Nayib Bukele'nin karanlık labirenti: El Salvador nereye gidiyor?

Umut Berhan Şen Independent Türkçe için yazdı

Nayib Bukele, X'te kendine "dünyanın en havalı diktatörü" dediğinde, bu bir şakadan öte, bir meydan okumaydı.

El Salvador'un çete bataklığına saplanmış sokakları, onun demir yumruğuyla sessizliğe gömüldü; 2022'de cinayet oranları yüzde 56,8 düşerek 496'ya geriledi.

Bitcoin, devlet kasasında 268 milyon dolarlık yatırımdan 305 milyon dolar kâr yazdı.

Ama bu parlak tablonun gölgesinde bir soru yankılanıyor:

Güvenlik, özgürlüğün bedeli olabilir mi? 
 

Nayib Bukele / Fotoğraf: Reuters
Nayib Bukele / Fotoğraf: Reuters

 

Bukele'nin 2022'de başlattığı "istisna hali", 85 binden fazla çete şüphelisini demir parmaklıkların ardına gönderdi.

Tecoluca şehrindeki maksimum güvenlikle örülü CECOT, 40 bin mahkumla dolup taşan bir mega hapishane.

Şiltesiz ranzalar, havalandırmasız hücreler, aile ziyaretlerinin hayal olduğu bir beton cehennem.

İnsan hakları örgütleri, burayı "kara delik" diye anıyor.

Keyfi tutuklamalar ve işkence iddiaları durmaksızın yükseliyor.

Ama El Salvador'un mahallelerinde, çete korkusuyla büyümüş insanlar, ilk kez rahat nefes alıyor.

Bukele, 2024 seçimlerinde oyların yüzde 85'ini toplayarak bu memnuniyeti sandığa taşıdı. 


Tabii bir de Bitcoin meselesi var.

2021'de El Salvador'u, Bitcoin'i resmi para birimi yapan ilk ülke ilan ettiğinde, dünya kaşlarını kaldırdı.

Bukele, "Bitcoin Şehri" hayalleri kuruyor, kripto yatırımcılarına vatandaşlık vadediyor.

305 milyon dolar kâr, bu riskli hamlenin şimdilik tuttuğunu gösteriyor.

Ama bu, yoksul bir ülkeyi teknoloji sahnesine taşıyacak bir vizyon mu, yoksa popülist bir kumar mı?

44 kalkınmakta olan ülkeyle kripto görüşmeleri yapan Bukele, küresel sahnede adından söz ettiriyor. 

Fakat madalyonun öteki yüzü karanlık.

Bukele'nin partisi, anayasayı 3 saatte değiştirip başkanlık süresini 6 yıla çıkardı, yeniden seçilme sınırını kaldırdı.

2020'de 40 askerle meclise girip vekilleri tehdit etmesi, otoriterlik suçlamalarının sembolü.

Gazeteciler ve muhalifler ya susturuluyor ya da kaçıyor.

En az 100 insan hakları savunucusu sürgünde.

Bukele, uluslararası arenada da sert oynuyor. ABD'yi çetelerin haklarını savunmakla suçlarken, Fas'ta sağlık projeleri için el sıkışıyor, başka ülkelerle bağlarını güçlendiriyor. 

Bukele'nin El Salvador'u bir paradoksu yaşıyor. Çetelerin zincirlerini kırarken, demokrasinin zincirlerini takıyor olabilir.

Halk, CECOT'un soğuk hücrelerinde hapsolan çete üyelerini alkışlıyor ama özgürlüğün erozyonu, sessiz bir bedel.

Bukele'nin "havalı diktatör" maskesi, karizmatik bir liderin mi, yoksa gücü tekeline alan bir figürün mü yüzü?

Soru şu: Güvenlik, özgürlükten vazgeçmeyi haklı çıkarır mı? 

El Salvador'un sokakları artık daha güvenli, ama bu sükûnet ne kadar sürecek?

Bukele'nin modeli, çaresiz toplumlar için bir reçete gibi görünebilir; ama özgürlüğün fiyatı ödendiğinde, geriye ne kalır?

CECOT'un beton duvarları, sadece çete üyelerini mi hapsediyor, yoksa bir ulusun geleceğini mi?

Bukele'nin hikâyesi, zafer naralarıyla mı bitecek, yoksa sessiz sokaklar yeniden çığlıklarla mı dolacak? 

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU