"Sadakate göre değil, liyakate göre gelecek inşa edilebilen bir Türkiye hayal ediyorlar"

Canan Duman, Independent Türkçe için Universum, Türkiye Lideri, kuşak araştırmacısı Evrim Kuran ile Z kuşağının ihtiyaçlarını ve gelecekten beklentilerini konuştu

En son gerçekleştirilen ABD başkanlık seçimi, gençlerin en yüksek katılım oranı sağladığı seçim sayıldı. 18-24 yaş grubu seçmenin yüzde 65'i Biden'a, yüzde 35'i Trump'a oy verdi. Z kuşağı, bu seçimde sonucu değiştirecek önemli bir rol oynadı. 

83 milyonluk Türkiye nüfusunun yüzde 30'u Z kuşağı. Bir başka deyişle ülkemizde 25 milyondan fazla 20 yaş ve altında birey bulunuyor. 2023 seçimlerinde toplam 7,7 milyon Z kuşağının oy kullanması bekleniyor. Bu nedenle Z kuşağı, Türkiye siyaseti açısından da önemli bir potansiyel oluşturuyor.

Güçleri ise sadece sayılardan gelmiyor. Çünkü önümüzdeki 10 yıl boyunca ekonomiye ve siyasete damga vurmaları bekleniyor. Z kuşağı bugünü ve geleceği şekillendiriyor.

Kendilerini zorlu bir dünyayla yüzleşmeye hazırlayan kuşağın sorunları, ihtiyaçları ne yazık ki kime oy verecekleri kadar önemsenmiyor. Onları neyin motive ettiğini araştıran ve elde tutma stratejileri oluşturanların, Z kuşağı ile ilgili çalışmaları seçim olmadan da yapmaları isteniyor. 

Evrim Kuran Danışmanlık Kurucusu, Universum, Türkiye Lideri, kuşak araştırmacısı Evrim Kuran ile Z kuşağının ihtiyaçlarını ve gelecekten beklentilerini konuştuk. 
 

EVRİM KURAN (2).jpg
Kuşak araştırmacısı Evrim Kuran

 

"Z kuşağı siyasetin yıkıcı, ayrıştırıcı, köhneleşmiş dilinden çok rahatsız"

- Z kuşağı, Türkiye siyaseti açısından oldukça önemli potansiyele sahip. Partiler 2023 seçimlerinde oy kullanacak gençlere yönelik yeni dönem yol haritalarını belirlemeye çalışıyor. Eski Türkiye'yi tanımayan bu kuşağa partilerin kendilerine oy vermesi gerektiğini nasıl anlatmaları gerekiyor? Bir müzikle, bir sözle, bir liderle, hediye internetle ikna olacak bir kuşak mı? Siyasiler bu kuşağı karşılarına değil yanlarına almak için neler yapmalılar?  

2023 seçimlerinde toplam oy kullanacak seçmen sayısı 7,7 milyon. Bunların 6,4 milyonu ise ilk kez sandığa gitme hakkına sahip olacak.

Bunlar elbette siyasi partiler için iştah kabartan rakamlar. Kuşağa öncelikle aktif vatandaşlığı ve oy vermenin hakkımız ve ödevimiz olduğunu anlatmak gerekiyor.

Çünkü genel itibariyle umudu kırık bir kuşak; bu kuşağa demokrasinin, egemenliğin halka ait yönetim biçimi olduğunun anlatılması gerek.

Eksikliğini hissettikleri ve kapsamlı araştırmalarımızda vurguladıkları liyakat meselesinin ancak bu biçimde teminat altına alınabileceğinin anlatılması gerek.

Bunu anlatmanın yolu ne çizgi film yapmak ne Twitter'da şaka yapmak ne de hediyeler vadetmek. Her şeyden önce partizan bir gençlik olmadıklarını hatırlamak ve ayrıştırıcı değil birleştirici bir tutum takınmak kıymetli.

Z kuşağı siyasetin yıkıcı, ayrıştırıcı, köhneleşmiş dilinden çok rahatsız. Sahici, samimi ve kutuplaştırmayan, birleştiren bir söyleme ihtiyaçları var. 
 

Financial Poise.jpg
Fotoğraf: Financial Poise

 

- Siyasilerin ilk defa seçmen tehdidiyle karşı karşıya kaldığını, Z kuşağından korktuğunu söyleyebilir miyiz? En kararlı kararsızlar mı?

Metropoll Araştırma'nın dikkat çekici güncel bir verisi var. 24 Haziran 2018 seçimine yaşı tutmadığı için oy kullanamayan seçmenlerin; yani Z kuşağının yüzde 33,5'i ana muhalefet partisini tercih ediyor.

Araştırmaya göre ikinci sırada yüzde 24 ile iktidar partisi geliyor. Oranlara ittifak içindeki diğer partilerin ve kararsızların yüzdeleri de eklenince fark biraz daha açılıyor.

Araştırma kararsız Z kuşağını yüzde 8,9 olarak işaret ediyor. Kanımca önümüzdeki seçimlerde ilk kez oy kullanacak kararsız Z kuşağı oranı yüzde 10'un üzerinde.

Bu bir seçimin kaderini değiştirebilecek bir oran. Siyasi partiler bunu bir tehdit olarak da alabilir; kendilerine çeki düzen vermek için bir fırsat olarak da. 


"Motivasyonları Biden'a oy vermek değil, Trump'a oy vermemekti"

- Donald Trump'ın yeniden başkan seçilememesinde etkili oldular mı? 

2020 ABD seçimlerinde bir sandığa gitme rekoru kırıldı. Bu rekorun içinde gençliğin çok anlamlı bir payı var. İlk kez bu kadar çok genç seçmen ABD'de sandığa gitti.

Joe Biden en çok oyu 18-24 yaş arası seçmenden aldı. 18-24 yaş grubu seçmenin yüzde 65'i Biden'a, yüzde 35'i Trump'a oy verdi.

Aslında motivasyon Biden'a oy vermek değil, Trump'a oy vermemekti. Burada önemli bir nokta da şu: Biden'a oy veren 18-24 yaş arası seçmenin ezici çoğunluğunu siyah ve Latin seçmenler yani "ötekiler" oluşturuyordu.

18-24 yaş arası beyaz Amerikalının yüzde 53'ü Trump'ı seçti. Yani gençler, "eşitlik ve hakkaniyet adına bir meselemiz var ve bunun dile getirilmesini istiyoruz" dediler; dünyanın her yerinde olduğu gibi. 


"Gümbür gümbür gelemiyorlar; ama gümbür gümbür gelebilecek kabiliyetleri ve çoğunlukları var"

- Türkiye'de her kesimden insan Z kuşağını konuşuyor. Gün geçmiyor ki Z kuşağıyla ilgili bir açıklamayla karşılaşmayalım. Bir kuşak araştırmacısı olarak yapılan değerlendirmeleri nasıl karşılıyorsunuz? Z kuşağı hakkında söylenenlerin bilimsel dayanağı var mı? 

Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda araştırma şirketinin çalışmalarını değerli buluyorum. Bunun dışında her kafadan bir ses çıkıyor ve kuşağa dair varsayımlar, şehir efsaneleri, yanlılıklar çok fazla. Yapılan değerlendirmelerin epey bir kısmını trajikomik buluyorum. 
 

AA.jpg
Fotoğraf: AA

 

- Gümbür gümbür geliyorlar mı yoksa abartılıyorlar mı? 

Gümbür gümbür gelemiyorlar; ama gümbür gümbür gelebilecek kabiliyetleri ve çoğunlukları var. Ülkece gençlere alan açmadığımız için bunu görmemiz pek mümkün olamıyor.

Ben bu sorunuza gümbür gümbür gidiyorlar diyebilirim, zira azımsanmayacak ölçüde genç beyin göçü veriyoruz. Abartılıyorlar mı? Türkiye'de ne abartılmıyor ki?..


"Sadakate göre değil liyakate göre gelecek inşa edilebilen bir Türkiye hayal ediyorlar"

- Hangi partiye oy verecekleri önemli olmasaydı bu kadar konuşulacaklar mıydı? Sorunları, ihtiyaçları kime oy verecekleri kadar önemseniyor mu? En çok ne konuşuyorlar? Nasıl bir Türkiye hayal ediyorlar? 

Seçim atmosferine girmemiş olsaydık bu kadar konuşulmayacaklardı tabi. Şu anda da sadece sayıları konuşuluyor. Gerçek dertleri, gereksinimleri konuşulmuyor.

Z kuşağı ne istiyor? En çok neyi dile getiriyor? Eşitlik, adalet, hakkaniyet, özgürlük. Genç kadınların sokaklarında rahat dolaşabildiği bir Türkiye, sadakate göre değil liyakate göre gelecek inşa edilebilen bir Türkiye hayal ediyorlar. 
 

Pixabay.jpg
Fotoğraf: Pixabay

 

"Türkiye'de gençlerin sadece işsizlik değil, mesleksizlik sorunu var"

OECD Bir Bakışta Eğitim 2020 raporuna göre Türkiye'nin 15-29 yaş gençlerinde NEET oranı yüzde 28,8 oldu. 20-24 yaş gençlerinde de yüzde 33,3 oranla NEET'te zirvedeyiz. OECD şampiyonuyuz. NEET gençliğinin görünür kılınması için ne yapmalıyız? Türkiye'de NEET oranı indirilebilirse Türkiye ekonomisi ek bir değer yaratılabilir mi?

Gençlerin zamanı ve becerileri kullanılmadan ziyan edildiği için yüksek NEET oranları ülke ekonomisi için ciddi bir dezavantajdır.

Ayrıca araştırmaların ortaya koyduğu önemli bir bulgu var: NEET gençliği yani ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin yaşam memnuniyeti seviyesi düşüktür (NEET'in yüzde 22'sinin yaşamlarından memnun olmadığı ölçülmekte) ve politika ile de daha az ilgilidirler.

Yani NEET gençleri inaktif vatandaşlardır. NEET olma süreleri uzadıkça da sosyal uyumsuzluk, izolasyon ve güven kaybı gibi sonuçlar doğurur.

NEET'in önüne geçmek için yapılabilecek pek çok şey var. Öncelikle eğitimi erken terk etme gibi bir sorun var ülkemizde ve bu NEET'i tetikliyor.

Türkiye eğitimi erken bırakma istatistiklerinde OECD'nin 4 dikkat çekici ülkesinden biri (Diğerleri İtalya, Portekiz ve İspanya).

Türkiye'nin NEET şampiyonluğunun bence en önemli nedeni, meslek eğitiminde geldiğimiz nokta. Meslek liselerinin etkinleşmesi çok kritik. Türkiye'de gençlerin sadece işsizlik değil, mesleksizlik sorunu olduğunu da düşünüyorum. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU