 

6.jpg
Fotoğraf: www.fao.com

 

Sahra altı Afrika'da doğru ve sürdürülebilir bir yaklaşımla temel ihtiyaçları yani su, açlık ve aşırı yoksulluk problemini çözdüğümüzde, yolsuzluk ve rüşvet ile mücadeleyi devam ettirdiğimizde kıtanın genç nüfusuyla yükselen yıldız olmasına şahit olabiliriz. Halihazırda birçok Afrika ülkesi, dünyada ekonomisi en hızlı gelişen ülkeler arasına girmekte. 


"Bu modelin sürdürülemez olduğunu gösterdi"

Kovid-19 salgını Afrika için mevcut düzenin çok da sağlıklı olmadığını ve gözden geçirilmesi gerektiğini bizlere gösterdi. Serinin ikinci yazısında görüştüğüm Cape Town Üniversitesi'nden Dr. Faisal Garba'nın dediği gibi:

Afrika, pandemi devam ederken iş kayıplarından ve zayıflayan sağlık sisteminden dolayı olumsuz etkilenecek. Ama kendi kendine yeterliliğe yönelik cesur bir yerel seferberlik söz konusu olacaktır. Ayrıca özerk bir kalkınma planının ortaya çıkabileceğini düşünüyorum. Kovid-19 salgını, halihazırda uygulanan bu modelin sürdürülemez olduğunu gösterdi. 


"Dünyanın geri kalanından destek görmedik"

Dr. Faisal Garba'nın bu sözlerini destekler nitelikte bir görüşü sizinle paylaşmak istiyorum. Kovid-19'un Afrika'ya etkilerini araştırırken Afrika'nın en küçük ülkelerinden olan ve henüz dünyanın birçoğu tarafından resmi olarak tanınmayan Somaliland'dan bir yetkili ile görüştüm.

Kovid-19 sürecinde dış dünyadan izole şekilde mücadele eden Somaliland, yerel topluluk içerisindeki destekler haricinde dış dünyadan destek görmedi.

Somaliland Sağlık Bakanlığından Dr. Abdiwahab Nakruma'ya bu süreçte yaşadıklarını sordum. Kovid-19'un en bariz etkilerini görmek adına Sayın Nakruma'nın söyledikleri oldukça önemli:

Somaliland, hükümet ve diğer yerel paydaşlar tarafından toplanan 4 milyon dolar civarında bir protokol bütçesi hazırladı. Dünyanın geri kalanıyla benzer şekilde kısıtlamalar getirildi ve izolasyon tedbirleri alındı. Somaliland'ın Afrika Boynuzu'nda resmi olarak tanınmayan bir ülke olması ekonomik kalkınmayı zorlaştırdı. Diplomatik izolasyona ve sağlık sisteminin geri kalmasına yol açtı.
 

7.jpg
Kaynak: www. kgmhykng.com

 

Bağımsızlıktan bu yana, Somaliland kendisini nispeten güvenli ve barışçıl bir ortamda devlet kurma sürecine adamıştır. 1990'ların başından bu yana birçok cephede kayda değer ilerleme kaydedildi. Ama her şeye rağmen kendi kendine destek dışında dünyanın geri kalanından herhangi bir destek görmedik.


Dr. Abdiwahab Nakruma'nın söyledikleri Afrika ülkelerinin kendi kendine yetme ve yerel seferberlikler oluşturarak kalkınma planı oluşturması açısından oldukça önemli. 

Başta insani yardım çalışmaları olmak üzere, Afrika'ya dair tüm çalışma ve politikalarımızı gözden geçirmek zorundayız. Zira mevcut politika ve yaklaşımların etkisiz kaldığına şahitlik ediyoruz. 


Kovid-19'un Afrika'ya ekonomik etkileri

Bu yazıda Kovid-19'un Afrika'ya etkilerini insani yardım çalışmaları açısından ele aldım. 

Serinin dördüncü ve son yazısında Kovid-19 salgının Afrika'ya ekonomik yönden etkilerini işleyeceğim. Uganda Makarere Üniversitesi Ekonomi Bölümünden Dr. Aisha Nanyiti ile görüştüm. Kapsamlı bir yazı sizleri bekliyor.

Kalın sağlıcakla. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU