Türk futbolu plan değil, kurtarıcı seviyor

Okan Can Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: TRT Haber

Türkiye'de futbol, uzun süredir halktan, sokaktan ve gerçeklikten kopuk oynanıyor.

Taraftarların heyecanlanmaya çalıştığı, spor medyasının ise kendi ratingi için konuştuğu futbol, rekabet ve değer yaratmayan bir gösteri olarak sunuluyor.

Başarının, paylaşılmadan kişilerde kaldığı, her takımın bir kurtarıcıyı kutsallaştırdığı, ortak bir aklın olmadığı ve hataların sahipsiz kaldığı bir oyun Türkiye'de futbol.  

Bununla beraber, kulüplerde yönetimlerin ve teknik ekiplerin yarattığı bir istikrar ya da bir planlama, henüz görülmüş değil.

Sezona başlayan takımların, olası kriz zamanlarında bir planlarının olmadığını da geçmiş sezonlarda görüldü.

Mesela, geçen yılın en iyi oyunlarından birini oynayan, şampiyonluk yolunda oldukça iddialı ve yüksek sesle şampiyonluk kovalıyordu Trabzonspor.

Fakat planlaması olmaması ve yanlış kararlar ile 10 ayda 3 teknik adam değiştirdi ve dramatik bir şekilde 2 yıl kaybetti.

Yine geçen yılın başında, Falcao transferi ile camiada müthiş bir heyecan ve mutluluk yaşayan ve Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkmayı hedefleyen Galatasaray'daki başarısızlık da, sürdürülebilir bir planı olmadığından geldi aslında.

Bunun yanında sezon başında şampiyonluk yolunda oyunu en iyi oynayan takım olarak gösterilen Galatasaray'ın, son haftalardaki kötü oyunu ve yönetim sorunları da sportif bir devamlılığın olmadığını gösteriyor.

Bu arada, başarıyı Fatih Terim'e, başarısızlığı yönetime ve futbolculara yazan spor medyası, kişileri kutsallaştırarak, konuların teknik tartışmalar dışında kalmasını sağlıyor.

Benzer şekilde, tek sezon da 18 transfer ile Fenerbahçe'yi başarılı bulan ve Emre Belözoğlu'nun sportif direktörlüğünü başladığı andan itibaren başarı hikâyesine dönüştüren spor medyası, transferler ile yorumluyor futbolu.

Beşiktaş'ta ise; bir enkazın üzerine yönetime gelen Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, enkazın oluşmasına sebep olan geçmiş yönetimi sorgulamadan, acil butonuna basıp Sergen Yalçın ile günü kurtardı.

Böylelikle, bir planlama ve sportif bir akıl olmadan, geçmişi umursamadan, Beşiktaş'ın geleceği de riske atılmış oldu.
 


Avrupa'nın en yaşlı ilk 20 takımın 9'u Türk takımları

Mevcut futbol sisteminde başarılar, günlük, haftalık, aylık olarak değişkenlik gösteriyor. Dünün başarısızı bugünün başarılısı, bugünün başarılısı ise geleceğin kaybedeni oluyor.

Seyirciye sürekli kendi gündemini anlatan spor medyasının bir bölümü de kendine bir konfor alanı yaratıyor.

Bununla beraber tartışılan ve konuşulan konular futbolunun finansmanını yapan seyirciyi oyalamaya dönük olsa da, rakamlar bazı gerçekleri değiştirmiyor.

Uluslararası Futbol Araştırmaları Merkezi CİES'e göre; Avrupa Liglerinde geçen yıl sahaya çıkan en yaşlı 20 takımın 9'u Türk takımları.

Yine geçen yıl Avrupa'da, kadrosunda en çok yabancı oyuncu ile sahaya çıkan takımlar içinde Galatasaray yüzde 88 ile 5'inci sırada.

Geçen yıl kadrolarında altyapıdan oyuncu oynatan takımlar içinde Türk takımları, sıralamada sonlarda.

Bu alanda kadrolarının yüzde 18'i altyapıdan gelen oyunculardan oluşan Trabzonspor diğerlerinden ayrılsa da, Avrupa'daki istatistiklerde altyapısız futbol ülkesi olarak görünüyor Türkiye.

Gerçeklerle arasındaki mesafe artıyor futbolda. Avrupa futbolu ayna olarak Türk futbolundaki sorunları yansıtıyor.

Mesela Galatasaray, Şampiyonlar Ligi 2019-2020 Teknik Raporu'na göre;  gol ve isabetli şutta sonuncu olurken, gol denemesinde ise sondan ikinci sırada.
 


Planlama olmadan şampiyonluk yetmiyor

Belki de gerçeklerin daha fazla konuşulmaya ihtiyacı var. Galatasaray'a yakın medyanın gözünde sorunları çözen, ne olursa olsun başarısızlıktan pay verilmeyen Fatih Terim'inden, sürekli kurtarıcı yaratarak ilerlemesi zor Galatasaray'ın. 

Fikret Orman döneminin sorgulanmadığı Beşiktaş'ta, Ahmet Nur Çebi'nin, geçmiş dönemlerin bulanıklığını berraklaştırmadan, başarı yakalaması da mümkün görünmüyor.

Geçmiş borçların,  geleceği esir alması ile sportif başarının zor olduğu ortadayken.

Yönetimsel hatalar ile 10 ay içinde ligin zirvesinden, ligin sonlarına istikrarlı bir şekilde düşen ve koca 2 yıl kaybeden Trabzonspor'un, tekrar aynı noktaya erişmesi zor olacak.

18 transfer yapacak kadar başarısız bir dönemi geride bırakan ve sezonun en başarılı takımı olarak görülen Fenerbahçe'nin, günlük bir başarıdan öte, sürdürülebilir başarılara hangi planlama ile gidecek?

Sadece şampiyonlukla her şeyin düzelmediği bir gerçekken.

Türkiye'de futbol, planlama ve ortak bir akıl ürünü olmaktan çok, kişilerin kariyerlerine odaklı bir şekilde oynanıyor.

Hep bir kurtarıcı aranıyor ve bazen yöneticilerin, bazen teknik adamların ve bazen de futbolcuların form durumlarına göre ya başarı geliyor ya da borç ve zaman kaybı oluyor.

Yıllardır bu şekilde ilerleme sağlayamadı Türk futbolu.

Artık kulüplerin, masaya bir plan ve sistem koyması gerekiyor.

Çünkü sadece şampiyonluk yetmiyor ve zaman da kayboluyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU