Trump, Biden tarafından kapatılan bir üs üzerinden Afganistan'a dönmeyi planlıyor!

"Amerikalıların Bagram Hava Üssü'ne dönüşü yalnızca bir Afgan iç meselesi olmaktan çıkarak, 21'inci yüzyılda büyük güçlerin güç dengesi üzerindeki mücadelesinde yeni bir sayfaya dönüştürüyor"

Fotoğraf: Al Jazeera

ABD'nin 2021'de Afganistan'dan kaotik bir şekilde çekilmesinden bu yana Bagram Hava Üssü, Washington ve diğer Batı başkentlerinde amansız bir tartışmanın konusu olmaya devam ediyor.

1950'lerde Sovyetler tarafından inşa edilen ve daha sonra 20 yıllık savaş boyunca en büyük ABD askeri üssüne dönüştürülen bu üs, ABD Başkanı Donald Trump'ın üssü Taliban'dan geri almak istediğini açıklamasının ardından bugün yeniden tartışmaların ön saflarında.

Trump, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile Londra'nın kuzeybatısındaki Chequers'ta düzenlediği ortak basın toplantısında, yönetiminin üssün ABD kontrolüne geri dönmesi için Taliban ile temas halinde olduğunu ima etti.

Trump, üssün “dünyanın en büyük üslerinden biri” olmaya devam ettiğini vurgulayarak, stratejik öneminin Çin sınırına yakınlığında yattığını vurguladı.

Bu, Trump'ın söylemlerinde yeni bir gelişme değil; seçim kampanyasından itibaren, selefi Joe Biden'ın Bagram Hava Üssü'nü stratejik bir koz olarak elinde tutmadan Afganistan'dan çekilme kararını defalarca eleştirdi.

Hatta çekilmenin Amerikan silahlarını ve üslerini “bedava bir hediye” olarak Taliban'ın eline bıraktığını söyleyecek kadar ileri gitti.

Ancak bu seferki açıklaması, olası bir Amerikan konuşlanması konusunda Taliban ile görüşmelerin sürdüğüne dair ilk duyuruydu.

ABD'nin, niteliğini açıklamadan, Taliban'ı kabul etmeye zorlayabilecek kozları olduğunu da belirtti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bagram Hava Üssü'nün önemi Afganistan'ın ötesine uzanıyor.

Üs, Sincan'daki nükleer deneme sahası da dahil olmak üzere Çin'in hassas bölgelerine yaklaşık bir saatlik uçuş mesafesinde bulunuyor ve bu da Washington'a benzeri görülmemiş bir gözetleme kabiliyeti sunuyor.

Trump'ın açıklamalarını ele alan Batılı makaleler, üssü geri alma arzusunu doğrudan Çin'i Amerikan gözetimi altında tutma çabalarıyla ilişkilendirdi.

Bagram Hava Üssü, yalnızca dev bombardıman uçaklarına ev sahipliği yapmak için tasarlanmış 3,6 kilometrelik bir pist değil.

20 yıl boyunca, bölgedeki Amerikan komuta ve kontrol merkezi, hava ve lojistik operasyonlarında uzun kolu oldu.

Ancak, iktidara dönüşünden bu yana uluslararası izolasyonunu kırmaya ve kendisine uygulanan yaptırımları hafifletmeye çalışan Taliban, bu fikri açık bir şekilde hemen reddetti.

Sözcüsü Zabihullah Mücahid, Bagram Hava Üssü'nün tamamen Afgan kontrolü altında olduğunu vurgularken, bir bakan yardımcısı, Amerikalılara Bagram Hava Üssü kapılarında yaşadıkları yenilgiyi hatırlatan bir şiiri X platformundan paylaştı.

Ama aynı zamanda, Taliban kapıyı tamamen de kapatmadı; diğer yetkililer, doğrudan bir askeri dönüş olmaksızın, ortak çıkarlara dayalı olarak Washington ile siyasi veya ekonomik bir ilişki kurma olasılığının sinyalini verdiler.

Bu ikili duruş, Taliban'ın ekonomik kaynaklara ve yabancı yatırıma olan acil ihtiyacını yansıtırken, yeni bir yabancı askeri varlığı kabul etmediğini ve etmeyeceğini de gösteriyor.

 ABD'deki medya sızıntıları, Trump yönetiminin aylardır üssün kontrolünü geri alma senaryolarını müzakere işaret ediyor.

Bazı kaynaklar, birden fazla hedeften bahsediyorlar; Bagram Hava Üssü'nü Çin'i izlemek için bir odak noktası ve Afganistan'da IŞİD ile mücadele için potansiyel bir merkez olarak kullanmak ve buna ilave olarak, nadir toprak elementleri ve teknolojik endüstrilerde kullanılan bileşenler de dahil olmak üzere Afgan dağlarının zengin doğal kaynaklarına erişim arzusu.

Müzakereler başarılı olursa, Kabil'de bir ABD diplomatik misyonunun yeniden açılması bile bir olasılık olarak ortaya atıldı.
 


Ancak, bu hesaplar temel bir siyasi engelle karşı karşıya: Trump'ın 2020'de Taliban ile imzaladığı ve ABD güçlerinin tamamen geri çekilmesini öngören anlaşma.

Bu, yeni güçlerin yeniden konuşlandırılmasının, önceki taahhütlerden bir geri adım atma olarak görüleceği anlamına geliyor ve bu da Washington'u müttefikleri nezdinde zor durumda bırakabilir.

Buna ilaveten, böyle bir hamle Pekin ve Moskova tarafından Çin'i kuşatma ve sınırları yakınındaki ABD varlığını güçlendirme yönünde doğrudan bir girişim olarak algılanacak ve uluslararası gerginliği tırmandırma tehdidi oluşturacaktır.

Batılı müttefiklerin tutumu ise endişeyle doluydu.

Trump'ın Starmer ile yaptığı görüşmede Çin hakkındaki açıklamaları, Avrupalıların Afganistan meselesinin Washington ile Pekin arasında yeni bir çatışma alanı haline gelmesinden korkması nedeniyle bir uyarı işareti olarak görüldü.

Ukrayna'daki savaşın bir sonucu olarak büyük ekonomik etkilere hazırlanan yaşlı kıta, Orta Asya'daki herhangi bir yeni gerilim artışının piyasalardaki çalkantıyı daha da kötüleştirebileceğine ve Batı koordinasyonunu zayıflatabileceğine inanıyor.

Amerikan açıklamaları siyasi mesajlar çerçevesinde kalırken, Savunma Bakanlığı'nın Afganistan'da gerçek bir yeniden konumlandırma planının varlığını doğrulamadan, yalnızca “dünya genelindeki olası yanıt senaryolarını” sürekli olarak gözden geçirdiğini belirtmesi dikkat çekiciydi.

Ancak, Bagram hakkındaki tartışmanın yeniden canlanması bile, Washington'un çekilmenin zorlukları çözmediği, aksine stratejik rakiplere kapı açtığının farkında olduğunu gösteriyor.

Bagram bugün karmaşık bir üçgenin tam ortasında duruyor; tarihi bir zafer olarak gördüğü şeyden ödün vermeden meşruiyet ve ekonomik kazanımlar arayan Taliban; Çin'e karşı stratejik bir kayıp olarak gördüğü şeyi telafi etmeye çalışan Washington; bölgenin yeni bir nüfuz mücadelesine sürüklenebileceğinden korkarak durumu temkinle izleyen Batılı müttefikler.

Arka planda ise, nükleer cephaneliğini geliştirmeye ve Orta Asya'daki yatırımlarını artırmaya devam eden Çin yer alıyor.

Bu durum, Amerikalıların Bagram Hava Üssü'ne dönüşünü yalnızca bir Afgan iç meselesi olmaktan çıkarıp, 21'inci yüzyılda büyük güçlerin güç dengesi üzerindeki mücadelesinde yeni bir sayfaya dönüştürüyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU