Libya, Muammer Kaddafi'nin devrilmesinden 10 yıl sonra hâlâ istikrar arıyor

Seçimlere giden bir yol açmaya çalışan yeni geçici hükümet, çatışmayla kuşatılmış bir ülkeyi birleştirmeye yönelik son girişimin işareti

Cenevre'deki son görüşmeler ileriye yönelik bir adım (Reuters)

40 yıl süren diktatörlüğün ardından özgür ve demokratik bir gelecek açıklamalarının ortasında Muammer Kaddafi'nin devrilmesine yol açan devrimin 10. yıldönümünde, Libya'da birleşik bir hükümet kurma çabaları bir kez daha başladı.

Sonrasındaki çatışma yıllarında ulusal bir yönetim kurmak için o zamandan beri muhtelif girişimlerde bulunuldu ve bu yeni yönetimin de yıl sonunda yapılacak seçimlere kadar süreceği kesin değil. Fakat söylendiğine göre bu hamle, birçok rakip grup tarafından kabul edildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Düzinelerce aşiret önde geleni, sivil toplum aktivisti ve akademisyen, kabinenin kurulmasıyla devam edecek süreci başlatmak için geçen haftanın sonunda Bingazi'de geçici yönetimin başkanı Muhammed Yunus el Menfi'yle görüştü. Abdulhamid Dibeybe geçici başbakan olarak atandı.

Kaddafi'ye yönelik ayaklanma esnasında, ülkenin Arap Baharı türbülansından refahla desteklenecek istikrar ve uyumla çıkması için diğer ülkelerden daha iyi bir konumda olduğuna dair güçlü bir görüş vardı.

İsyanın ilk günlerinde Bingazi'de konuştuğum avukat ve insan hakları savunucusu Salwa Bugaighis, "Sadece Sünnilerin değil Malikilerin de bulunduğu yalnızca 6 milyonluk bir nüfusa sahibiz. Topluluklar birbirleriyle geçiniyor, halk aşırılık yanlısı değil ve petrolümüz var" demişti.

Petrolün pek çok ülke için bir lanet olduğunu biliyorum ama burada sivil kuruluşlar inşa etmeye ve halkı güçlendirmeye yardımcı olacak.

Değişim beklentilerinin yanı sıra, aktivistler arasında dış etkiyle devrimin yurtdışındaki güçlerce gasp edileceğine dair ihtiyat da vardı. Bingazi'nin dört bir yanındaki afişlerde "Dış müdahaleye hayır, Libyalılar bunu tek başına yapabilir" beyanı yer alıyordu.

Rejim güçleri protestoları bastırınca Libya'nın bunu tek başına yapamayabileceği kabullenildi ve büyük bir çaresizlikle dış yardıma ihtiyaç duyuldu. Bu yardım, NATO'nun hava harekatı şeklinde geldi ve rejimin yenilgisinde etkili oldu. Fakat o zaman bile, muhalefetin önerisi savaş sona erince Libya'nın geleceğine Libyalıların kendilerinin karar vereceği yönündeydi.

Ağır silahlı milisler derebeylikler kurunca ve İslamcı aşırılık büyümeye başlayınca, ölümcül şiddete doğru düşüş ani oldu. Devrimin ilk günlerinde öne çıkan isimlerden bazıları ülkeden kaçmak zorunda bırakıldı. 2014'te Libya'nın Kaddafi sonrası dönemdeki ikinci seçim gününde evinde vurulan Bugaighis'in de aralarında olduğu bazı kişiler öldürüldü.

Bugaighis ve eşi, geçmişte oğullarını kaçırma girişiminde bulunulmasından sonra onu yaşamak üzere Ürdün'e götürmüştü. Bugaighis'in ablası İman bana, "Seçimde oy kullanmak için Bingazi'ye döndü ve ertesi akşam onu öldürdüler. Yani bu fırsat için hazırlıklıydılar. Tehdit edilmişti ama oy kullanmakta kararlıydı ve biri onu nasıl durdurabilirdi ki?" demişti.

O dönemde dış müdahale suçlamaları uzun süredir mevcuttu. Bu, 2012'de Kaddafi'den sonraki ilk seçimde zaten tartışmalı bir konu haline gelmişti. Örneğin bir zamanlar Britanya istihbaratının yardımıyla Kaddafi'nin eline teslim edilen önde gelen isyancı komutan Abdülhakim Belhac, Katar'a bağımlı olmakla suçlandı.

Bingazi'deki bir grup öğrenci, Belhac'ın büyük ölçüde Katar'ın avcunun içinde olduğuna, kampanyasındaki renklerin bile Katar Havayolları'nınkiyle aynı olduğuna dair beni inandırmaya çalışmıştı. Aslına bakılırsa tonlarda bariz bir fark vardı. Ama muhalifleri, İslamcıların gerçek renklerini gördüklerine emindi ve onu durdurmaya kararlıydı.
 


Dış güçler sonraki birkaç yıl içinde Libya'ya tüm güçleriyle girerken, ülke iki siyasi iktidar merkezine bölündü. Bu merkezlerden biri General Halife Hafter'in Libya Ulusal Ordusu (LUO) tarafından destekleniyor ve doğuda konumlandı. Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) olarak bilinen diğeriyse batıda, başkent Trablus'ta. Rus özel askeri şirketi Wagner Grubu, ülkede Hafter'in ordusuyla birlikte savaşıyor (Kremlin, Wagner'le ilgili herhangi bir devlet bağlantısını reddediyor). Moskova'nın yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır ve Fransa da Kaddafi'nin ordusunun eski komutanını destekliyor. Başlıca rakibi olan, Birleşmiş Milletler'in (BM) tanıdığı UMH de İtalya ve Türkiye'nin desteğine sahip.

Yeni geçici hükümetin kuruluşu, arka planda yabancı güçlerin manevralarıyla yurtdışında gerçekleşti. Rusya, hükümetin İçişleri Bakanı Fethi Başağa ve Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih tarafından yönetilmesi için Türkiye ve Mısır'la anlaşma yaptığına inanıyordu.

Rus yetkililer, liderler olarak bu isimler yerine Menfi'yle Dibeybe'nin ortaya çıkmasını ABD'nin manipüle ettiğini düşünüyor. Fakat Moskova'nın bu konuda Başkan Joe Biden yönetimine karşı çıkmak istemediği düşünülüyor. Rusya beklemeye ve son siyasi yol haritasının, ülkede uygulanan diğer pek çoğu gibi bocalayıp bocalamayacağını görmeye hazırlanıyor. Libyalı siyasetçilerin Moskova'ya yaptığı ziyaret telaşına bakılırsa, Rusya her halükarda geçici kabinede iyi temsil edilecek.

Hafter, geçici başkan Menfi'yle görüştü ve barış sürecine kamuoyu önünde destek vermek istedi. Kaddafi ordusunun eski askeri bir zamanlar Libya'nın yükselen lideri olarak görülüyor, bu yüzden Arap Baharı devletlerinde Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi gibi iktidara geri dönen diktatörler modelinin takip edileceği düşünülüyordu.

Ancak Hafter'in şansı, iki yıl önce reklamı çokça yapılan bir saldırıda başkent Trablus'u ele geçiremeyip sonrasında önemli miktarda toprak kaybedince kısmen azaldı. İddialara göre Hafter, bu sefer de liman kenti Misrata'ya başka bir saldırı düzenlemek istediyse de bu Moskova tarafından kesin bir şekilde reddedildi.

Bu arada Kaddafi ailesi, kuzey Afrika ve Ortadoğu'ya dağılmış durumda. Albayın varisi olarak görülen oğlu Seyfülislam Kaddafi, devrimden sonra eskiden zafer selamı vermek için kullandığı iki parmağını kestikleri iddia edilen isyancılar tarafından yakalandı. Seyfülislam, 2017'de Zintan'daki hapishaneden serbest bırakıldı. Zintan'daki yetkililer, Seyfülislam'ı onun için tutuklama kararı çıkaran Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin nezaretine göndermeyi reddetti.

Seyfülislam Kaddafi, devlet başkanlığına aday olacağını ilan etti. İddiaya göre sızan belgeler, Rus Wagner Grubu'nun kendisini aktif olarak desteklediğini gösteriyordu. Ona strateji için bir PowerPoint önerisi sunmuş ve babasının dünya görüşünü yaymak için kullanılan Jamahiriya TV'yi yeniden açarak kanalı aralıklı olarak yayın yaptığı Kahire'ye taşımışlardı.

Şirket ayrıca Seyfülislam ve Hafter'i destekleyen bir düzine Facebook grubu kurdu. Fakat sızdırılan belgeler, "kendi önemine dair yanlış bir algıya sahip" olduğu ve herhangi bir projenin işe yaraması için özenle takip edilmesi gerektiği iddiasıyla Seyfülislam Kaddafi'yi de eleştiriyordu.

Seyfülislam'ın Kahire'de Mısırlı yetkililerle görüştüğüne dair haberler çıktı. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'yi "ülkesini kurtardığı için" sık sık övmüştü. Ayrıca Libya'daki "yapıcı" rolü sebebiyle Suudi Arabistan'a da defalarca teşekkür etti.

Geliştirilen uluslararası desteğin Muammer Kaddafi'nin oğlunun güç kazanma girişiminde bulunmasına yol açıp açmayacağı zamanla görülecek; ama 17 Şubat devriminde gelişen tüm olayların sonuçları Libya'da hâlâ oyunun içinde.



independent.co.uk/independentpremium/voices

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU