Özgür Özel: Erdoğan için geri sayım başlamıştır

"Erdoğan, milletin devlete emanet verilerini bile korumaktan acizdir"

Fotoğraf: AA

CHP'nin, Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğunun sona ermesi ve erken seçim talebini yinelemek amacıyla düzenlediği "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi bu hafta Tokat'ta gerçekleştirildi. Mitingte konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel,  "19 Mart'tan beri sürdürdüğümüz 44'üncü buluşmamızda Tokat'a; haksızlığa karşı, adaletsizliğe karşı omuz omuza vermeye, hep beraber bir mitinge değil, bir eyleme geldik” dedi

“Demokrasi kazananın yöneteceği, yani milletin 'Sen gel' dediğinin başa geçeceği, 'Git' dediğinin gideceği bir rejimdir. Bu rejim bize Atamızdan miras. Sandık bize Mustafa Kemal Atatürk'den emanettir. Çok partili rejim Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu ülkeye kazandırdığı en önemli değerdir” diyen Özel özetle şu ifadeleri kullandı:

Demokrasi ben kazandığımda baş tacı edilecek, kaybettiğinde alaşağı edilecek bir rejim değildir. Milli irade sadece kazanınca kıymetli, kaybedince değersiz değildir. Öncelikle son yerel seçimlerde Tokat'ta yarıştık. Kazanmayı isterdik. Merkezde kazanamadık ancak merkezi Rahmetli Recep Yazıcıoğlu'nun oğlu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu kardeşimiz kazandı. Biz kendisine tebrik ediyoruz. Tokat'ın iradesi baş tacımızdır. Ancak görüyorsunuz 31 Mart seçimlerine kadar hep kazanan, 23 yıldır kazanan, CHP ile '47 yıldır kazanamıyor' diye dalga geçen, 'Sivas'ın doğusunda yoksunuz' diye alay edenlere 31 Mart'ta millet gerekli cevabı vermiştir. Bu genç kadro ile söz verdiğimiz gibi kurulduğu gün gibi bugün de CHP Türkiye'nin birinci partisidir. O gün yüzde 25'lik cam tavanı tuzla buz ettiğimizde çıkıp yaptığımız konuşmada, bundan sonra bunu bir büyük zafer değil, bir büyük ödev olarak gördüğümüzü, bundan sonra daha çok çalışacağımızı, bu seçimin kazananının millet olduğunu, kaybeden kimsenin olmadığını söylemiştik. Bizim 47 yıl boyunca gösterdiğimiz sabrı, 47 yıl boyunca gösterdiğimiz metaneti bırakın 47 ay, 47 gün bile göstermeyen birileri 19 Mart günü darbe girişiminde bulunmuştur.

"Cumhurbaşkanımız Ekrem İmamoğlu'na sahip çıkıyoruz"

İstanbul'un 3 tur üst üste seçilen belediye başkanına ve eğer siz takdir ederseniz, milletimiz takdir ederse bundan sonraki Cumhurbaşkanımıza, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'na darbe yapmışlardır. İşte bu darbe girişimine ilk önce yedi gün, yedi gece Saraçhane'de, sonra Boğaz Köprüsü'nü geçip 2,2 milyon ile Maltepe'de, o günden bugüne de durmadan her çarşamba akşamı darbenin gerçekleştiği çarşamba günü ve devamında direndiğimiz, Saraçhane'de olduğu gibi İstanbul'un bir ilçesinde, her hafta sonu da Anadolu'da bir ilimizde bu darbeye direniyoruz. Ve bu yüzden bugün akşam burada olan sizlerle birlikte, burada bir eylem yaparak, sesimizi duyurarak, seçmen iradesine, sizlerin seçtiklerine, Türkiye'nin geleceğine, gelecekteki Cumhurbaşkanımız Ekrem İmamoğlu'na sahip çıkıyoruz.

'Don afetinin yaralarını bir an önce sarın, çiftçinin zararını derhal karşılayın'

Bundan sonraki süreçte çiftçiden ucuza çıkan malın markette pahalıya satılmasına, millet bizim pazardan boş dönerken, çiftçilerin de banka borçlarının altında ezilmesine olanak yaratan bu kötü, hesapsız kitapsız tarım politikalarını terk edeceğiz. Artık öyle bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz ki sonuncusu gibi çiftçiye 'Al ananı da git' diyen değil, birincisi gibi 'Çiftçi milletin efendisidir' diyen biri olacak.

Maalesef benim memleketim Manisa ile birlikte Tokat, geçtiğimiz nisanda yaşanan don afetinden en çok zarar gören kentlerden biri oldu. Buna karşı çok uğraşıldı. Bir komisyon zorla kuruldu. Komisyon çalışıyor ama bir an önce zararın karşılanması lazım. Hükümet asla parmağını oynatmıyor. Bu komisyon eksikse, vurmak üzere, dikkat çekmek üzere, tespit yapmak üzere çalışıyor. Ancak ödemelerin yapılması için asla parmaklarını oynatmayan iktidar, komisyonun arkasına sığınıyor. Buradan Tarım Bakanı'na, Maliye Bakanı'na ve Erdoğan'a sesleniyorum: Don afetinin yaralarını bir an önce sarın, çiftçinin zararını derhal karşılayın.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Tokat ve çevresinin yüzde 46'sı madenlere ruhsatlanmış durumda"

Dudak uçuklatıcı şekilde Tokat ve çevresinin yüzde 46'sı madenlere ruhsatlanmış durumda. Ormanların yüzde 44'ü, tarım alanlarının yüzde 27'si, meraların yüzde 56'sı madenciliğe açıldı. Tokatlının derdini çözmek için devlet elini uzatmazken, Tokatlının merasına, tarlasına, ormanına el atanlar var. Buna karşı direnen, karşı çıkan çevrecilerin karşısına jandarmamızı dikenler var. Biz hep birlikte Tokat'ı, ormanını, merasını, insanını savunmaya devam edeceğiz.

Antik kentlerinin eşsiz yaylalarının, enfes mutfağının turizme yeterince açılmaması da büyük bir eksiklik. Türk-İslam medeniyetinin ilk medreselerinden tutun Sebastopol'e kadar turizmle, bacasız sanayi, buraya dünya kadar yatırım, dünya kadar döviz getirecekken, Tokat'ı bunlardan mahrum bırakan beceriksiz yönetime hep birlikte son vermeye hazır mısınız? Bunu gerçekleştirecek olan iktidarı başa getirmeye hazır mısınız? Biraz önce mektubunu okuduğunuz Ekrem Başkan'ın, işte burada resmi beyaz gömleğiyle kolları sıvamasına hazır mısınız?

"CHP olarak Filistin için en sert, en net tavrın gösterilmesini bekliyoruz"

Bugün bütün belediye başkanlarımızın Tokat'tan ricası, beklentisi, cep telefonlarının ışıklarını Filistin'de açlıktan ölen çocuklar için yakmanızı bekliyoruz. Bütün telefon ışıklarını Filistin'deki masum çocuklar, kadınlar, bebekler için yakmanızı bekliyoruz. Onlar da Silivri'deki hücrelerinden eşlik ediyorlar size. Filistin için Türkiye’nin neresinde kim ışık yakıyorsa doğru yapıyor. Ama kimin babası Trump’tan korkuyorsa, ülkenin menfaatleriyle Filistin’in menfaatleri ve Trump’ın menfaatleri arasında sıkışıp kalıyorsa, Trump 'Gazze’ye otel yapacağım' deyince susuyorsa, günlerdir açlıktan ölen Filistinli çocuklar için esaslı bir tavır koymuyorsa, o da yanlış yapıyordur. Biz CHP olarak Filistin için en sert, en net tavrın gösterilmesini bekliyoruz. Bunu yapacakların arkasında, yapamayan korkakların tam karşısında duracağız.

"Ermenistan’la Azerbaycan üzerinden Amerikan çıkarına anlaşma yapılıp Türkiye’nin seyirci kalması kabul edilemez"

Azerbaycan-Ermenistan arasındaki anlaşmadan elbette memnuniyet duyacağız ama oradaki anlaşma Zengezur Koridoru üzerinden Türkiye'yi Kafkaslara bağlayan ve Türkiye açısından büyük bir stratejik üstünlük, yumuşak güç performansı sağlayacak bir meseleyken masaya Trump’ın oturması, Ermenistan’la Azerbaycan üzerinden 99 yıllık Amerikan çıkarına anlaşma yapılıp Türkiye’nin seyirci kalması kabul edilemez. Erdoğan’ın, 'TikTok’çu Hakan'ın dış politikadaki fiyaskolarından bu millet bıkmıştır. Türkiye bıkmıştır.

"Artık Erdoğan için geri sayım başlamıştır"

Tayyip Erdoğan sokağa çıkabiliyor mu? Pazarda dolaşabiliyor mu? Esnafa gidip 'İşler nasıl?' diyebiliyor mu? Emekliye sahip çıkıyor mu? Asgari ücretliye, Tokatlı üreticiye, çiftçiye sahip çıkıyor mu? O zaman, Tayyip Erdoğan’la bizim bir işimiz yok. Artık Erdoğan için geri sayım başlamıştır. Kendisine Tokat’tan sesleniyoruz: Daha fazla kaçamazsın. Emekli 'Tabuta girdim' diyor. Görmezden gelemezsin. Tokat senden bıkmış. Daha fazla kaçamazsın. Erken seçim istiyoruz. Seçim sandığını istiyoruz.

"Erdoğan, milletin devlete emanet verilerini bile korumaktan acizdir"

Karşımızdakiler o kadar beceriksiz ki Milli Savunma Bakanlığı’nın, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın bile verilerini iki tane hackera çaldırdılar. Erdoğan, milletin devlete emanet verilerini bile korumaktan acizdir. TikTok’çu Hakan, ülkenin dış politikada çıkarlarını savunmak yerine Kuzey Kıbrıs’ın tanınması için adım atamamış, Türk Cumhuriyetleri'nin Güney Kıbrıs’ı tanımasını bile engelleyememiştir. TikTok’çu Hakan, Trump’tan korkmakta, Tayyip Erdoğan’a karşı sessiz kalmakta ama Erdoğan sonrası için hayal kurmaktadır. Buradan TikTok’çu Hakan’a sesleniyorum: Erdoğan’dan sonra sen yoksun. Millet var. Milletin iktidarı var. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı var.

"Bize 'DEM’leniyorsunuz' diyenler, terör örgütü lideriyle beraber pazarlığa oturdular"

Erdoğan, 25 Mart 2024 günü, yani 31 Mart seçimlerinden 6 gün önce buraya gelip bir konuşma yaptı. O konuşmada Cumhuriyet Halk Partisi’ni '3-5 belediye almak için DEM’le ittifak yapmakla' suçladı. 'Talimatı Kandil’den alıyorlar' dedi. Geçtiğimiz süreçte Cumhuriyet Halk Partisi’nin hiçbir yerden talimat almadığı gibi Türk ile Kürt’ü, Alevi ile Sünni’yi asla ayırmadığını, bu ülkedeki her etnisiteye, her mezhebe saygı duyduğunu, Türkiye ittifakıyla herkesi kucakladığını hep söyledik, hep gösterdik. Geçtiğimiz günlerde, belediyelere birer tane Kürt kökenli vatandaş girdi diye 'DEM’leniyorsunuz' diyenler, terör örgütü lideriyle beraber pazarlığa oturdular. İki yıl süren müzakerelerin sonuçları ortaya çıktı.

"CHP olarak her zaman olduğu gibi asla kapalı kapılar ardında pazarlık yapmadık"

Cumhuriyet Halk Partisi olarak her zaman olduğu gibi asla kapalı kapılar ardında pazarlık yapmadık. Ama 'Silah susacak, kan duracaksa; şehit aileleri, gaziler rıza gösterecekse; terör bitecek, teröre giden para bu millete gelecekse o zaman adres Meclis’tir' dedik. Şimdi Meclis’te kurulan bir komisyonda bazı aklıevveller bize 'Komisyonda olmayın' diyor. Buradan Tokat’tan, hepinizin gözünün içine baka baka söylüyorum; kimse CHP’nin içinde olduğu komisyondan korkmasın. CHP’nin olmadığı yerden korkun.

Geçtiğimiz gün komisyona Milli İstihbarat Teşkilatı geldi, sunum yaptı. MİT mensubu gizlidir. Bize de geldiklerinde envai çeşit tedbir alıyorlar, haklarıdır. Yüzü görünürse hedef olurlar. Bu toplantıyı sanki komisyonun bütün toplantıları gizli olacakmış gibi gösterenler var. Açıkça ifade ediyorum: Cumhuriyet Halk Partisi’nin olduğu yerde kimse milletten bir şey kaçıramaz, gizleyemez.Yarında

n sonra Türkiye’deki üç büyük şehit ailesi ve gaziler derneğiyle, onların üst yapılarıyla bir kez daha beraber olacağız. Her şeyi konuşacağız. Herkes şunu bilsin: Cumhuriyeti kuran partiden, 100 yıl önce Kürt ve Türk’ün omuz omuza savaştığı Kurtuluş Savaşı’nı veren partiden kimse ne ayrılık ne Cumhuriyet’e ihanet ne de Türkiye’ye bir haksızlığa sessiz kalma beklemesin. Cumhuriyet Halk Partisi buradadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi buradadır.

"AK Parti’nin kara düzeni devleti çürütmüştür"

Bütün endişelere hak vererek ama büyük bir özgüvenle, ne yaptığımızı bilerek buradayız. Birilerinin planlarıyla bizim geçmişteki gibi yalnızlaşmamızı, yüzde 20’lere 25’lere sıkışmamızı ve kendilerinin de istediği gibi fincana katmasını hesap edenlerin hesabı boşa çıkmıştır, çıkacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi, kurulduğu günde de son girdiği seçimde de bütün anketlerde de Türkiye’nin 1. partisidir. Karşımızda devleti yönetmeyen, yönetemeyen, artık bir devletsizlik kriziyle ülkeyi oradan oraya savuran bir iktidar var. Bozuk düzende sağlam çark olmaz.

AK Parti’nin kara düzeni ile karşı karşıyayız. AK Parti’nin kara düzeni devleti çürütmüştür. AK Parti’nin kara düzeni devleti değil, algıyı yönetmekle meşguldür. AK Parti’nin kara düzeni hastayı hastanede müşteri yapmıştır. AK Parti’nin kara düzeni öğrenciyi okulda müşteri yapmıştır. AK Parti’nin kara düzeni milleti fakirleştirmiş, gençleri umutsuzlaştırmıştır. Çevreyi katletmiştir. Orman yangınlarına engel olamamıştır. Asker ölümlerine, genç ölümlerine, kadın ölümlerine engel olamamıştır. AK Parti’nin kara düzeni, adaleti militanlaştırmış, hakimi savcıyı yandaşlaştırmış, vicdan terazisinin ayarını bozmuş, milleti çıldırtmış, milletin sabrını taşırmıştır."

 

ANKA 

DAHA FAZLA HABER OKU